![]() |
#1 |
![]() Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han, tahttan indirilişinin yıldönümünde bir defa daha hayırla yad ediliyor.
![]() Osmanlı’nın emaneti olan topraklarda ortaya çıkan tüm çözümsüzlüklerin Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesi ile başladığı gerçeği tüm açıklığı ile ortaya çıktı. Sultan’ı tahttan indirmek için Saray’a giden 4 kişilik ekipte sadece Ermeni, Yahudi, Arnavut ve melezlerin yer alması da her şeyi gözler önüne seren bir bilgi olarak hafızalarda yer alıyor. SULTAN İSLAM DÜŞMANLARINI TELAŞLANDIRDI Abdülhamid Han’ın akıllı ve tedbirli siyaseti ile bütün İslam alemini kendisine bağladığını gören Batılılar, Osmanlı Devleti’nin iyiye gidişini durdurmak ve yıkmak için Abdülhamid Han’ı tahttan indirmenin şart olduğunu anlamışlardı. İngilizler ve Siyonistler, bir taraftan Padişah aleyhine faaliyette bulunan İttihad ve Terakki Cemiyeti’ni desteklerken, diğer taraftan Arabistan Yarımadası’nda bedevi kabilelerini ve Doğu Anadolu’da Ermenileri Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırttılar. Bu arada Sultan Abdülhamid, Ermenilerin Avrupa devletlerinin dikkatlerini çekmek üzere giriştiği isyanları anında bastırdı. SİYONİSTLERİHUZURUNDAN KOVDU Cennetmekan Sultan, memlekette çok büyük imar ve eğitim faaliyetleri başlatarak, çoğu şahsi parasından karşılanan cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü ve imarethane yaptırdı. Yunanlıların Girit’te isyan çıkartarak Türkleri katletmeye başlamaları üzerine Yunanistan’a savaş ilan etti. Bu savaş sonucunda Osmanlı Ordusu Atina’ya dayandı. Filistin ve civarı için gelen Yahudilerin, “Osmanlı’nın borcunun tamamını biz ödeyelim. Sen de bize Filistin’de toprak ver” teklifini ise Abdülhamid Han, “Bu topraklar kanla alındı. Kanla verilir” deyip reddetti. Sultan, Siyonist heyetin başındaki Teodor Herzl’i huzurundan kovdu ve Filistin’i hususi vakıf yaptı. Herzl; “Bu adam Osmanlı’nın başında olduğu müddetçe bizim İsrail’i kurmamız imkansızdır” dedi. İttihatçılar ise Abdülhamid Han’ın Filistin vakfiyesini bozarak bugünkü Ortadoğu sorununu hazırladılar. İSLAM HALİFESİNİ YAHUDİ VE ERMENİLER TAHTTAN İNDİRDİ Dönemin iki güçlü devleti Almanya ve İngiltere’nin kurdurduğu İttihat ve Terakki Fırkası’nın ilk hedefi Abdülhamid Han’ı tahtından indirmekti. Bu amaçla 31 Mart Vakası’nı ortaya çıkarttılar. Olayların bastırılmadığını iddia eden Selanik’teki Hareket Ordusu İstanbul’a doğru yola çıktı. Hareket Ordusu mensupları, Abdülhamid Han’a bağlı bulunan Hassa Ordusu’nun kendilerini yok edebilecek güçte olduğunu bildikleri için Padişah’ı korumak istediklerini söyleyerek İstanbul’u işgal ettiler. Gerçek niyetlerinin anlaşılması nedeniyle Hassa Ordusu mensupları ile bir çatışma çıkmak üzereyken araya Abdülhamid Han girdi ve “Ben Halife-i İslam’ım. Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmam. Asker zinhar kurşun atmasın! Eğer kurşun atacaklarsa ilk önce beni vursunlar, sonra kurşun atmaya başlasınlar” dedi. Sultan’ın büyüklüğü sonucunda Hareket Ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan Yıldız Sarayı’na geldi. Meclis-i Mebusan’dan tek karar çıkartarak Abdulhamit Han’ı tahttan indirttiler. Kararı Padişah’a tebliğ için oluşturulan heyet ise olayın en yüz kızartıcı hadiselerinden biri oldu. Heyette; Yahudi Emanuel Karasso, Arnavut Esat Toptani, Ermeni Aram Efendi ve Padişah’ın uzun seneler yaverliğini yapmış olan melez Arif Hikmet Paşa vardı. Padişah, gelenlerin kimler olduğunu öğrenince; “Bir İslâm halifesine hal kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?” demekten kendini alamadı. O GİTTİ VE HERŞEY BAŞLADI Necip Fazıl Kısakürek’in “Abdülhamid Han’ı anlamak her şeyi anlamaktır” şeklinde özetlediği Cennetmekan Sultan’ın önemi, onun tahttan indirilmesinden bugüne kadar geçen süreçte daha iyi anlaşıldı. Ondan sonra Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar tam anlamıyla karmaşaya sürüklendi. Kan hiç durmadı, hiçbir sorun çözülemedi. Abdülhamid Han’a karşı muhalefet edenler dahi daha sonra onu aradılar. Filistin ve Kudüs meselesi başta olmak üzere bugün tartışmaların bitmediği birçok bölgede çözüme yönelik adımlar en son Abdülhamid Han döneminde atılmıştı. VAKİT
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ruhun şâd olsun sultanım...
Ulu Hakan'ım.. Cennetmekan Abdülhamid-i Sâni, dolmaz ki senin yerin hiç... Ama ruhunun yansıması şu an yine senin ufuklarında aynı yerde kesişiyor.. Seni ne kadar özlesek de sana doyuyoruz artık Sultanım. Ruhun şâd olsun... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Bizim geçmişimizden bu yana süre gelen en büyük çibandır bu, kişi ve kişiler menfaat uğruna karalamalara maruz kalır yada yok edilir. Daha sonrada gerçek açığa çıkar ve o yok edilen karalanan insan bir kahraman olur, fakat ya ölü yada hayatı zından edilmiş bir kahraman...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
Asıl refaha ulaşma niyetleri ebediyete intikal edince olur. Abdülhamid'de böyle yüce şahsiyetlerden birisi işte... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|