![]() |
#1 |
![]() HECE VEZNİ NEDİR?
Hece vezni genel olarak "şiirde hece sayısına dayanan öl*çü" ,şeklinde tarif edilirse de hece vezninin de kendine has ka*ideleri vardır. Edebiyat lügatlarinda hece vezni şöyle tarif edi*lir: "Türklerin eskiden kullandıkları nazm ahengi, ölçüsü ki buna "Hisab-ı benân" "Parmak hisâbı" da derler. Parmak hesabı, Türk edebiyatının başlangıcından II. asra kadar yani Türklerin arûz veznini öğrenmesine kadar Türk nazmının yegane âhengi idi. Arûz vezni kabul edilmekle beraber hece vezni terk olunma*dı, Halk edebiyatında kullanıla geldi. Hece vezninin 3'den 16'ya kadar muhtelif heceli ölçüleri var*dır. 3, 4, 5 hatta 6 heceli ölçüler o kadar âhenkli olmamakla bera*ber ekseriya mesel gibi sözlerde kullanılmıştır: Yaş yetmiş İş bitmiş İnsan beşer Bazen şaşar. Gülme komşuna Gelir başına, mesellerinde olduğu gibi. Çokluk kullanılan 7, 8, 11, 14'lü hecelerdir. Arûz veznin cüz'lerine mukabil hece vezninde "duraklar" vardır ki mısra'lar okunurken oralarda hafifçe durulur. Arûzda mevzûn sözün cüz'le*re taksimi şart olmadığı halde hecede âhengin ruhudur. Bir kelimenin bir hecesi bir durakta kalır da diğer hecelen öbür durağa geçerse âhenk bozulur. Onun için kelimelerin durak*lara taksimi dikkat edilecek bir noktadır. " Yukarıdaki tarifi biraz daha genişleterek hece vezninin kulla*nılışı ve şartlarını şu şekilde izah edebiliriz: “Vezin kelimesinin manası ölçü demektir. Bu kelimeyi günlük hayatımızda da ölçmek, tartmak (mesele bir şeyin ağırlığının vezn etmek) anlamında kullanırız. Edebiyat dilinde 'vezin, mısra*ları teşkil eden kelimelerdeki hecelerin yapısına uygun âhenk öl*çüsüdür. Bu ölçü hecelerin hususiyeti ile alaalı olduğundan, her dilin yapısına göre kendiliğinden meydana gelir; vezin millidir, fertler tarafından bulunmuş, şahsi bir âhenk ölçüsü değildir. Türkçenin milli vezni hecedir; her mısrada hece sayısının eşitliği esasına dayanan bu vezne “Parmak Hisabı" da denilir.” Dilimizde Farsça ve Arapça'da olduğu gibi uzun söylenilen (sema, vali, hadise, câhil v.b.) hece yoktur; bütün heceler kısadır; yani aynı tarzda söylenilir. (çocuk, taş, oda, konak). İşte, bu sebep*le Türkçenin milli vezni, her mısrada hecelerin nev'ine değil, sayı esasına dayanır. Aruz, şiirde heceleri ölçmek (Pros'odie), ölçü ma*nasına da geldiği için, hece vezni yerine Türkçe Aruz, Milli aruz tabirleri de kullanılmıştır. Hece Vezni Kalıpları Bir mısraı teşkil eden kelimelerin hece sayısına kalıp denir: gerek kalıpları gerek o kalıbın kısımlara ayrılmasıyla meydana, ge*len duraklar millidir; her dilin yapısına göre kendiliğinden meyda*na gelir. Bunun için, hece veznini kullanan muhtelif milletlerde kalıp ve durakların farklı olduğu görülür; hatta bu fark, aynı dilin muh*telif devirlere ait eserlerinde de göze çarpar. İslam medeniyeti tesirinden önce ve sonraki hece kalıplanın, duralarının aynı ol*mayıp, az-çok farklı bulunmasının sebebini, birçok kelimelerin za*manla değişmesinde, yerlerini başka kelimelere bırakmasında aramak lazımdır. Dilimizin hece kalıpları çift ve tek heceliler olmak üzere ikiye ayrılır. Çift heceli kalıplar çoğu ikiye bölünür; tek heceliler, büyük kısım bir adet fazlasıyla başa gelerek yine ikiye bölünmek sûretiy*le duraklar teşkil edilir: ÇİFT HECELİ KALIPLAR 4’lü --(duraksız) 6’lı --(3 +3), (2 + 2 + 2) 8’li --(4 +4) 10’lu --(5 + 5) 12’li --(6 + 6), (4 + 4 + 4), (3 + 4 + 3 + 4) 14’lü --(7+7), (4+3+4+3), (3+4+3+4) 16’lı --(8 + , (4 + 4 + 4 + 4) TEK HECELİ KALIPLAR 5'li -- (duraksız veya serbest) 7’li -- (4 + 3), (3 + 4) 9'lu -- (5 + 4), (4 + 5), (3 + 3 + 3) 11'li -- (6 + 5), (4 + 4 + 3), (5 + 6), (7 + 4) 13'lü -- (7 + 6), (8 + 5), (4 + 4 + 5) 15'li -- (8 + 7) (4 + 4 + 4 + 3) Hece Vezninin Şartları "Hece vezni klasik, yani belli kaidelere bağlıdır: 1) Birinci mısradaki hece sayısı esas alınır; her mısraın hece sayı*sı bakımından bu ölçüye uyması şarttır: Her gece ta sûbh’a dek, seni andım ağladım Yokluğuna kahredip yandım yandım ağladım Çaresizlik bağlıyor kollarımı/yolumu Yokluğunu umuda bandım bandım ağladım. Bekir URFALI (Ateşin Düştüğü Yerden) Sağ elinizin başparmağından başlayıp, altıncı heceden itibaren tekrar başparmağınıza dönmek suretiyle yukarıdaki parçanın ön*ce birinci, sonra öteki mısralarındaki hecelerini sayar sarsanız, hepsi*nin aynı sayıda, on dört heceden ibaret olduğunu göreceksiniz. 2) Hece vezniyle yazılmış bir şiirde bütün mısralarda duraklar aynıdır; başka deyimle, mısralarda duraklar alt-alta gelir; duraklar*da kelime bölünmez. On dörtlü hece kalıbıyla yazılan yukarıdaki kıt'a (4 + 3 + 4 + 3) duraklıdır. Durakları aşağıdaki metinde görüldüğü gibi işaret ederiz: Akşam-üstü/ ovalara/ sanki bir yas/ bürünür: Duman alır/ yükseklerde/ ıssız kaya/ başını. Her gelincik/ uzaklardan/ bir damla kan/ görünür, Gaza yeri/ zannedersin/ toprağını/ taşını ... (. .. ) Rizâ TEVFİK - HASAN DAYl'dan İslamiyet’ten önce ve sonra da hece kalıplarının bugünkün*den hemen hemen farksız olduğu görülür; hatta mevzulara uy*gun vezin kalıpları seçmek gibi san' at incelikleri de kazanılmış bu*lunuyordu. Koşukların 13'lü, saguların7’li, 8'li, didaktik şiirlerin pek azının 5'li veya 6'lı çoğunun 7’li, 1O'lu, 12'li, 14 ve 15'li hece ka*lıplarıyla söylenilmiş olması, bu san'at anlayışının bulunduğunu ispat eder. " "Mûsikîde aynı cins seslerin tekrarı monoton ahenk, daha doğrusu ahenksizlik meydana getirir. Şiirde kısa hecelerin yan yana gelmesinden doğan ahenksizliği önlemek için mısralar kısım*lara ayrılır, durak yapılır." Görüldüğü üzere hece vezni, XX. yüzyılda hece vezniyle şiir yazma temayülünden çok daha önce .. İslamiyet’in kabulünden ev*vel- var olan Türk milletinin milli veznidir. Yenileşme cereyanları ile bu yerleşmiş geleneğimiz yeniden arûz vezni karşısında itibar görmeye başlamış, hece veznini bir Halk edebiyatı nazım türü ol*maktan çıkarıp, bütün sanatkarların rağbet ettiği bir tür haline getirilmiştir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|