05-11-2009, 07:13 | #1 |
Hedef mi değişti-Taktik mi değiştirildi?
Yeryüzünün her noktasında açık veya kapalı ya bir Mason teşkilatı vardır, ya da Masonlaşmış insanlar... Sessizdirler... Sinsidirler... Her zaman yeraltında çalışmayı tercih ederler... Güçlü de olsalar siyasi parti kurarak iktidarı ele geçirmeye hiç teşebbüs ettikleri görülmemiştir... Çünkü, kurulan her iktidar ya onlarındır, ya da içinde adamları bulunur... Memleket yansa/yıkılsa aldırış etmezler... Zira, her kaostan lehlerine bir çıkış olacağına inanmışlar... Onun içindir ki hiçbir yerde “mason hükümeti” yoktur... Amma, maalesef her hükümetlerde mutlaka bir veya birkaç mason üye bulundururlar... Bu huyları ve taktikleri kadim zamandan beri devam ediyor... Fakir fukaradan, dindarlardan, ağzı laf yapmayan kimselerden mason olur mu? Olmaz elbette... Ayrıcalıklı bir konuma sahip olduklarına inanırlar, masonlaştırmak istediklerine de aynı görüşü kabul ettirirler... Mesela Türkiye’yi ele alalım... Osmanlı paşaları, hatta bazı padişahlar bile masonluk oltasını yutmuşlar... Her mason kesinlikle siyonisttir, siyonizme hizmetle görevlidir... Zahiri bahanelere aldanan insan sayısı da maalesef artmaktadır... 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar meşhur bir masondu... Adnan Menderes mason olmamasına rağmen 19 olan kabine üyesi içinde yalnızca rahmetli Tevfik İleri’nin dürüst olduğu söylenir... Diğerleri full mason biraderlerden teşekkül etmişti... Mason biraderler muhtemelen Türkiyemizde alavere/dalavere yolu ile iktidar olmaya göz dikmişler... Darbeler masonlar için tutunacak en sağlam dallardan en önemlisidir. Gelelim ETÖ’ye: Hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir darbeye muhalefet etmeyen yerli masonlarımız Ergenekon içinde yuvalanmamış olabilirler mi? Sözgelimi, Bedrettin Dalan’ın gerçek dünya görüşü nedir? Mehmet Haberal masonlara ne kadar yakın, ya da ne kadar uzaktır? Ergenekon savunucularına da dikkat etmek lazım... Yargıya intikal etmiş, henüz netice alınmamış bir davaya şiddetle karşı çıkmanın maksadı içinde şüphe doğuracak unsurlar yok mu? Ergenekon dendiğinde umursamaz tavır takınan ve ironik eleştiriler öne süren Demirel ve de onun kadrolu çırağı Hüsamettin Cindoruk hiç bugüne değin masonluğa karşı çıkmışlar mıdır? Emekli generallerden Yahudi muhibbi Çevik Bir veya ikinci, üçüncü derecedeki çevikler, çabuklar hakkında neler düşündük, ne gibi bilgi sahibiyiz? Ergenekon çetesi meydana çıkmadan önce neredeyse Türkiye’nin yüzde 99’una yakınını “Sabateist” olarak damgalayan, bilahere ipliği pazara çıkınca şedit bir Siyonist olduğu meydana çıkan Ergenekon sanığı Prof.Dr. Yalçın Küçük mason mu, değil mi? Bizde öteden beri keskin muhalefet sahipleri kimi kötülemişler ise, kimi en fazla gündemde tutup etrafına korku çemberi çekmişlerse, bir bakıyorsunuz ki o adam eleştirdiği ülkenin, kesimin, grubun bendesi oluvermiş... Yalçın Küçük sabateizme hizmet için istihdam edilmemiş olabilir mi? Hayatı boyunca Amerika düşmanlığı yapan, ABD’yi şişirdikçe şişiren, korkulacak bir canavar gibi gösteren Doğu Perinçek aslında Amerikan muhibbi değil midir? Değilse en yakın adamlarını hangi sebeple Amerika topraklarına salmıştır? Hele bir de faşizm düşmanlarını tetkik eyleyin... Komünist diktatörlüğüne can veren, kan veren, propagandasını yapan yerli komünistlerimiz faşizmin hangi türüne girmektedir? Sözün özeti: Siyonist masonlar bazı partilerde kümelenerek, ya da Ergenekoncu esnafla güç ve gönül birliği yaparak hedef yenilemiş, taktik değiştirmiş olmuyor mu? Bundan böyle daha uyanık olmakta fayda vardır... Çünkü, en beğendiğiniz partilere dahi duhul etmiştir masoncuklarımız... ===================== Mazlumlara zulmetmek reva mıdır? Söyleyin. Hastaya Strikinin deva mıdır? Söyleyin. Yıllar yılı çar kulak dinlediğimiz beste Saba mıdır? Gazap mı? Neva mıdır? Söyleyin. Abdurrahim Karakoç - Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|