AK Gençliğin Buluşma Noktası
İman ve Ahlak Namaz, aile hayatı, fıkıh, akaid, ahiret ve kıyamet.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-11-2008, 04:03   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Hüsn-ü zan ibadettir




Her zaman vicdana hoş gelen mülahazalarla dolu olmanın ve bir kimse hakkında müsbet kanaat beslemenin ıstılahtaki unvanı "hüsn-ü zan"dır. İyi niyet, olumlu düşünce ve güzel görüş manalarına gelen hüsn-ü zan, insanın iç saffetinin ve hayırhahlığının bir göstergesidir.



Şahıslar ve olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunurken, olabildiğince iyi niyetli davranmak ve her hâdiseyi hayra yormak sâlih bir mü'minin şe'nidir.

Biri hakkında kötü düşüncelere sahip olmaya ise "sû-i zan" denir. Cenâb-ı Hak, bir ayet-i kerimede, sû-i zannın çirkinliğini ifade sadedinde, "Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın." (Hucurât, 49/12) buyurmuştur. Allah Resûlü (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) da, "Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin gizliliklerini araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı kin gütmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey Allah'ın kulları kardeşler olun!" demiş; tecessüsten, sû-i zandan ve kardeşliği zedeleyecek her türlü davranıştan uzak durmak gerektiğini ikaz etmiştir.

Bir insan, gözüne mü'min kardeşiyle alakalı bir çirkinlik iliştiği zaman, tecessüs, teşhis ve tesbit peşine düşmeden, o sevimsiz fotoğraflar gönlüne akarak fuad kazanında eriyip bir hüküm kalıbına girmeden, hemen sırtını dönüp oradan uzaklaşmalı; "Allah'ım günahkâr kullarını hidayete erdir, beni de affet!.." demeli ve gördüğünü de unutmalıdır.

Aksi halde, o günahı işleyen kimse bir kere düşmüş olsa bile anında doğrulup tevbe kurnasına koşmuş, günahlarını gözyaşlarıyla yıkamış ve affedilmiş olabilir; fakat ona şahitlik eden ve tecessüsle meseleyi derinleştiren şahıs, hadiseyi her hatırlayışında o çirkin fiili düşündüğünden dolayı zihin kirliliğinden bir türlü kurtulamaz ve sû-i zannın tahribatından azâde olamaz.

Dahası, toplum düzeni ve asayişin temini açısından hukukî şahitliğin belli bir önemi ve yeri varsa bile, İslam'da insanların ayıplarını fâş etme diye bir vazife yoktur. Mehâsin-i ahlak kuralları içinde başkalarının kusurlarını araştırma, onları deşifre etme ve mahcup düşürme şeklinde bir madde yer almamaktadır. Aksine, hata ve kusur avcılığı yapmak, günahları açığa vurmak ve insanları tahkir etmek dinimizde ahlaksızlık sayılmıştır.

Bu itibarla da, bir insanın üzerinde on tane nifak belirtisi, bir tane de iman emaresi olsa, biz yine o insan hakkında elimizden geldiğince hüsn-ü zan etmek mecburiyetindeyiz. Evet, o şahıs, söz konusu mezmum sıfatlarından dolayı kendi hesabına çok korkmalı ve akıbetinden endişe etmelidir; ancak, biz, kat'iyen onun hakkında münafık hükmüne varmamalıyız; sû-i zanda isabet etmektense hüsn-ü zanda yanılmayı seçmeliyiz. Tabii ki, iman hizmetinin ve umumun hukukunu gözeterek, üzerinde nifak alâmeti bulunan insanlara bir kısım vazife ve sorumluluklar verip vermeme hususunda daha temkinli olabiliriz.

Töhmet mahallinde bulunmaktan sakının!..

Ayrıca, her zaman hüsn-ü zanda bulunmak bir esas olduğu gibi, başkalarını sû-i zanna sevk edebilecek davranışlardan uzak durmak da çok önemli bir düsturdur. Bazı insanlar, haklarında çirkin düşüncelere sebebiyet verebilecek hal ve hareketlerden gerektiği ölçüde kaçınmıyorlar; yeme-içmeleri, yatıp kalkmaları, iş hayatları, kazançları ve beşerî münasebetleri açısından tenkit edilebilecek tavır ve davranışlar sergiliyorlar. Dolayısıyla, sû-i zanna açık fıtratlarda kötü duyguları ve çirkin mülahazaları tetikliyorlar. Oysa hep hüsn-ü zanna bağlı yaşamanın yanı sıra, herkesin kendi durumunu gözden geçirmesi ve sû-i zan uyaracak hallerden sakınması da icap etmektedir.

Evet, töhmete yol açabilecek hususları, hususiyle de günümüzde tasvip etmek kat'iyen mümkün değildir. Çünkü, bugün ferdîlikten ziyade şahs-ı manevî söz konusudur. Her Müslüman'ın tavır ve davranışının şahs-ı maneviye ve bütün mü'minlere mal edilmesi mevzubahistir. Bundan dolayı, çok önemli gördüğüm dualardan biri de, "Allah'ım bizim tavır ve davranışlarımızdan dolayı kardeşlerimizi yere baktırma, şahsî hatalarımızla onları utandırma!.." yakarışıdır. Zira şimdilerde tek ferdin yakışıksız bir hareketi bütün inananlara kredi kaybettirebilmektedir; tutarsız davranışlar sergileyen bir insan, bütün Müslümanları zan altında bırakmaktadır.

Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in itikafta olduğu bir gün, Safiyye validemiz (radıyallahu anha) kendisini ziyaret etmiş ve bir müddet İnsanlığın İftihar Tablosu'nun yanında kaldıktan sonra hanesine dönmek üzere müsaade istemişti. Nezaket âbidesi Allah Resûlü, muhtereme zevcesini uğurlamak için onunla beraber dışarıya çıkmıştı ki, o esnada bir-iki sahabî yanlarından geçmiş, kendilerini görmüş ama hiç duraklamadan oradan uzaklaşmaya meyletmişlerdi. İki Cihan Serveri, derhal onları durdurmuş ve Safiyye validemizin yüzünü açarak, "Bakın, bu benim hanımım Safiyye'dir" demişti. Bunun üzerine, o sahabîler büyük bir mahcubiyet içinde, "Maazallah, yâ Resûlallah! Sizin hakkınızda nasıl kötü düşünülebilir ki?" mukabelesinde bulunmuşlardı. Rehber-i Ekmel Efendimiz'in cevabı şöyle olmuştu: "Şeytan, insanın kan damarlarında sürekli dolaşır durur!"

Evet, şeytan, insanla bu kadar içli dışlı olduğuna göre zihne pek çok şüphe ve vesvese atabilir; en nezih kimseleri hiç olmayacak şekillerde sû-i zanna sürükleyebilir. Öyleyse, insan hem her zaman hüsn-ü zanna bağlı kalmaya çalışmalı hem de sû-i zanna sebebiyet verebilecek hallerden fersah fersah uzak durmalı ve hep temkinli yaşamalıdır.


ÖZETLE

1- İyi niyet, olumlu düşünce ve güzel görüş manalarına gelen hüsn-ü zan, insanın iç saffetinin ve hayırhahlığının bir göstergesidir. Hüsn-ü zan, salih bir mü'minin en belirgin vasfıdır.

2- Her insan kendi hesabına çok korkmalı, akıbetinden endişe etmelidir; ancak, başkaları hakkında olumsuz düşünmemeliyiz; sû-i zanda isabet etmektense hüsn-ü zanda yanılmayı seçmeliyiz.

3- Hassas bir mü'min hem her zaman hüsn-ü zanna bağlı kalmaya çalışmalı hem de sû-i zanna sebebiyet verebilecek hallerden fersah fersah uzak durmalı ve hep temkinli yaşamalıdır.



M. Fethullah GÜLEN

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-11-2008, 04:04   #2
Kullanıcı Adı
Meftun
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
çok değer verdiğim bir üyenin imzası ile yorum yapayım :

Su-i zan edip isabet etmektense; hüsn-ü zan edip yanılmayı tercih ederim...
Meftun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 04:11   #3
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Allah Razı Olsun, Saliha ... Sağol, bu saatte okuduğun için bir hediye de benden olsun. (+)
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 14:51   #4
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Çok anlamlı bir paylaşım .Allah (c.c.) razı olsun . ( Bir yerden tanıdık geldi ) (+)
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 15:08   #5
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Allah cümlemizden razı olsun. Nerden, nerden diye sorayım isterseniz ?
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 18:05   #6
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Salih bir mümin insanlar ve ollaylar hakkında değerlendirme yaparken,iyi niyetle yaklaşıp hayıra yormalıdır..bu insanın iç güzelliğinin yansımasıdır..
Su-i zandan, şüpheden uzak durulmalıdır..bir müslüman ağzından çıkan her sözün mesuliyetinden korkar..Bir kelimedir rıza makamına ulaştıran ...bir kelimedir kulu cehennemin alt tabakasına indiren..
Bu aydınlatıcı paylaşımınızdan dolayı minnet olsun Levent bey...+1
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 18:07   #7
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Beğeni hediyemiz okuyanlar devam ediyor Canan Hanım, yorumlayanlara da ayrıca teşekkür ediyoruz. (+)
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 18:09   #8
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Gördüm,okudum,beğendim hocam..Takdiri size bırakıyorum..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 18:12   #9
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Alıntı:
duyguseli Nickli Üyeden Alıntı
Gördüm,okudum,beğendim hocam..Takdiri size bırakıyorum..
Eyvallah ... (+) ( Yorum olsa idi 2 tane olabilirdi. ) :D
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-11-2008, 18:46   #10
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart Hüsn-ü zan ibadettir...
Alıntı:
.:Alamet-i_Farika:. Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
duyguseli Nickli Üyeden Alıntı
Gördüm,okudum,beğendim hocam..Takdiri size bırakıyorum..
Eyvallah ... (+) ( Yorum olsa idi 2 tane olabilirdi. ) :D
yorum yaptım ama beğendim dedim..Allah razı olsun çok güzeldi..Bende severim Hüsn-ü zanda bulunmayı.. :'(
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi