AK Gençliğin Buluşma Noktası
Önden Giden Atlılar Önlerinde okyanus, Kızgın bir çöl arkada, Asıl içlerindedir, Zaptedilmez bir deniz, Önden giden atlılar...



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-04-2011, 22:37   #1
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart Hocaefendi'ye Göre İslam Dünyasının Varolma Dinamikleri
Orta Doğu'da başlayan halk hareketleri ve hürriyet mücadelesi bana yıllar önce Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir cümlesini hatırlattı. 2004 Mart ayında Amerika'da Nuriye Akman'ın Fethullah Gülen Hocaefendi ile yaptığı röportajı hatırlayalım. O röportajda Hocaefendi Müslümanlar ve İslam dünyası adına çok önemli bir tespit yapıyor ve şöyle diyordu: "Bana göre İslam dünyası diye bir dünya yok. Müslümanların yaşadığı yerler var. Bazı yerlerde çok, bazı yerlerde az. O da kültür Müslümanlığı. İslam'ı kendi düşüncelerine göre yeniden inşa etmiş Müslümanlar var. Bununla radikalizmi, sert ifratkâr Müslümanları kastetmiyorum. İnsanın inandığı şeylere doğru inanması, doğru inandığı şeyleri de doğru uygulaması lazım. Müslümanlığa sahip çıkması lazım. İslam dünyası dediğimiz coğrafyada bu anlayışta, bu felsefede toplumların var olduğu söylenemez. Var olduğunu söylersek Müslümanlığa iftira etmiş oluruz. Hiç Müslümanlık yok desek o zaman da insanlara iftira etmiş oluruz."

Devlet-i Aliye-i Osmaniye'den sonra yeryüzünde Müslümanların sesi soluğu kesildi. İnanan insanlar yokluğa, hiçliğe mahkum edildi. Kendi topraklarında birer parya olarak yaşadılar. Osmanlı'nın yıkılışıyla bir fitne ateşi yakıldı, bütün İslam dünyası onun içinde yandı. Cihan harplerinden sonra dünyanın neresinde bir kan ve gözyaşı aktı ve akıtıldıysa o kan muhakkak Müslümanların kanı oldu. Bu beynelmilel operasyonlara değişik kılıflar giydirildi. Dünyanın dört bir yanında yapılan katliamlar masum gösterildi. Müslümanlar her türlü zulme ve aşağılanmaya layık görüldü. Bütün bu haksızlıklara cevap ver(e)meyen Müslümanların elbette varlığından bahsedilemezdi. Onun için İslam dünyası yok.
Özellikle son yüzyılın sahnesinde, demokrasiyi, hürriyeti, müsavatı, adaleti, insanlığı hepsinden öte Müslümanlığı hazmedemeyenler arz-ı endam etti. Bu hususiyetleri iradi olarak İslam coğrafyasının amansız bir hastalığı haline getirdiler. Hocaefendi, umumi manada İslam dünyasının ana sorununu şöyle anlatıyor: "Düşüncenin ufukları daraltıldı. İslam'ın ruhundaki genişlik daraltıldı. İslam dünyasında daha vicdansız insanlar görülmeye başlandı. Hazımsız insanlar. Başkalarını kabul edemeyen insanlar. Herkese bağrını açamayan insanlar. Hizipleri, birer vesile ve vasıta olarak gayenin önüne çıkaran insanlar. Ve bunların hepsi de tabii kendi alanlarında büyük insanlar tarafından bir değişiklik, tecdid ister."
Müslümanlar kendi içine, kendi dünyalarına hapsedildi. Kendi dar dünyalarını imar ederken esas meseleyi ihmal ettiler. Evet, Müslümanlar kendi ufuklarını daraltıp köreltmekle kalmadı, İslam'ın ruhundaki genişliği de aldı götürdüler. Çok basit mevzular etrafında birbirlerine düştüler veya düşürüldüler. Bütün bu problemlerin çözümünü bu coğrafyada bir değişiklik ve yenilenmeye bağlıyor.
Hocaefendi, İslam coğrafyasını ve Müslümanları çepeçevre kuşatan belaları şöyle sıralıyor: "Terör Allah'ın bir belası. Tefrika bir başka belası. Milletin birbirini yemesi başka bir belası. Fakirlikten kurtulamama ayrı bir belası. Başkaları tarafından hep zillet içinde idare edilme, idare edilmeye katlanma, hep ezilme başka bir belası. Kendilerini idare edecek insanları seçerken daha farklı şeyler mi düşünürler? Reformlar mı yaparlar? İyi nesillerin yetişmesi için Müslümanlar problemlerini çözmeli. Bunlardan sıyrılmanın yolu da bence doğru dürüst insan olmaya bağlıdır. Doğru dürüst insan olma da Allah'a kulluktan geçer".
İşte tam bu paragrafta Hocaefendi 'İslam coğrafyasından' 'İslam dünyasına' uzanan yolun haritasını çiziyor. Tefrikanın, fakirliğin, eğitimsizliğin, ezilmişliğin nasıl bir bela olduğunu ve bu belalardan kurtuluş yollarını söylüyor. "Başkalarıyla münasebet içinde olabilecek ve aynı zamanda bir birlik teşkil edebilecek, müşterek problemlerini halledebilecek, kâinatı yorumlayacak, kâinatı çok iyi okuyacak, Kur'an'la kâinatı mütalaa edebilecek, geleceği çok iyi okuyacak, gelecek adına projeler üretebilecek, istikbaldeki yerini belirleyebilecek Müslümanların" ancak bir İslam dünyası oluşturabileceğini söylüyor.

Eyüp Şener

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi