AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-18-2013, 10:15   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Hasan Karakaya "10 yılda Hocaefendi mi değişti, Hükümet mi?"

“Dershane tartışması” gündeme geldiğinden bu yana arkadaşlarla konuşuyoruz... Bir arkadaşımız, şöyle bir soru attı ortaya: “İslâmi terbiye dershanede mi daha iyi verilir, yoksa okulda mı?”
“Elbette okulda” dedi arkadaşlardan biri ve sebebini de şöyle açıkladı;
“Muhafazakâr bir öğretmen; dershanede, nihayetinde 2-3 saat ilgileniyor öğrenciyle... Ne kadar İslâmi terbiye verirse versin, o öğrenci ertesi gün okula geliyor... Dershanede kazandığı hassasiyetleri, hele de Gezi’ci bir hocası varsa silip götürüyor... Oysa, dershaneler okul olursa, hocalar muhafazakâr olacağından, daha iyi hizmet verir.”
Çok doğru bir tesbit...
O halde; “Zaman gazetesi”nin başını çektiği, sonunda Fethullah Hocaefendi’yi de işin içine dahil ettiği grup; niye “dershaneler kapatılıyor” diye bağırıyor ve konuyu, “eğitime büyük darbe” diye niye saptırıyor?..

KAPATMA YOK, DÖNÜŞÜM VAR

Hele de, ortada “kapatma” diye bir amaç ve çalışma yokken!.. Malûm; Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çalışmanın özünü şöyle açıkladı önceki gün;
“Bizim burada yapmak istediğimiz, dershanelerin dönüşmesinin önünü açmak, dershanelerin, özel okullara dönüşmesi ve bu yönde hizmet vermesini sağlamaktır... Özel okula dönüşünce de bunların desteklenmesi ve bazı öğrencilerin özel okullarda okuması halinde onlara destek sunulması, dershaneler de görev yapan öğretmenlerle alakalı tedbirler alınmasını içeren bir dizi yardımı da barındıran bir adım atıyoruz esasında.
Onun için, bu bir dönüşüm projesi dersek daha iyi olur. Türkiye’nin her yerinde bugün özel okullar, özellikle büyük yerleşim yerlerinde var. Biz bu okulların artması ve özel eğitim veren kurumların çoğalmasından da memnuniyet duyarız. Esasında bu konuda atılacak adımlar bunu da güçlendirecektir.”
Ne ilginç değil mi;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın açıkladığı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın da üstüne basa basa vurguladığı bu proje, “yeni” değil, “2002’den yana gündemde olan” bir projedir...
Dahası, bu proje “10 yıl önce” açıklandığında, “yabancı ajanslar” bu haberi şöyle duyurmuşlardır:
“Hükümet, cemaatin dershanelerini özel okula dönüştürüp, bu yolla onlara para aktaracak!”
Neredeen, nereye?..
Dün, “yabancı ajanslar” tarafından “Cemaat’e para aktarma projesi hazırlamak”la itham edilen Hükümet, bugün, aynı “Cemaat” tarafından, “Eğitime darbe vurmak”la suçlanıyor, iyi mi?..
Burada “özür” dilemesi gereken kimdir, takdirlerinize bırakıyorum.

ÇEVİK BİR’E MEKTUP

Ali İhsan Karahasanoğlu kardeşim, dünkü yazısında, “birçok insanın unuttuğu” bir konuyu hatırlattı... Evet, “Zaman’ın yöneticilerinden Alaaddin Kaya’nın Çevik Bir’le olan randevusu”nu hatırlattı.
Hani, o Çevik Bir’e; “Bizi Akit gibi gazetelerle karıştırmayın” dediği randevusunu!..
Peki, ne yapmıştı Alaaddin Kaya?..
Hocaefendi adına, 28 Şubat’ın önemli ismi ve de “Sincan’da yürütülen tanklar” için, “demokrasiye balans ayarı yaptık” diyen Çevik Bir’den randevu alıp; “Hocaefendi okullarını devretmeye hazır!” mesajını ulaştırmıştı...
Sadece Alaaddin Kaya’nın dilinden değil... “Hocaefendi’nin kendi mektubu”yla da aynı teklif yapılmıştı...
Öyle bir “mektup” ki; “övgü sınırı”nı da aşmış ve “Çevik Bir’e methiyeler” dizilmişti...
Mektup, şöyle başlıyordu:
“Genel Kurmayımızın çok değerli ikinci Başkanı,
Sayın Komutanım;
Son günlerde medyamızda yeniden gündeme gelen ve yanlışlıkla ismimle birlikte anılan okullarla ilgili olarak, şu birkaç satırla huzurlarınızı işgal edeceğim için yüksek af ve hoşgörünüze sığınıyorum...
Değerli Komutanım, Kahraman ordumuzun şerefli bir mensubu ve en yüksek rütbede bir komutanı olarak takdir buyuracağınız üzere...”
Hocaefendi; mektubunun devamında;
Kurdukları okulların Türkiye Cumhuriyeti’nin laik yapısına aykırı bir faaliyette bulunmadığını, okulların da Türkiye adına lobi faaliyeti yapmaktan başka bir amaç gütmediğini, bu okulların zaten devlete ait olduğunu, fakat yine de istedikleri zaman okulları devlete devredebileceklerini, kendilerinin de ne zaman isterlerse okulları şereflendirip teftiş edebileceklerini nazik bir üslupla dile getiriyordu...
İfade, aynen şöyleydi:
“Tamamen Türk eğitim sistemine bağlı olarak faaliyet gösteren bu okullarda eğer, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, bağımsız ve sosyal bir hukuk devleti özelliğinin aksine bir faaliyet varsa, devletimizden önce ben, bu okulların açılmasını teşvik etmiş biri olarak kapatılmalarını teşvik ederim... Bununla birlikte, devletimiz, zaten kendisinin olan bu okulları dilediği zaman devralabilir. Kaldı ki, bu okullar zaten devletimizin olduğu için, böyle bir devirden söz etmek bile abestir...
Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve kollama vazifesini deruhte etmiş (üstlenmiş) şanlı ve kahraman ordumuzun seçkin ve şerefli bir mensubu ve Genel Kurmayımız’ın İkinci Başkanı olarak, ne zaman, nerede ve ne şekilde arzu buyurursanız bu okulları şereflendirebilir ve her türlü teftişi yapabilirsiniz...”
Düşünebiliyor musunuz;
28 Şubat’ın, o “en tantanalı günleri”nde, yani “Allah kelâmının öğretildiği Kur’an Kursları’nın ve İmam Hatip Liseleri’nin orta kısımlarının kapatıldığı” o günlerde; Fethullah Hocaefendi, Çevik Bir’e mektup yazıyor ve diyor ki;
“Devletimiz bizim okullarımızı devralabilir ya da ben, bu okulların kapatılmasını teşvik edebilirim... Ya da, istediğiniz zaman gelip, teftiş edebilirsiniz!”

MÜCTEHİD(!) GENERALLER!

Ali İhsan kardeşim, bu mektubu hatırlatmakla kalmıyor, Hocaefendi’nin, o “karanlık süreç”te; millete karşı “Topyekün Savaş” başlatan komutanlar için “şunları söylediğini” aktarıyordu:
“Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa.. biz burada milli güvenlik.. milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde bulunuyorsak.. ister gerçekten öyle olsun.. ister bizim içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre.. şu gelişmelerde rejim için şayet bir tehlike ise.. bizim sorumluluğumuz altındadır, bunlara müdahale etmek..
Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz, mülahazasıyla hareket ediliyorsa.. meseleyi böyle algılıyorsa.. bana göre onlar masumdurlar.
Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet olursa iki sevap kazandırır mülahazası.”
Görüyorsunuz ya;
Millete karşı “Topyekûn Savaş” başlatan; “İmam Hatip Liseleri’nin orta kısımları ile Kur’an Kursları’nı kapatan!.. Başörtüsünü ise zorla açtıran” komutanlara karşı “bir sevap” kazandıracak kadar “hoşgörülü” ve hatta onları “İslâm müctehidi” yapacak kadar “bonkör” olan Hocaefendi, bugün kalkmış; AK Parti Hükümeti’ni “Firavun”a ve “Karun”a benzetiyor... O zaman sormak hakkımız değil mi;
“Değişen ne?.. Ya da, kim değişti, nasıl değişti?”
“Zulüm”lerin ve “yasadışı zorbalıklar”ın mimarları olan 28 Şubat’ın generalleri “müctehid” ama; “Katsayı zulmüne son verip, üniversiteleri Anadolu çocuklarına da açan... İmam Hatip Liseleri’nin orta kısımlarını açıp, Kur’an Kursları’nda yaş sınırına son veren... Başörtüsü yasağını, üniversitelerden sonra kamuda da kaldıran...” bir Hükümet “Firavun” ve “Karun” öyle mi?..
Söyleyin Allah aşkına;
“Değişen ne?..
Değişen kim?”

BU HİDDET NİYE?

Dün, kurulmasını kendisinin teşvik ettiği “okul”ların; “Kapatılmasına... Devredilmesine ve de teftiş edilmesine” hazır olan bir Hocaefendi; bugün “Dershanelerin değişim ve dönüşümü”ne niye karşı çıkıyor, bunu niye “musibet” olarak görüp, “dişinizi sıkın, sabredin” çağrısında bulunuyor?..
Şu hâle bakın;
Dün, “Kahraman ordumuzun şerefli mensubu” dediği “general”lerin, bugün “tutuklu” olmalarından “üzüntü” duyup; “Yaşlı başlı adamlar orada hesap verince ciğerim yanıyor benim... Elimde bir imkân olsa, onların hepsini serbest bırakırım” diyen bir Hocaefendi; Hükümet’i “Firavun” ve “Karun” olmakla suçluyor, iyi mi?..
Anlayamadığım şu:
28 Şubat’ta, “okullar”ını “generallere devretmeye” hazır olan bir Hocaefendi, bugün “dershaneler” için niye bu kadar celallendi?.. Niye bu kadar hiddetlendi?..
Var mı bir anlayan?..
Varsa, bana da anlatsın!..

-------------------------------------------------------------------------

Talimatla haber ya da iki körün hikâyesi

İki “kör” vatandaşın “dolma yeme” hikâyesini bilirsiniz... Körlerden biri, diğerini; “Dolmaları niye çift çift yiyorsun” diye suçlamış... Öteki; “Ulan Allah’tan kork” demiş;
“Sen kör, ben kör, nereden çıkardın dolmaları çift çift yediğimi?”
Arkadaşını itham eden kör demiş ki; “Ben öyle yiyorum da!”
“Dershane tartışması” çıktığından bu yana, bizim ve bazı gazetelerin “talimatla haber yaptığını” iddia eden arkadaşlar, öyle anlaşılıyor ki; bizi de “kendileri” gibi sanıyorlar... Açık ve net, biz “talimatla” haber yapmadık, yapmayız!.. Kendileri nasıl haber yapıyor, orasını bilemem...
“Özür dileme” meselesine gelince... “Kavga”yı başlatıp; “Dost... Arkadaş... Kardeş” demeden “yumruk” atanlar mı “özür” dilemelidir, “kendilerini savunanlar” mı?..
Bu arkadaşlar, önce “ayna”ya bakmalı ve “nerede hata yaptık?” deyip, kendilerini sorgulamalıdırlar!..
Ben, sürekli, “Ne zaman, nereden yumruk yiyeceğim?” endişesi taşıyarak yaşayacaksam nerede kaldı arkadaşlık, nerede kaldı kardeşlik?..

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-18-2013, 23:41   #2
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Asil sorun kimin hakli yada haksiz olmasi degildir hocam.
Gelismeler itibariyle durum cok farkli bir boyuta ulasti.

Son asrin en fedakar siyasetcilerinden birine,
milletinin huzuru ve refahi icin yardan ve serden gecen bir lidere,
yaptiklariyla kendini kanitlamis büyük bir sahsiyete,
Firavun,
Karun,
Diktatör gibi yakistirmalar yapilabiliyorsa ulasilan boyutu siz düsünün artik....hele bunu yapanlar BIZIM insanimizsa sözün bittigi yerdeyiz demektir.

Eylül, Ekim, Kasim'da gezizekalilarin komplosunu beklerken,
cizilen senaryonun basaktörlerinin mahallemizin agir agabeyleri olmasi bizi derinden yaraliyor.



Allah sonumuzu hayr eyleye.
Amin.

Konu BeldeiTAYYIBe tarafından (11-18-2013 Saat 23:50 ) değiştirilmiştir..
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 02:25   #3
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
Yalçın KARACA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hassas seçim öncesi Zaman ailesi de hata işliyor İktidar partiside. Birbirine ihtiyacı olan yıllardır birbirine katkı sağlayan camia bir kaç bakanın İran hayranlığından ötürü yalnış noktalara kanalize olmamalı. Mevlam Başbakanımızın ferasetini artırsın inşAllah.
Arınç'ın Yüreğinizi FERAH tutun açıklamasından sonra bu açıklama da yüreğimize ferahlatmıştır

İran bu DERSHANE tartışmasının neresinde
Muta bu tartışmaların neresinde
Bugün olmasa da yarın aydınlanacaktır
Eğitimde ki İRANCI kadro Erdoğan'ın çevresinden uzaklaştırılırsa dostlar arasında ki kara kedi kovalanmış olur.
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 02:27   #4
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Asil sorun kimin hakli yada haksiz olmasi degildir hocam.
Gelismeler itibariyle durum cok farkli bir boyuta ulasti.

Son asrin en fedakar siyasetcilerinden birine,
milletinin huzuru ve refahi icin yardan ve serden gecen bir lidere,
yaptiklariyla kendini kanitlamis büyük bir sahsiyete,
Firavun,
Karun,
Diktatör gibi yakistirmalar yapilabiliyorsa ulasilan boyutu siz düsünün artik....hele bunu yapanlar BIZIM insanimizsa sözün bittigi yerdeyiz demektir.

Eylül, Ekim, Kasim'da gezizekalilarin komplosunu beklerken,
cizilen senaryonun basaktörlerinin mahallemizin agir agabeyleri olmasi bizi derinden yaraliyor.




Allah sonumuzu hayr eyleye.
Amin.
[FONT="Comic Sans MS"]Firavun çarpıtmasına cevap verildi
Bu sözleri maksadı dışında alıp farklı mecralarda kullanmak haksızlık

"...Sizin çevrenizdeki insanlar Nemrut değil. Firavun değil. Hele başları yerde secde eden insanlarsa, onlara karşı bize düşen şey hep saygılı olmak, hep takdir etmek, Cennetü'l-Firdevs'e beraber girme temennisinde bulunmaktır."/FONT]


http://www.fgulen.com/tr/turk-basini...itidal-cagrisi
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 17:00   #5
Kullanıcı Adı
Ekinoks
Standart
şia ve yahudiliğin bu ülkede etki etmediği konu yok. Öylesine müslüman taklidi yapıyorlarki bazı din adamları bile bu duruma gönülden inanıyor.
Ekinoks isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 17:16   #6
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Alıntı:
Yalçın KARACA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Hocam Akit gazetesinin yorumu saptırmasın dan ibaret bazı şeyler. Benhur hocam aktarmış zaten. Küfür yıllardır iki camianın ülkemize kazandırmış olduklarını kardeşliğimizi bozarak sonlandırmak istiyor. Mevlam fırsat vermesin , değişmesi dönüşmesi gereken bir şeyler varsa mutlaka karşılıklı konuşarak anlaşarak yapılacaktır.
Yalçın abi bence bu kadar basit değil... cemaatin içinde en az mhp ve chp kadar Ak parti düşmanı olan şahıslar var ve bu tür olayları körüklüyorlar... taraf gazetesinin manşetini darbeciler yapamadı ama onlar içerden yapıyorlar benin gördüğüm kadarıyla... tek doğru biziz biz Allah yolundayız diyorlar hoşgörünün "h"si yok... son cümlene aynen katılıyorum...
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 20:49   #7
Kullanıcı Adı
Ekinoks
Standart
Doğrusunu kulun sahibi bilir fakat sayın Gülen beyefendinin papanın önünde eğilmesini halen kabullenemiyorum. Bence yapmamalıydı,sebep ne olursa olsun papanın önünde eğilmemesi gerekirdi. Sünnet-i Seniye içinde böyle bir olay yok,sahabe en zor durumlarda bile dik duruşunu koruyarak devam etmişti.
Ekinoks isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 23:15   #8
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Eğitimde ki İRANCI kadro Erdoğan'ın çevresinden uzaklaştırılırsa dostlar arasında ki kara kedi kovalanmış olur.
Cemaat sempatizanı düzeyinden ilginç bir bakış açısı... Şu İrancı kadroyu bir deşifre ediver BENHUR kardeş ?
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 23:35   #9
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Sevgili Yalcin üstadim....
Hocaefendinin " Firavunlar, Karunlar aleyhinizdeyse eger siz Dogru yoldasiniz...." mealli yapmis oldugu aciklamadan ne anlasiliyorsa bizde onu anladik. Sn. Karakaya ve bircok aydin ve yazarda bu sebepten hakli olarak tepki verdiler....ha gelen tepkiler neticesinde bilahere Benhur'un paylastigi mesajida yayinlama ihtiyaci duyulmussa onada eyvaAllah..., ilkindeki yapmis olduklari hatayi telafi ediyorlar deriz ve geceriz.
Temennilerinize cani gönülden katiliyor ve bu anlamsiz münakasanin bir nihayet bulmasi icin dua ediyoruz.
Hem camiayi hemde hükümeti bir kavga ortamina cekmek istediklerinin herkes farkinda. Bunun icindirki aylardir yapilan aciklamalara dikkat edilmesi tavsiye ediliyor.

Ortada bir mesele var.
Bu meselede cemaat yada hükümet hakliymis artik bu noktadan sonra hic umursamiyorum. Zira niyazimiz cenabi Allah'tan en hayirlisi neyse onu eylesin...
Lakin anladigim bir sey varki cemaatin ve Zaman camiasinin bir an evvel bir özelestiri yapmasi elzemdir.
Mahmut Cebi bey'in yapmis oldugu maksat disi hata,
Ibrahim Öztürk'ün küstahligi bizlere bir ders vermeli.

Camiayi hocaefendinin tavsiyelerine uymaya cagirmaniz lazim.

Söz gümüsse,
sukut altindir...
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2013, 23:38   #10
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cemaat sempatizanı düzeyinden ilginç bir bakış açısı... Şu İrancı kadroyu bir deşifre ediver BENHUR kardeş ?
Yani!!!!
Gayet yerinde bir soru.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi