AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bütün Peygamberler Bütün peygamberlerimiz ile ilgili konularımızı bu bölümde paylaşıyoruz.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 05-22-2008, 03:25   #11
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. Haniflerin “Rab” Anlayışı :
Haniflerin Allah düşüncesini anlamak için şairin şiirine dikkat edelim. Şaire[1] göre Allah “bütün dünyanın tanrısı”dır. Her şeyin “yaratıcı”sıdır. Bütün yaratıklar “O’nun kullarıdır.” O, göklerin ve yerin büyük padişahıdır, kendi halkını tam bir kudretle idare eder. “Bütün insanlar Allah’ın halkıdır; arz üzerinde tek hükümran olan yalnız odur.”

“O Allah’tır, her şeyin yaratıcısıdır,

bütün yaratıkların hepsi isteyerek O’nun kulu, kölesidirler.”

Yani O, “kullarının rabbidir.”

Ve bunların hepsinden önemlisi de bu tanrının bir ve tek tanrı olmasıdır.

“O tanrı ki yaratıklar O’nun hükmranlığında hak iddia edemez (O’nun hükmüne karışamaz)lar. Kullar O’nu birlemese de O birdir.”

İşte Şair’in Allah telâkkisi böyledir. İlgilendiğimiz kadarıyla görüyoruz ki Haniflerin Allah düşüncesi, İslâm’ın Allah düşnücesine muhalif ve onunla bağdaşmaz değildir.[2]

Muhammed as.’dan önce gelen bir şair, İbrahim ve İsmail’in dinini aradığına, hıristiyanlığa iltifat etmediğine göre demek ki Araplar İbrahim ve İsmail’in dininden haberdar idiler. Onların arasında yayılan Allah inancı da hıristiyanlıktan ve yahudilikten geçmiş değildi. İbrahim’in dininden kalma idi. Eğer İbrahim ve İsmail Mekke’ye gitmemiş olsalardı böyle bir inanç Araplar arasında yayılmazdı. Bütün İslâm tarihçileri, İbrahim’in Mekke’ye gittiğini ittifakla söyledikleri gibi, İslam’dan önce gelen bir şair de bunu ifade etmiş bulunuyor.[3]

Hasılı cahiliyye devrinde Ümeyye gibi bir adamın bulunması gösterir ki İslâm’ın Allah düşüncesini andıran bu fikir, İslâm’dan önceki Araplar arasında mevcud idi ve ruhânî bir dinin damgasının taşıyan bu düşünce, hiç değilse İslam’ın zuhuru sırasındaki Araplar tarafından biliniyordu, bu onlara yabancı değildi. İşte bu durum, Kur’an’ın, yeni İslâm hareketine hanif adını vermesinin nedenini izah eder. Bu, meselenin olumlu yanıdır. Ama bir de meselenin olumsuz tarafı vardır. Olumlu tarafı haniflerle Kur’an arasındaki düşünce benzerliğini gösterirken, olumsuz tarafı da ikisi arasındaki farkı gösterir. Bu fark, Kur’an’daki ahlâki ton’dan ileri geliyordu. Şairler de ahlâki ders vermeğe çalışırlardı ama onların şiirlerinde, Kur’an’ın ifadesindeki o aşk ve duygu yoktu. Ümeyye’nin İfadeleri ne kadar duygulu olursa olsun, bunlar değil Mekke’lilerin, kendi hemşehrileri olan Taif’lilerin üzerinde bile önemli bir tesir bırakmış değildi. Diğer monoteistik[4] çevrelerde ve Arabistan’ın başka kısımlarında da benzeri şeylerin olduğu düşünülebilir. Tabii bu düşünceler Kur’an’da da yer almıştır ama Kur’an’a geçince bunlara o etki ve duyguyu kazandıran şey, bunların Kur’an’ın ahlâki öğretisine bağlanması, onunla irtibat kurmasıdır.”[5]

Şurasına da işaret edelim ki haniflik denen hareket, öyle örgütlenmiş, güçlü bir ruhani grup hareketi değildi. Bu adamların her biri kendi pagan[6] toplumu içinde kendi başlarına yaşarlardı. Bunların gayeleri, insanlığı kurtarmak değil, kendilerini kurtarmak idi. Kısaca bunlar, inzivaya çekilmiş istisnai kişilerdi. Bundan dolayı Arabistan’ın genel düşünce atmosferinin yapısında, (hanif şairlerin düşünceleri) pek fazla etkili olmamıştır.[7] Araplar bu fikirleri kabul etmeseler dahi, hiç değilse çevrelerinde kendilerince böyle acaip fikirlere sahip bazı tuhaf kimselerin varlığından haberdar olmuşlardır.[8]

Kur’an Allah’tan bahsederken bu fikrin, Araplarca anlaşılıp anlaşılmıyacağı konusunda hiçbir tereddüt ve çekingenlikte bulunmamıştır. Allah düşüncesinin de dinleyenlere yabancı geleceğini belirtir bir ifade de kullanmaz. Aksine müşrik Arapları Allah’a inanmaya davet eder, onları mantıkî bir sonuca varamamaktan ötürü kınar. Bu hususta iki misâl verelim:

“De ki: Eğer bilirseniz Arz ve onun içindekiler kimindir? Allah’ındır, diyecekler. De ki: Öyle ise hatırlamıyor musunuz? (Yani kendinize gelip kalblerinizde zaten mevcut olan gerçeğin farkına varmıyor musunuz?”[9] “Hatırlamıyor musunz?” ifadesi, sık sık geçen, “Aklınızı kullanmıyor musunuz?” ifadesi gibi, Kur’an’da bir kınama ifadesidir. Allah’ı bildikleri halde düşünüp doğru bir sonuca varamamalarından, ya da varmak istememelerinden ötürü Kur’an, Arapları yermektedir.

Şu ayet bu konuda daha açıktır:

“De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin) her şeyin hükümranlığı elinde olan, koruyan, kendisi korunmayan kimdir?” Allah’ın (elinde)’dir; diyecekler. De ki: “O halde nasıl büyüleriyorsunuz?”[10], “O halde nasıl büyüleniyorsunuz?” ifadesine dikkat edelim: Bu ifade, Allah’ın her şeye hükümran olduğunu bildikleri halde O’nun istediği şekilde O’na kulluk etmiyen insanların durumuna şaşma ifadesidir. Büyülenmiş olduklarını kabul etmeden, bunların tutumlarını izah etmek mümkün değildir.

Kur’an, bu Allah düşüncesinin güzel yanlarına dikkati çekerek mantık gücüyle bu unsurları daha anlaşılır hale getirmeğe çalışmıştır.[11]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] “Şair; Ümeyye İbn Ebî’s-Salt’dır. Kendisi Taif’teki Sakif kabilesinin ünlü şairi idi ve onun ismi altında birçok şiirler bize kadar gelmiştir. Ayrıca Muhammed as. ile çok özel münasebeti dolayısıyla hadislerde de ona çok yer verilmiştir. Kendisi hanif olarak bilinmektedir. Bu bakımdan, öteki hanifler gibi hayatı karanlıkta kalmamıştır. Yalnız ona atfedilen şiirlerin, gerçekten onun olup olmadığı meselesi vardır. Çünkü onun kelimeleri, Kur’an’ın taşıdığı fikirlere çok yakın fikirler taşır. Ona atfedilen şiirlerin bir çoğu sahte olabilir ama bunların hepsiden şüphe etmek için bir sebep yoktur. Kaldı ki sahte bir şiir’in bile içinde bir gerçek payı vardır. Zira bir şeyin sahtesini, kopyasını yapabilmek için onun bir modelinin, bir aslının bulunması lazımdır. Binaenaleyh sahte şiirler dahi bir bakıma bu şairin kendi düşüncelerini yansıtır. Umeyye’nin Cahiliyye devrinde tevhid dinini araştırmakta olduğu, puta tapmaktan kaçındığı, yahudilik ve hıristiyanlığa da girmediği rivayet edilir.” Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.143;

“Hadise göre Umeyye, daima çuval bezi, yahut kaba kıldan yapılmış elbise (mesuh) giyerdi. Bu, kendisini tamamen ibadete veren kimsenin remzi idi. Bu haliyle o, sonraki sufilerin öncüsü sayılır. Şarabın haram olduğunu, dinin İbrahim ve İsmail’in dini olan hanif dini olduğunu söylemiştir.” Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.144;

“Müslümanlar arasında ise Umeyye, “aduvvullah” Allah’ın düşmanı olarak karşımıza çıkıyor. O’nun araplar arasında bir peygamberin geleceğine ve bunun kendisi olacağına inandığı söylenir. Bir hadise göre, o, Mesih İsa’dan sonra altı peygamberlik bulunduğunu, bunlardan beşinin geçtiğini, yalnız birinin kaldığını sanıyordu. Bu peygamberliğin de kendisine verileceğini bekliyordu. Muhammed as. peygamber olduktan sonra, çok kızmış-şaşırmış ve İslam’a cephe olmağa başlamıştı. Bedir savaşında, öldürülen Utbe ve Şeybe’nin babası idi. O sonuna kadar İslâm Peygamberine karşı bu düşmanca tutumunu değiştirmedi, ve ölüm döşeğinde şöyle dediği nakledir: “Bu hastalığın, beni öldüreceği muhakkak. Ben hanif dininin doğru olduğunu biliyorum. Ama Muhammed’e karşı içimdeki kuşku beni bırakmıyor. (Müslüman olmama engel oluyor).” Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.145.

[2] Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.147,148.

[3] Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.144.

[4] Tektanrıcılık. D. Mehmet Doğan, Doğan Büyük Türkçe Sözlük, Vadi yayınları.

[5] Süleyman Ateş, aynı eserin dipnot alıntısı; Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.148.

[6] Putperest, Paganizmi benimseyen kimse. D. Mehmet Doğan, Doğan Büyük Türkçe Sözlük, Vadi yayınları.

[7] Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.149.

[8] Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.150.

[9] xx111, 84-87.

[10] xx111, 88-91.

[11] Toshihiko Izutsu, Kur'ân'da Allah ve İnsan, Yeni Ufuklar Neşriyat: s.150-151.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Konuyu Toplam 8 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 8 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi