![]() |
#1 |
![]() AB Komisyonu, her yılın ilkbahar ve sonbaharında AB'ye üye ve aday ülkelerde kamuoyu eğilimlerini araştırıyor ve yayınlıyor. "Eurobarometer / Avrupa Barometresi" adı altında yapılan bu araştırmaların sonuncusu, Türkiye'de AB üyeliğine desteğin 2007 ilkbaharında % 54'ten sonbaharında % 49'a gerilediğini gösteriyor. Bu sonuç, Sabancı Üniversitesi profesörleri Ali Çarkoğlu ve Ersin Kalaycıoğlu'nun geçen eylül ayında yaptıkları seçim araştırmasındaki bulgularla (% 50) da uyumlu. Türkiye'de AB üyeliğinin "yararlı" olduğunu söyleyenlerin oranı da % 9 oranında azalmış, ama hâlâ oldukça yüksek: % 53. Bu oran, üyeliğe daha yakın olan ülke Hırvatistan'da % 43 ile Türkiye'nin hayli altında. AB genelinde ise % 58. Çarkoğlu-Kalaycıoğlu araştırmasına göre de bugün referandum yapılsa AB'ye "evet" diyeceklerin oranı da % 56. Demek ki Türkiye ile AB arasında yaşanan bunca krize; Fransa'nın bütün engellemelerine; Güney Kıbrıs'ın bin türlü maraza çıkarmasına; müzakerelerde fazla bir yol alınamamış olmasına; AB yurttaşları arasında Türkiye üye olsun diyenlerin üçte biri geçmemesine; Türkiye'de kimi askeri komutanların, muhalefet liderlerinin ve medya yorumcularının "AB'nin Türkiye'yi bölmeye çalıştığını" iddia etmelerine rağmen Türkiye'de hâlâ seçmenlerin en az yarısı AB üyeliğini destekliyor. Evet, Avrupa'da "AB'ye güven" % 25 ile en az Türkiye ve Britanya'da. Ama Avrupa'da hükümetine ve parlamentosuna en çok güvenenler Türkiye yurttaşları. Milli hükümete güvenenler AB'de ortalama % 34 iken Türkiye'de % 63. Milli meclise güvenenler AB'de ortalama % 35 iken Türkiye'de % 64. (Sadece Lüksemburg'da hükümete, sadece Finlandiya'da meclise güvenenler % 65 ile Türkiye'den biraz yüksek. Ama Lüksemburg'da parlamentoya güven % 56, Finlandiya'da hükümete güven % 58 ile Türkiye'nin hayli gerisinde.) Kısacası, son seçimlerde aldığı oy oranından da yüksek düzeyde güvene layık görülen AKP hükümetinin, AB reformlarını savsaklaması için hiçbir geçerli bahane olamaz. Öteki sonuçlara bakarsak: Türkiye'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenlerin oranı ilkbaharda % 39'dan sonbaharda % 46'ya yükselmiş; bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 38'den % 33'e inmiş. AB'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenler % 52'den 48'e, bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 28'den 24'e inmiş. Görülen o ki, Türkiye dahil Avrupa'da ekonominin geleceğiyle ilgili iyimserlik azalmakta. Genelde hayatın iyileşeceğini düşünenler de azalıyor. Türkiye'de bir yıl sonra hayatın daha iyi olacağına inananların oranı ilkbaharda % 44'ten sonbaharda % 34'e inmiş. AB ortalamasında ise bu oranlar % 37 ve % 30. Yani yine de Türkiye, Avrupa'ya nazaran gelecek için daha umutlu. Türkiye yurttaşlarının en önemli buldukları sorunlar ise şöyle sıralanıyor: Terör % 77, işsizlik % 57, ekonomi % 23, suçların artması % 10, eğitim % 6, enflasyon % 5. "Avrupa Barometresi"nin öteki dikkate değer bulgularından bazıları şöyle: AB yurttaşlarının ortalama % 58'i AB üyeliğinden hoşnut. Bu oran, son on yıldır kaydedilen en yüksek düzeyde. AB'den hoşnutluk en düşük Britanya (% 25), en yüksek Romanya'da (% 68). Avrupa Parlamentosu'na (AP) ortalama güven % 55. Bu oran % 77 ile en yüksek Yunanistan'da kaydedilirken, Türkiye'de % 20 ile en düşük düzeyde. AB Komisyonu'na güven Avrupa genelinde % 50 oranında. Bu oran % 69 ile en yüksek komşu Yunanistan'da görülürken, Türkiye'de % 17 ile en düşük düzeye iniyor. AB Komisyonu'nun genelde Türkiye yandaşı bir tavır içinde olmasının Türkiye kamuoyunu hiç etkilemediği anlaşılıyor. Yunanlılar, AB Komisyonu'na, AP'ye ve (Romenlerden sonra) AB'ye (% 65) en çok güvenen halk. Yunanistan'da AP'ye duyulan güven, milli parlamentoya duyulandan (% 52) çok daha yüksek. Bunun anlaşılır nedenleri var. Belki hiçbir ülke, AB üyeliğinin avantajlarından komşu Yunanistan kadar yararlanmadı. 22 Aralık 2007, Cumartesi ŞAHİN ALPAY
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|