10-08-2009, 12:09 | #1 |
Hem öldürün hem susturun
14 yaşındaki Ceylan’ın ölümünü araştırmak için köye gidemeyen savcılık, soruşturma dosyasına mahkemeden gizlilik kararı aldırdı. Diyarbakır Lice’de askerî birlikten atıldığı öne sürülen patlayıcı sonucu ölen 14 yaşındaki Ceylan Önkol’la ilgili soruşturmaya, olaydan 10 gün sonra gizlilik yasağı geldi. “Can güvenliğim yok” diyerek olay yerine gitmeyen savcılığın “gizlilik” kararı tepki çekti. Kızlarının öldüğü olayla ilgili bilgiler veren Önkol ailesi ise Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Çolak tarafından adeta fırçalandı. Aileye “TSK’da eğitim mi gördünüz? Bunun mayın olmadığını nereden biliyorsunuz” diyen Çolak hakkında DTP de “delilleri kararttığı” gerekçesiyle suç duyurusu yaptı.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde öldürülen 14 yaşındaki Ceylan Önkol cinayetiyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Savcı Mustafa Kamil Çolak, dosyadaki bilgi ve belgelerin “kamu güvenliği açısından sakıncalı” olduğu gerekçesiyle “gizlilik” kararı aldı. Soruşturmayla ilgili gizlilik kararı alan savcı, olayda sorumluluğu bulunanlar yerine Önkol ailesini sorguya çekti. Patlamadan ancak üç gün sonra olay yerine giden Lice Savcısı Mustafa Kamil Çolak, kardeşinin ölümünün mayından kaynaklanmadığını söyleyen Ceylan’ın ağabeyi Rıfat Önkol’un yeniden ifadesini aldı. Ağabeye mayın sorusu Rıfat Önkol, savcının kendisine “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde eğitim mi gördün? Bunun mayın olmadığını nereden biliyorsun” biçiminde soru sorduğunu belirterek şunları anlattı: “Olay günü, yüzlerce insan oradaydı. Bu insanların can güvenliği vardı da, yekililerin mi can güvenliği yoktu? Mayının nasıl bir tahribat yarattığını biliyoruz. Olayın olduğu alanda 10 yıldan beri hayvan otlatıyoruz. Ve o alanı kullanıyoruz. Bu nedenle mayın olmadığını ifade ettim. Ben gördüklerimi, yaşadıklarımı söylüyorum. Kız kardeşimin elinde dara denen ağaç dallarının kesimi için kullanılan metal vardı. Bu alet de isabet alması sonucu eğilmiş. Orak halen evimizde duruyor. Delil olarak kullanılabilir. Tüm bunların tutanaklara geçmemesi ve sadece bizim kamuoyuna aktardıklarımızı sorgulaması düşündürücüdür. Çevrede üç-dört karakol var. Sürekli izleniyor. Kimse askerlerden habersiz adım atamaz. Biz gerçek faillerin ortaya çıkmasını istiyoruz.” Muhtarın cevabı Yayla köyü muhtarı Abdulsamet Gencioğlu da savcı tarafından sorgulandığını söyledi. Gencioğlu, savcının “Mayın olmadığını nereden biliyorsunuz” sorusuna, “Mayın olsaydı ayağı kopardı, bomba olsaydı eli parçalanırdı. Ama Adlî Tıp’a gönderilseydi gerçek ortaya çıkardı” diye karşılık verdiğini kaydetti. DTP’den savcıya suç duyurusu DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise soruşturmada suç delillerini kararttığı gerekçesiyle Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Çolak hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvuran Demirtaş, Savcı Çolak hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını istedi. Soruşturmaya yönelik kuşkular arttı Serdar Çelebi (Avukat): Gizlilik kararı Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu’nun 153. maddesinde düzenleniyor. Her dosya için ayrı bir gerekçe belirtilmez, sadece soruşturmanın amacının tehlikeye düşüyor olması halinde karar alınır. Başından itibaren soruşturmanın yürütülüşüne ilişkin kuşkularımız vardı. Şimdi bu karar kuşkularımızı arttırdı. Bu kararın ardından da genellikle soruşturma takipsizlikle sonuçlandırılıyor. Basın, dosyalar hakkındaki bilgileri genellikle avukatlardan alırlar. Biz dosyaya ulaşamayınca kamuoyu da konudan haberdar olamıyor. Mehmet Emin Aktar (Diyarbakır Barosu Başkanı): Kamu güvenliği tehlikesi gösterilmiş. İşin doğrusu kamuoyunun kararını merakla beklediği bir soruşturmada gizlilik kararının alınmış olmasında kamu yararı değil, kamu zararı vardır. Savcılığın gizlilik kararı alması, bu olayı kamuoyunun gözünden kaçırma çabasıdır. Engin Cirmen (Avukat): Bu karar yasaya uygundur ama hukuka aykırıdır. Bu karar hukukun genel ilkelerine aykırıdır. Bu karar alınınca bu dosyadan kimsenin haberi olmayacaktır ve büyük bir kuşku ortaya çıkacaktır. Taraf/FARUK BALIKÇI/DİYARBAKIR - Istanbul - 08.10.2009
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-08-2009, 12:41 | #2 |
Peki sana bişey soracam Asi İsyankar o gazete de hem öldürün hem susturun mu yazıyordu ? yoksa başlık kendi kişisel görüşlerini mi yansıtıyor ?
Yanlış anlaşılmasın ama o bölgenin insanı zaten kız evlatlarını bir eşya gibi gördüklerinden pek değer vermezler idi. Tabii herkes insan, herkesin canı can fakat nereden geldiği ve kimin attığı belli olmayan havan mermisi ile öldürülen kızın faturasını devletimize kesmek için böylesine provokasyon yapılmış olmasın sakın ? zaten genelkurmay başkanlığı açıkladı. yaptığımız araştırmaya göre o bölgede birliklerimizin hiçbiri atış yapmamıştır. Halen daha birileri bazı kişi veya kişileri devlet düşmanlığına sevk etmek için böylesine provokasyon yapıyorlar... üç kuruş başlık parasına sattıkları kızları şimdi bu kadar değerli mi oldu ? |
|
10-08-2009, 12:49 | #3 |
İşte biz o bölgeyi 50 yıldır böyle kaybettik.Bu vuku bulan 100 lerce vakadan sadece biri.Kaba kuvvet ülkeyi ne hale getyirmiş.yeni yeni haberimiz oluyor.
O savcı canınıdan korkmuş.Orada görev yapan sağlıkçılar , öğretmenler , polisler , askerler ne yapsın.Savcının daha dikkatli olmasını beklerdim. Aadamların eline koz verildi.Ayıklansın pirincin taşıda göreyi.çünkü pirinçten çok taş var. |
|
10-08-2009, 12:50 | #4 | |
Alıntı:
http://www.taraf.com.tr/haber/41931.htm Kızlara değer verip vermediklerini sen nerden biliyorsun? Haydi diyelim doğu ve güneydoğu da kızlara değer vermiyorlar. Siz doğu ve güneydoğudaki insanları cani mi sanıyorsunuz.! Bir daha diyorum; bir ortama girmediğiniz müddetçe insanlara ön yargıyla yaklaşmayın.! Unutmayınki katı insanlar Türkiye'nin her tarafında var. Batıdakiler çok mu iyi insanlar oluyor? Üç kuruş başlık parası doğu ve güneydoğunun tümünde yok merak etmeyin. Onu geri kalmış insanlar uygulamaktadır hala. Devlet devlet olsaydı böyle olmazdı zaten. Devletçi olmayın milletçi olun öncelikle. Devlet suçlanacak tabiki arkadaşım. Çünkü Devlet en azından bu kızın hesabını doğru dürüst şekilde sormuyor kimseden. |
||
10-08-2009, 13:10 | #5 |
Yıllarca köylerde vekil öğretmenlik yaptım.Hemde orta Karadeniz'in köylerinde.Adam ineği için baytar getiriyor.250 lira veriyor onu ameliyat ettiriyor. 5 liralık gaz yakıp kız çocuğunu sağlık ocağına götürüp de , keneyi aldırmıyor ve kopartıyor.
Yine bir kız çocuğu bahçe kapısını üzerinden kafa üstü çakılıyor.onu hastaneye götürmüyorlar.Sakat kalması uğruna. Önemli olan bunların engellenmesi lazım ama adam kız çocuğu dememiş.Girişimlerde bulunmuş.En azından savcının araştırıyoruz soruşturuyoruz demesi lazımdı.Tehdit etmemesi lazımdı.Kurumların yanlışlarının faturalarını millete çıkartmaktan ne zaman vaz geçeceğiz.ne zaman sorumluluk sahibi davranılacak. |
|
10-08-2009, 13:13 | #6 |
Genel kurmay boğazköyden çıkan lav silahlarını da biz eait değil , envanterimizde yok demişti ama MKE faturayı çıkarttı.Genelkurmaya lav silahlarınınsattığını açıkladı ve kimse çıkıpta hayır bizim değil diye itirazda bulunamadı.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|