İşte 6 kişinin tartıştığı, AK Parti'den her hangi bir temsilcinin bulunmadığı ve "Her açıdan" skandal niteliğindeki programdan inanılmaz diyalog örnekleri;

MUHALEFET DE DİN ÜZERİNDEN SİYASET YAPSIN

Kamer Genç: Tayyip Erdoğan oğlunu evlendirdiği zaman ne kadar para topladın dedik açıklamadı. Dünyanın parası toplandı. Alışverişleri var, ihaleleri var. Osman Pepe'nin oğlu, 500 milyon dolarlık tersane aldı. Enerji Bakanı'nın kızıyla evli. Dini alet ederek siyaset yapacaksa Ana Muhalafet de yapsın. Bütün yeteneksizliğine, bütün yetersizliğine rağmen dini siyasete alet ederek buralara geldi.

RUHAT MENGİ BAKIN ORTALIĞI NASIL KIZIŞTIRIYOR

Ruhat Mengi: Eş durumundan yazar Ruhat Mengi de, "Sezer alır teriyle aldığı iki katlı evi bile villa diye eleştirirken neden bu aktarılan paraların hesabı sorulmuyor" sözleriyle dikkat çekti. Mengi, kaçak Kur'an kurslarına Başbakan destek verdi. Size dinsiz derler dedi. Bugün de diyor ki neden dini siyasete alet ediyorsunuz? Ben AKP'ye nasıl dini siyasete alet ediyorsunuz diyorsam CHP'ye de derim. Ben gazeteciyim derim. Ecevit'e oy verenler arasında başörtülüler yok muydu? Öyle bir ortam çıktı ki, laikliğe inananlar dine uzak, inanmayanlar yakın, başörtülüler dine yakın, olmayanlar dine uzak. Böyle bir şyi Sayın Baykal ezber bozmak olarak nitelendirdi. Biz eleştirilerimizi yapacağız, sizler açıklamalarınızı yapacaksınız."

BATUM BAYKAL'I İZLEMİŞ, KULAKLARINA İNANAMAMIŞ

Süheyl Batum: Prof. Dr. Süheyl Batum da, "Nasıl oldu da, yu yargıyı, YSK'yı, denetim mekanizmaları kullanmadı. Bunun üzerine kim gidecek. Tabi ki muhalefet. Baykal'ı izledim ve kulaklarıma inanamadım. Bunlar dururken kur'an Kursları'nın açılmasının neden önemli olduğunu anlatıyordu. Ben buna konu olan sayın başkanın bile bunu yapmak istediğine ihtimal vermiyorum. Muhalefet partisinin başkanı bile asıl sorunları bırakıp Kur'an Kursları meselesine el atıyor. Tolon 7 ay kaldı, sonra aa kusura bakmayın delil yok dediniz ve bıraktınız, buna sebebiyet veren medyanın yüzde 80'i orada. Biz bunu tartışacağımıza Kur'an Kurslarını tartışıyoruz. Kaçak Ku'an kurslarına ceza ile ilgili düzenlemeleri bu hükümet kaldırdı. Yasağı kaldırdılar, oraların bir daha açılmasını engellenmesini kaldırdılar, cezayı azalttılar. Türkiye'de Kur'an Kursu ihtiyacı varsa tbi ki bu DİB'nin kontrolünde olacak. Sayın Baykal bunu söylemedi. Evet, tabi ki belediyeler bunu yapacak. dedi.

BAKIN SİRMEN'İN AMACI NEYMİŞ!

Sefa Sirmen: Kur'an Kursu açılımının mimarı CHP'li Sefa Sirmen ise, konunun tamamen kendisinin dışında geliştiğini iddia etti ve bakın kendisini nasıl savundu: "Bizim projemizin kapsamı her mahalleye Kur'an kursu değil, mahalle velerinin içinde böyle bir hizmet. Ben de üzüüyorum, böyle önemli meseleler varken böyle konuların konuşulmasına üzülüyorum."

Mengi'nin, Başbakan Erdoğan'ın siyaset ve din ile ilgili yorumunu hatırlatması üzerine Sirmen, "Konya'da kurs yıkıldı. Kocaeli'de de gayrı resmi olarak farklı amaçlarla yönlendirilen kurslar var ama buna müdahale edilmiyor. Önümüzdeki 5 yıl ne yapacağımızı anlatan broşürlerimiz var. Yüzlerce projemizin içinde burada mahalle projeleri diye bir bölümün altında mahalle evleri projesi ve izinde farklı başlıklar var ve sonunda da Kur'an Kursları var. Bu konuyu ben çıkartmadım ortaya. Bir sürü baskılara rağmen ben muhalefette 3 dönem başkanlık yaptım. Bunun için Kur'an'ın doğru öğrenmesi çok önemli. Ben farklı alanlara çekilmesine engel olmaya çalışıyorum. Diyanet yapmıyor, Cami dernekleri yapıyor. Ne oluyor, izinsiz açılıyor. Diyanet şu anda hoca gönderiyor ve ona ücret ödüyor. Ben CHP'den belediye başkanı seçildim ama herkesin belediye başkanı olacağım. Sen orada bilgisayar kursunu koymuşsun, müftülük de Kur'an Kursu açalım demiş ona imkan vermeyelim öyle mi, öyle mi istiyorsunuz? Mekan varsa, burası kur'an kursu'dur diye bir zorunluluğumuz yok. İhtiyaç varsa diyoruz. Bu yerel bazda bir söylem. Bu, partimizin bir programı değil, benim kendi programım. Olayın şekli farklı.

GÜRTUNA ÖYLE BİR CÜMLE SARFETTİ Kİ!

Ali Müfit Gürtuna: Eski İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna da AK Parti'yi hedef aldığı konuşmasında ilginç bir Bizans örneği verdi: "Türkiye'nin ortamına bakıyorum, tartışılan konularının hiç birisinin Türkiye'nin net sorunlarıyla alakasının olmadığını görüyorum. Türkiye'nin dışında 22 ülke psikolojik operasyon yapıyor. Türkiye'yi kendi rotasından çıkarmak ve operasyon yapan ülkenin rotasına sokmak. Bunun en iyi yolu da, varolan gündemi kendilerinin belirlemesi. İstanbul'un fethi gerçekleşirken Bizans'ın aristokrasisi meleklerin cinsiyetini tartışıyordu. Türkiye'nin gidişi ile alakası olmayan bir tartışma ortamındayız. Bu oyunlar Türkiye üzerinde oynanıyor. Türkiye'nin tekstili, tarımı bitmiş. 35 milyon insan ekmek yiyor bu alanlardan. Kobiler bitmiş. Türkiye'nin borcu 500 milyar doları aşmış. Türkiye'de sorunlar dağ gibi büyürken çözüm ortaya çıkan ortamda yönetilemez hale geliyor Türkiye. İki karpuz bi koltuğa sığmaz. Kafasını yemeye endeksleyen birinin proji üretme kaygısı olamaz. Koltuk hırsına girmiş olan bir yapı, asla bir şey yapamaz. Yağma kültürünün oluştuğu ortamda bir hizmet olmaz. Bunun bedelini bağımlı hale gelerek ödüyoruz. Tehlikeli bir yapı var. Osmanlı'nın dünkü tarihi derstir. Biz Osmanlı'nın son döneminde bugünkü topraklarımızın 17 katı toprak kaybettik. Ahlaki çöküntü yağma kültürünü beraberinde getiriyor. Soygun ortamı varsa asla iş yoktur. Sorun vardır. Türkiye haçlı döneminde bile bu kadar yağmalanmadı. Benin dönemimde bir tek yeşil alan imarı yapılmamıştır. Bir tek kaçak yapı yaptırılmamıştır."

DİSK'İN KUR'AN KURSU RAHATSIZLIĞI

Rıdvan Budak: DİSK'e bağlı Tektsil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak da, Kur'an Kursu açılımı ile ilgili rahatsızlığını "Bu söylem sadece Kocaeli'de kalmalı" sözleriyle dile getirdi. Camilere mi ihtiyaç var, okullara fabrikalara mı ihtiyaç var. Her tarafta camiler var. Bir yerde 3 cami.