Neredeyse Türkiye'nin çoğunluğunun bu mezhepten olduğunu ileri sürecek ifadeler kullanırlardı.. Aynı kısır tartışma, Kürt nüfusunda da tekrarlanır. Alevi-Sünni tartışmasında değilim. Türk-Kürt tartışmasında da değilim. Ama hayali rakamlarla, insanları etki altına alma girişiminde bulunanlara da bir hatırlatma yapmamız gerekir...

Danıştay'daki-Yargıtay'daki eski sistemin kadrolaşmasını ima ederek, “Yüksek yargıda ne kadar çok Alevi üye var” denildiğinde, hemen lafa girip, “Türkiye'de 25 milyon Alevi var” diye söze başlıyorlardı.
Yani demek istiyorlardı ki, ülke nüfusuna oranladığınızda, Danıştay'ın-Yargıtay'ın yarısının belli bir mezhepten olmasında bir sakınca yoktur.

Türkiye'de Alevi nüfus sayısının ne kadar olduğunu, nasıl tesbit edeceksiniz ki?
Tesbiti mümkün olmadığı için de, işkembeden atıyorlardı işte..

Kamuoyunda Alevilik üzerine küçücük bir tartışma olsun.. Alevi dernekleri hemen basın açıklamaları için sıraya girerlerdi: “Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan Alevilerin...” diye mevzuya girip, neredeyse Türkiye'nin çoğunluğunun bu mezhepten olduğunu ileri sürecek ifadeler kullanırlardı..
Aynı kısır tartışma, Kürt nüfusunda da tekrarlanır.

“Türk müydü, Kürt müydü” diye bir tartışma mı çıktı.. Hemen birileri ortaya çıkar, “Türkiye'de yaşayan 30 milyon Kürt nüfusun varlığını inkar edenler...”
Alevi-Sünni tartışmasında değilim.
Türk-Kürt tartışmasında da değilim.

Ama hayali rakamlarla, insanları etki altına alma girişiminde bulunanlara da bir hatırlatma yapmamız gerekir.

İşte o hatırlatmanın, tam zamanı.

Hemen belirteyim, tartışmayı bu noktada açan, ben değilim..
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin açtı konuyu....
Ne dedi Gürsel Tekin?

Aynen şunları dedi: “2 puan genel başkanın Alevi olduğunun işlenmesinden, 2 puan da ... kaybettik. Bunlar halen CHP'de sayılması gereken geçici kayıplardır...”

Gürsel Tekin'in hiçbir açıklaması olmasaydı da, benim 12 Haziran seçim sonuçları alındıktan sonra Alevi istismarı yapanlara cevap verme hakkım vardı ve “Aleviler, kendilerinden bir genel başkan varken, başkalarına mı oy verdiler ki, CHP'nin oyu 11 milyonda kaldı” diyebilirdim ama..
Yine de bu konuyu gereksiz bulduğumdan, bu cevap hakkımı kullanmamıştım.
Şimdi Gürsel Tekin'in, genel başkanlarının Alevi olmasının oy kaybına sebep olduğu açıklamasının sonrasında, bu konuyu gündeme getirmek, zorunlu oldu.

Ne kadar oy almış, CHP?
11 milyon..
Nerede 25 milyon Alevi?

Yoksa, Alevi genel başkan varken, sol çizgiden CHP varken, kalkıp; AKParti'ye mi oy verdi Aleviler?
Ne dersiniz?
Bana sorarsanız, bundan sonra kalkıp da, “Türkiye'de 25 milyon Alevi var” mavalını tekrar ağızınıza almayın.

Bu ülkede Alevi de var, Sünni de.
Alevilerin de temel hakları var, Sünnilerin de..
Ama lütfen, ikide bir “Alevi.. Alevi.. Alevi..” demeyin..

Bazı arkadaşlar, “25 milyon Alevi sayısının toplam nüfus olduğu, 11 milyonluk oy sayısının ise, sadece 18 yaşını dolduranlar olduğu”nu söyleyecektir!

Hesabı nasıl yaparsanız yapınız, 11 milyon oyun karşılığı, 25 milyon Alevi nüfus olmaz. Olamaz.
Zira, CHP‘ye, ateistlerden hiç mi oy gitmedi? Sünnilerden hiç mi oy gitmedi?

Aynı itirazlarımı, Kürt nüfus üzerinden istismara kalkışanlara da söylüyorum.
Kürtler üzerinden politika geliştiren partinin desteklediği adayların aldığı toplam oy, 3 milyon.

Hani nerede 30 milyon Kürt?

“Kürt nüfusu 30 milyon değilmiş. Öyle ise, Kürtlere şu şu hakları vermemek gerekir” iddiasında değilim. Velev ki 3 kişi olsunlar, temel haklardan yararlanmaları, devletin en asli görevidir.. Ama lütfen, sayı üzerinden kimseye dayatmada da bulunulmasın.. Kürt nüfus üzerinden, Kürtçülük istismarı yapılmasın.
Anadilin öğrenimi denildiğinde, “Elin gavurunun dili olan İngilizceyi öğreniyoruz da, kendi ülkemizin insanlarının, dindaşımız Kürtlerin dilini öğrenmeyi niye yasaklıyoruz” deriz, bunu en tabii hak olarak görürüz.

Ama, “Kürtlere zulüm yapılıyor. Kürtlerin önderine özgürlük istiyoruz. Kürtçe ezan hakkı istiyoruz. Bunlar bizim hakkımız. Bu ülkenin yarısı Kürt. Kürtlerin özgürlüğünü istediği kişi, niye serbest bırakılmıyor? Niye Kürtçe ezan okunmuyor” denilirse, bunlara da “Dur baba hele” dememiz boynumuzun borcudur.
Bilmem anlatabildim mi?