Neredeyse her evin altında kendi imkanlarıyla yaptıkları ilkel sığınaklar var...

Hakkari ve Çukurca'ya PKK tarafından düzenlenen saldırıdan sonra, askeri birlikler tarafından sınır ötesi operasyon başlatıldı. Hükümet "Sonuç alınana kadar devam edecek" diyerek kararlılığını tüm dünyaya ilan etti. Peki çarşamba akşamı Çukurca'da neler yaşanmıştı? 24 Mehmetçik nasıl şehit olmuştu? Çukurca'daki coğrafi yapı, aslında bu soruların hepsinin cevabını içinde barındırıyor. Yaklaşık 2 bin hanenin bulunduğu Çukurca, İran ile Irak sınırının kesiştiği noktada bulunuyor.

Mermi izleri duvarda

Vatan'dan Öge Demirkan'ın haberine göre; Çatışmanın yaşandığı birliklerde, duvarlardaki mermi ve roket izleri hala tazeliğini koruyor. Özellikle 3 şehidin olduğu "Asayiş Tepe" adı verilen Asayiş Komando Bölüğü'ne ait binalarda ve duvarlarda mermi delikleri hemen dikkat çekiyor. Birlik ile evlerin arasında 20 metre mesafe yok. Bu evlerin duvarında tek bir mermi izi bile yok... 30 yıldır bir nevi savaşın yaşandığı Güneydoğu'da halk silah seslerine alışık. Ama o gece hemen diplerinde yaşanan şiddetli çatışma bölge halkını tir tir titretmiş. Yaklaşık 2 bin evin olduğu Çukurca'da evlerin birçoğunda sığınak var.

En tehlikelisi roket ve havan

Bu sığınaklardan biri de Diren Ailesi'ne ait. Baba Hakkı Diren fotoğraf çektirmek istemiyor ama 4 çocuğuyla çarşamba akşamı yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Gece yarısı silah sesiyle uyandım. Bu bölgede gece silah sesi duymak normaldir. Ama bu sefer çok şiddetliydi. Öyle ki 2004 yılında evimi yaparken odanın altına yaptırdığım sığınağı ilk defa kullanmak zorunda kaldık. Çocukları ve eşimi kaptığım gibi sığınağın kapısını açtık ve içeri girdik. En çok da roketten korktum. Çünkü mermi bu sığınağın içine kadar girmez. Ama duvar ker*** olduğu için roket deler geçer ve nerede patlayacaği belli olmaz. Benim eve gelirse de bu sığınak ona dayanmaz. Bir de havan tehlikelidir çünkü nereye düşeceği beli olmaz."

3 yaşındaki kızım bile silah sesini tanıyor

Hakkı Diren, çatışmanın yaşandığı bölgeye çok yakın bir evde yaşıyor. O gece tam 4 saat sığınakta kaldıklarını söylüyor: "Çocuklar korkularından sabaha kadar ağladı. Ufak olmalarına rağmen çatışma nedir, silah sesi nedir bilirler. Buradaki bütün çocuklar bilir. Ama o akşam onlar da çok korktu ben de..."


habername

Saldırıda 200 teröristten bahsediliyor. Doğru mu? Ayrıca bu teröristlerin taşıması kolay basit silahlarla saldırmadığı, ağır silahlar kullandığı da söyleniyor. Üstelik söylenene göre bu ağır silahlar, K. Irak'tan katırlarla yaklaşık bir haftada getirilmiş. Bu da doğru.

Gelelim can alıcı soruya. Peki bu teröristler ağır silahlarıyla beraber nasıl birkaç saat içinde geri K. Irak'a döndüler? Ya da K. Irak'a dönmedilerse, yüzlerce terörist ağır silahlarıyla nereye kayboldu?


Kimsenin günahını almak istemem ama bu satırlar beni fazlasıyla düşündürüyor.

Zaten ortada istihbarat ve yapısal anlamında bir zayıflığın olduğu çok açık. Bunlar 10'ar kişilik gruplar halinde saldırı bölgesine gelmiş. Hedef seçtikleri yerler, en savunmasız karakollar deniyor. Dün Şamil Tayyar'da bu konuya dikkat çekti ve o karakolların orada olmaması gerektiğini, askerin karakolu savunma pozisyonundan vazgeçip, arazide alan savunması yapması gerektiğini söylemişti. Karakolda kalıp savunma yaparsa, elbette bir terörist bile ölmez.

Ayrıca teröristler o kadar profesyonel ki; değil koca uçak, heronların bile uçmasına engel olan hava koşullarında saldırıya geçmişler.