05-25-2009, 20:34 | #1 |
Hüseyin Öztürk "Işık Süvarileri "
Bir damla sudan meydana gelen biz canlıların, önce dokuz ay gibi uzun bir süre, bilmediğimiz ve göremediğimiz bir bölgede, bütün organlarımızla “tamamlandıktan” sonra birkaç kilo olarak dış dünyaya gelmemiz ve bize tahsis edilen ömür bittiğinde de bir daha aynı şekilde geri dönmemek üzere gittiğimiz öteki dünyada bize sorulacak;
“Dünyada iken ömrünün nasıl geçirdin” denilecek. Elbet bu soruya herkesin bir cevabı olacaktır. Kim nasıl ve ne şekilde ömür tüketmişse açıklayacaktır. O gün, yalan söyleyenlere hiçbir yerden şahit aranmayacak, herkesin vücut organları tek tek hatasız bir şekilde konuşacaktır. Bu sebeple, kimse zerre mazeret uydurup, yalan söyleyemeyecektir. Herkes net ve yalansız ifade verdikten sonra; yapılanlar, edilenler, yaşanılanlar; dinimizin ölçülerine vurulacak, hak terazisi adil bir şekilde tartacak, ayette buyrulduğu gibi zerre hayır işleyen de zerre şer işleyen de karşılığını mutlaka görecektir. İşte bütün mesele, bu gerçeklere inanmaktan öteye geçip iman edebilmektir. Her zaman söylerim, inanmakla iman etme arasında önemli farklar vardır. İnanırsınız ama inandığınızla amel etmiyor olabilirsiniz. Çünkü inanmanız, iman etmenize yetmeyebilir ve iman etme konusunda; endişeleriniz, şüpheleriniz var demektir. İnandığınızla amel ediyorsanız, o zaman iman etmişsiniz demektir ki, bir insanın inandığına iman etmesi; üzerine düşen vazifelerini yerine getireceği anlamı taşır. Bu mana; hem bu dünyada hem de ahirette, kişinin mükâfatı tercih etmesiyle ilgilidir. İyilerin iyilerle, kötülerin kötülerle buluşacağı gün gelmeden, o güne hazır olmak gerekir. Bunun için de nerede iyilik varsa oraya koşmak, onların yanında olmak ve herkesi iyiliğe çağırmak, inanmaktan bir kademe öte geçerek iman etmekle mümkündür. İşte bu haftaki kitabımız; Harun Tokak’ın kaleme aldığı; iyiler kervanına katılan ve her gittiği yeri aydınlatmayı bir insanlık onuru ve vazifesi sayan; “Işık Süvarileri” adını taşıyor. Harun Tokak’ın duygu seli ve uzun gözlemleriyle yazdığı eseri okurken; titrememeniz, duygulanmamanız, kimi zaman gözyaşlarına boğumlamamanız, kimi zaman da “Benim yaşadığım hayat da hayat mı” dememeniz, “Niye benim de bu işte bir emeğim yok” dememeniz mümkün değil. Kimi zaman da; “Pes doğrusu, bu kadar da olur mu” diye okumaya mecalinizin kalmayacağı bir kitap. Ufuk Çizgisi kitaplığından çıkan eser hakkında yayıncının notu kitabı şöyle özetliyor: “Işık Süvarileri’nin her satırı, hayatın rehberliğinden ruh aldı. Onlar, kendini aşamamış, ruhunda ölümsüzlüğe erememişlerin insanlığa vereceği hiçbir şey olamayacağı bilinciyle çıktılar yola. Önce iradenin hakkını verdiler. Sonra da umutsuzluğun hiçbir engeline takılmadan, bencilliğin her pınarı kurutan yelinden uzak yürüdüler. En ufak bir ümit pırıltısını bir ışık sağanağına döndürmek üzere Sibirya’nın -50 derece soğuğuna veya Afrika’nın 50 derece sıcağına doğru koştular. Şimdi biz bu Işık Süvarileri’nin azim ve inançla gerilmiş sinelerinin önünde açılmış gül bahçelerini seyrediyoruz. İşte bu kitap, o gül bahçelerinden sizin için derlenmiş bir demettir. Işık Süvarisi; bazen, ilk ışığın göründüğü ufukta beliren Gül Süvari ve arkadaşlarıdır. Bazen, Gül’e gelen musibetlere bir atmosfer gibi bağrını geren bir Gül Sultandır. Bazen de zifiri karanlıklarda hayallerini yıldızlara asarak, ardına düşen insanları yüreğinin aydınlığında yürüten yağmur gözlü bir yiğittir. Bazen, gurbet illerde ıssız ve ücra bir kasabada bir okulda öğretmen ya da belletmendir. Bazen, “Ben öğretmenlerin yanında olmalıyım,” diyerek kurulu düzenini bırakıp, işini gücünü gurbette kuran bir iş adamı veya iş kadını. Bazen, sabahı göremeden giden bir yiğit. Bazen Işık Süvarilerine azık olsun diyerek kermes düzenleyen bir kahraman kadın. Bazen, tarihin tozlu yollarında soluk soluğa koşarken, atının burun delikleri dünyayı içine çekecek kadar açılan bir şanlı süvari. Bazen, mapushanelerin soğuk betonlarında üşürken; “Ey Sonsuzluğun Sahibi Sana Ulaşmak İstiyorum” diyen Anadolu’nun bir kavruk delikanlısıdır. Hâsılı, her asırda yürüdükleri yolları yürekleri ile aydınlatan ışık süvarileridir onlar. Kadın-erkek, zengin-fakir, genç-yaşlı binbir surette bir olanı yansıtan bir aynaya bakacaksınız bu kitapla. Işık Süvarileri; kalbiyle akledenler içindir.” vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|