AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-13-2008, 14:15   #1
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Hürriyet Sonunda Patladı: CÜCE, YANDAŞ VE BESLEME !
CÜCE, YANDAŞ VE BESLEME

13 Kasım 2008


TÜRK basınında adil ve dürüst yarış imkánı ne yazık ki tedavülden kalktı. Kaldırıldı, iptal edildi.

Babıáli’nin DNA’sı bozuldu, genlerine fesat yerleştirildi.

Mahallemizin ilginç bazı yeni sakinleri var.

Kalleşçe, birlikte pusu kurup mahallenin eski sakinlerinin üzerine çullanıyorlar.

Siyasetçi eliyle cüce, yandaş ve besleme bir basın yaratıldı.

* * *

Bu basın cüce...

Topunun satışını birbirine ekleseniz, tümünü üst üste koysanız bir Hürriyet etmiyor.

Ama yaptıkları yaygaraya baksanız, sanırsınız ki beş katı. Siyasetçi eline bir borazan tutuşturmuş, mahallenin altını üstüne getiriyor.

Bu basın yandaş...

Bütün gün sahibinin dizinin dibinde oturup, yukardan "Saldır" sesi geldiğinde saldıran yeni bir tür bu. Bildiği tek istikamet, sahibinin işaretparmağının ucu.

Konuşabildiği tek lisan, sahibinin iki dudağının ucundan fışkıranlar.

Bu basın besleme...

Kabına kim yiyecek koyarsa onun emrine amade.

* * *

Çıkardıkları şeyin adı hukukta mevkute diye geçiyor. Hayrettir, kimse onlara "gazete" demiyor.

Gazete denince, insanın, vatandaşın aklına Hürriyet geliyor.

"Soygunlar, yolsuzluklar konusunda ne yaptınız" diye sorsanız, mafyanın üzerine gittiniz mi deseniz, tıs yok.

Deniz Feneri deseniz ışığı yok ki sayfalarını aydınlatsın.

Lügatlerinde "Ali Dibo" kelimesi yok.

Yolsuzlukları görmezler, siyasetçinin yalanlama makinesidirler.

Yolsuzlukların üzerine gitmezler, gidemezler; ama yolsuzlukları yazan Hürriyet gibi gazetelerin üzerine saldırırlar.

Habercilik, gazetecilik yarışına hiç girmezler.

Çünkü bilirler ki, daha ilk 50 metrede havlu atacaklar. Gazetecilik dalında yarışamayınca başka branşa geçerler.

En iyi bildikleri dal, iftira atmadır.

Orada rekorlarına kimse erişemez.

* * *

Bu cüce, yandaş ve besleme basın şimdi Hürriyet’e ve sahibine saldırıyor.

Onlara cevaplarını gazetecilikte vermeye kalksak, muhatap yok ki yakasına yapışalım.

Mesleki rekabet desek, Babıáli olimpiyatlarında, iftira atma diye bir branş yok.

Varsa da biz o yarışta yokuz.

Öyleyse, evli evine, köylü köyüne.

Biz gazeteciliğe, siz yarıştığınız iftira ve pislik kulvarına. "Sahibinin sesi" olmak kolay değildir, çok meşakkatli iştir.

Allah’tan ki, böyle musibetleri sava sava yaşamayı ve bir de şunu öğrendik. Türkiye’de iktidarlar geçici; Babıáli’deki cüce beslemeleri ise onlardan bile gelip geçici.

Bizse hancıyız...



Değerli okurlarımız, böyle bir yazıyla zamanınızı almak istemezdik. Ancak son günlerde iyice saldırganlaşan tavırlar karşısında, bir defalığına, affınıza sığınıyoruz.

hürriyet

 


Konu Üç mevsim tarafından (11-13-2008 Saat 15:32 ) değiştirilmiştir..
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-13-2008, 14:49   #2
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart
İşte, lafa sıra geldi mi tüm pişkinliği ile mangalda kül bırakmayan Hürriyet'in de aralarında bulunduğu Kartel Basının Yalan Haberleri Arşivi

http://www.akpartiforum.com/kartel-b...vi-t31620.html
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-13-2008, 14:58   #3
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Gömelim Arşive Desem Sığmazsın
Hürriyet'in asparagas haberleri

Bir hipermarketin içki reyonunun mahalleden gelen baskılar sebebiyle kağıt örtülerle kapatıldığı iddia ediliyordu, Hürriyet haberinde.. Oysa gerçek böyle miydi? Peki yalan olan sadece bu haber miydi? İşte Hürriyet'in büyük yalanları

İşte Hürriyet'in yalan haberleri 24 / 09 / 2007


YALAN HABER 1

"Mahalle baskısının fotoğrafı" başlığıyla verilen haberde bir hipermarketin içki reyonunun mahalleden gelen baskılar sebebiyle kağıt örtülerle kapatıldığı iddia ediliyordu. Hürriyet'i bizzat market müdürü yalanladı. İçki reyonunun mahalle baskısından değil ticari kaygıdan dolayı ramazanda başka ürünlerle doldurulduğunu açıkladı.

"Mahalle baskısının fotoğrafı" başlığıyla verilen haberde bir hipermarketin içki reyonunun mahalleden gelen baskılar sebebiyle kağıt örtülerle kapatıldığı iddia ediliyordu. Hürriyet'i bizzat market müdürü yalanladı.

Hürriyet'in kendi ortaya attığı mahalle baskısı terimine destek bulmak için yaptığı haberin çarpıtma çıkması gazetenin inandırıcılığına ve itibarına büyük darbe vurdu.

Hürriyet son on beş gün içinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili de iki yalan haber yayınladı.


YALAN HABER 2

Cumhurbaşkanı Gül'ün Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen STK'lara kuruluşlara davetiye göndermediği iddia edildi. İddia boş çıktı.

İddialar hem de Kanal D'nin canlı yayında yalanlandı...

Mehmet Ali Birand'ın sunduğu Ana Haber Bülteni'nde konuk olan Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever konuya açıklık getirdi.

Birand, mitingci kuruluşlara davetiye gidip gitmediğini sordu. Sever, davetiye gönderildiğine dair belgelerin elinde olduğunu söyleyerek isteyene bunları gösterebileceğini ifade etti. Başdanışman Sever, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur'a 5 Eylül günü için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'a ise 7 Eylül günü için davetiye gönderildiğini söyledi.

Sever, bazı kuruluşların unutulduğunu ancak sözü edilen kişilere gönderildiğinin altını çizdi. Birand bunu üzerine Kanal Türk'ün olmadığını iddia etti. Hatta yanında bulunan Murat Yetkin'e teyit ettirmek istedi. Ancak Yetkin'den bir yorum gelmedi. Sever'in cevabı da hazırdı. Kanal Türk Ankara Temsilcisi Hulki Cevizoğlu'na davetiye gönderildiğini belirtti.


YALAN HABER 3

Hürriyet Gazetesi Gül ve eşinin cami tablosu önünde çekilen fotoğrafını Hürriyet Çankaya'da ilk fotoğraf diye sundu. O fotoğrafı en çok Hürriyet haber yaptı.

Ertuğrul Özkök bu fotoğrafı köşesine taşıdı, "İlk fotoğraf cami önünde" başlığından son anda vazgeçtiklerini anlattı. Türkiye'ye iyilik yapmıştı Ertuğrul Özkök sağolsun! Ama bakın işin aslı neymiş:

AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: ''Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde, 'Sayın Hanımefendinin Özgeçmişi' başlıklı bölümde yer alan fotoğraf, geçen yıl İstanbul Conrad Otel'de yapılan bir nişan merasimi sırasında çekilmiştir. Otel'in Marmara Restoranı'ndaki İstanbul Silüeti önünde çekilen fotoğrafa bazı yayın organlarında farklı anlamlar yüklenilmesi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından üzüntüyle karşılanmıştır.''


YALAN HABER 4

Hürriyet Gazetesi yaptığı 02.09.2006 tarihinde bir başka yalan habere daha imza attı.02.09.2006 tarihli nüshasının 16. sayfasında "OLMAZ DENİLEN İMAMI MÜDÜR YAPTILAR" başlığı altında verilen haberin yalan olduğu ortaya çıktı.Ve gazete bu yalan haberinden dolayı tekzip yayınlamak zorunda kaldı.

İşte Hürriyet'te yayınlanan o tekzip metni:

TEKZİP METNİDİR:

Gazetenizin 02.09.2006 tarihli nüshasının 16. sayfasında "OLMAZ DENİLEN İMAMI MÜDÜR YAPTILAR" başlığı altında verilen haber GERÇEK DIŞIDIR. İlgili haberde kentte 10 yıldır cami imamı olduğu belirtilen Selahattin ÇOLAK, imam olarak değil, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yapmaktadır. Selahattin ÇOLAK Zonguldak İli Sağlık Müdürlüğünde (İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğünde) memur olarak görev yapmakta iken; başarılı çalışmaları ve derece yükselmeleri nedeni ile 07.04.2005 tarihinde Valilik oluru ile Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğüne İdari Sağlık Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilmiştir.

Sonradan bu görevlendirme Bakanlık görevlendirilmesine çevrilmiştir. 26.05.2006 tarihinde ise '13.03.2003 tarih ve 25047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik' gereği hukuka ve usulüne uygun olarak bulunduğu göreve Sağlık Bakanlığı tarafından ASALETEN ataması yapılmıştır. Sonuç olarak Selahattin Çolak hakkında 02.09.2006 tarihli gazetemizde yayımlanan; kentte 10 yıldır camide imamlık yapan Selahattin ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün olumsuz görüş bildirmesine rağmen aynı bakanlıkça Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandığına dair haber gerçek dışıdır. Bu haber nedeni ile Selahattin ÇOLAK'ın gerek özel gerekse de mesleki çevresindeki kişiliği hakkında olumsuz izlenimler meydana gelmesine sebep olduğundan gerçeklerin kamuoyuna tekziben duyurulması gerekli görülmüştür.

Selahattin ÇOLAK


YALAN HABER 5

"Töreden kaçtı" ve "Üvey oğlu tecavüz etti" "Sus öldürürüz dediler" başlıklı haberde Hürriyet Gazetesi'nin yalan haberler listesindeki yerini aldı.Gazete bu haberden dolayı da düzeltme ce cevap metni yayınlamak zorunda kaldılar.İşte o düzeltme ve cevap metni:

Düzeltme ve cevap

Hürriyet Gazetesi'nde 26 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan "Töreden kaçtı" ve "Üvey oğlu tecavüz etti" "Sus öldürürüz dediler" başlıklı haberde Fadime Sarıtaş tarafından yapılan açıklamalar tümüyle gerçekdışı ve müvekkilimin aile şerefini zedeleyici niteliktedir. Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş'a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır. Kamuoyunun ve gazete okurlarının bilgisine saygıyla arz olunur.

14.8.2006
Mehmet Çiçek Vekili


YALAN HABER 6

DSP'Lİ BÜYÜKERŞEN'İ ÖVME ADINA KÜÇÜK BİR GÖLETİ BARAJ YAPTILAR.

Hürriyet, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı DSP'li Yılmaz Büyükerşen'i övme adına bir haberde 4 büyük yalana birden imza atarak, "yalan rekoru" kırdı. "Büyükerşen baraj yaptırarak Eskişehir'i su sıkıntısından kurtardı" diyen Hürriyet'in, "şehrin içme suyunun temin edildiğini" iddia ettiği Mamuca, baraj değil küçük bir gölet. Şehre bir metreküp dahi içme suyu verilmeyen göletin su arıtma ve dağıtım düzeneği yok.

BİR YALAN DA BÜYÜKERŞEN'DEN

DSP'li Büyükerşen'in, Hürriyet'in bu yalanlarına sahip çıkması da dikkat çekti. Büyükerşen bu gazeteye yaptığı açıklamada, burasının bir gölet olduğunu "küçük baraj" diyerek kabul ederken, "içme suyu temin etmedikleri bu göleti kano yarışları düzenlemek için yaptıklarını" gizledi. Büyükerşen "Bu bir planlama işidir" şeklindeki sözleriyle, kano yarışları için yaptıkları Mamuca Göleti'ni, kuraklık tehlikesini önceden dikkate alarak su temini için yaptıklarını lanse etti.

Hürriyet'in çarpıtma haberi vatandaşların da tepkisini çekti. Eskişehir'de yaşayan Mimar Mehmet Ali Kalkan, Hürriyet'in basına olan güveni sarstığını söyledi.


YALAN HABER 7

Hürriyet'in TESTİS Manşeti Yalan Çıktı

YILIN BOMBA YALANI

Hürriyet'in "Konya'da kadın uzman, testis ultrasonu çekmedi" haberi yalanlandı. Başhekim testis haberini yalanladı.

Hürriyet gazetesi, Uğur Dündar'ın, "Tesettür Faciası" haberinin yalan olduğunu açıkladı. 17 Aralık 2006 tarihinde yayınlanan, ''Tesettür Faciası' haberi için Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, köşe yazısında iki kadın görevliden özür diledi.

Uğur Dündar - Mine Özbek imzalı haberde, ''Çoban A.G. testislerinde şiddetli ağrı ve şişlik şikayetiyle Konya Numune Hastanesi'ne gitti. Acilen ultrasona gönderildi. Tesettürlü kadın radyoloji uzmanı geri çevirdi. Ertesi gün yine ultrason çektirmeye gönderildi. Görevli olan ikinci tesettürlü kadın doktor da geri çevirdi. Başhekimlik devreye girdi. Hemen ameliyata alınan genç, bir testisini kaybetti'' denilmişti. Tabi bu haber baştan sona yalandı.

NAMAZ KILAN ÖĞRENCİLERE TERÖRİST MUAMELESİ

Kartel medyası, en büyük namaz düşmanlığını lisede namaz kılan öğrencilere terörist muamelesi göstererek yaptı. Hürriyet gazetesi, 31 Mayıs 2007 tarihli sayısında İstanbul Bağcılar Lisesi'nde namaz kılan lise öğrencilerine yönelik komplo bir haber yapmıştı. Namaz kılan öğrencileri suç işlemiş gibi gösteren haber üzerine olaya el atan İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişleri tuttukları raporda komployu ortaya çıkarmıştı.

cafesiyaset
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-13-2008, 15:10   #4
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Bu basın yandaş...

Bütün gün sahibinin dizinin dibinde oturup, yukardan "Saldır" sesi geldiğinde saldıran yeni bir tür bu. Bildiği tek istikamet, sahibinin işaretparmağının ucu.

Konuşabildiği tek lisan, sahibinin iki dudağının ucundan fışkıranlar.

Bu basın besleme...

Allah aşkına, bu sözleri Hürriyet mi söylüyor?

Bi gazete ancak bu kadar bi güzellikte kendilerini açıklayabilir.

Çocuklara çizgi film olacak bir yazı..

Kendilerini dev aynasında gördüklerini yazmışlar..



"Soygunlar, yolsuzluklar konusunda ne yaptınız" diye sorsanız, mafyanın üzerine gittiniz mi deseniz, tıs yok.

Bunu da mı Hürriyet söylüyor?

ALLAH'IM SANA GELİYORUM!!!
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-13-2008, 21:40   #5
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Hürriyet Aslında Ne Demek İstedi?
Hürriyet ne yazdı, (ne yazamadı)



Değerli okuyucularımız böyle bir yazıyla zamanınızı almak istemezdik. Ancak malum gazetenin doğurduğu lüzum üzerine, affınıza sığınaraktan...

Babıali Mahallesi'nin en iri kabadayısı Hürriyet, semte yeni taşınan komşuların huzurunu kaçırmasından rahatsız oldu.

Kendi yapıp, kendi sattığı putların artık gerçeği görenlerce ayaklar altına alınmaya başlaması üzerine dehşete düşen gazete, köşeye sıkışanlara has bir psikolojik hamle ile "muhatap almayı gururuna yediremediği" rakiplerini suçlayan bir metin kaleme alarak birinci sayfasından okurlara duyurdu.

"Değerli okuyucularımız, böyle bir yazıyla zamanınızı almak istemezdik. Ancak son günlerde iyice saldırganlaşan tavırlar karşısında, bir defalığına, affınıza sığınıyoruz" dip notu ile sunulan metin aslında Türk Basın Tarihi'nde bir Devrim Noktası. Çünkü Hürriyet bundan önce kendisine kimseyi muhatap almadan, hasımlarını dolaylı yollarla karalayan haberler yaparak bitirmeyi tercih eden bir üsluba sahipti. Şimdi en azından "ezerim ayağımın altında" tavırlarıyla da olsa muhatap almış oluyor..

Hürriyet'in yayınlandığı metni kelimesine dokunmadan (hatta aslında ne anlatmak istediğinin açıklamasını da parantez içinde promosyon hizmeti olarak vererek) olduğu gibi sizlere sunuyoruz.

Karar sizin, bakalım doğru okumuş muyuz?


CÜCE, YANDAŞ VE BESLEME

(HÜRRİYET’İN İTİRAFNAMESİ)

TÜRK basınında adil ve dürüst yarış imkánı ne yazık ki tedavülden kalktı. Kaldırıldı, iptal edildi. (TÜRK basınında adil ve dürüst yarış imkánını tedavülden biz kaldırdık. Kimse bizimle baş edemez.)
Babıáli’nin DNA’sı bozuldu, genlerine fesat yerleştirildi. (Babıáli’nin DNA’sını bozduk, genlerine fesat yerleştirdik. Bu iş için çok uğraştık ve başardık.)

Mahallemizin ilginç bazı yeni sakinleri var. (Mahallemizin yeni sakinleri istediğimiz gibi at koşturmamızı engelledi, oluşturduğumuz hortum düzenini bozdu.)

Kalleşçe, birlikte pusu kurup mahallenin eski sakinlerinin üzerine çullanıyorlar. (Doğruları yazıp, ortak akılla yolsuzlukların haksızlıkların üzerine gidiyorlar. Haliyle rahatsız oluyoruz)

Siyasetçi eliyle cüce, yandaş ve besleme bir basın yaratıldı. (Siyasetçi eliyle cücelikten çıktık. Herkesi öyle sanıyoruz.)

* * *

Bu basın cüce... (Kendimizi dev aynasında görüyoruz)

Topunun satışını birbirine ekleseniz, tümünü üst üste koysanız bir Hürriyet etmiyor.
(Bunca yıllık gazeteyiz, sonradan işe başlayanlar yetişip bizi geçti. Tiraj yarışında son bir hamle gerek, böyle bir şey yazmaya karar verdik.)

Ama yaptıkları yaygaraya baksanız, sanırsınız ki beş katı. Siyasetçi eline bir borazan tutuşturmuş, mahallenin altını üstüne getiriyor.
(Yıllardır öttürdüğümüz bir borazan vardı, şimdi kör misali herkesi kendimiz gibi biliyoruz. Artık borumuzu öttüremiyoruz.)

Bu basın yandaş... (Yaftalamayacaktık ama huyumuz kurusun)

Bütün gün sahibinin dizinin dibinde oturup, yukardan "Saldır" sesi geldiğinde saldıran yeni bir tür bu. Bildiği tek istikamet, sahibinin işaretparmağının ucu.
(Bugüne kadar biz ne yaptıysak, rakiplerimizin de aynısını yaptığını sanıyoruz fildişi kulelilerimizden bakınca… Patronun parmağı mı o?)

Konuşabildiği tek lisan, sahibinin iki dudağının ucundan fışkıranlar. (Biz çıkmadık patronun emrinden, onlar da çıkmaz... )

Bu basın besleme... (Beslene beslene bu kadar büyüdük)

Kabına kim yiyecek koyarsa onun emrine amade. (İkide bir değişen yayın politikamız, telefonda yapılan pazarlıklar, iş takipçilikleri… ‘Ana avrat küfür edip’ sonra barışmalar... Bunlar bizim yaptığımız işler değil. Ama biz sizin zekanıza güvenmiyor ve sallıyoruz.)

* * *

Çıkardıkları şeyin adı hukukta mevkute diye geçiyor. Hayrettir, kimse onlara "gazete" demiyor. (Halk bizim için ne diyor hiç umurumuzda değil. Biz bildiğimizi okuruz.)

Gazete denince, insanın, vatandaşın aklına Hürriyet geliyor. (Yine kendi plazamızda yaptık bu araştırmayı. Aslında sokaktaki vatandaşa sormadık ne diyorlar diye. Umurumuzda da değil. Biz seçim tahminlerini de plazamızdaki insanlara sorarak yapmıştık. Gerçi sonra ‘Biz uzayda yaşıyoruz’ diye çok hayıflandık ama olsun. En büyük plaza bizim palaza.)

"Soygunlar, yolsuzluklar konusunda ne yaptınız" diye sorsanız, mafyanın üzerine gittiniz mi deseniz, tıs yok. (Ergenekon ne ola acaba?)

Deniz Feneri deseniz ışığı yok ki sayfalarını aydınlatsın. (Kendi yalanımıza inanıyoruz. Siz de bize inanın)

Lügatlerinde "Ali Dibo" kelimesi yok. (İşimize yarayan en son kelime budur işte)

Yolsuzlukları görmezler, siyasetçinin yalanlama makinesidirler. (Biz kimseye söz hakkı vermeyiz, bildiğimizi okuruz. Onlar karşı tarafın da görüşünü alıyor. Ne gereği varsa.)

Yolsuzlukların üzerine gitmezler, gidemezler; ama yolsuzlukları yazan Hürriyet gibi gazetelerin üzerine saldırırlar. (Daha yalanla / yolsuzluk arasındaki farkı anlayamadık. Neden haberlerimizin yalanlandığını da anlamış değiliz.)

Habercilik, gazetecilik yarışına hiç girmezler. (En güvenilir habercimiz bile oturduğu yerden ‘testis’ haberi yapıp sonra özür diliyor. Gerisini siz düşünün)

Çünkü bilirler ki, daha ilk 50 metrede havlu atacaklar. Gazetecilik dalında yarışamayınca başka branşa geçerler. (Bu bizim en iyi yaptığımız iş)

En iyi bildikleri dal, iftira atmadır. (Bu alanda rekorumuz var, bize kimse yetişemez Ama biz vatan millet için mecburen yapıyoruz)

Orada rekorlarına kimse erişemez. (Bu rekor bizim demiştik)

* * *

Bu cüce, yandaş ve besleme basın şimdi Hürriyet’e ve sahibine saldırıyor. (Bizim gruba alternatif oluşunca bizim patronun açıkları ortaya çıkmaya başladı. Eskiden iki gruptuk ne güzel… Bir de centilmenlik anlaşması yapmıştık kimse kimsenin açığını yazmıyor, hükümet kurup, hükümet deviriyorduk. Gazetecileri işten atıyor, birbirimizin grubunda çalıştırmıyorduk. Çok centilmendik çoooookkk. Nerede o günler?)

Onlara cevaplarını gazetecilikte vermeye kalksak, muhatap yok ki yakasına yapışalım. (Aslında verecek cevabımız yok ama bu cümle güzel durdu.)

Mesleki rekabet desek, Babıáli olimpiyatlarında, iftira atma diye bir branş yok. (Bu branşı biz başlattık. )

Varsa da biz o yarışta yokuz. (Dün hazırladığımız gazeteyi unutuyoruz, iki satır önce yazdıklarımızı unutmamızı mazur görün)

Öyleyse, evli evine, köylü köyüne. (Açıklarımız ortaya dökülmeden önce bu işi bırakıyoruz.)

Biz gazeteciliğe, siz yarıştığınız iftira ve pislik kulvarına. "Sahibinin sesi" olmak kolay değildir, çok meşakkatli iştir. (Bu işin meşakkatli olduğunu bizzat yaşayarak öğrendik. Bir hafta boyunca Can Dündar’a saldıran sonra da çıkıp ‘eleştirilecek bir şey yokmuş’ diyen bizdik. Bu kadar hızlı çark edebiliyoruz)

Allah’tan ki, böyle musibetleri sava sava yaşamayı ve bir de şunu öğrendik. Türkiye’de iktidarlar geçici; Babıáli’deki cüce beslemeleri ise onlardan bile gelip geçici. (Ne kadar rakip varsa hepsini bir şekilde egale ettik. Bir şekilde iflas ettiler. Basında tekel oluşturmaya az kalmıştı ki yeni sesler türedi. Tahammül edemiyoruz artık bunlara. Biz yok ettikçe yenileri türüyor. Bizim de bir yere kadar gücümüz yetiyor. )

Bizse hancıyız... (Dediğimiz dedik, çaldığımız düdük)





Okura açık imza kısmı..


(İhsan, Ünal, Yaşar, Osman, Ersin, Hakan, Ferhat, Yahya, Faik, Ali, Veli, Nalan, Ayşe, Hale, Lale, Jale ve ... )


13 Kasım 2008
haber7
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
hürriyet cüce basın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi