AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-07-2009, 19:13   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Hüseyin Öztürk "II. Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı "
Cennet mekân “II. Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” adlı kitabın ikincisi çıktı. Timaş Yayınları’na ait eserin yazarı yine Mustafa Armağan.
Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı’nın birinci ve ikincisini okumak, Türkiye tarihini anlatan yüzlerce kitaptan daha önemli. Dürüst ve namuslu tarihçileri istisna sayarsak, yakın tarihi ters yüz eden iki kitap.
Abdülhamid’i bilmeden, ne Osmanlı’yı ne de Cumhuriyet Türkiyesi’ni anlamak mümkün değildir. Bugünlerde neler olup bittiğini idrak etmek ve darbecileri, muhtıracıları, talancıları, rantçıları, mafyacıları, Ergenekoncuları, sendikacıları, malum medyacıları tanımak isteyenlerin, mutlaka Abdülhamid’in başına gelenleri okuması gerekir.
Abdülhamid, o günün kurtlarıyla nasıl mücadele ettiyse, bugünkü hükümet de aynı mücadeleyi sürdürüyor. O gün, Abdülhamid’e “Kızıl Sultan” diyenler ve dedirtenler, bugün de hükümete ve millete karşı aynı komplo senaryolarıyla kafa tutuyorlar.
Dünü inkâr etmek veya yok saymak, yarını sorgusuz sualsiz kaybetmektir. Midesi ile tuvalet arasında boru hattından olmaktan öte gayesi olmayanların yarına taşıyacakları bir iyilik yoktur. Yarına dair, ülkesine dair, milletine dair gayeleri ve hedefleri olanlar, dünden ders alarak bugünlerini ve yarınlarını deruhte ederler.
İşte yaklaşık iki yüz yıldır memlekette süregelen kavganın ana temelinde bu iki kesim yatmaktadır. Birinci grup; “vicdanıyla dargın, cüzdanıyla barışıktır.” İkinci grup; “cüzdanındakilerle millete karşı, vicdanıyla da Allah’a karşı sorumlu olanlardır.” Bugünkü kavga da malum iki grup arasında sürmektedir.
Armağan’ın “kurtlar” dediği, birinci gruba girenler. İkinci grup zaten belli, Abdülhamid ve onun gibi düşünenler. Uzak ya da yakın tarihi, içeridekilerden ziyade dışarıdaki tarihçi ve gözlemcilerden öğrenmek, sanki daha sağlıklı gibi. Dışarıdakiler tam anlayamadıkları için belki yanlış yazabilirler ama içeridekiler resmen yalan söylemekte ve bir de bu yalanlarının üzerinde ısrarla durmaktadırlar.
Tarih, bağrında yalanı barındırmaz. Dünya tarihine bakıldığında görülecektir ki, yalan tarihlerin hiçbirinin ömrü yüzyılı geçmemiştir. Ancak iki ya da üç nesil kandırılabilmiştir. Eninde sonunda doğru tarih, o memleketlerin haysiyetli tarihçileri tarafından yazılır.
Dürüst tarihçiler; ezbere dayanmadan, araştıran, düşünen, duyduklarını, bildiklerini, okuduklarını, gördüklerini test ettikten sonra kâğıda döker ve milletin önüne yüz akıyla çıkarlar. “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” da böyle bir araştırmanın ürünü. Belge ve bilgilerle dolu bir tarih kitabı ya da tarihi bir roman. Ama gerçekçi bir roman.
Abdülhamid’i anlamak için eserden iki alıntı sunmak isterim. Birincisi, muhalifi Dr. Abdullah Cevdet’e, tahttan indirildikten sonra söylediği o balyoz gibi söz. Şimdiki bir kısım milletin değer yargılarına muhalif sol tandanslı doktorlar gibi başka işlerle uğraşan ya da o günün Ergenekoncularını temsil eden Abdullah Cevdet’e şöyle der:
“Siz doktorsunuz değil mi? Benden meşrutiyet yerine hastane isteseydiniz hem insanlara karşı şefkat ve mürüvvete sahip olduğunuzu ispat hem de mesleğinize layık olduğunuzu tescil etmiş olmaz mıydınız?”
İkinci alıntı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez’in geçen Ramazan ayında bizzat yaşadığı bir olay.
Belarus’un başkenti Minsk’e bağlı İvya köyünde bir camide namaz kıldırıyor kendisi. Önde erkekler, arkada kadınlar namaza duruyorlar. Salâvat getirilen kısımda kadınlı erkekli cemaatten ilahi formunda bir ses yükseliyor: “La İlahe İllallah Cebrail Melekullah. La İlahe İllallah Mikail Melekullah.” Şaşırıyor, devam ediyor namaza. İkinci arada bu defa Azrail ve İsrafil meleklerin isimleri zikrediliyor. Sonraki aralarda ise sırasıyla bütün Peygamberler sayılıyor. En son arada ise doğal olarak; “La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah” sesleri yükseliyor. Ancak hemen ikinci mısra geliyor arkadan; “La İlahe İllallah Abdülhamid Halifeti Rasulullah.” Mehmet Görmez, “Salâvatlar bitti ama ben de bittim” diye anlatıyordu gözleri dolarak, “Neredeydim, hangi zamandaydım, şaşırmıştım.”
Evet, böyle kitaplar yazıldıkça Abdülhamid daha bizi epey şaşırtacağa benziyor.







Eser hakkında bilgi için Timaş Yayınları: 0212 511 24 24

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-07-2009, 20:25   #2
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart
İnşallah kitabın içeriği ile ilgili bu ayın 14 de Mustafa Armağan'ın bir şöyleşisi olacak Zeytinburnunda...katılmak isteyen arkadaşlara duyrulur..
Gerçeklerin anlatılanlardan öte yanını okuyacağımız bir kitap
Paylaşım için teşekkürler....+



Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi