08-06-2009, 09:19 | #1 |
Hedef: Suikastlarla kaos oluşturmak
Ümraniye'de el bombaları ve fünyelerin ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon terör örgütü soruşturması dalga dalga büyüdü. Soruşturma kapsamında aralarında emekli generaller, yüksek rütbeli subaylar, emniyet mensupları, siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler ve işadamlarının da bulunduğu onlarca isim gözaltına alındı.
Hakkında iddianame hazırlanan sanıkların yargılanmaları Silivri'de sürüyor. 1. İddianame 1. Dalga 12 Haz. 2007 2. Dalga 26 Haz. 2007 3. Dalga 22 Ocak 2008 4. Dalga 21 Şubat 2008 5. Dalga 21 Mart 2008 12 Haziran 2007'de İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduda 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler ele geçirildi. Soruşturma genişletildi. İkinci dalgada eski Binbaşı Fikret Emek'in annesine ait Eskişehir'deki evde 26 Haziran 2007'de yapılan aramada 11 kilo plastik patlayıcı ve suikast tüfeği 'Kanas' bulundu. 22 Ocak 2008'deki dalgada Veli Küçük'le birlikte 31 kişi gözaltına alındı. 21 Şubat'ta yapılan operasyonda ise aralarında akademisyen ve gazetecilerin bulunduğu bazı şüpheliler tutuklandı. 21 Mart 2008'de gerçekleştirilen 5. dalgada Doğu Perinçek, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile İlhan Selçuk'un da aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. 2. İddianame 6. Dalga 1 Tem. 2008 Soruşturma generallere uzandı. ADD Genel Başkanı emekli Org. Şener Eruygur, emekli Org. Hurşit Tolon, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz tutuklandı. Gözaltına alınanlar arasında Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara temsilcisi Mustafa Balbay da vardı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün sağ kolu ve JİTEM'in kurucularından biri olarak bilinen emekli Jandarma Albay Arif Doğan'ın Beykoz'daki işyerine düzenlenen operasyonda iki Kalaşnikof ile bu silaha ait binden fazla mermi, çok sayıda tabanca, 10 adet el bombası ele geçirildi. Arif Doğan, 15 Ağustos'ta çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. 7. Dalga 18 Eylül 2008 Eski Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz, Sisi lakaplı Seyhan Soylu, oyuncu Nurseli İdiz ile beş teğmen ve bir askerî öğrenci gözaltına alındı. 6 askerî personelden 3 teğmen tutuklandı. Temiz, Soylu ve İdiz serbest bırakıldı. Soylu ve İdiz'in 28 Şubat sürecindekine benzer bir psikolojik zemin hazırlamak için çalıştıkları iddia edildi. 8. Dalga 23 Eylül 2008 Tuncay Özkan ile birlikte, eski İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, eski Ankara DGM savcılarından emekli Albay Tanju Güvendiren'in de aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. Özkan, Çapan, Güvendiren, Hüseyin Nazlıkul, Emcet Olcaytu ve Saçan tutuklandı. Güvendiren ve Nazlıkul ise tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. 3. İddianame 9. Dalga 7 Ocak 2009 Soruşturma kapsamında 12 ilde düzenlenen operasyonlarda eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, emekli generaller Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, Erdal Şenel ile Yalçın Küçük ve eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. 17 kişi tutuklandı. Şahin, mahkeme ifadesinde, 'Genelkurmay'dan bazı isimlerin kendisini göreve çağırdığını' söyledi. 10. Dalga 22 Ocak 2009 Eşzamanlı olarak 13 ayrı ilde gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında aralarında Türk Metal Başkanı Mustafa Özbek ve muvazzaf asker ve polislerin de bulunduğu çok sayıda isim gözaltına alındı. 'Ergenekon'un finansörlerinden biri' olmakla suçlanan Özbek tutuklandı. 11. Dalga 13 Nisan 2009 13 Nisan 2009'da yeni gözaltı haberleri geldi. Bu kez hedefte akademisyenler vardı. Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu ve Erol Manisalı'nın da aralarında bulunduğu 39 kişi gözaltına alındı. HEDEF: SUİKASTLARLA KAOS OLUŞTURMAK Ümraniye'de 27 adet el bombası ve fünyelerin bulunmasıyla başlayan soruşturma ele geçirilen her belge ve bilgiyle genişleyerek büyüdü. Soruşturma kapsamında işadamları, gazeteciler, siyasîler, emekli askerler ve bürokratların da bulunduğu onlarca kişi gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayla ilgili hazırlanan ilk iddianameyi 14 Temmuz 2008'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu. İddianamede, yapı 'terör örgütü' olarak nitelendiriliyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi bahçesinde yaptığı açıklamada, iddianamede ifade edilen 'terör örgütü'nün, herkesin bildiği klasik anlamda 'bölücü' veya 'ideolojik' terör örgütü olmadığını aktardı. Mahkeme, 86 şüpheli hakkında hazırlanan 2 bin 455 sayfalık iddianameyi 25 Temmuz 2008'de kabul etti. İddianamede, Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin tek 'maktul' olarak yer alıyor. Birinci iddianamenin ilk duruşması 20 Ekim 2008 Pazartesi günü yapıldı. İddianamede neler var? Ergenekon terör örgütü en başta, 'derin devlet' ifadesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür. İddianamede yer alan MİT'in Ergenekon tanımı: "Mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte 'Ergenekon' adı kullanılarak yürütülen çalışmaların; bu aşamada devleti/rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmiştir." Örgüt, amaçlarını daha iyi ve hızlı gerçekleştirebilmek, kolay adam temin edebilmek ve örgüt adına gerçekleştirdikleri eylemleri devlet adına yaptırdıklarına inandırmak için Ergenekon'u 'TSK bünyesinde faaliyet gösteren bir yapılanma' gibi lanse ediyor. Örgüt, terör gruplarının kontrol altında tutulması gerektiği üzerinde duruyor. İhtiyaç durumunda 'naylon terör grupları' oluşturularak terör dünyasına yön verilmesi ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınması gerektiğine inanıyor. Lobi, örgütün sivil unsurların örgütlenmesi için hazırlanan 25 sayfalık bir belge. Dokümanda genel olarak, örgütün sivil unsurlarının ne şekilde oluşturulacağı ve bunlardan nasıl faydalanılacağı yönünde yapılan veya yapılması planlanan çalışmaların anlatıldığı görülüyor. Burada görev alan 5 sivil yönetici ise Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Kuddusi Okkır, İsmail Yıldız ve Erkut Ersoy. Kürt-Türk çatışması hedefleniyor "Soruşturma kapsamında yapılan dönemdeki çalışmalarda; örgütün; ülkemizde Türk-Kürt çatışmasının başlamasına sebebiyet verecek DTP'li Ahmet Türk, Osman Baydemir ve Sebahat Tuncel gibi şahıslara suikast hazırlıkları ve planları yaptıkları tespit edilmiştir. Bu tespitler üzerine olayı gerçekleştirecek, tetikçilik yapacak olan sabıkalı ve yakalamalı şahıs yakalanmış ve istenmeyen olayların önüne geçilmiştir." Planlama ve Yürütme Kurulu (PYK) teşkilatın en üst birimi. PYK, devletin ve milletin bekası, yurtiçinde ve yurtdışında millî hakların ve menfaatlerin savunulması, kısa, orta ve uzun vadeli devlet politikalarının belirlenmesinden sorumlu. Sanıklar İlhan Selçuk, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Kemal Alemdaroğlu ve Fikri Karadağ örgütün üst düzey sorumlu ve yöneticileri. Küçük ile Tekin hem Ergenekon üst yapılanması ile irtibatları sağlıyor, hem de Lobi-Ergenekon sivil yapılanması ile yürütülecek ilişkilerde 'köprü personel' vazifesi görüyor. Nihai amaçları darbe "Şüpheliler bu örgütle çeşitli süreçler sonunda devletin tüm birimlerine sızıp devleti ele geçirmeyi amaçlamaktadırlar. Kurulan istihbarat birimi ile de bu amaçlarına ulaşmayı hedeflemektedirler. Ulusalcı vakıf ve dernekleri istihbarat elde etmede kullandıkları gibi, çeşitli internet siteleri ve yayın kuruluşlarını da hem baskı unsuru hem de örgütün amacının propagandasını yapmaktadırlar. Sonuç olarak Ergenekon'un görünürde nihai tek hedefinin, bir an evvel ülkede darbe zemini oluşturmak, ülkenin karışmasını, kaosa sürüklenmesini temin etmek, güvenliği zafiyete düşürmek ve böylelikle antidemokratik yollarla devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır." Ergenekon cephanelikleri Soruşturma kapsamında hazırlanan ilk iddianamede Ergenekon 'terör örgütü' olarak tanımlanıyor. İkinci iddianamede ise savcılık tanıma 'silahlı' ibaresini de ekleyerek, 'Ergenekon silahlı terör örgütü' tabirini kullanıyor. Soruşturması kapsamında bugüne kadar gerçekleştirilen operasyonlarda ele geçirilen yüzlerce el bombası, binlerce mermi, LAW silahları ve askerî mühimmatlar da savcıyı doğrular nitelikte. Zira, şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda aralarında suikast silahı Kanas ve Kalaşnikof'un da bulunduğu çok sayıda uzun namlulu silah ve onlarca tabancaya el konuldu. 12 Haz. 2007 Ümraniye Soruşturma, 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda, üzeri siyah naylonla örtülmüş ahşap bir sandıkta 27 adet savunma ve taarruz tipi el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler ele geçirilmesiyle başladı. 26 Haz. 2007 Eskişehir Emekli Binbaşı Fikret Emek'in ikamet ettiği, annesine ait evde yapılan aramada örgütün ikinci cephaneliği çıktı. Evde, 1 Kalaşnikof marka otomatik silah, 1 Kanas marka silah ve dürbünü, 1 adet 7,65 mm çapında tabanca ve susturucusu ile 12 adet savunma ve taarruz tipi el bombasının da bulunduğu çok sayıda askerî mühimmat ele geçirildi. 14 Ağu. 2008 Beykoz Üçüncü cephanelik haberi İstanbul'dan geldi. Veli Küçük'ün sağ kolu ve JİTEM'in kurucularından biri olarak bilinen emekli Jandarma Albay Arif Doğan'ın Beykoz'daki işyerine düzenlenen operasyonda iki Kalaşnikof ile bu silaha ait binden fazla mermi, çok sayıda tabanca, 10 adet el bombası ele geçirildi. 7 Ocak 2009 Sakarya Muvazzaf Yarbay Mustafa Dönmez'in Sakarya'daki yazlığında yapılan aramalarda toplam 22 adet el bombası, 7 tabanca, 1 Kalaşnikof ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Aynı ismin Sincan'daki evinde ise 3 tabanca, 1 makineli tüfek ve 1 Kalaşnikof olduğu tespit edildi. Sivas'ta ise 2 adet el bombası ve suikastlar için kullanılan 1 adet kalem silah bulundu. 7 Ocak 2009 Yeditepe Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın mütevelli heyeti başkanı olduğu Yeditepe Üniversitesi'ndeki ofisinde arama yapıldı. Dalan'ın özel kasasında 8 adet tabanca ve bunlara ait 7 binden fazla mermi ele geçirildi. 9 Ocak 2009 Gölbaşı Eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in evinde ele geçirilen kroki doğrultusunda Gölbaşı'nda kazı çalışmaları yapıldı. Yapılan kazı aramalarında 1 el bombası, iki dolu LAW silahı, çok sayıda Uzi mermisi ve 8 adet tabanca bulundu. 12 Ocak 2009 Sincan Yarbay Mustafa Dönmez'in evinde ele geçirilen kroki doğrultusunda Yenikent'teki kazı aramalarında 30 el bombası, 9 sis bombası, 10 aydınlatma fişeği, 800'den fazla G-3 piyade tüfeği mermisi bulundu. 4 DARBE GİRİŞİMİ DEŞİFRE EDİLDİ Soruşturma kapsamında hazırlanan ikinci iddianame 10 Mart 2009'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, 19'u tutuklu, 37'si tutuksuz 56 sanık hakkında hazırlanan bin 913 sayfalık iddianameyi 25 Mart'ta kabul etti. İkinci iddianamede örgüt 'yasama ve yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs'le suçlanıyor. Ergenekon'un darbeyi nasıl planladığı ayrıntılı olarak, belgelerle anlatılıyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve gazeteci Mustafa Balbay'dan ele geçirilen iki ayrı ancak birbiriyle örtüşen darbe günlükleri ikinci iddianamede geniş yer buluyor. İşte iddianameden çarpıcı bölümler Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe planları emekli Orgeneral Şener Eruygur ve ekibi tarafından hükümeti devirmek için hazırlanmıştır. "Söz konusu darbe planları incelendiğinde, 'Sarıkız' kod adlı darbe planının, darbe öncesi ülkede darbe zemini oluşturmak için yapılması gereken faaliyetleri içerdiği, 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' kod isimli darbe planlarının ise darbenin bizzat aktif olarak nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiği, 'Eldiven' kod isimli darbe planının ise gerçekleştirilecek darbe sonrası yapılacak faaliyetleri kapsadığı anlaşılmıştır." Ayışığı kod isimli darbe planı Mehmet Şener Eruygur'dan CD'ler içerisinde Power Point sunumu olarak ele geçirilmiştir. Planlanan darbenin ilk aşamasını oluşturduğu ve bu çerçevede, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün emekliye ayrılması ya da etkisiz hale getirilmesi, azami sayıda milletvekilinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı terk etmesinin sağlanması, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görevini sürdürmesi için yapılması gerekenlerin planlandığı tespit edilmiştir. Hilmi Özkök'ün istifası talebini içeren kendileri tarafından kaleme alınmış mektupları, muvazzaf askerler tarafından hazırlanmış görüntüsü verilerek Hilmi Özkök'e gönderilmek suretiyle onu baskı altına almaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Danıştay saldırısı Ergenekon işi Danıştay saldırısı Ergenekon terör örgütü tarafından yürütme organını devirmeye kalkışma eylemi olarak planlanmıştır. Darbe amacını gerçekleştirebilmek için TSK içerisinde Şener Eruygur'un emri ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün kontrolünde Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) oluşturulmuştur. Ergenekon tarafından kurulan ve yönlendirilen CÇG'nin hazırladığı devre raporlarının özünü AK Parti'nin 'parçalanması, devrilmesi' üzerine yapılan planlar oluşturuyor. CÇG'nin devre raporlarına bakıldığında bu faaliyetini aynen gerçekleştirdiği ve uygulamaya koyduğu anlaşılmıştır. Şener Eruygur'dan ele geçirilen 13 No'lu CD de bu faaliyetlerde harcanan paralarla ilgili düzenlenen tutanaklar olduğu, bu tutanaklardaki söz konusu harcamaların Jandarma Genel Komutanlığı'nın Haber Alma ödeneğinden karşılandığı, dolayısıyla tüm bu faaliyetlerin bizzat Eruygur'un emir ve talimatları ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Özden Örnek'ten ele geçirilen günlüklerden anlaşıldığı üzere, ulusal yayın yapan gazete ve televizyon sahiplerinin çağrılarak, iktidardaki hükümet aleyhine ve özellikle askerin hükümete bakış açısının sert mesajlarla topluma duyurulması amacıyla yayın yapılması için baskı yapıldığı ve bu yapılan baskılar sonucunda amaçlanan yayınların yapılmasının sağlandığı görülmüştür. Siyasî partiler Ergenekon kıskacında Ergenekon örgütü, siyasî partileri (CHP-MHP-AK Parti) ele geçirmek için de girişimlerde bulunmuştur. Ülkede kargaşa meydana gelmesini sağlamak amacıyla öğrencileri gösterilerle sokağa dökmeye çalıştıkları, bu amaçla bazı rektörlerle görüştükleri, ayrıca rektörlerden hükümete sert tepki göstermelerini istedikleri,bunun üzerine harekete geçen bazı rektörlerin hükümet aleyhine sert açıklamalar yaptıkları belirlenmiştir. Suikast planları ele geçirildi Soruşturma kapsamında şüpheli İbrahim Şahin'in ikametinde yapılan aramalarında suikast, eylem ve tedhiş planları çıkmıştır. Bu bağlamda; Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik ayrıntılı açıklamaların yer aldığı 'Tedhiş Planı' adı altında silahlı eylem planı ele geçirilmiştir. Danıştay davası, Ergenekon'a bağlandı Danıştay saldırısı Türkiye'yi derinden etkiledi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sebebiyle zaten gerilen toplum, medyanın da desteğiyle kutuplara ayrıldı. Belli bir kesime göre, hadise tamamen rejime yönelik bir eylemdi. Saldırıda hayatını kaybeden üye hâkim Mustafa Yücel Özbilgin için düzenlenen cenaze törenlerinde 'Türkiye laiktir, laik kalacak', 'Mollalar İran'a', 'Hükümet istifa' ve 'Başbakan katil' gibi sloganlar atıldı. Muhafazakâr kesimler hedef gösterildi. Tetikçi Alparslan Arslan, Salih Kurter, Süleyman Esen ve Ayhan Parlak'ın da aralarında bulunduğu şahıslar hakkında örgüt kurarak anayasal düzeni yıkmaya çalıştıkları iddiasıyla dava açıldı. Ergenekon terör örgütü sanıklarıyla Danıştay saldırısı arasındaki ilişkiler gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Ancak gazetelere yansıyan irtibatı mahkeme görmedi. Alparslan Arslan, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Osman Yıldırım, Erhan Ti-muroğlu ve İsmail Sağır'a ise müebbet hapis verildi. Davanın gerekçeli kararında, cinayetin Danıştay'ın 'türban düzenlemesi' sebebiyle gerçekleştirildiği aktarıldı. 'Ergenekon terör örgütüyle Danıştay saldırısı arasında bir bağlantının bulunmadığı1 ifade edildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılılığı, 7 Ekim 2008'de saldırıyla ilgili mahkemeye gönderilen belgeler dışında, Ergenekon soruşturmasına ait tüm belge ve beyanların getirtilerek yeniden bir karar verilmesini istedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararı oybirliğiyle bozdu. Ardından Danıştay davasının Ergenekon dosyasıyla birleştirilmesinin yolu açıldı. Ve sonunda iki dava birleşti. Danıştay saldırısında hüküm giyen 8 sanık, Ergenekon'da yeniden hakım karşısında. 1.İDDİANAME Veli Küçük Emekli Tuğgeneral. Adı ilk kez 3 Kasım 1996'daki Susurluk kazasından sonra duyuldu. Kazada hayatını kaybeden Abdullah Çatlı'nın, ölmeden önce telefonla son görüştüğü kişiler arasındaydı. Yeraltı dünyasıyla ilişkileriyle gündeme geldi. İddiaya göre, Ergenekon'la mafya arasındaki bağlantıyı Veli Küçük sağlıyordu. Kocaeli Jandarma Alay Komutanlığı yaptığı dönemde 'ölüm üçgeni' olarak adlandırılan 'Kocaeli-Sapanca-İstanbul' hattında işlenen faili meçhullere adı karıştı. JİTEM'in kurucusu olduğu ileri sürülüyor. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, kasten öldürmeye azmettirme, mala zarar vermeye azmettirme. İstenen ceza: İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. İddianamede, Küçük hakkında diğer suçlamalarla ilgili 194 ile 435 yıl arasında hapsi talep ediliyor. Muzaffer Tekin Emekli Yüzbaşı. Danıştay saldırısında azmettirici olmakla suçlandı. Saldırı olayının hazırlık soruşturması sırasında da gözaltına alındı. Tutuklanması istemiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi hakimliği'ne sevk edildi. Nöbetçi Hakimliğinde ifadesi alınan Tekin, daha sonra serbest bırakıldı. Ümraniye'de el bombalarının bulunmasının ardından ismi yeniden gündeme geldi. Bombaların sahibi olmakla suçlanan Oktay Yıldırım'ın yakın dostuydu. Ev ve işyerinde yapılan aramalarda 'Devletin Yeniden Yapılanması İçin Öneriler (Master Plan Ön Çalışması)' ibareli, kitap kapağı şeklinde dizayn edilmiş bir doküman bulundu. Tutuklandı. Suçlama: Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri bulundurma. İstenen ceza: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis. İlhan Selçuk Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve köşe yazarı. 21 Mart 2008'de Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu ile birlikte gözaltına alındı. Ergenekon'un sivil yapılanması olarak bilinen 'Lobi'de görev yaptığı ileri sürülüyor. Örgütün üst düzey yöneticilerinden. Veli Küçük'ün kurmak için yoğun çaba sarf ettiği 'Ergenekon Medyası'nın başına getirilecekti. Selçuk, 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra da gözaltına alınmıştı. Oktay Kurtböke ile beraber Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandı. İlhan Selçuk'un Ergenekon üst yapılanmasında yer alan 'Teori Tasarımı ve Planlama Dairesi Başkanlığı' (Sivil) bölümünün başında olduğu ve bu bölümü yönettiği ifade ediliyor. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik. İstenen ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapis. Doğu Perinçek İşçi Partisi Genel Başkanı. Kasım 1968'de arkadaşlarıyla Aydınlık Dergisi'ni kurdu. 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından, 20 yıl hapse mahkûm edildi. 2,5 yıl kadar hapis yattıktan sonra, Temmuz 1974'te genel afla serbest kaldı. Örgütte 'üst düzey yönetici olmakla' suçlanıyor. Ergenekon'la PKK arasında bağlantıyı sağlayan 'kişi' olduğu iddia ediliyor. Abdullah Öcalan'la Bekaa Vadisi'ndeki samimi görüntüleriyle hafızalara kazındı. Mao'cu kimliğiyle tanınan Perinçek, son dönemde 'ulusalcı' söylemiyle öne çıktı. 21 Mart 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, zorla hükümeti ıskata, teşebbüs, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, açıklanması yasak belgeleri temin etme. İstenen ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor. Diğer suçlamalara ilişkin de 192 ile 417 yıl arasında hapse çarptırılması öngörülüyor. Kemal Yalçın Alemdaroğlu İstanbul Üniversitesi eski rektörü. 27 Mayıs Darbesi'nden önce, 28 Nisan 1960'ta Menderes hükümetine karşı gerçekleştirilen öğrenci eylemlerinin içinde yer aldı. Karaköy Rotary Kulübü üyesi ve Taksim Toplantıları katılımcılarından. Ergenekon terör örgütünde İlhan Selçuk'un yardımcısı olarak görülüyor. Üniversite yapılanmasının başındaki isim olmakla suçlanıyor. Cumhuriyet'in 80. yıl kutlamaları çerçevesinde Ankara'da yapılan yürüyüşte 'Ordu göreve' pankartlarının altında yürüyen grupta yer alıyordu. 21 Mart 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Sorgusunun ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etme. İstenen ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapis. Oktay Yıldırım Emekli astsubay. 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen 27 adet el bombası ve fünyelerin sahibi olmakla suçlanıyor. Soruşturma kapsamında 13 Haziran 2007'de gözaltına alındı, sorgusunun ardından cezaevine gönderildi. Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Ergün Poyraz, Muammer Karabulut'la birlikte birçok 'ulusalcı' derneğin kuruluşunda görev aldı. Hrant Dink'in yargılandığı davayı takip eden isimler arasındaydı. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, silahlı terör örgütlerine silah sağlama. Ümit Sayın Adli Tıp farmokoloji uzmanı. Soruşturma kapsamında 21 Şubat'ta gözaltına alındı, sorgusunun ardından tutuklandı. Sayın'ın ismi, son dönemde Üzeyir Garih cinayetiyle gündeme geldi. Cinayette kullanılan bıçağa ilişkin kayıp dosyalar, Ümit Sayın'ın bürosunda ele geçirildi. Garih cinayeti hükümlüsü Yener Yermez, cinayeti üstlenmesi için kendisine 1,5 milyon dolar teklif edildiğini açıkladı. Ümit Sayın'ın, ifadesini değiştirmemesi için kendisini yönlendirdiğini ileri süren Yener Yermez, Ergenekon savcıları tarafından sorgulandı. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme. Kemal Kerinçsiz Avukat. Büyük Hukukçular Birliği Başkanı. Ocak 2007'de suikast sonucu öldürülen Hrant Dink ve Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk hakkında 301'den yargılanmaları için şikâyetçi oldu. Muzaffer Tekin. Oktay Yıldırım ve Sevgi Erenerol'la şehit cenazelerinde boy gösterdi. Veli Küçük'le birlikte 22 Ocak 2008'de düzenlenen operasyonda gözaltına alındı. Kemal Kerinçsiz, Hrant Dink'in yargılandığı Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Hakkı Yalçınkaya ile yaptığı telefon konuşmasıyla uzun süre konuşuldu. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, hükümete karşı silahlı isyana tahrik, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri bulundurma, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme. Hayrettin Ertekin 'Ünlülerin kuyumcusu' olarak tanınıyor. Business Channel'ın sahibi. Örgütün medya yapılanmasında yer aldığı iddia ediliyor. Her dönem MİT ve JİTEM görevlileriyle yakın olmasıyla bilindi, öyle anıldı. Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Abdülmuttalip Tonçer, savcılıktaki ifadesinde Hayrettin Ertekin'le kendisini, PKK itirafçısı JİTEM'ci Adil Timurtaş'ın tanıştırdığını söyledi. 21 Şubat 2008'de gözaltına alındı. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı TC hükümetine karşı isyana tahrik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, tutuklu, hükümlü veya suçu bildirmeme, açıklanması yasak bilgileri temin. Fikri Karadağ Emekli Kurmay Albay. Eski Kuvayı Milliye 1919 Derneği Genel Başkanı. Mersin'de silah üzerine yaptırdığı 'ölme, öldürme' yeminli toplantılarla gündeme geldi. Elinde '13 bin 500 kişilik hainler listesi' olduğunu açıkladı. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk ve bazı DTP'lilere düzenlenecek suikastın organizasyonunda yer aldığı öne sürüldü. 22 Ocak 2008'deki operasyonda gözaltına alındı. Mahkeme sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mahkeme ifadesinde hakkındaki iddiaları yalanladı. 2005 yılı Kasım ayında Kuvayı Milliye 1919 Derneği'ni kurduğunu anlattı. Ayrıca kendisinde olduğunu ve zamanı geldiğinde açıklayacağını söylediği 13 bin 500 kişilik 'hain listesi'nden haberdar olmadığını savundu. Söz konusu listeyi ilk kez İbrahim Özcan'dan duyduğunu belirtti. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama, tutuklu hükümlünün yerini bildiği halde yetkili merciye bildirmeme. İstenen ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapis. 2.İDDİANAME Emekli Orgeneral Şener Eruygur Eski jandarma genel komutanı. Emekli olduktan sonra Atatürkçü Düşünce Derneği'nin başkanlığına getirildi. 2004'te Ayışığı ve Sarıkız kod adlı iki darbe girişiminde bulunduğu iddia edildi. Ergenekon soruşturması kapsamında Temmuz 2008'de tutuklandı. 17 Eylül'de cezaevinde düşerek beyin kanaması geçirdi, hastanede yoğun bakıma alındı. GATA'ya sevki yapıldı. Ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Eşi Mukaddes Eruygur'un GATA'da bir albay tabiple yaptığı belirlenen görüşme kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Mukaddes Eruygur, kamuoyuna 'sızan' konuşmasında "12. ve 14. Ağır Ceza mahkemeleri bizden." diyordu. Doktor ise Eruygur'un sağlık durumunun iyi olduğunu, istenildiği takdirde taburcu edilebileceğini anlatıyordu. İkinci iddianamede, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'e atılan bombalarla ilgili olduğu aktarılıyor. Suçlama: Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, yargıç üzerinde nüfuz kullanmak, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma, halkı silahlı isyana tahrik etme, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme. İstenen ceza: Üç kez ağırlaştırılmış müebbet ile 328 yıla kadar ağır hapis cezası. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon Eski 1. Ordu komutanı. 1 Temmuz'daki dalgada gözaltına alındı. Cezaevine gönderildi. Sağlık gerekçe siyle yaptığı tahliye başvuruları reddedildi. Sahte rapor alarak GATA'ya sevkini istediği iddialarıyla gündeme geldi. 23 Ocak 2009'da yapılan son başvuruyla GATA'ya sevki gerçekleştirildi. 6 Şubat'ta ise 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Darbe planı yapıldığı tespit edilen toplantılara katıldığı, Ergenekon sanıkları ile derin telefon görüşmeleri yaptığı, yasadışı istihbarat raporları tuttuğu ve Doğu Perinçek'le yasadışı toplantılar düzenlediği ileri sürülüyor. Suçlama: Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek, halkı, hükümete karşı silahlı bir isyana tahrik etmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine veya iç veya dış siy asal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok etmek. İstenen ceza: Üç kez ağırlaştırılmış müebbet ile 302 yıla kadar ağır hapis cezası. Emekli Albay Arif Doğan 14 Ağustos 2008'de gözaltına alındı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İfadesinde JİTEM'in kurucusu olduğunu söyledi, "Ben bunun kurucusuyum. Yasalara uygun olarak terörle mücadele ettik. Faaliyet alanı OHAL bölgesidir." ifadelerini kullandı. Beykoz'daki işyerine düzenlenen operasyonda iki Kalaşnikof ile bu silaha ait binden fazla mermi, çok sayıda tabanca, 10 adet el bombası ele geçirildiği ileri sürüldü. Aynı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün sağ kolu olarak biliniyor. Güneydoğu'da işlenen faili meçhullere adı karıştı. Dört kişinin kurşuna dizilmesiyle ilgili olarak görülen 11 sanıklı JİTEM davasında da ismi geçiyor. Cem Ersever'le birlikte 'vur emrini' verdiği iddia ediliyor. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması, bulundurulması. İstenen ceza: 21 ila 50 yıl arasında hapis. Eski polis müdürü Adil Serdar Saçan Eski İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü. 23 Eylül 2008'de gözaltına alındı, tutuklandı. 2001'de Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan Ergenekon yapılanmasıyla ilgili belgeleri ele geçirdi. Her iki şahsın sorgusunu bizzat yaptı. Sorgunun ardından Tuncay Güney, yurtdışına kaçırıldı. Saçan, Ergenekon yapılanmasının üzerini örtmek ve örgütle ortak iş yapmakla suçlanıyor. Saçan'ın, 2001 yılında Tuncay Güney'le yaptığı mülakatın kasetlerini Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildirmediği ortaya çıktı. Mahkemenin talebi üzerine Emniyet'ten gönderilen yazıda, 'Tuncay Güney'in 2001'de emniyetteki mülakatına ilişkin kasetin de kendilerine bildirilmediği' kaydedildi. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama. İstenen ceza: 12 ila 23 yıl hapis. Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz Şener Eruygur'un jandarma genel komutanı olduğu dönemde İstihbarat Dairesi'nin başındaki isimdi. 29 Haziran'da Rusya'ya gittiği belirlendi. Ergenekon'daki görevi 'hükümeti yıpratmak'. 2001 yılında Abdullah Öcalan'ın hapis yattığı İmralı'da komutanlık yaptı. Evinde yapılan aramalarda eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de aralarında bulunduğu birçok ünlü ismin dinleme kayıtları bulundu. 16 Ocak'ta çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadesinde dinlemeleri itiraf etti, komutanının emrini yerine getirdiğini söyledi. Suçlama: Silahlı terör örgütü yönetme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme, TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, hükümete karşı silahlı isyana tahrik etme, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme. İstenen ceza: İki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 71 yıla kadar ağır hapis cezası. Eski milletvekili Turhan Çömez Eski Balıkesir milletvekili. Eski İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'la birlikte arananlar listesinde yer alıyor. Hakkında yakalama emri çıkarılan Turhan Çömez, soluğu yurtdışında aldı. Kaçtığı yönündeki haberleri yalanlayarak, çıkışının 'eğitim amaçlı' olduğunu söyledi. Ergenekon'un karargâhı Türk Ortodoks Kilisesi'nin basın sözcüsü bir başka Ergenekon sanığı Sevgi Erenerol ve aynı davanın sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'le samimi pozları medyaya yansıdı. Anayasa Mahkemesi'nin bir üyesi ve onun eşiyle AK Parti'nin kapatma davasıyla ilgili yaptığı telefon konuşması büyük yankı uyandırdı. Suçlama: TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma. İstenen ceza: Ağırlaştırılmış müebbet ile 22,5 yıl kadar ağır hapis cezası. Eski belediye başkanı Gürbüz Çapan Esenyurt eski belediye başkanı. Belediye başkanı olduktan kısa bir süre sonra bir gazeteye ortak olacak kadar mal varlığı edindi. Ergenekon'un finansörlerinden biri olmakla suçlanıyor. Evinde Başbakan'a yönelik suikast planları çıkan Ergenekon sanıklarından DHKP-C'li Asuman Özcan'la ilişkisi belirlendi. Diyarbakır'da Dev-Genç faaliyetleri içerisinde bulunduğunu, DHKP-C için Esenyurt'ta 100 konutluk arsa yeri verdiği ileri sürüldü. 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' iddiasıyla 27 Eylül 2008'de tutuklandı. Abdullah Öcalan'la ilişkisiyle gündeme geldi. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, bir adet ateşli silah ve mutat sayıdaki mermileri bulundurma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma. İstenen ceza: 8,5 ila 18 yıla kadar ağır hapis. Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi. Soruşturma kapsamında 5 Mart 2009'da ikinci kez gözaltına alındı. Hakkındaki suçlamalar ağırdı. Metris Cezaevi'ne gönderildi. Darbe günlükleriyle gündeme geldi. Çoğunlukla 1999-2005 yılları arasında tuttuğu notlarda, komutanlarla yaptığı görüşmelerin detayları yer alıyordu. Görüşmelerde AK Parti'nin nasıl düşürülebileceği tartışılıyordu. Balbay, cuntacı komutanlara 'nasıl bir strateji' izlemeleri gerektiğini anlatıyordu. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma hile ile alma çalma, hükümete karşı silahlı isyana tahrik etme, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme. İstenen ceza: İki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 48 yıldan 80 yıla kadar hapis. Medya patronu Tuncay Özkan Muhabirlikle başladığı medya sektöründe kısa zamanda patron oldu. Ergenekon bağlantıları tespit edildi. Savcılıkça ifadesinin alınmasının ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Eruygur'a bağlı olarak örgütün lobi (sivil toplum kuruluşları) kanadında yer aldığı ileri sürülüyor. Özkan, orduyu 'sessiz kalmakla' suçlamıştı. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma, TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme. İstenen ceza: İki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22 ila 54 yıl arasında hapis. Emekli Albay Hasan Atilla Uğur Soruşturma kapsamında Şener Eruygur ve Hurşit Tolon gibi isimlerle birlikte gözaltına alındı, tutuklandı. Abdullah Öcalan'ı İmralı Adası'nda sorgulayan ekibin lideriydi. Yıllarca Ankara ve Diyarbakır'da Jandarma İstihbarat Teşkilatı (JİT) grup komutanlığı görevinde bulundu. 2007 yılında kendi isteği ile emekliye ayrıldı. Şener Eruygur döneminde en kilit birim sayılan İstihbarat Başkanlığı'nda telefon dinlemelerini yürüten Mali-Teknik Daire başkanı olarak görev yaptı. Levent Ersöz'ün sağ koluydu. Suçlama: Silahlı terör örgütü yönetme, TC hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engelle meye teşebbüs etme, hükümete karşı silahlı isyana tahrik etme, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme. İstenen ceza: İki kez ağırlaştırılmış müebbet. Emekli hâkim Albay Tanju Güvendiren Dokuzuncu dalgada gözaltına alındı. 28 Şubat sürecinde Ankara'da cübbeleriyle gözaltına alınan Aczmendileri tutuklayan hâkimdi. 'Kudüs Gecesi'ni düzenleyen Refah'dan Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız ve 9 kişiyi cezaevine göndermişti. Kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM)'nde askerî üye sıfatıyla görev yaptı, MİT'in suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada eski Emniyet İstihbarat Başkanı Hanefi Avcı'yı tutukladı. Tansu Çiller'in DYP genel başkanı olduğu 2002 seçimlerinde Balıkesir'den milletvekili adayı da olmuştu. Eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in yakın dostu. Suçlama: Silahlı terör örgütüne üye olma. İstenen ceza: 7,5 ila 15'er yıl arasında hapis. Ferda Paksüt Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt'ün eşi. Adı, eski milletvekillerinden Turhan Çömez'le yaptığı görüşmelerle gündeme geldi. AK Parti'ye açılan kapatma davası sürecinde aktif rol oynadığı iddia ediliyor. İkinci iddianamede, Çömez'e kapatma davasıyla ilgili gizli ve stratejik bilgileri aktardığı ileri sürülüyor. Ferda Paksüt, basına yansıyan telefon görüşmelerinin ardından Ergenekon savcıları tarafından sorgulanmıştı. Suçlama: Silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme. İstenen ceza: 9 ila 15 yıla kadar ağır hapis cezası. 3.İDDİANAME Prof. Dr. Mehmet Haberal Başkent Üniversitesi rektörü. Ergenekon'un 'kurucusu' ve 'üst düzey yöneticisi' olduğu ileri sürülüyor. Soruşturmanın 12. dalgasında gözaltına alındı. Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı sona ererken ismi cumhurbaşkanı adayı olarak geçmişti. Bülent Ecevit'in başbakanken rahatsızlandığı sırada Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne yatırılmasını sağlamış, fakat Rahşan Ecevit'in ısrarı ile Bülent Ecevit GATA'ya sevk edilmişti. Ergenekon Davası'yla ilişkisi Kanal B televizyonunda ortaya çıkan ses kayıtları ve katıldığı Kent Otel toplantıları ile tespit edilen Mehmet Haberal, 'TC hükümetini ortadan kaldırmak ve iş yapmasını engellemek' ve 'Yasa dışı örgüt kurmak' suçlarından yargılanacak. Haberal, Metris Cezaevi'nde yatarken kalp sorunları nedeniyle 17 Nisan 2009 tarihinde hastaneye sevk edilmişti, hâlen hastanede yatıyor. Türk Metal İş Sendikası Başkanı Mustafa Özbek 1971 yılından beri sendikacılık yapıyor. İsmi, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın günlüklerinde geçiyor. Özbek, bu konuyla ilgili ziyaretçilerine "Yaktın beni Mustafa (Balbay)!" demişti. Aynı zamanda Avrasya Radyo Televizyonu'nun (ART) 'onursal başkanı'. Mustafa Balbay'la birlikte bu kanalda bir de program yapıyordu. Daha önce de ismi, Cumhuriyet Gazetesi'nin eki için sendika fonundan aktardığı para ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki seçimlerde Derviş Eroğlu'na 20 milyon Euro göndermekle anılmıştı. Ergenekon davasında ilk iddianamede ismi geçenlerden Kemal Kerinçsiz ile 'Türkiyem' platformu aracılığı ile bağlantısı olduğu tespit edilen Mustafa Özbek, Ergenekon soruşturmasının 11. dalgasında gözaltına alınmıştı. Özbek'in bürosunda ele geçirilen belgelerde çok sayıda suikast planı ve yoğun para trafiği saptanmış ve davanın genişletilmesinde kullanılmıştı. Yarbay Mustafa Dönmez Ergenekon soruşturmasının 10. dalgasında gözaltına alınmak istendi. Güvenlik güçlerine telefonda teslim olacağını söylemiş, ancak firar etmişti. 5 gün sonra teslim oldu. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve '6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet' suçlarından 3 Şubat 2009'da tutuklandı. Operasyon kapsamında Dönmez'in Sapanca'daki evinde 22 el bombası, 1 Kalaşnikof tüfek, 4 tabanca bulundu. Dönmez'in evinden çıkan krokiyle Ankara Yenikent'te yapılan aramalarda, 30 el bombası, 9 sis bombası, 10 aydınlatma fişeği, 800'den fazla G-3 piyade tüfeği mermisi bulundu. MİT'ten savcılığa gönderilen "Karargâh Evleri" adlı belgede Dönmez'in, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'le bağlantısı olduğu öne sürülüyor. İbrahim Şahin 1993 yılında Mehmet Ağar'ın emniyet genel müdürlüğü döneminde vekaleten Özel Harekât Daire Başkanlığı'na getirildi. Ergenekon operasyonunun 10. dalgasında 7 Ocak 2009'da gözaltına alındı. 'Ergenekon terör örgütünün amaç ve doğrultusunda faaliyette bulunmak için örgüt kurup yönettiği' gerekçesiyle 11 Ocak 2009 tarihinde tutuklandı. İddialara göre Şahin'e bağlı 12 suikast timi oluşturulmuş ve önemli isimlere yönelik suikastlar planlanmıştı. Bu isimlerden en önemlisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Ermeni cemaatinin dinî lideri Mesrob Mutafyan ve Alevi Dedesi Ali Balkız da suikast yapılacaklar arasında. Adı Ömer Lütfü Topal cinayetine de karışan Şahin'in, Abdullah Çatlı'yla arkadaş olduğu biliniyor. Yargılandığı Susurluk davasında 6 yıl hapis cezası alan Şahin'in cezası, 28 Mart 2000'de geçirdiği trafik kazası sonrası bilincini yitirdiği gerekçesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedildi. Emekli Orgeneral Kemal Yavuz Soruşturmanın onuncu dalga operasyonunda gözaltına alındı. Darbe girişiminde bulunmakla suçlanıyor. Eski Özel Harekâtçı İbrahim Şahin'e Sivas'ta bir Ermeni cemaat liderine yapılacak suikast ile ilgili talimat verirken telefon dinlemesine takıldığı ileri sürüldü. Ergenekon soruşturmasının 8. dalgasında gözaltına alınan gazeteci Tuncay Özkan ile birlikte televizyonda 'Gerçekler' adlı programı hazırlayıp sunmuştu. Emekli Orgeneral Yavuz, Şener Eruygur'un ziyaretçi defterine, 'Çok güç bir dönemden geçtik ve geçiyoruz. Bu mücadelede bazı zayiatlar vermemiz kaçınılmazdı. Şener Paşa onlardan biridir. Tarih yanılmaz. Çok zaman geç kalır, fakat yanılmaz. Her mücadeleden onurla çıkanlar da olacaktır, onursuzlukla da' ifadelerini yazmıştı. Eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç Ergenekon'un onuncu dalgasında gözaltına alındı. Evinde yapılan aramalarda 4 adet ajanda çıktı. Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan emekli orgeneraller Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz, eski Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin ve Kemal Gürüz ile evinde arama yapılan Sabih Kanadoğlu ve şu anda ABD'de olan Bedrettin Dalan'ın aralarında bulunduğu zanlıların önceki operasyonlarda tutuklanan Ergenekon sanıklarıyla sıkı ilişki içinde olduğu ortaya atıldı. 28 Şubat döneminde MGK genel sekreterliği yapan Kılınç, o dönemde etkin bir rol üstlenmişti. Söz konusu dönemde 9 saat süren meşhur MGK toplantısında alınan 15 maddelik 28 Şubat kararlarının altında imzası bulunuyordu. Prof. Dr. yazar Yalçın Küçük Soruşturmanın 10. dalgasında göz altına alındı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla hakkında 'yakalama, arama ve inceleme' kararı çıkarılan Yalçın Küçük'ün terör örgütü PKK'yla yakın ilişki içinde olduğu ileri sürüldü. Tam bir Abdullah Öcalan hayranı. Abdullah Öcalan ile birlikte birçok fotoğrafı bulunuyor. 1993 yılında basılan 'Dikine Bir Ülke' isimli kitabında, Abdullah Öcalan'ın adının geçtiği hemen her yerde 'kardeşim, arkadaşım' ifadelerini kullanıyor. Küçük'ün yayınlanan bir videosunda dağdaki PKK'lılara 'Selam baş kaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam kardeşime!' diye seslendiği görülmüştü. Tansu Çiller iktidarında güvenlik güçlerinin Abdullah Öcalan'a düzenleyecekleri suikastı, Öcalan'a haber verdiğini itiraf etmişti. Eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu Ergenekon davası 12. dalgasında gözaltına alındı. Örgütün "üst düzey yöneticisi" olmakla suçlanan Fatih Hilmioğlu'nun ismi de Mustafa Balbay'ın günlüklerinde geçiyor. Gözaltına alındığı sırada "Ben üniversitede Hizbullah'la mücadele ettim." sözleri dikkat çekmişti. 1954 doğumlu olan Hilmioğlu, 8 sene Malatya İnönü Üniversitesi rektörlüğü yaptı. Rektörlüğü sırasında gerçekleşen Tandoğan Cumhuriyet Mitingi için öğrencilerin sınavlarını ertelemesi ve servislerle alana öğrenci taşıtması ile gündeme gelmişti. Diğer rektörler gibi, 'TC hükümetini yok etmek veya iş yapmasını engellemek' ve 'Yasa dışı örgüt üyesi olmak' suçlamalarından yargılanacak olan Hilmioğlu, AK Parti hükümetine yönelik, "Onurlu bir şekilde seçime gitmezlerse, onursuzca indiririz. Yüzde 95'le de gelseler devletin yapacak bir şeyi vardır." sözleriyle de uzun süre gündemde kalmıştı. Prof. Dr. Erol Manisalı Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Nisan 2009'da tutuklandı. Hükümete karşı medyanın, sendikaların ve akademisyenlerin nasıl yönlendirileceğini ders verir gibi anlattığı ortaya çıktı. Manisalı askerlere, irtibata geçebilecekleri birçok ismi verip, güvenilir, kullanılabilir, yönlendirilebilir, yararlanılabilir' gibi özelliklerle referans göstermişti. Silivri Cezaevi'nde rahatsızlandı. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ameliyat oldu. Ameliyatın ardından avukatları Erol Manisalı'nın sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılması için mahkemeye başvurdu. İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Haziran'da Prof. Dr. Erol Manisalı'nın tahliyesine karar verdi. Tutuksuz yargılanıyor. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran 2000 yılında Uludağ Üniversitesi Rektörü oldu. Yurtkuran, emekli Orgeneral Şener Eruygur'un tutuklanmasının ardından Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Vekilliği'ne seçildi. Başörtüsünün serbest bırakılmasına karşı çıkan rektörler arasında yer aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Rektörler kendi işine baksın" tepkisine, "Rektörler zaten kendi işine bakıyor. Halkı aydınlatmak bizim asli işimizdir" cevabını verdi. 13 Nisan'da Ergenekon'un rektörler dalgasında gözaltına alınan Yurtkuran, darbecilere destek vermekle suçlanıyor. Cezaevinde bulunan Yurtkuran, testis kanseri tedavisi gördüğünden tahliyesini talep etmişti. Mahkeme tahliye talebini kabul etmedi. Prof. Dr. Ferit Bernay Prof. Dr. Ferit Bernay, 2008 yılının Temmuz ayına kadar Samsun 19 Mayıs Üniversitesi rektörlüğünü yürütüyordu. 'Örgüt kurmak ve yönetmek' ve 'TC hükümetini ortadan kaldırmak' suçlamalarından yargılanacak. İfadesinde, "Rektörlük yaparken Jandarma genel komutanı olarak verdiği brifing dolayısıyla Eruygur'la tanışıyorum." demişti. Cumhuriyet mitinglerine katılmaları için öğrencilerini yönlendiren bir başka rektör olan Bernay, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın gözaltına alınmasından sonra "Sıra Bizde" mitingleri de düzenletmişti. ZAMAN
Konu Ertuğrul ÖZGÜL tarafından (08-06-2009 Saat 09:24 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-06-2009, 09:21 | #2 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|