![]() |
#71 |
![]() Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır.
| Nûr, 26 |
|
![]() |
![]() |
#72 |
![]() Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır. Nur üstüne nur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir.
| Nûr, 35 |
|
![]() |
![]() |
#73 |
![]() Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
| Al-i İmran, 7 |
|
![]() |
![]() |
#74 |
![]() 35- Allah'a ortak koşanlar "Eğer Allah dileseydi, ne biz ve ne de atalarımız O'nun dışında hiçbir ilaha tapmaz ve O'nun izni olmaksızın hiçbir şeyi yasak saymazdık" derler. Kendilerinden önceki müşrikler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin, ilahi mesajı açıkça duyurmaktan başka bir görevleri mi var ki?
36- Biz her millete "Allah'a kulluk ediniz, tağuta (şeytana) tapmaktan sakınınız" diyen bir peygamber gönderdik. Kimini Allah doğru yola iletti, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde geziniz de peygamberlerini yalanlayanların sonunun ne olduğunu görünüz. | Nahl sûresi |
|
![]() |
![]() |
#75 |
![]() Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Âl-i İmrân, 3/190 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#76 |
![]() Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Nisa süresi.17 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#77 |
![]() Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!
| Ankebut, 41 |
|
![]() |
![]() |
#78 |
![]() Âyet: Allah'ın izni olmadıkça hiç kimsenin inanması sözkonusu değildir. Allah aklını kullanmayanları da en yüz kızartıcı iğrençliğin kucağına atar. (Yunus, 100)
Tefsir: Şayet Rabbin dileseydi şu insanlık türünü başka şekilde yaratırdı. Melekler gibi o da bir tek yoldan, iman yolundan başkasını tanımazdı. Veya herkese aynı yetenekleri verirdi. Bu yetenekler bütün insanları teker teker imana götürürdü. Yine eğer Rabbin dileseydi bütün insanları bir tek noktaya zorlar ve onları zorla buraya sevkederdi. Onlara hiçbir seçme yeteneği ve irade vermeyebilirdi. Fakat hikmetinin bazı yönlerini kavrayıp bazılarını kavramadığımız yaratıcı olan yüce Allah'ın hikmeti, insan denen şu varlığın hem iyiliği, hem de kötülüğü, hem doğru yolu, hem de sapıklığı kabul edebilecek bir yeteneğe sahip olmasını gerektirmiştir. Şu veya bu yolu tercih edebilme gücünü vermeyi uygun görmüştür. Bu hikmetin gereği olarak insan, kendisine Allah tarafından verilmiş bulunan yetenekleri, duyguları ve kavrayışları güzel şekilde kullanır ve onları evrendeki ve insanın bünyesindeki hidayetin delillerini kavramaya ve peygamberlerin getirmiş bulunduğu mucizeleri ve belgeleri anlamaya yönlendirebilse o kişi, neticede iman eder. Ve bu iman ile kurtuluş yolunu bulur. Tam tersine kendisine verilen duyguları kullanmadığında, kavrayışını kapattığında, imana götüren delillere yönelmediğinde kalbi katılaşır, aklı donuklaşır, sonuçta ilahi mesajı yalanlamaya veya onu inkâra kalkışır. Bunun sonucu olarak da, Allah'ın yalanlayıcılar ve inkârcılar için belirlemiş olduğu cezaya çarptırılır. Bizim kavrayamadığımız hikmetin olmadığı anlamına gelmez. Öyleyse iman tamamen insanın tercihine bırakılmıştır. Peygamber kimseyi imana zorlamaz. Çünkü kalbin eylemlerine, vicdanın yönelişlerine baskı yapma imkânı yoktur. (Fizilâl'il Kur'ân) |
|
![]() |
![]() |
#79 |
![]() 98. Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.
99. Gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hakimiyeti yoktur. 100. Şeytanın hakimiyeti, sadece onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir. | Nahl sûresi |
|
![]() |
![]() |
#80 |
![]() Mâide Sûresi 44.ayet :"Allahın indirdiğiyle hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir"
( İnsanlardan korkmayın Benden korkun, âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. ) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 8 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 8 Misafir) | |
|
|