AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 10-02-2009, 07:48   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Hasan Aksay "İbret alan yok mu zannediliyor?"
İbret, iyiliği-kötülüğü somut olarak görmek, iyiliğe yönelmek; kötülükten, zulümden nefretle uzaklaşmak, zulmü ve çirkinlikleri ortadan kaldırma gayretine girmektir.
Okullar açıldı. Üniversiteler eğitime başladı. Öğrenciyi okula sokmama zulmü yine sahnede. İnsanlık vicdanı, İsrail zulmünü yaşar gibi görüp yaşıyor.
İslam’ın güzelliği, Müslüman ülkelerin sömürgelikten kurtulup, dünyanın BM’den sonra en büyük devletler topluluğunu meydana getirerek dünya sahnesine çıkması, İslam düşmanlarını kin ve öfkede şaşırttı. Müslümanların okuma ve kendilerini geliştirme haklarından iş edinme hukukuna kadar bütün insan haklarını gasp etmeye, peşin suçlu olarak fişlemeye kalkışarak, akıl, vicdan ve insanlıkla savaşa girdiler. Roma’nın Hıristiyanlara zulmü, aynı akılsızlık ve zalimlikle 21. Asırda Müslümanlara karşı yenilenmek isteniyor. Anlamıyor, görmüyor ve bilmiyorlar ki, akıl, vicdan ve insanlıkla savaş, Roma’yı Hıristiyanlara teslim etti. Hitler’i yok etti. Zulmün menzili kısa, sonu uçurumdur.
Batı ülkeleri, Bush öncülüğünde, İslam ülkelerine bomba yağdırdı, yağdırıyor. Guantanamo’yu işkence ve korku sembolü yaptı. Zulmün, insanlık vicdanında ıstırap ve ibretle takip edildiğini görüp anlamamak insanlık fıtratına uzaklık ve insanlıktan mahrumiyettir. Felaket doğuran ve doğuracak olan büyük felaket budur.
İslam’ı merak eden, şartlanmışlıktan, kin ve hasetten uzaklaşabiliyor, üç günlük çıkar kaygılarını aşabiliyorsa, İslam’da kendi fıtratını bulmaktadır. Ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk olmanın yüceliği ve ölümsüzlüğünü, ölümle biten bu üç günlük hayattan, “üstün değeri” sunan ve insanı, bu değerler üzerine oturtan İslam’dır. Müslüman böylece, hiçbir değere satılmayan bir ahlak ve seviye kazanır. Bütün bu realitelere rağmen:
Halkının % 98’i Müslüman denen ve hatta ölülerinin % 99’u Müslüman mezarlığına gömülen Türkiye’de çocukların, her şeyi öğrenmeleri serbest, yalnız İslam’ı öğrenmeleri kanunla yasak. Büyüklerin, dini sorumluluklarını yerine getirerek okumaları, iş sahibi olmaları, kendi devlet kurumlarında görev almaları fiilen, kanunsuz yasaktır. Böyle bir rezalet, kafir de olsa eğer bir gizli örgüt mensubu olarak akıl ve vicdanını evrensel teşkilatına teslim etmemişse akla ve vicdana sığmaz. Akıl ve vicdanla sürdürülen bu kavgada, hiç şüphe yok ki zafer, zulmün değil insanlığın olacaktır. Firavun’lar, Neron’lar, Hitler, Bush... Hiçbir zalim insanlığı yok edememiştir. Akıl ve vicdansız insanlık olmaz. Akıl ve vicdanını çıkar uğruna kiralayanlar da insan değildir.
Geçen asırlarda zulüm, iletişimsizlikle ya karanlıkta kalıyor veya güçle, maskeyle gizlenebiliyordu. Şimdi iletişim asrı. Bütün gizlenme çabaları kendilerini rezil ediyor. Akıl, mantık ve vicdanın, insan haklarını tanımayan bu zulümlere tepki göstermemesi, aklın ve vicdanın inkarı bir imkansızlıktır. Adam küçücük ve üç günlük bir imkan, yetki, makam sahibi olunca 15 asırdır bir harfi değiştirilememiş olan Kur’an-ı azim-ü-şanı, kuş beyniyle tahrife kalkışıyor, tamim ediyor. Bu nasıl olur? Herhalde ancak, aklını ve vicdanını bir yerlere kiraya vermekle oluyor.
Hiçbir akıl, söz ve izah, aklın ve vicdanın değerini bu tür vicdansızlık ve zulümler derecesinde anlatamaz da onun için gerekiyor. Demek ki fert ve toplum olarak, kısa bir süre daha bu seviyede bir anlatıma ihtiyacımız var. Ama tarih, özgürlük, akıl ve vicdanın değerini anlamak için, zulmün ve vicdansızlığın anlatmasına ihtiyaç duyma süresini, milletlerin kısaltmak için azami gayret göstermeleri gerektiğini ihtar ediyor. “Aksi takdirde zillete düşer” diyor. İnsanlar köleleşir, geri kalır. Başka milletler ileri gider.
Devlet, hiyerarşik bir yapıyı zaruri kılar. Herkesin yerinin ve yetkisinin belli olmasında mutlak zaruret vardır. Anarşiye ve çok başlılığa devlette değil, bir şirkette dahi yer yoktur. Bir memur amirinin, amirinin amiri milli irade temsilinde zirvenin meşru yaşantısına, “İslami” diye tavır koyabilir, adeta fiili talimatta bulunabilir mi? Avrupa’da, Amerika’da, İspanya’da, Çin’de, Ma Çin’de, dünyada böyle bir devlet var mı? Yok. Olur mu? Olmaz. Öyleyse?
Milletçe, aklımız, vicdanımız, vatan ve millet sevgimizle düşünmeye, görmeye, bilmeye ve tedbire mecburuz!..










vakit

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi