AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 10-06-2008, 10:16   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Hesap sormak için bağımsız olmak gerek!(Hasan KARAKAYA)
Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün Karakolu'na Cuma günü yapılan "PKK saldırısı" sonucu "15 askerimizi şehit verdiğimizi, 2 astsubayımızın kayıp olduğunu ve 20 askerimizin de yaralandığını" biliyorsunuz... Öncelikle, Cenab-ı Allah'tan şehitlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ve ailelerine sabırlar dilemek istiyoruz... "Şehit aileleri" başta olmak üzere milletimizin başı sağolsun... Bizler ne kadar "üzüldük" desek de, şehitlerimizin aileleri kadar üzülmemiz mümkün değil!.. Öyle ya; ateş düştüğü yeri yakar... İşte bir kere daha 15 ocağa ateş düştü ve en çok da düştüğü yerleri yaktı...
Bu tür duygu ve temennilerde bulunmak; şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar, yaralılarımıza acil şifalar dilemek, bizim insanlık borcumuz... Ancak, bu "insanlık borcu"nu yerine getirmiş olmak, bu "kahpe saldırı"yı yapanlara karşı gerekli tedbirleri almayanlara "hesap sorma" sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz...
Evet, "hesap" soruyoruz;
"Niye tedbir alınmadı?"

BEŞİNCİ SALDIRI... 44 ŞEHİT!
Dünkü gazetelere bakma imkânınız oldu mu?.. Eğer gazetelere bakma imkânınız olduysa, "Vakit farkı"nı herhalde görmüş olmalısınız...
Taraf ve Radikal gazeteleri ile elbette Vakit dışında tüm gazeteler "hain saldırı"yı, adeta "Resmî Gazete" havası içinde sunup, etliye-sütlüye karışmazken; üç gazete, evet Vakit, Taraf ve Radikal gazeteleri, saldırı haberiyle birlikte "sorumluları" da eleştirdi, onlardan "hesap" sorulmasını ve hatta onların "istifa" etmesi gerektiğini söyledi.
Bizler hesap sorduk, çünkü;
Aktütün Karakolu, 1992'den bu yana tam "5 ayrı saldırı"ya maruz kalmış ve o karakoldaki şehit bilançomuz da 44'e yükselmişti.
O halde, o karakol, neden bir türlü korunamamıştı?.. Bu soruyu, "ordunun en yüksek kademesi"ne sorduk ve cevap istedik... Zira, bu cevabı istemek; sadece bir "gazeteci" olarak değil, "vatanını ve milletini seven insanlar" olarak bizim hakkımızdı!..
O soruları hâlâ soruyoruz.
Sorularımıza ısrarla cevap bekliyoruz.
Çünkü bu olayın üstü "hamasî nutuklar" atılarak, "kanları yerde kalmayacak" gibi klişeleşmiş sözler sarfedilerek örtülemez!..

“AKREDİTE”LER SORAMAZ!
Evet, bu "soru"ları gayet açık ve net, üstelik hiç kimseden çekinmeden soruyoruz; çünkü biz "bağımsız, bağlantısız ve güdümsüz" bir gazeteyiz...
Biz; "akredite" olmakla "bağımsızlığını yitirme"yi birbirine karıştıran gazetelerden değiliz!..
Dün, "akredite gazeteleri" görmüş olmalısınız...
En basit bir olayda bile "sorumlulara hesap soran" Genelkurmay'dan akredite gazeteler, dün büyük bir "acziyet" içine düşmüş olmalılar ki; "dut yemiş bülbül sessizliği" içindeydiler!..
Bırakın "hesap" sormayı, en ufak bir "eleştiri" bile yapamadılar!..
Onları görünce, şöyle düşündük;
"Akredite" olmak demek, "bağımsız olmayı kaybetmek" demek mi acaba?.. "Akredite" olmak demek, "askerin hata ve ihmallerini görmemek" demek mi acaba?.. "Akredite" olmak demek, "dut yemiş bülbüle dönmek" demek mi acaba?..
Nerede kaldı basın özgürlüğü?..
Nerede kaldı bağımsız gazetecilik?..
Ve nerede kaldı objektiflik?..
Hiç olmazsa;
"ABD ile anlık istihbarat paylaşımı" yaptıklarını övüne övüne söyleyen ve bu istihbarat sonucu Kuzey Irak'taki PKK kamplarını vurduktan sonra; "PKK kampları bizim için bundan böyle BBG Evi gibidir" diyenlere hesap sorulmalı değil miydi;
"Bu mu sizin BBG eviniz?!?.."

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ‘GOLF’TE!
Bu ve benzeri sorular, bundan sonra da sorulmaya devam edilecektir... Ancak, bu vesileyle; adına ister "rezalet" deyin, ister "vehamet" deyin, şu konunun da "sorgulanması" gerektiğine inanıyoruz:
Kuzey Irak'taki "BBG Evi"(!)nden çıkan teröristler, saat 12.00 civarında, yani "Cuma Namazı" sıralarında Aktütün Karakolu'nu roket yağmuruna tutuyor.
Çatışma 5 saat sürüyor.
Sonuç; 15 şehit, 20 yaralı!..
PKK'lı teröristler de 23 adamlarını kaybedip, geldikleri inlere geri çekiliyorlar.
Dünkü Vakit'te de sorduğumuz gibi;
PKK'lı teröristler "pusu" filan kurmuyor, "doğrudan saldırıyor" ve bunu "güpegündüz" yapıyor!..
Hem de, "4 kilometre öteden" ve "yürüyerek" geliyorlar!.. Üzerlerinde de "ağır silahlar" var!..
Dahası, "400-500 kişilik bir grup"la saldırıyorlar ve "3-4 saatlik çatışma"dan sonra, arkalarında "23 ölü" bırakarak geri çekiliyorlar!..
Bu "3-4 saatlik çatışma" esnasında, niye "helikopter" veya "uçak" desteği yok?.. 400-500 terörist, niye kuşatılmadı, niye imha edilmedi?..
Evet, sorduk;
"Uçak"lar nerede, "helikopter"ler nerede?..
Acı ama gerçek... "Asıl sorulması gereken soru"yu maalesef sormamışız!..
Sormamız gereken "asıl soru" şuydu:
"O an, Hava Kuvvetleri Komutanı neredeydi?"
Evet, bu soruyu sormadık... Çünkü "akredite" olmadığımız için "Hava Kuvvetleri Komutanı'nın nerede" olduğunu bilmemiz mümkün değildi...
"Akredite gazeteler"den öğrendik ki;
Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Aydoğan Babaoğlu, "PKK'nın saldırdığı" saatlerde, Antalya Golf Kulübü'nün düzenlediği "Golf Turnuvası"ndaymış!..
Evet, evet;
Aktütün Karakolu'nda 15 askerimiz şehit olup, 20 askerimiz yaralanırken; "PKK'ya müdahale" etmesi gereken "helikopter" ve "uçak"larımızın komutanı, Antalya'da "Golf Turnuvası"ndaymış!..
PKK'lı teröristler "delik"lerinden çıkarlarken, komutanımız "deliğe top sokmakla" meşgulmüş!..
Yine de anlayışla karşılamak mümkün... Öyle ya; belki de haberi olmamıştır!..

BU BİR VURDUMDUYMAZLIK MI?
Peki, haberi olduktan sonra ne yapmış sayın komutanımız... Golfü molfü bırakıp, uçağa atladığı gibi Ankara'ya mı gelmiş?..
Malûm, Başbakan Tayyip Erdoğan öyle yapmıştı... "Facianın boyutu"nu öğrenir öğrenmez; "Bu şartlarda geziye devam edemeyiz" demiş ve gezisinin Moğolistan ayağını iptal edip, Türkmenistan'dan geri dönmüştü... Erdoğan'ın, "Türkiye'ye döneceğini" söylediği saatler, 13.00 civarıydı... En azından televizyonlar o an haber verdiler...
Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Aydoğan Babaoğlu'nun "Antalya Golf Turnuvası"ndan ayrıldığı saat ise, Erdoğan'dan 3-4 saat sonrası, yani saat 16.30 civarıydı, iyi mi?..
Bu bir "vurdumduymazlık" mıdır, yoksa "basiret bağlanması" mı?..
Her ne olursa olsun; Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Aydoğan Babaoğlu'nun; "PKK saldırısından 27-28 saat sonra" Ankara'ya dönmesinin sebebi sorulmaya devam edilecektir!..
Sadece Org. Babaoğlu'nun değil, "tüm sorumlular"ın ihmal ve hataları da bundan böyle sorulmaya ve "istifaları" istenmeye devam edilecektir!..
Çünkü, bir "yılan" bile aynı delikten bir defa sokar!.. Yılanın ikinci defa soktuğu insan, "ahmak"tır!..
Peki, PKK'nın aynı karakola 5 defa saldırması ve 44 askerimizi şehit etmesi ne ile izah edilir?!?..
Selam, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle...



Hasan KARAKAYA
Vakit

 

Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi