AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-17-2014, 19:00   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Hilal Kaplan - Tayyip Nasıl 'Reis' Oldu
Hilal Kaplan



Tayyip nasıl 'Reis' oldu

Geçtiğimiz hafta Mardin'deki Ak Parti mitinginde ilginç bir 'diyalog' yaşandı. Toplanan kalabalık, konuşması sırasında Başbakan Erdoğan için 'Tayyip Baba' sloganları atmaya başladı. Ve bugüne kadar baba, bacı, kardeş ve bilumum akrabalık kodlarıyla kendini tanımlayan siyasîlerden farklı olarak Erdoğan itiraz etti. 'Bana 'baba' demeyin. Biz size baba olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Bizim farkımız bu' diyerek karşılık verdi ve slogan kesildi.

Geçen seneki 'Başbakan Erdoğan 'baba' mı oldu?' başlıklı yazımda şöyle demiştim:

'Başbakan Erdoğan'ın da bir nevi topluma babalık tasladığı iddiasını mevzubahis siyasî kültürümüzden bağımsız düşünmek hata olur.

Örneğin Avrupa'da veya Amerika'da muhafazakâr bir siyasetçinin kürtajı cinayet olarak tanımlaması medyada infiale yol açmıyor, 'bize babalık taslıyor' edâsıyla karşılanmaz.


Ya da kendisini bizzat 'baba' olarak tanımlamış eski bir Cumhurbaşkanı'nın başörtülü öğrencilere Suudi Arabistan yolunu göstermesi de pek bir infialle karşılanmaz ve 'babalık kültü'yle açıklanmaz.

Ancak kendisini her fırsatta 'milletin hizmetkârı' olarak sunan Başbakan Erdoğan'ın 'muhafazakâr' görüşlerini, kendine has sert üslubuyla dile getirmesi illaki 'babalığına' yorulur. Buradaki oryantalist açmaz fazlasıyla sırıtmaktadır. Üstelik Erdoğan'ın 15 yıl önce de aynı görüşleri, benzer bir üslupla savunduğu düşünülürse...

Bu ısrarkâr 'babalık' atfının sebebi, aslında kendisini 'çocuk' olarak konumlandırmaya alışmış özneler olamaz mı? Özellikle Gezi sürecinden bu yana, aynı bir ergenin babasıyla kurduğu ilişkide olduğu gibi Erdoğan'ın ak dediğine kara deme alışkanlığı, muhalefetin vazgeçilmez koşulu haline gelmiş gibi görünüyor. #direngezi'den #direnhamile'ye kadar onlarca biçim değiştirmiş isyan versiyonu da sadece hınç ve öfke dolu muhalif özneliğin bir yansımasını oluşturuyor.'

Ancak kişi kültü olarak teşhis edilmekten uzak bir portre çizse de, Erdoğan'ın özellikle geçtiğimiz iki yıl içerisinde, 'fenomenleşme' yolunda hızla ilerlediğini de görmek gerekir. Her ne kadar orta yaş ve üstü seçmen kitlesi, kendisini hâlen simetrik bir özdeşleşmeyle 'Tayyip' diye ansa da, özellikle otuz yaş altı kitlenin tercih ettiği ve 'ustalık dönemi' kavramından mülhem 'Usta' ya da 'Reis' gibi tanımların yaygınlaşması da buna işaret.

Ne var ki Erdoğan'ın fenomenliğinin aslında bir 'gölge fenomen' olarak tanımlanması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü Erdoğan'ı toplumsal bir gerçekliğe yol açan öncü olmaktan ziyade, varolan bir toplumsal gerçekliğin kodları üzerinden yükselen bir netice olarak görmek daha doğru olur. Nitekim Ak Parti'nin popülaritesi de halkta varolan kalkınma-hizmet-demokrasi-adalet damarını iyi okuması neticesinde ortaya çıkmıştır.

Sanırım takipçileri de 'Reis olarak Erdoğan'a baktıklarında, kendinden menkûl bir lider değil, hâlihazırda aradıkları özellikleri kendisinde buluşturmuş bir lider görüyorlar.

Peki neden şimdi? Neden özellikle son iki yılda Erdoğan'ın şahsını ön plâna çıkaran söylemin dozu artmış durumda? Söyleyelim: Çünkü Erdoğan'ın şahsına yönelik saldırılar artmış durumda. Ve kemik Ak Parti seçmen kitlesine ek olarak milyonlarca kişi, bu saldırının demokrasiye ve ülkeye, dolayısıyla Erdoğan'ın şahsında kendilerine yapıldığını hissediyorlar. Bu minvalde Erdoğan'ın fenomenleşmesini hızlandıran etkenlerin başında MİT krizi, Gezi ve 17 Aralık süreçleri gibi siyaseti dizayn çalışmaları geliyor.

Yozdiller yazdıkça, Pensilvanya evlere ateş salınsın diye dua ettikçe, Doğan ve Gülen medyası el ele manipülasyonlara imza attıkça, emniyet-yargı kliği, ailesini hapse atmaya kadar operasyonlara başvurdukça, mitinglere katılanlar montaj denilip yok sayıldıkça veya 'hülooğ'larla aşağılandıkça, Batı medyası ve buradaki şubeleri 'Erdoğan'ın sonu geldi/Erdoğan'ın meşruiyeti bitti' yazıları döşendikçe ve bunlara karşın Erdoğan dimdik ayakta kaldıkça milyonların gözünde 'reis'leşiyor.

Siyaset, medya, sermaye ve halk kesimleri muhalefeti Erdoğan'da müşahhaslaştırdıkları ve Erdoğan nefretini âdeta kendilerini birleştiren bir 'maneviyat biçimi' (Leylâ İpekçi'nin deyimiyle) hâline getirdikleri için, geniş halk kesimleri de karşı cevabı Erdoğan'ın şahsında ve ona olan sevgiyi bir 'mâneviyât biçimi'ne dönüştürerek veriyorlar.

Galiba Erdoğan da boşuna –Ece Ayhan'dan ödünç alarak- 'Velhasıl onlar vurdu, biz büyüdük kardeşim' demiyor...

Kaynak

Yeni Şafak 17.03.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi