![]() |
#21 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
![]() Bu modern büyü ise kesin Yahudilerin parmağı vardır Dünya da büyüyü en iyi onlar kullanıyor...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
![]() hasan mezarcı eski tekirdağ müftüsüdür...
kendisini askerde görevli iken ilk defa gördüm... yeni leventteki harp akademilerinden , milli güvenlik ve silahlı kuvvetler akedemisi yıldız binadadır ve bodrum katları tamamiyle osmanlı arşivi ile doludur... cumhur başkanımız özal dahi buraya girememişdir.. arşive girmek istemesinden kaynaklanan protestosuna şahit oldum... bu arşive sadece şerefsiz hain kalleş kancık cevat kutay, dingiltere dingili bir kaç it ve refakatçi olarakda akademi komutanı girebiliyordu... neyse hasan mezarcı anlatıyor : bir sabah kalkdığımda gördüğüm rüya üzerine giydiğim bu cübbe hücremde idi... elimdeki asa da kudusde bir dere nin belli bir noktasında benim bulmam için ilahi olarak konmuşdu... o cübbeyi, ve o asa yı bu yerlere koyan hain kalleş kancık her kimse ki siyonist laik şerefsizlerdir... sağlığında asil ve kutsal milletimin bir çoğunun laik dümbüklük uykusundan ,uyanmasına sebep olmuş kahramandır... mevcut hükümetin hasan mezarcıya dolaylıda olsa sahip çıkması şarttır... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
![]() Alıntı...
Kumandan’ın o olaydan sonra açıkladığı şey şudur: “Düşünün ki bir insan saatlerce kolundaki damarı parçalamaya çalışıyor!..” Hedef kendisini bizzat yok etmektir. Buradaki gaye şudur: “Ya duruşmaya çıkacaksın ve her şeyden pişman olduğunu, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olduğunu ve laikliğin en iyi sistem olduğunu ilân edeceksin, yada kendini yok edeceksin!” O da, ideolojik bir tavır takınıyor ve kendini “yok etmeyi” tercih ediyor. Zaten bu sistem rasgele insansa uygulanmaz. Mesela Hasan Mezarcı siyasî açıdan sevelim sevmeyelim bir idoldü. Ama bu adam aklı başında bir milletvekiliydi. Açıkoturumlara çıkıyordu, açıklamalar yapıyordu, gazetelere manşet oluyordu… Bir takım araştırmalar yapıyordu…Ve dikkat edin, bu tür şeyler genelde cezaevindeki insanlara yapılır. Çünkü cezaevindeki insanlar korumasızdır. Birilerinin kontrolündedirler. Orada onlara “istedikleri şeyleri” yapabilirler. Hasan Mezarcı’nın başına gelen hâdise de cezaevinde başlamıştır. Yani nedir? O’nun anlattığı şu: Hasan Mezarcı cezaevindeyken bir rüya görüyor ve ona rüyada diyorlar ki “sen insanların beklediği Mesihsin. Senin peygamberliğin alameti bu asâ. Bu asâ Mekke’nin filanca yerinde gömülü… ” Hasan Bey cezaevinden çıktıktan sonra, şu anda elinde taşıdığı bastonu Mekke’de o rüyasında gördüğü yerde buluyor. Burada bir organizasyon var. Bir: Bu rüyayı ona gösteren kim? O bastonu oraya gömen kim? Hasan Mezarcı –sevelim sevmeyelim- Türkiye’de belirli bir kesimin önde gelen isimlerinden biriydi. Ve demiş oldular ki “bak biz senin idolünü ne yapıyoruz!” |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
![]() Dersim ve 28 Şubat medyası
Türkiye'yi 28 Şubat'a getiren günlerde Hasan Mezarcı "Türkiye mezardan yönetiliyor" demişti. Bu sözden sonra 28 Şubat medyası tarafından linç edildi. Oysa şu "Atatürk yaşasaydı..." muhabbeti onu haklı çıkarmıyor mu? İktidar da muhalefet de ne zaman sıkışsa sözü "Atatürk yaşasaydı"ya getiriyor. Bu nasıl rejim, bu nasıl düzen? Atatürk yaşasaydı düzeni! "Atatürk yaşasaydı milli görüşçü olurdu" demişti Necmettin Erbakan başbakan iken. Ona cevap da Hürriyet Gazetesi tarafından verildi: "Atatürk yaşasaydı sen başbakan olabilir miydin?" Bugün aynı cevap Deniz Baykal tarafından Tayyip Erdoğan'a veriliyor, Dersim tartışmaları üzerinden. Hata Başbakan'da! CHP'ye "Atatürk gelse sizi defederdi" denilir mi? Deniz Baykal mı Tayyip Erdoğan mı? Atatürk hangisini tercih ederdi? Millet seçimlerde Erdoğan'ı tercih ediyor ama Atatürk elbette Deniz Baykal'ı tercih ederdi. Elbette Dersim hadisesini savunanları tercih ederdi. Siz böyle "Atatürk yaşasaydı" diye cümle kurmaya devam ederseniz Deniz Baykal işte böyle yapıştırır cevabı: "Atatürk yaşasaydı sen oralara gelebilir miydin?" Çok haklı, çok doğru söylüyor Deniz Baykal! Aslında bunu söylerken şu gerçeği de söylemek istiyor: "Atatürk yaşasaydı sen Dersim hakkında böyle konuşabilir miydin?" Bir fani üzerinden hem de iktidar ve muhalefet kavgası sürüp gidiyor bu ülkede. Dersim dedim de... Dersim medyası ile 28 Şubat medyası ne kadar da birbirine benziyor! 28 Şubat'ta medya en önemli ayaktı. 28 Şubat'ta "Topyekûn savaş" manşeti attılar. Kime karşı topyekun savaş? Tabi i ki halka karşı. Kürt'e, Türk'e, Alevi'ye, Sünni'ye, laike, dindara... Güzin Abla'yı bile kullanmışlar. Psikolojik harp taktikleri kime karşı hazırlanıp uygulanıyor sanıyorsunuz? Yunanistan ya da İran'a karşı mı veya başka üçüncü bir devlete karşı mı? Şimdi bakıyorum da Dersim tartışmaları üzerine ortaya çıkan Dersim harekatı günlerinde gazetelerin attıkları başlıklar, yazdıkları yazılar ne kadar da 28 Şubat medyasına benziyor. "Dersimli haydutlar" "Çapulcular mahkemede hesap veriyor" "İlk kadın tayyarecimiz Sabiha Gökçen'in Dersim'de kahramanca hizmetleri" Zaman içinde dil değişmiş ama mana değişmemiş. Bugün Dersim'i yeni öğrenenler bundan yıllar sonra 28 Şubat'ta neler olduğu rahatlıkla yazıldığında "adeta Dersim gibi" diyecekler! AK Parti kendi ayağına kurşun sıkmaya hazırlanıyor Ankara'daki gözümüz kulağımız Adem Yavuz Arslan dünkü yazısında çok önemli bir noktaya parmak basıyordu. Benzeri şeyleri aynı gün Şamil Tayyar da yazmıştı. Her ikisinin yazısının satır aralarını okuyunca gazete sayfalarında Cemil Çiçek'in silueti beliriyordu. Hükümetin TCK'daki telefon dinlemeleriyle ilgili yapmayı planladığı değişiklik ne anlama geliyor? Çok açık. Bu düzenlemeler basını susturmak anlamına geliyor! Cemil Çiçek "Cezalar az ki gizliliği ihlaller oluyor" dedi. Ceza Kanunu'nda hükümetin yapmak istediği değişiklik ilginçtir bana "Sanki Ergenekon örgütü ile ilgili yayın yapan medyanın sesi kısılmak isteniyor" çağrışımı yaptı. Cemil Çiçek'in önayak olduğu bu düzenleme yasalaşırsa, bundan sonra Ergenekon başta olmak üzere bütün soruşturmalar ve iddianamelerle ilgili yazı yazmak, haber yapmak vs. imkânsız hale geliyor! Hükümet kendi ayağına bir kurşun daha sıkıyor galiba. Ya da durumun farkında değil. Bence AK Partililer bu konuda uyanmalı. Ve Cemil Çiçek bu düzenleme hakkında benim gibi düşünenleri tatmin eden bir açıklama yapmalı... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#26 |
![]() Dersim ve 28 Şubat medyası
Türkiye'yi 28 Şubat'a getiren günlerde Hasan Mezarcı "Türkiye mezardan yönetiliyor" demişti. Bu sözden sonra 28 Şubat medyası tarafından linç edildi. Oysa şu "Atatürk yaşasaydı..." muhabbeti onu haklı çıkarmıyor mu? İktidar da muhalefet de ne zaman sıkışsa sözü "Atatürk yaşasaydı"ya getiriyor. Bu nasıl rejim, bu nasıl düzen? Atatürk yaşasaydı düzeni! "Atatürk yaşasaydı milli görüşçü olurdu" demişti Necmettin Erbakan başbakan iken. Ona cevap da Hürriyet Gazetesi tarafından verildi: "Atatürk yaşasaydı sen başbakan olabilir miydin?" Bugün aynı cevap Deniz Baykal tarafından Tayyip Erdoğan'a veriliyor, Dersim tartışmaları üzerinden. Hata Başbakan'da! CHP'ye "Atatürk gelse sizi defederdi" denilir mi? Deniz Baykal mı Tayyip Erdoğan mı? Atatürk hangisini tercih ederdi? Millet seçimlerde Erdoğan'ı tercih ediyor ama Atatürk elbette Deniz Baykal'ı tercih ederdi. Elbette Dersim hadisesini savunanları tercih ederdi. Siz böyle "Atatürk yaşasaydı" diye cümle kurmaya devam ederseniz Deniz Baykal işte böyle yapıştırır cevabı: "Atatürk yaşasaydı sen oralara gelebilir miydin?" Çok haklı, çok doğru söylüyor Deniz Baykal! Aslında bunu söylerken şu gerçeği de söylemek istiyor: "Atatürk yaşasaydı sen Dersim hakkında böyle konuşabilir miydin?" Bir fani üzerinden hem de iktidar ve muhalefet kavgası sürüp gidiyor bu ülkede. Dersim dedim de... Dersim medyası ile 28 Şubat medyası ne kadar da birbirine benziyor! 28 Şubat'ta medya en önemli ayaktı. 28 Şubat'ta "Topyekûn savaş" manşeti attılar. Kime karşı topyekun savaş? Tabi i ki halka karşı. Kürt'e, Türk'e, Alevi'ye, Sünni'ye, laike, dindara... Güzin Abla'yı bile kullanmışlar. Psikolojik harp taktikleri kime karşı hazırlanıp uygulanıyor sanıyorsunuz? Yunanistan ya da İran'a karşı mı veya başka üçüncü bir devlete karşı mı? Şimdi bakıyorum da Dersim tartışmaları üzerine ortaya çıkan Dersim harekatı günlerinde gazetelerin attıkları başlıklar, yazdıkları yazılar ne kadar da 28 Şubat medyasına benziyor. "Dersimli haydutlar" "Çapulcular mahkemede hesap veriyor" "İlk kadın tayyarecimiz Sabiha Gökçen'in Dersim'de kahramanca hizmetleri" Zaman içinde dil değişmiş ama mana değişmemiş. Bugün Dersim'i yeni öğrenenler bundan yıllar sonra 28 Şubat'ta neler olduğu rahatlıkla yazıldığında "adeta Dersim gibi" diyecekler! AK Parti kendi ayağına kurşun sıkmaya hazırlanıyor Ankara'daki gözümüz kulağımız Adem Yavuz Arslan dünkü yazısında çok önemli bir noktaya parmak basıyordu. Benzeri şeyleri aynı gün Şamil Tayyar da yazmıştı. Her ikisinin yazısının satır aralarını okuyunca gazete sayfalarında Cemil Çiçek'in silueti beliriyordu. Hükümetin TCK'daki telefon dinlemeleriyle ilgili yapmayı planladığı değişiklik ne anlama geliyor? Çok açık. Bu düzenlemeler basını susturmak anlamına geliyor! Cemil Çiçek "Cezalar az ki gizliliği ihlaller oluyor" dedi. Ceza Kanunu'nda hükümetin yapmak istediği değişiklik ilginçtir bana "Sanki Ergenekon örgütü ile ilgili yayın yapan medyanın sesi kısılmak isteniyor" çağrışımı yaptı. Cemil Çiçek'in önayak olduğu bu düzenleme yasalaşırsa, bundan sonra Ergenekon başta olmak üzere bütün soruşturmalar ve iddianamelerle ilgili yazı yazmak, haber yapmak vs. imkânsız hale geliyor! Hükümet kendi ayağına bir kurşun daha sıkıyor galiba. Ya da durumun farkında değil. Bence AK Partililer bu konuda uyanmalı. Ve Cemil Çiçek bu düzenleme hakkında benim gibi düşünenleri tatmin eden bir açıklama yapmalı... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#27 |
![]() Hasan Sabbah'ın haşhaşilerinden bu yana kullanılan ancak Soğuk Savaş döneminde CIA ve KGB arasındaki görünmeyen savaşta dünya gündemine gelen 'zihin kontrolü' bugün artık uzaktan elektromanyetik dalgalar yoluyla da yapılıyor. Özellikle 70'li yılların başlarında ABD'de yapılan akademik araştırmaların yayımlanmaya başlamasıyla 'zihin kontrolü' başlı başına bir sektör haline geldi. Bu konuda kitaplar, bilimsel makaleler, televizyon programları medyada adeta reyting kapısı oldu. Türkiye'de Mehmet Ali Ağca, Alaattin Çakıcı, Hasan Mezarcı gibi isimler kendilerine zihin kontrolü yapıldığını iddia ettiler.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
![]() ÖZAL-MUMCU-E.BİTLİS-ERSEVER'in ÖLDÜRÜLMESİ & Hasan Mezarcı Vakası
Özal öldürüldü mü? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
![]() söylediklerini hiç bir add dümbüğü veya şerefsiz kalleş kancık medya yada it kopuk yargı mensupları nede kendini asker sanan vatan haini üç beş general tekzip ettirememişdir...
hasan mezarcıya bu şerefsiz namussuz azgın kudurmuş azınlık herşey yapmış ama yalanlayamamışdır... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
![]() Ağca'nın tahliye edilmesiyle zihnimizi meşgul eden husus, Mesihlik ve kurtarıcılık kavramlarıdır. Daha önce de bu anlamda bazı sözler söylemişti Ağca. Bir katilden ve suikastçıdan gelecek kurtuluş nasıl bir kurtuluş olabilir? İyi insanların köküne kıran mı girdi ki Mesihlik katillere kadar düştü denilip, burun kıvrılabilir buna. Ama bence burun kıvırıp geçmeyelim. Çünkü bu sadece Ağca ile sınırlı değil. Hatırlayacaksınız, Hasan Mezarcı da bir müddet hapis yattı; çıktıktan sonra buna benzer şeyler söyledi. Kılık kıyafeti de değiştirmişti. Eski bir diyanet mensubu olarak dini metinlerden haberdardı ve ayetler, hadisler okuyordu. Mezarcı, ben peygamberim, demiyordu; mehdi resul anlamında sözler söylüyordu. Bitmedi. Benzer bir söylem hâlâ cezaevinde bulunan bir başkasının yazdıklarında da var. Acaba bu kişiler rol mü yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar; yoksa önemli şeyler bilen kişilerin daha sonra söyleyecekleri hakikatleri, ifşa edecekleri açıklamaları anlamsız kılmak için bu kişilerin ruh yapısı ve psikolojik özellikleri üzerinde bu türden sonuçlar almaya yarayacak operasyonlar (ilaç vs.) filan mı uygulanmaktaydı
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|