AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



 
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 08-23-2008, 12:39   #1
Kullanıcı Adı
Akıncı44
Standart Hoca'yı Affetmek..Ya Beraat Delilleri..?

Not:Objektif olarak okuyalım ve düşünelim...

82 yaşına gelmiş ve ömrünün büyük bir kısmını inanadığı yolda ve siyasi bir platformda harcayan Necmeddin Erbakan Hoca'ya kayıp trilyon davasından dolayı verilen ev hapsi cezası C.Başkanı A. Gül tarafından af edildi!

Ne büyük bir mutluluk!!!! Zat-ı Şahaneleri lutfederek kendisini bu makamlara getiren Hocasına karşı borcunu böylece vicdanı rahat olarak ödemiş oldu!!!

C. Başkanı oluncaya kadar dahil olduğu Milli Görüş partilerinde görev alan ve bakanlık yapan A. Gül'ü İslâm Kalkınma Bankasından alarak elinden tutarak siyasi hayata çeken Necmeddin Erbakan'dır. Tıpkı R. Tayyip Erdoğan gibi. Tayyip Erdoğan'ı mahallede top oynarken oradan alıp partiye getirerek bir İmâm Hatipli gencin heba olmasına razı olmayan yine Erbakan Hoca idi.

Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olurken, Tayyip de Başbakanlık koltuğuna iki dönemdir oturuyor. Onları yetiştiren Hocalarıda kayıp trilyonluk davasından yaşının ilerlemesinden dolayı ev hapsi cezasına çarptırılmış. Peki! gerçekten Erbakan Hoca bu paraları alarak kendi istediği yerlere mi harcadı? Yoksa Hoca bu paralara tenezzül edecek bir şahsiyet midir acaba?

Ticari yatırımları neticesinde elde ettiği servetini inandığı yolda harcayan bir insan bir-iki trilyona mı tenezzül edecekt! Davanın uzun bir süreden beri devam etmesi neticesinde 11 trilyona kadar, belki de daha fazla yükselen bu meblağı ödemek suçu kabullenmek demekti. Erbakan Hoca'da böyle bir ahlaksızlığa hiçbir zaman tenezzül etmediği gibi kabullenmedi de.

Siyonizmin deşifre edilmesi hususunda siyasi bütün atılım ve konuşmalarında siyonistlerin sinsi ve hain plânlarını İslâm dünyasına anlatmak için gereğini yapan Erbakan Hoca'nın siyasi hayatı onlar tarafından bitirilmek isteniyordu. İslâm dünyasında siyonizmin bütün sinsi oyun ve plânlarının bilinmesini istemeyen siyonist organize, Erbakan Hoca'yı mutlaka susturmak ve siyaset dışına itmek için ellerinde bulunan bütün gayrı meşru yollara başvurarak bundan da asla çekinmediler.

Refah-Yol hükümetinin icraatları birçok fincancı katırlarını ürkütmüştü, rantları kesilen ve siyasi platformda kan kaybedenler hemen harekete geçerek bu hükümete son verebilmek için kolları sıvadılar. İşe Tansu Çiller ile başladılar, "Eğer başbakanlığı Erbakan'dan devralmazsan darbe yapılacak" yalanı ile korkutarak Erbakan'a gönderdiler. Bu yalana inandırılan Çiller; "Başbakanlığı bana devretmezseniz hükümetten çekilirim" diyerek ayak diretti. Çiller'in kandırıldığını bilen Hoca, kendisine başbakanlığı devretmek ve 3 ay sonra da genel seçimlere gitmek üzere anlaşarak istifasını dönemin C.Başkanı Demirel'e verdi. Teamüllerin dışında bir siyasi salvo ile hükümet kurma görevi Mesut Yılmaz'a veren Demirel, o günden başlayan bütün huzursuzlukların da çıban başı oldu.

Ergenekon davası en derinlere kadar incelenirse belli bir virajdan sonra Demirele rastlamaları hiçte yabana atılacak bir düşünce değildir. Demirelin C.Başkanı olduğu dönemlerde Erbakan'ı indirme organizesinin İsrailde yapıldığını geçenlerde açıklayan İsmail Nacar bu ifadelerine göre Demirel de bu figüranlardan biri sayılmaz mı acaba?

Erbakan'a karşı yapılan birinci merhale, siyonizmin organizesi ile başarılmıştı. Buna çok sevinenler, akabinde Mesut Yılmaz'ı Amerika'ya davet ettiler. Erbakan, kendi döneminden evvel İsrail ile yapılan bütün antlaşmaları dondurmuştu. Dondurulan bu antlaşmaların önünü açması için siyasi ayak oyunları ile başa getirilen Mesut Yılmaz onların bu isteğini acilen yerine getirdiği için ABD'de bulunan siyonist örgütler tarafından nişan verilerek onurlandırmışlardı!!!.

Erbakan'a iftira ederek İsrail ile en büyük anlaşmaları o yaptı diyenler gerçeği bilmedikleri için kendisine çok yüklenmişlerdi. Oysa durum tam tersi idi ve Erbakan'ın İsrail ile imzaladığı antlaşma kendisinden evvel parası ödenmiş 54 Fantom uçağı ve tankların iç modernizasyon antlaşması idi. Siyonizmin emrinde ve kontrolundeki medya yine işi tersinden göstererek kamu oyunu yine yanıltmayı başarmıştı.

Siyonistler kendilerine karşı olan ve çalışmalarından hoşlanmadıkları herkes için hazırladıkları bir oyunları mutlaka vardır. Erbakan'ı da bu kategoride değerlendiren siyonistler, onu halkın gözünden düşürebilmek için yerli işbirlikçilerle temasa geçtiler. Fadime Şahin, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz üçgeninde "İşte Müslümanlar ve onlar gibi düşünenlerin kuracakları idarelerde neler olabileceğini şimdiden düşünün" senaryolarıyla halk ürkütülüyordu.

Ergenekon çetesinin bir senaryosu olduğu bugünlerde deşifre edilirken, daha o dönemde oynanan oyunun ardından gelişen olaylarla Erbakan'ın siyasi hayatına son vermek amacıyla "kayıp trilyon davası" ortaya atıldı. O dönemde Refah Partisinin bütün il ve ilçelerinden harcanan paraların faturaları istenmiş ve onlarda göndermişlerdi. O dönemin Hakkari ve Şırnak il başkanları kendilerine gönderilen paraların harcama faturalarını göndermedikleri gibi "bize böyle bir para gelmedi" şeklinde beyanda bulunarak inkâr yoluna gitmişlerdi. Bunardan biri felç oldu biri de trafik kazası geçirdi. Kendileri ile görüşen arkadaşlara "biz Erbakan Hoca'ya iftira ettik Allah'ta bizi cezalandırdı" şeklinde bir itirafta bulunmuşlardı.

Bütün il ve ilçelerden toplanan ve devlet hazinesinden alınan yardımların nasıl harcandığının bütün belgeleri 96 çuval olarak Yargıtay'ın depolarında bekletilerek mahkemeye sunulması gizli bir el tarafından engellendi. Olgun yaşına rağmen Başbakan olduğu dönemde Erdoğan'ın yanına Hocası için giden Recai Kutan beye "Hoca'nın suçsuz olduğunu sizde biliyorsunuz, emir verin çuvallar içindeki deliler mahkemeye sunulması için hazırlansın" demesine karşılık Erdoğan; "bu konuda birşey yapamam" demişti.

Çuvallar dolusu delilerin mahkemeye sunulması neticesinde beraat edip ve kendisinden özür dilenmesi gereken Erbakan Hoca'yı bugün af etmek büyüklüğünü(!) gösterenler acaba o çuvalların içindeki belgelerin mahkemeye delil olarar sunulmasını becerebilecek cesaret ve dirayeti gösterebilirler mi acaba? Hocaları Erbakan'ın siyasi hayatının siyonistler tarafından bitirilmek istendiğini "bal gibi bilen" eski öğrecileri olan Erdoğan ve Gül, nasıl bir oyunun parçası olduklarını bildiklerinden seslerini çıkarmaktadırlar.

Şimdi aklı selimle düşünelim Erbakan'ı af etmekle acaba çok iyi bir iş yaptıkları için onları alkışlamamız mı gerekiyor? Yoksa suçsuz olduklarını bildikleri Erbakan Hocayı çuvalların içindeki delillerin günyüzüne çıkması neticesinde beraat etmesi halinde birileri onlardan hesap mı soracak? O halde çuvalların açılmasını istemeyenler kimlerdir? Çuvalların açılıp içindeki delilerin neticesinde beraat edecek olan 82 yaşındaki Hoca'dan kimler korkuyor?

Bilinmesinde fayda gördüğüm bir hususuda belirtmek isterim, 82 yaşına gelen Erbakan Hoca'nın koluna girilerek yürütüldüğünü gören birçok insan Hoca'nın yaşlılığı sebebiyle zor yürüdüğüne hüküm verir. Oysa mesele görüldüğü gibi değildir, bundan 40 yıl öncesine dayanan bir siyasi parti çalışmaları esnasında Erbakan Hoca'nın aracı kaza geçirmişti. O kaza esnasında belinden darbe alan Hoca tedavi olmasına rağmen belindeki bir omurilik kemiğinin zamanla yerinden kayması Hoca'nı yürümesini zorlaştırmaktadır. Yoksa Hoca'nın yaşlılık sebebi ile değil yine davası uğruna mücadelesi esnasında almış olduğu bir kazanın sebebiyledir.

Bütün bunlara rağmen öğrencilerine davaları uğruna nasıl çalışıp çaba sarfedeceklerini anlatmakla yorulmayan ve siyonizmin İslâm âlemi üzerindeki oyunlarına karşı sürekli uyanık olup dinamik bir yapıya sahip olmaları için onları halen de motive etmekten asla geri durmamaktadır.

Yeniden düşünelim; Erbakan Hoca'yı af etmek ve bu af etmenin neticesinde "Hocalarına karşı vefalarını gösterdiler" diye halka mesaj vererek iyi çocuk olduklarını mı göstermek istediler acaba?

Hayır beyler hayır! eğer cesaret ve yürekleri kaldırıyor ise çuvallar içindeki belgelerin mahkemeye sunulup yeniden davanın açılmasını sağlasınlar. Af edip vicdanlarını rahatlattıklarını düşünüyorlar ise inanın ki, bu onların vebalini hiçbir zaman ortadan kaldırmayacaktır.

Erbakan Hoca onları siyonizmin oyunlarına alet olsunlar diye yetiştirmedi.....Yazık çok yazık!!!

M. Necip YAVUZER

 

Akıncı44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi