AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-09-2011, 23:46   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Hasan Bülent Kahraman - CHP'nin Esbab-ı Mucibesi
Hasan Bülent Kahraman



CHP'nin esbab-ı mucibesi


Öncelikle şunu belirteyim: Meclis'te yemin etmeyerek ama genel kurula girerek Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi Baykal karşısında önemli bir gerileme yaşamıştır. Meclis'e girmemek düşüncesi Baykal'ındı. BDP tarafından çok daha anlaşılabilecek nedenlere dayalı boykot kararı ortaya çıktığı, daha doğrusu uç verdiği andan itibaren Baykal, CHP'nin de Meclis'e karşı tavır alması gerektiğini savunmaya başladı. Bu politikayı yavaş yavaş ama kararlı bir biçimde oluşturdu.

Kılıçdaroğlu'nun yaklaşımı ise bir orta yol bulma konusunda ne kadar çırpındığını gösteriyor: Meclis'e girilecek ama yemin edilmeyecek. Bu "yumuşatma" çabasına rağmen Kılıçdaroğlu'nun Baykal'a karşı önemli bir mevzi yitirdiği belli. Baykal, partinin genel başkanı gibi bir politika oluşturdu ve onu uygulattı.

Bunu gündelik politikanın bataklığına saplanmak için değil, Türkiye'de seçim sonrasında ortaya çıkan durumu daha iyi görmek ve değerlendirmek için kaydediyorum. O durum şudur: 2011 seçimleri Türkiye'de statüko ve yenilik bakımından bir kavşak meydana getirmiştir. Bütün eksiklerine, yetersizliklerine ve iç sorunlarına rağmen, ideolojik sürçmelerine rağmen bu seçimde halk AK Parti'yi oylarken, statükonun devamına karşı belirli bir modernleşme ve dolayısıyla dönüşüm kararını da onaylıyordu. 12 Eylül 2010 referandumundan beri devam eden eğilim budur. Bu oluşumu da yargı reformu, YAŞ dönemindeki tutum, Ergenekon davaları ve yeni anayasa iradesi hazırlamıştır. Kürt meselesinin çözümünü de halkın bu çerçeve içinde mütalaa ettiği açıktır. Hatta bu çözümün AKP-BDP arasında cereyan etmesi gerektiğini de gene seçmen oylarıyla işaret etmiştir.

Böyle bir dokunun oluştuğu şu dönemde CHP'nin konumunu dramatik diye nitelendirmemek olanaksız. Nasıl olmasın? Parti, seçimlere, geçmişini unutturmayacak ve 2007 öncesi dönemin siyasal polarizasyonunu yaratan Baykal politikalarını hatırlatacak sembolik isimlerini aday yaparak girdi. Yetinmedi, Ergenekon sanıklarını Meclis'e taşıdı. Yetinmedi, Demirel ve Cindoruk'tan destek aldı. Yetinmedi, Karakaş, Sağlar gibi isimleri dışlayıp Süheyl Batum gibi isimlere alan açtı.

Böyle bir dönemde Baykal'ın öne çıkması tesadüf değil. Baykal, 2002 sonrası dönemin vahim siyasal kimliğidir. Hatta bütün siyasal hayatının bir vahamet olduğunu öne sürmek de bana göre mümkün. Neredeyse kılı kılına 40 yılı bulan siyasal hayatında olumlu, yapıcı ve üretken tek şey bulmak imkânsızdır. Tersine, Baykal, gitgide daha kötüleşen bir siyasal çizgide hareket etmiş ve 1992'de CHP'nin yeniden açılmasından sonra şimdi akıllardan çıkmış ama lime lime dökülen bir tarihin kahramanıdır. Yanı sıra Baykal, 2002 sonrasında da siyaseti tam bir çıkmaza sürüklemek için elinden geleni yapmıştır. Asıl sorun o dönemdedir. Çünkü 2007 seçimleri öncesinde statükoyla ittifaka giren odur. Aynı şekilde 367 rezaletini hem savunan hem de ondan medet uman gene Baykal olmuştur. Kısacası geleneksel bürokrasi müttefiki CHP'nin doktriner yapısına sahip çıkıp sadece laikçi bir anlayışla siyaset yapılabileceğini öngörmüş ve yanılmıştır.

Peki, Baykal'ın yeni dönemin başında "hareketlenmesi" sadece kendi siyasal ihtirasının bir uzantısı diye görülebilir mi? Buna evet denemez. Baykal da daha fazla bir yere gidemeyeceğini apaçık fark ediyor. Fakat, CHP'ye yapılan, onun da kabul ettiği tasarım ona bir kere daha görev yüklüyor. Kılıçdaroğlu'nun ideolojik kararsızlığı ve siyasal zihin bulanıklığı nedeniyle gerek anayasa değişikliği gerekse Kürt konusunda zaman zaman uzlaşmacılık izleri taşıyan eğilimleri oturduğu koltuğu onun için bir hayli dikenli hale getiriyor. Baykal bu dengesizliğe yükleniyor. Yeniden genel başkan olmayacaktır belki ama onun manipülasyonunda bir yeni isim arayışına niçin girilmesin? Üstelik eski müttefiki Gürsel Tekin'le de Kılıçdaroğlu arasında soğuk rüzgârlar eserken... Kısacası CHP bir sistem partisi olmakla olmamak arasındadır.

İşte budur Meclis'e girip yemin etmemesinin esbab-ı mucibesi!

Kaynak:
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/kah...sbabi-mucibesi

Sabah 29.06.2011

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta