11-21-2012, 13:37 | #1 |
Hürriyet'in kirli tarihinde yeni dönem / Yener Dönmez - Yeni Akit
Açlık grevlerinin ardından dün gazeteler hayli ilginçti doğrusu.
Propaganda uzmanı PKK'nın BDP kolunun, istediğinde medyayı nasıl kullanabildiğine şahit olduk. Açlık grevlerinin bitmesiyle ilgili Öcalan adadaki mitolojik kahraman; BDP'liler ise bir can gitmesin diye çırpınan iyilik melekleri gibi sunulmuştu Hele Hürriyet… Açlık grevinin bitiş sürecini öylesine ballandırarak anlatmışlar ki, zannedersiniz Çanakkale Cephesi'nden bir manzara. Meğer BDP'liler ve Öcalan ne kahraman insanlarmış. Hürriyet'in yazarı Hüseyin Yayman, "Sürecin uzun bir hikayesi ve görünmez kahramanları var" diye başladığı yazısının sonunda ağzındaki baklayı çıkartıp kahramanını açıklıyor: "Daha önce DTP'nin sine-i millete dönmesi ve BDP'nin Meclis'e dönmesi tartışmalarında olduğu gibi Öcalan, kriz çıkaran değil, çözen kişi oldu." Meğer seni nasıl yanlış tanımışız Öcalan… Her krizi sen çözüyormuşsun da haberimiz yokmuş. Dahası var… Yayman'a göre Öcalan öylesine hassas bir insan ki bakın neler düşünüyor: "Abdullah Öcalan'ın, kardeşiyle görüşmesinde herhangi bir pazarlık yaşanmazken, Öcalan sadece 'devlet heyetiyle' görüşmelerin yeniden başlamasını arzuladığını dile getirdi. Daha önce kardeşinin 'diyaloglarını doğru aktaramayacağını' öne süren Öcalan, bu defa sürecin hassasiyetini göz önünde bulundurarak mesajını kendi el yazısıyla yazdı." Görüyor musunuz Öcalan'ın hassasiyetini, hiçbir pazarlık yapmamasını, kendisi için değil her şeyi barış için isteyen yüce insan özelliklerini… Ah be ah Öcalan, seni nasıl yanlış anlatmışlar bize öyle. Oysa bak Yayman seni ne kadar iyi tanıyor. Keşke seni bize böyle anlatsalardı! Öcalan'a güzellemeleri burada bitmiyor Yayman'ın. "Açlık Grevlerinin 10 Mesajı" diye bir liste yayınlamış. Açlık grevlerinin ne kadar faydalı ve iyi bir iş olduğunu, işe yaradığını madde madde anlatmış. Daha çarpıcı olan ise Yayman'ın, Mehmet Öcalan'ın İstanbul'a gittiği uçağın saatinden, cezaevindeki görüşmelere kimlerin katıldığına, hatta Öcalan'ın mektubunun trafikteki sürecine bile hakim oluşu. Bakın ne yazmış: "Cumartesi saat 18.15: Zamanla yarış mektubun alınmasıyla bitmedi… Heyetin trafiğe takılması heyecanı an be an yükseltti. Kısa bir gecikmeden sonra mektup kamuoyuna açıklandı ve toplum rahat bir nefes aldı." Heyetin trafiğe takılmasından bile haberi var Yayman'ın… Ne kadar işin içinde. Sözde Gazi Üniversitesi'nde öğretim üyesi ama ben hayatımda böyle akademisyen görmedim. Adam akademisyen değil alenen operasyoncu. Hürriyet'te kendisine "kafadan" köşe verildiğine göre operasyonları kimin adına yaptığını söylememe gerek yok. Sıra dışı karanlık bağlantıları nedeniyle hakkında oluşan soru işaretleri sonucunda Akademi dünyasından iyice dışlanması sonucu rotayı mecburen mi kırdı; yoksa baştan beri bir proje miydi bilmiyorum. Ama bildiğim şu ki, Hüseyin Yayman her geçen gün medya dünyasında bir bağlantılar ağı kurup, kanaat yönlendirmeleri, operasyonel haberler yaptırıyor. Hangi üst düzey gazeteciyle oturup konuşsanız Yayman'ın anlattığı "derin" konulardan bahsediliyor. Ve bir akademisyenin sahip olamayacağı bilgiler bunlar. Hürriyet'e "Şato"dan ve başka bağlantılardan hangi yazarların nasıl konuşlandırıldığı Ergenekon belgelerinde ortaya çıkmış, Ertuğrul Özkök'ün kirli tarihini görmüştük. Yayman'ın aniden Hürriyet'e yerleştirilmesi ve yerleştirme amacını da ilerde okuruz. Enis Berberoğlu'nun oluşmaya başlayan kirli tarihiyle beraber.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|