AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-07-2007, 22:25   #1
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart Hayatın postmoderniteyle ilişkisi
Rainer Funk, düşünsel bir yaratıcılığın ürünü olarak okunması gereken Ben ve Biz-Postmodern İnsanın Psikanalizi kitabında, postmodern insanın günümüzdeki varoluş biçimini kuşatan, kuramsal bir çözümleme yapıyor. "Çoğu postmodern insan için, bir yandan bütünüyle özerk yaşamak, öte yandan da güçlü bir bağlanma ihtiyacı duymak ve bu ihtiyacı gerçekleştirmek çelişki değildir" diyor. "Ben-odaklılık ve biz duygusu birbirini dışlamamaktadır. Ben-odaklılık ve bağlılık birbirlerini dışlar gibi görünse de, ben-odaklı karakter için bağlanmışlık yaşantısı son derece önemli ve merkezidir."
Buradaki tümceleri ayrıştırıp tek tek üstünde durmak, postmodern insanı tamamlayan davranış ve düşünme biçimlerini ortaya koyar. Davranış ve düşünme biçimleri, postmodern durumlardan söz ettiğimizde belirgin iki uç olarak görünür ve birleşmesi çoğun olanaksız görünen bu iki uç, ayrı ayrı değerlendirilmeyi dayatır. Yaşıyorsan düşünememek, düşünüyorsan yaşayamamak: bunu da postmodern insanın kişilik özelliklerine katabilir miyiz?
Postmodern insanın özerkliği, içinde yaşayıp dışarlıklı olduğunu düşündüğü dünyayla kendini özdeşleştirememekten gelir. Modernist bireyin özerkliğine benzemez bu. Gözümüzü yaşananlara çevirelim: Bugün postmodern kurgulara kendini alabildiğine açmış hayatımızla Batı'da yaşanan hayatlar arasındaki uzaklığı da göz önünde tutalım, ama postmodern insan için yapılacak çözümlemeler için kendi topraklarımızda da yeterince veri bulunduğunu yadsımayalım. Rainer Funk da ayrıntılı gözlemlere uğrattığı hayatın postmoderniteyle ilişkisinin sınırlı olduğu bir yerden yapıyor çözümlemesini, sözgelimi Amerikan toplumunu çözümlemiyor da, Avrupa odaklı bir düşüncenin ışığında bakıyor günümüze.

Modernitenin boğduğu birey
Bu bağlamda postmoderniteyi günümüz gerçekliğinin belirgin türevlerinden biri olarak görmek için her zaman somut nedenler var. Dolayısıyla postmodern insanın bağımsız kalma isteği, bizim ülkemizde metropol insanlarının kendilerini görmek istediği bir varoluş durumudur; ama bu kimlik içinde başına buyruk yaşama isteği, kendini toplumun bir parçası gibi görme isteğiyle de birlikte görünür. Kendini yalnız kalmaya mahkûm gördüğünde bile toplumsal kültürden ayrı düşmenin korkusunu içinde taşır. Ben'lik duygusunu son kerteye çıkarma reflekslerini sivriltirken aidiyet duygularını yenmesi olanaksız bir biz bilinci, daha doğrusu duygusu ve kimlik görüsü, onun yürüyeceği tek yol, ona biçilmiş tek giysidir.
Modernitenin yücelttiği ve aşırı yücelttiği yerde boğduğu bireyin biz olmayı bütün bütüne reddettiği yerle arasına çektiği duvar, öbür yanına dayanmış postmodern insanın da korunma duvarıdır ki, örüldüğü günden beri yara almadan ayakta duruyor.
Rainer Funk, 1970'lerden başlayarak düşünce hayatımıza Marksizmden sonra giren güçlü düşünce odaklarından olan Erich Fromm'un iyi bir ardılı, çünkü hocasının düşünce dünyasında kalmadığı gibi, içinde yetiştiği düşüncenin günümüz insanını açıklamaktaki olanaklarını ve sınırlarını değerlendirerek yapıyor katkısını. Ben ve Biz, şaşırtıcı bir günlük hayat çözümlemesi olarak da okunabilir. Günümüz insanının Nike markasına tutkunluğunu, reklamlar ve alışverişle ilişkisini, yeni teknolojinin iletişim araçlarına bağımlılığını, Marlboro ile iç dünyasını tamamlama yanılsamasını ve bir dizi postmodern ikonun neden olduğu sonuçları, yaptığı çözümlemenin somut, gündelik, ama belli ki çok-anlamlı verileri olarak kullanma biçimi de şaşırtıcı. Şu saptamasını alalım:
"'Kim olduğunu sana başkalarının söylemesine izin verme. Seni sen yapan sen olacaksın. ('Kendin olarak kal!' yıllar önce 'Sprite'ın sloganıydı.) Spontane ve özgür bir ben vurgusu ve kurgusunun radikal ben-odaklılığı, hakiki ve kendine özgü olanın postmodern bir biçimde yaşanmasını sağlamaktadır. Her şey isteğe bağlıdır. Herkesle ve her şeyle adeta oyun oynar gibi ilişki kurulabilir ve kurulmalıdır. Olmayacak hiçbir şey yoktur ve bu nedenle her şey uyar. Ve uyan her şey 'okey'dir."
Rainer Funk'ın yer yer uzmanlık birikimi gerektiren kitabında gündelik, postmodern hayatın içinden çıkmış görünen dilinin neredeyse yazınsal düzeyde yeniden kurulduğunu görmek de şaşırtıcı. Kendin olarak kal: 1980'lerden sonraki altüst oluşun yeniden ürettiği kültürün sloganlarından biri olarak, bizde de dile düşmüştü, ama şu farkla: Sana biçilen kalıp içinde kendin ol.
Postmodern insanın gereksinimi kendine özgü olmak değil, ortaklaşa paylaşılan kimliklerin, toplumsal onay görmüş sözlerin, sloganların, ilkelerin parçası olmaktır. Artık tek tek bireylerin hikâyesiyle ilgilenilmiyor da, bütün toplumun ortak değerlerini anlatan hikâyeler önemli bulunuyor. Yüzbinlerce insanı bir sanatçının biyografisi değil de, Şu Çılgın Türkler kitabındaki romantik değerler ilgilendiriyor. Sanırım tarihe dönük ilginin artması, unutulmuş Osmanlı'nın günlük hayatımızın siyasal meraklarından birine dönüşmesi de ortak değerlerin öne çıkarılmasıyla ilgilidir.
Ayrıca bu toplumsal paydaya eklenmenin kolaylığı da çeker insanları. Özgürlük düşüncesi, siyasal bir bayrak olduğu yerde cezalandırılmışsa; bireylik küçümsenmiş, kendi başına buyruk insan aykırı görülmüşse, birlikte yürünen yollar el üstünde tutulmaya başlanmıştır.
Postmodern insan, yaptıklarından her zaman hoşnut yaşayacaktır (arayıp bulunması kolay olmayan kazanç), çünkü pişman olacağı özelliklerinden ya arınmış ya da onlara hiçbir zaman sahip olmamıştır. Herkesin gözü üstünde olmanın tedirgin eden, sürekli çaba göstermeyi gerektiren yanları yerine, gözünü başkaları üstüne dikmektir bu kimliğin tamamlayıcısı. Seyredilen değil, seyirci olmak; paylaşma değil, dedikodu...
Kendini ayırt etmek için kullandığı simgeler, sahip olmak istediği davranış biçimleri kendine ben-odaklı görünürken, aslında gündelik, herkesin ulaşabileceği türdendir. Teknolojiyi kullanma biçimi onu kendinden önceki kuşağa üstün bir yeni tip insan gibi gösterirken, aslında ne kendine dönüşlüdür yaptığı, ne de bu üstünlüğü kendine özgü bir kimlik kazanmasına neden olur. Bilgisayar, internet, cep telefonu, pornografi, yalnızca kuşağının anladığı müzik ya da postmodern çağın vitesine geçiren, onun için yaratılmamış, ama onu en iyi açıklayan araçlar kendine değil, topluma dönüşlü; ben-odaklı değil, dışarlıklıdır.


Toplumun idealleri
Yukardaki bütün özellikler sonunda aynı kuşaktan herkesin ulaşıp elle tutabileceği somutlukta, uzaklıkta, kolaylıktadır. Oysa unutulmak istenen modernizmin ben-odaklı bireylik gerçekliği içinde oluşan yaratıcılığa ve bir başına var olma gizilgücüne toplumsal aidiyet yollarından ulaşılması olanaksızdı.
Hayalleri gereksinmeyen postmodern insan, toplumun idealleriyle tamamlar boşluğu; oysa birey düşgücü ve imgelem yetisi ile yaratır; üstelik yalnızca sanatsal yaratıcılık için gerekmez düş gücü ve imgelem, tamam bir birey olmak için de yararlanır ikisinden.
Şunu siyasal bakımdan çözümleyebilirim, ama toplumbilimsel ve psikanalitik çözümlemelerin çıkaracakları sonuçları merak ederim: Niçin 1960'ların ve 1970'lerin gençliği milliyetçiliği hiç düşünmezdi, giderek katkısız enternasyonalizme inanırdı da, günümüz gençliği milliyetçi duygu ve düşüncelerle kolayca sarmaş dolaş olabiliyor?
Rainer Funk'ın yaptığı postmodern insanın psikanalizi, bütün derinliğine karşın, bir boşluk taşıyor ve sanırım doldurulması kolay değil. Slavoj Zizek, 'Öznenin Bir Nedeni Var mıdır?' başlıklı çözümlemesinde, 'psikanalizin nesnesi'nin tarihsel olarak belirlenmiş bir varlık, 'özerk birey' olduğunu, buruva-öncesi toplum biçiminin bu bireyi tanımadığı gibi, çağdaş, ama gene toplumsallaşmış dünyanın da tanımadığını belirtir. Zizek'in özerk-birey ile ça ğdaş toplumsal kültür arasındaki ilişkiye psikanalizin ışığında getirdiği parlak yorumlar eşliğinde Rainer Funk'ın Ben ve Biz kitabını okumak, hiç kuşku yok ki daha aydınlatıcı oluyor. Bugünün insanlarını sürünün içinden çıkarıp psikanalizin derin yapısında çözümlemek olanaksız görünüyor, yapıldığı kadarı da tekil kalmaya mahkûm, kalıcı sonuçlar çıkarmaya elverişsiz.
Bu çözümleme pratiği içinde Rainer Funk yaşanmış verilerle daha içli dışlı görünmekle birlikte, somut gerçekten değil de soyutlamalarla ulaşılan düşünsel bir gerçeklikten çıkıyor ve gene ona dönüyor. Dışarıdaki gerçeğin aslında daha kaypak ve yanardöner, kendi ulaştığımız gerçekliğinse güvenilir olduğunu bilmek, aslında bizi postmodernitenin kurguladığı hayattan uzaklaştırıp moderniteye ya da yeniden üretilecek bir postmodernizm ötesi (post-postmodernist değil) gerçekliğe bağlıyor.
İnsan sonunda aç susuz kalabilir, her şeyden vazgeçebilir, ama sanırım kendi bireylik bilincinden vazgeçmez. Tarih de sanki dönüp dolaşıp bunu göstermek için yeniden yorumlanıyor...


RADIKAL - SEMİH GÜMÜŞ

 

selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-17-2007, 22:01   #2
Kullanıcı Adı
CAGLAR
Standart Hayatın postmoderniteyle ilişkisi
kardes paylasım ıcın tenk yu
CAGLAR isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-24-2007, 16:58   #3
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart Hayatın postmoderniteyle ilişkisi
allah razi olsun caglar
sana da thank you
selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-12-2007, 12:30   #4
Kullanıcı Adı
CAGLAR
Standart Hayatın postmoderniteyle ilişkisi
paylasımının ıcın tesekur ederım
CAGLAR isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi