HASAN CELAL GÜZEL "Siyasette dalaverecilik devri kapandı" - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 11-06-2009, 21:36

Siyasette en önemli vasıf dürüstlük ve yüksek siyasî ahlâktır. Siz bakmayınız aksini savunanlara, siyaset bir fazilet mücadelesidir. Siyasî hayatım boyunca dürüstlükten ve prensiplerimden tâviz vermedim. Yüce Allah da her türlü makam, mevki ve hizmeti nasip etti. Genç siyasetçilere tavsiyem, doğruluktan, dürüstlükten ve erdemli siyasî mücadeleden aslâ vazgeçmemeleridir.
Yalancılığı, hırsızlığı, yolsuzluğu ve dalavereciliği siyasetin icabı kabul edenler, sonunda çok acı şekilde yanıldıklarını görürler. Siyaset cambazlarının bir gün mutlaka ipliği pazara çıkar. Allah doğruların yardımcısıdır.
***
Türkiye’de, özellikle 19. asrın başlarından itibaren siyasette dalaverecilik, dürüstlüğün ve idealizmin önüne geçmeye başlamıştır. III. Selim ile başlayan ehliyetli yöneticiler zinciri 1909’da II. Abdülhamid’in hâl edilmesiyle son bulmuş; Yeni Osmanlılar, Jöntürkler ve nihayet İttihatçılar, dalavereci siyasetleriyle koca İmparatorluğun kısa sürede batmasına sebep olmuşlardır.
Atatürk’ün liderliğindeki Millî Mücadele’den sonra CHF’nin (Cumhuriyet Halk Fırkası) kurulmasıyla Cumhuriyet döneminde de İttihatçı fırkacılığın/particiliğin önü açılmıştır. Tek parti hegemonyasını kuran CHF, Atatürk’ün arzu etmesine karşılık çok partili demokratik rejime geçilmesini engellemiş ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı sudan bahanelerle kapattırarak, Atatürk’ün vefatından sonra Şeflik Dönemi’nin ideolojik tek parti tahakkümünü başlatmıştır.
14 Mayıs 1950’de başlayan DP dönemine, Başbakan Adnan Menderes’i milletin sevgilisi yapan icraatı mührünü vurmuş; lâkin İnönü’nün ve CHP’nin tahammülsüzlüğü neticesinde tek parti döneminin ayak oyunları yeniden başlamış; CHP’nin tahrikiyle demokratik rejim kesintiye uğratılarak 27 Mayıs utancının yaşatılmasına yol açılmıştır.
Bu arada DP’nin ve merhum Menderes’in mirasına oturan Demirel, milletin değerlerini istismar ederek uzun süre iktidarda kalmayı becerebilmiştir. Ancak ilkeli ve cesur bir siyaset takip edemediği için, antidemokratik müdahalelere karşı direnememiş ve her defasında şapkasını alıp gitmiştir. Merhum Özal dönemine kadar siyasette dalaverecilik esas yöntem olarak devam etmiş; Özal’ın başlangıçtaki samimî ve doğrucu hâli de, Mesut Yılmaz’ın siyasî oyunlarıyla ANAP’ın yıkılmasına engel olamamıştır.
***
Niyetim övünmek ya da siyasî tarih özeti yapmak değil... Lâkin geçen gün ANAP’ın kendini feshederek DP’ye katılması üzerine bu durum değerlendirmesinin yapılmasını yararlı gördüm.
ANAP’ın DP ile birleşmesi, Menderes ve Özal’ın temiz ve sevilen isimlerinin istismar edilmek istenmesinden başka bir mânâ ifade etmez. Zira DP ölü doğmuş bir partidir. Siyasî arenada hiçbir şansı yoktur. DYP/DP’yi büyük göstermeye pek meraklı SONAR kamuoyu araştırma şirketi bile DP oylarının yüzde 2’nin altında olduğunu söylemektedir.
DP, siyasî dalavereciliğin son temsilcisidir. Ön plânda eski Demokrat Parti’nin ve Anavatan Partisi’nin isimleri ile Menderes ve Özal istismar edilecek; arka plânda ise Ergenekon ve darbecilerle ilişkili masonik Encümen-i Dâniş gibi gizli kapaklı kuruluşlar rol oynayacaktır. Arada da, artık milletin maskelerini indirerek gerçek yüzlerini ortaya çıkardığı Hüsamettin Cindoruk, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz gibi yıpranmış politikacılar bulunacaktır. Bu kişiler halkın nezdinde ne kadar yıprandıklarını çok iyi bildikleri için Süheyl Batum, Sabih Kanadoğlu gibi Ergenekon savunucusu ulusalcıları perdenin önüne yerleştirmeyi plânlıyorlar. Lâkin bu konuda da şaşırmış durumdalar; zira adı geçen kişilerin merkez-sağ tabanla hiçbir münasebetleri yoktur. Bunlar olsa olsa CHP Genel Başkanlığına aday olabilirler.
Zaten, bir müddet ortalıkta dolaştıktan sonra Cindoruk DP’sinin, kapısını son çalacağı yer CHP olacaktır.
***
Artık dalavereci politikacının ve yozlaşmış politikanın sonuna gelinmiştir. Yeni nesil siyaset adamları, dürüst, ilkeli ve erdemli olmak zorundadır. Artık askerle oynayarak, adam satın alarak, hileyle, dalavereyle, yalanla, dolanla yapılan politika tesirini kaybetmiştir.
Açık toplumun kurulması, küreselleşme, demilitarizasyon, şeffaflaşma ve bilgi toplumunun hâkimiyeti, Cindoruk-Demirel-Yılmaz benzeri politikacıların, bir daha gelmemek üzere sahneyi terketmelerini sağlamıştır.
Tecrübesizlikten ve samimiyetten doğan bazı hatâlar yapılsa da, artık toplumumuz genç, cesur ve prensip sahibi politikacıları tercih etmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının sırrı da budur.
Riyakâr, dalavereci, oynak politikacıların bu memlekete vereceği bir şey kalmamıştır

11-06-2009, 21:36	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	HASAN CELAL GÜZEL "Siyasette dalaverecilik devri kapandı" Siyasette en önemli vasıf dürüstlük ve yüksek siyasî ahlâktır. Siz bakmayınız aksini savunanlara, siyaset bir fazilet mücadelesidir. Siyasî hayatım boyunca dürüstlükten ve prensiplerimden tâviz vermedim. Yüce Allah da her türlü makam, mevki ve hizmeti nasip etti. Genç siyasetçilere tavsiyem, doğruluktan, dürüstlükten ve erdemli siyasî mücadeleden aslâ vazgeçmemeleridir. Yalancılığı, hırsızlığı, yolsuzluğu ve dalavereciliği siyasetin icabı kabul edenler, sonunda çok acı şekilde yanıldıklarını görürler. Siyaset cambazlarının bir gün mutlaka ipliği pazara çıkar. Allah doğruların yardımcısıdır. * Türkiye’de, özellikle 19. asrın başlarından itibaren siyasette dalaverecilik, dürüstlüğün ve idealizmin önüne geçmeye başlamıştır. III. Selim ile başlayan ehliyetli yöneticiler zinciri 1909’da II. Abdülhamid’in hâl edilmesiyle son bulmuş; Yeni Osmanlılar, Jöntürkler ve nihayet İttihatçılar, dalavereci siyasetleriyle koca İmparatorluğun kısa sürede batmasına sebep olmuşlardır. Atatürk’ün liderliğindeki Millî Mücadele’den sonra CHF’nin (Cumhuriyet Halk Fırkası) kurulmasıyla Cumhuriyet döneminde de İttihatçı fırkacılığın/particiliğin önü açılmıştır. Tek parti hegemonyasını kuran CHF, Atatürk’ün arzu etmesine karşılık çok partili demokratik rejime geçilmesini engellemiş ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı sudan bahanelerle kapattırarak, Atatürk’ün vefatından sonra Şeflik Dönemi’nin ideolojik tek parti tahakkümünü başlatmıştır. 14 Mayıs 1950’de başlayan DP dönemine, Başbakan Adnan Menderes’i milletin sevgilisi yapan icraatı mührünü vurmuş; lâkin İnönü’nün ve CHP’nin tahammülsüzlüğü neticesinde tek parti döneminin ayak oyunları yeniden başlamış; CHP’nin tahrikiyle demokratik rejim kesintiye uğratılarak 27 Mayıs utancının yaşatılmasına yol açılmıştır. Bu arada DP’nin ve merhum Menderes’in mirasına oturan Demirel, milletin değerlerini istismar ederek uzun süre iktidarda kalmayı becerebilmiştir. Ancak ilkeli ve cesur bir siyaset takip edemediği için, antidemokratik müdahalelere karşı direnememiş ve her defasında şapkasını alıp gitmiştir. Merhum Özal dönemine kadar siyasette dalaverecilik esas yöntem olarak devam etmiş; Özal’ın başlangıçtaki samimî ve doğrucu hâli de, Mesut Yılmaz’ın siyasî oyunlarıyla ANAP’ın yıkılmasına engel olamamıştır. * Niyetim övünmek ya da siyasî tarih özeti yapmak değil... Lâkin geçen gün ANAP’ın kendini feshederek DP’ye katılması üzerine bu durum değerlendirmesinin yapılmasını yararlı gördüm. ANAP’ın DP ile birleşmesi, Menderes ve Özal’ın temiz ve sevilen isimlerinin istismar edilmek istenmesinden başka bir mânâ ifade etmez. Zira DP ölü doğmuş bir partidir. Siyasî arenada hiçbir şansı yoktur. DYP/DP’yi büyük göstermeye pek meraklı SONAR kamuoyu araştırma şirketi bile DP oylarının yüzde 2’nin altında olduğunu söylemektedir. DP, siyasî dalavereciliğin son temsilcisidir. Ön plânda eski Demokrat Parti’nin ve Anavatan Partisi’nin isimleri ile Menderes ve Özal istismar edilecek; arka plânda ise Ergenekon ve darbecilerle ilişkili masonik Encümen-i Dâniş gibi gizli kapaklı kuruluşlar rol oynayacaktır. Arada da, artık milletin maskelerini indirerek gerçek yüzlerini ortaya çıkardığı Hüsamettin Cindoruk, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz gibi yıpranmış politikacılar bulunacaktır. Bu kişiler halkın nezdinde ne kadar yıprandıklarını çok iyi bildikleri için Süheyl Batum, Sabih Kanadoğlu gibi Ergenekon savunucusu ulusalcıları perdenin önüne yerleştirmeyi plânlıyorlar. Lâkin bu konuda da şaşırmış durumdalar; zira adı geçen kişilerin merkez-sağ tabanla hiçbir münasebetleri yoktur. Bunlar olsa olsa CHP Genel Başkanlığına aday olabilirler. Zaten, bir müddet ortalıkta dolaştıktan sonra Cindoruk DP’sinin, kapısını son çalacağı yer CHP olacaktır. *** Artık dalavereci politikacının ve yozlaşmış politikanın sonuna gelinmiştir. Yeni nesil siyaset adamları, dürüst, ilkeli ve erdemli olmak zorundadır. Artık askerle oynayarak, adam satın alarak, hileyle, dalavereyle, yalanla, dolanla yapılan politika tesirini kaybetmiştir. Açık toplumun kurulması, küreselleşme, demilitarizasyon, şeffaflaşma ve bilgi toplumunun hâkimiyeti, Cindoruk-Demirel-Yılmaz benzeri politikacıların, bir daha gelmemek üzere sahneyi terketmelerini sağlamıştır. Tecrübesizlikten ve samimiyetten doğan bazı hatâlar yapılsa da, artık toplumumuz genç, cesur ve prensip sahibi politikacıları tercih etmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının sırrı da budur. Riyakâr, dalavereci, oynak politikacıların bu memlekete vereceği bir şey kalmamıştır

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)