Hizbullah İsrail'e yürüyor!
04 Mayıs 2011 Çarşamba
15 Mayıs'ta, Nakba (Büyük Felaket) günü nedeniyle Lübnan'da bütün bölgeyi harekete geçirecek bir eylem planlanıyor. Hizbullah ve ona yakın kuruluşlar, Filistinlileri yanlarına alarak İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarına yürüyecek. Geri Dönüş Hareketi çatısı altında Filistin topraklarına yönelecek kalabalığa İsrail'in nasıl müdahale edeceği şimdiden belli. Lübnan'dan işgal edilmiş topraklara yürüyüş, bölgede yeni bir savaş anlamına gelebilir.
Sabra ve Şatilla kamplarında yokluk ve yoksunluk içinde yaşayan Filistinlilerin harekete geçirilmesi demek. Daha birkaç yıl önce, Lübnan askerleriyle bu kamplardaki Filistinliler arasındaki çatışmaları hatırlıyoruz. Şimdi söz konusu hareket Lübnan iç siyasetini de dalgalandıracak demek.
Milyonlarca Filistinli mültecinin evine, topraklarına dönüşü bir tür uluslararası konsensus ile imkansız hale getirildi. Ortadoğu barış görüşmelerinin hiç birinde onlara açık kapı bırakılmadı. Hizbullah, bu gücü şimdi fark etti ve harekete geçiriyor. Neden?
Bu ilk notu verelim, nedenine geleceğiz. Devam edelim.
Dört buçuk yıl devam eden Filistin iç gerilimi, yer yer iç savaşının ardından Hamas ile El Fetih sessiz sedasız anlaşmaya vardı. Hüsnü Mubarek sonrası İsrail'le arasına mesafe koymaya başlayan yeni Mısır yönetimi Gazze'nin Refah sınır kapısını artık kapatmayacağını açıklamasının ardından bu anlaşmaya öncülük etti. Hamas-El Fetih çatışması, bir ABD-İsrail-Mısır politikasıydı. Hamas'ı tasfiye etmeye dönük ortak girişimdi. Kan aktı. Bu ülkeler açıktan El Fetih'e destek verdi, silah sevkiyatı yaptı. Gazze'de basılan El Fetih karargahında CIA-Mossad'la Mısır istihbaratı arasındaki kirli ilişkiler deşifre oldu. Filistin için, Filistin davasının acısını duyanlar için kötü örneklerdi.
Şimdi bir aç gün içinde taraflar uzlaştı, imzalar atıldı. Bugün Kahire'de barış töreni yapılacak, bir çok ülkeden liderler, temsilciler törene katılacak. Anlaşma sonrası Hamas'ın yıllardır Şam'da olan siyasi yönetim merkezinin Katar'a taşınacağı açıklandı.
İlginç, çarpıcı gelişmeler oluyor.
Bu ikinci not. Devam edelim..
Suriye'de, Baas rejiminin baskılarına direnen insanlar giderek güç kazanıyor. Rejim, demokratikleşme, özgürleşme projeleri yerine hak taleplerini kanla bastırma, yok etme tercihine yöneldi. Ürdün-Lübnan sınır bölgelerinden her gün kötü haberler geliyor. Birkaç gündür yüzlerce insanın evlerinin basılarak gözaltına alındığı, bazılarının kayıp olduğu bilgileri geliyor. Şam yönetimi, mesajları doğru okumamaya devam ederse büyük bir tehditle hatta dış müdahaleyle yüzleşecek. Şu an derin pazarlıklar yapılıyor.
Bu üçüncü not..
Şimdi üç notun bize ne anlattığına bakalım.
Suriye'ye şunu söylüyorlar: İran'la ilişkilerini azalt, İran etkisinden çık. Bizimle işbirliği yap. İki seçenek var ortada. Şam ya İran'la arasına mesafe koyacak, İran-Suriye aksı parçalanacak ya da daha büyük isyanlarla hatta dış müdahaleyle yüzleşecek. İkincisi olursa çok kan dökülecek, bu ülke çok acı çekecek. Suriye yönetimi, durumu iyi okursa, işin vahametini kavrarsa, pragmatik davranıp bu tehlikeyi bertaraf edebilir. Bir tercih yapabilir ve İran'la arasına mesafe koyabilir. Bunu yaparsa, isyan dalgalarının hafiflediğini, etkisini kaybettiğini görebiliriz. Yapmazsa, İran-Suriye-Hizbullah çok sert ve tehlikeli denemelere girebilir.
Filistinli grupların barıştırılması, merkezin Şam'dan Katar'a taşınması bu pazarlığın aşamalarından biri. Hamas kartı Suriye ve İran'ın elinden alınıyor. Tahran ve Şam için son derece endişe verici bir durum var ortada. İran hemen harekete geçti. Filistin meselesine sahip çıkmak için yepyeni bir yol keşfetti. Hizbullah, etkisi altına alabildiği Filistinlilerle şimdi İsrail'e yürüyecek. Hedef İsrail ama aynı anda Filistin kartının tekrar İran-Suriye'nin elinde kalmasının garantilenmesinden başka bir şey değil.
Batı, S. Arabistan-Katar gibi ülkelerle İran-Suriye arasında bir satranç oynanıyor. Türkiye de bu satrancın asli oyuncularından biri. Eğer Suriye-İran aksı kırılırsa Tahran yapayalnız bırakılacak. Daha ileri gidelim; Hizbullah yapayalnız bırakılacak ve bir sonraki aşamada Hizbullah'ın silahsızlandırılması gündeme gelecek.
Şimdilik iki taraf da Filistin kartı üzerinden restleşiyor. Bu yüzden, zincirin en zayıf halkası Suriye taraf değiştirmeye zorlanıyor. Şam 'hayır' derse gerçekten kıyamet kopacak. Muhalefet dalgası bütün ülkeyi kaplayacak, rejim silahla ayakta kalmaya çalışacak, çok kan dökülecek ve birkaç hafta sonra Suriye'ye müdahale tartışmalarını konuşuyor olacağız. 'Evet' derse İran ve Hizbullah çok zor durumda kalacak. Bölgesel denklem değişecek. İran köşeye sıkıştırılacak, Hizbullah hedef alınacak.
İlk iki not, hassasiyet gösterdiğimiz, son derece olumlu bulduğumuz ve destek verdiğimiz gelişmeleri içeriyor. Ama bu gelişmeler bölgesel güç mücadelesinde başka anlamlar içeriyor. İran'ın Hizbullah kartı, diğerlerinin Filistin kartı. Bu restleşme nasıl bir sonuç doğurur sizce? Her türlü ihtimali, bütün ayrıntılarıyla tartışmakta yarar var...
Önümüzdeki günlerde gerçekten çok sıcak, çok önemli gelişmeler olacak gibi...

http://www.habereditor.com/author_ar...il.php?id=5632

Arap gençlerin Gazze planı...



Tahrir Meydanı'nından Gazze şeridine geniş katılımlı bir yürüyüş yapılması planlanıyor.





Arap dünyası gençlik örgütlerinin, 14 Mayıs'ta Tahrir Meydanı'nından Gazze şeridine geniş katılımlı bir yürüyüş yapmayı planladıkları bildirildi.
Mısır'da yayımlanan bağımsız El Masri El Yovm gazetesinin haberine göre, bazı uluslararası eylemci grupların da desteklediği yürüyüş "Milyonların Gazze yürüyüşü" sloganı altında gerçekleştirilecek.
Arap dünyası tarafından 'büyük felaket' olarak adlandırılan İsrail'in kuruluş günü olan 14 Mayıs'ta Kahire'deki Tahrir Meydanı'ndan başlayacak yürüyüş Gazze de düzenlenecek miting ile son bulacak.
İsrail'in 63. kuruluş yıldönümüne denk gelen yürüyüşün Mısır ayağını koordine eden Kifaye (yeter) Hareketi , Filistinli 'Hepimiz Direnişiz' gençlik Hareketi ile çeşitli futbol taraftar derneklerinin aynı gün Kahire'deki İsrail büyükelçiliği önünde de bir gösteri yapmayı planladıkları kaydedildi.
Tahrir Meydanı'ndan başlayacak yürüyüşün ardından otobüslerle Süveyş kentine gidecek olan aktivistlerin burada başka gruplar ile birleşerek akşam saatlerinde sınırdan yürüyerek Gazze şeridine geçmeyi planladıkları belirtildi.
Eylemcilerin lojistik imkansızlıkları sorun olarak görmedikleri ifade edilirken, Mısırlı gençlik gruplarının yürüyüşü İsrail ile ilgili taleplerini dile getirmek için bir fırsat olarak gördükleri vurgulandı.
aa


http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=208209

'NEKBE GÜNÜ' DİRENİŞİ BÜYÜYOR
Siyonist İsrail rejiminin kuruluşunun 63. yıldönümü dolayısıyla, Filistin'e yapılacak yürüyüşlere katılmak üzere bir grup Ürdün'e gidiyor.


İsra Kültür Merkezi'nin öncülüğünde bir grup Filistin gönüllüsü, 15 Mayıs 2011 Pazar günü, işgal altındaki Filistin topraklarına yapılacak yürüyüşe katılmak için Ürdün'e gidiyor.

Organizasyon adına bir açıklama yapan Nureddin Şirin, "Bilindiği üzere 15 Mayıs 1948 tarihi, mübarek ve mukaddes Filistin toprakları üzerinde İsrail adı altında kanser tümörü İsrail rejiminin kuruluş tarihidir. O tarihten bugüne 63 yıl geçti. Filistin toprakları 63 yıldır işgal altında. Ancak bu işgal dönemi artık kapanmak üzere. Allah'ın izniyle Filistin topraklarının her karış toprağının kurtuluşu yakındır ve bu kanser tümörü rejimin tarihin çöplügüne atılacağı günler yaklaşmıştır. 15 Mayıs Nekbe (felaket) günü bize aynı zamanda kendi topraklarından terörle çıkarılmış ve dünyanın değişik bölgelerinde ve çoğunlukla mülteci kamplarında yaşayan milyonlarca Filistinli'nin yurda dönüşünün konuşulduğu tarihtir. Bizler Türkiyeli müslümanlar olarak Filistinli kardeşlerimizin vatanlarına dönüşlerinin, nehirden denize bütün Filistin'in Filistinlilere dönmesi davasının bütün varlığımızla savunucusu ve destekçisi olduğumuzu gösterme durumundayız. Bunun için Lübnan, Mısır, Ürdün, Suriye'den Filistin topraklarına doğru yapılacak bölgesel yürüyüşlerde yerimizi almak üzere bizler de Filistin gönüllüleri olarak bir kafile ile birlikte Ürdün'e gitme kararı aldık" dedi.

Şirin açıklamasında Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki halk hareketlerinin yeniden İslami Ortadoğu'yu şekillendirecek büyük bir İslami uyanışın tezahürü olduğunu belirterek "İslami Ortadoğu İsrail'siz Ortadoğu demektir; İslami Ortadoğu emperyalizmin İslam dünyasındaki sultasının kırılması, ümmetimizin özgürleşmesinin önünün bütünüyle açılması demektir. İslami Ortadoğu hasret ve sabırsızlıkla beklediğimiz Kudüs'ümüzle, Aksa'mızla kucaklaşmamız demektir. İslami Ortadoğu diktatör ve hainlerin İslam dünyasından sökülüp atılması demektir. Allah'ın izniyle, bu yıl işgal altındaki Filistin topraklarına dört bir yandan yapılacak kitlesel yürüyüşler, bir anlamda üçüncü intifadayı ifade edecek ve bu da Filistin'in özgürleşmesinde bir dönüm noktası olacaktır. Allah Tebareke ve Teala bizleri, ümmet olarak özgür Kudüs'te, İslami Ortadoğu'da tez zamanda buluştursun inşaallah" dedi.

Bu yıl "Mesiretü'l Avde" adı altında düzenlenecek olan yürüyüşlere Filistinli mültecilerin büyük bir kısmının katılacağı, özellikle Mısır Firavunu Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından yüzbinlerce Mısırlı müslümanın Gazze'ye doğru akın edeceği ve konvoylar halinde Filistin topraklarına gidileceği belirtiliyor.

Siyonist rejimin bu yürüyüşler karşısındaki tavrı ve tepkisinin ne olacağı ise henüz belli değil.

velfecr

Lübnan'daki Filistin yürüyüşü iptal



Lübnan'daki Filistinlilerin İsrail sınırına pazar günü yapmayı planladığı yürüyüş iptal edildi.


Lübnan'daki Filistin yürüyüşü iptal



Lübnan'daki Filistinlilerin İsrail sınırına pazar günü yapmayı planladığı yürüyüş iptal edildi.

Filistinli organizatörler, 1967 Arap-İsrail savaşının yıldönümü dolayısıyla planlanan yürüyüşün iptal edildiğini, bunun yerine ülkedeki 12 Filistin mülteci kampında grev yapılacağını belirtti.
İsrail güçleri, Lübnan'ın İsrail, Suriye ve Gazze Şeridi sınırlarına yürüyen Filistinlilere 15 Mayıs'ta ateş açmış, 6 kişi şehid edilmişti.
Lübnanlı yetkililer, yürüyüşü engellemek için ülkenin İsrail sınırı çevresini kapalı askeri alan ilan etmişti.
Filistinli organizatörler ise bugün yayımladıkları açıklamada, protestoya hakları bulunduğunu ve Lübnanlı yetkililerin bu kararını kabul etmediklerini bildirdi.

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=211450

Lübnan'da Hizbullah sözünden neden döndü

Acizane dediğimiz gibi... Devletler arası andlaşmalar... Tehditler... Önem dereceleri... Devletler Yeni Dünya Düzenine göre bu problemleri çözemezler...!