![]() |
#1 |
![]() Saâdet hânesi, her yönüyle huzurun ve karşılıklı muhabbetin kâkim olduğu bir mekândı. O hanede fedakarlık üzerine kurulmuş kopmaz bir bağ vardı. Sadece gün ve yarın düşünülmüyor ebedi alemlerde devam edecek bir yolculuğa göre muamele esas alınıyordu.
Üzerine Resulullah'ın oturması için bir yastık satın almıştı. henüz resim konusundaki hükmü bilmediği için belki de yastığın üzerindeki resimler dikkatini hiç çekmemişti. Bunu da bir hikmeti vardı ve bu vesileyle bilinmedik bir konu daha tebeyyün edecekti, bu vesileyle bir hüküm daha netlik kazanmış olacaktı. Derken Resulullah çıkageldi. Gelmişti gelmesine ama kapıda durmuş içeri girmiyordu. Belli ki ortada, rahatsız olduğu bir durum vardı. Bunu hisseden Annemiz de telaşlanmıştı; büyük bir endişeyle hemen sordu; - Yâ Resulallah Allah'a tevbe edip Resulullah'tan da affımı dilerim; bir günah mı işledim? Sesinde ki ton, yreğinin endişeden eridiğini gösterir mahiyetteydi. Korkmuştu; Allah be Resulullah'ın rağmına bir adım atmış olmanın endişesiyle Habib-i Kibriya'nın vereceği cevabı bekliyordu. Nihayet Resulullah; - Bu yastığın hali de ne böyle, dye mukabelede bulundu. Mesele anlaşılmıştı, problem yastıkdaydı!. Allah Resulü'nü hoşnut etmek için attığı bir adım, O'nu rahatsız etmişti. Belli ki ortada bilmediği bir husus vardı. Ancak niyeti, Resulullah'ı üzmek değildi ve özür diler gibi bir edayla gerekçesini söylemek istedi; - Onu, üzerine yaslanıp oturman için almıştım! Bunun üzerine Allah Resulü, Annemiz'in hi. unutamayacağı şu cümleleri sıralamaya başladı: - Bu resimleri yapanlar, ahiret gününde azâba düçar bırakılacaklar ve onlara; Haydi, bu yaptıklarınıza şimdi hayat verin bakalım! denilecek. içinde bu tür resimler olan eve melekler girmez! Mesele bu kadar net olunca ona düşen birşey vardı, hemen yastığı alıp ortadan kaldırmak! Annemiz de aynısı yaptı, kalktı ve Allah Resulü'nü rahatsız eden, evlerine meleklerin girmesine mani olan resimli yastığı ortadan kaldırdı.... Dr. Reşit Haylamaz... Hazreti Âişe... Müslim, Libas87(2107), Nesai, Ziner111, Buhari, Libas 95, Müslim Libas 96. Bu hadisenin, Teuk dönüşü gerçekleştiği ifade edilmektedir.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Çok çok isabet olmuş bu kıssanın paylaşılması..
Zira herkes malesef bu resim hadisesinin idrakinde değil. İnsan hayvan gibi figürler çizmek ya da bu figürlerin bulunduğu yere meleklerin girmediğini anlatan bu kıssa vesilesiyle, inşaAllah bu konuya gereken hassasiyet gösterilir.. Bu olayı duymuştum. Ancak kulaktan duyma olduğu için net bir şekilde pek kimseye anlatamıyordum. Bu gerekli paylaşım için teşekkürler.. ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ALLAH razı olsun güzel bir paylaşım abim..
Bir şey soracağım bilgisi olan var ise bizleri de aydınlatırsa sevinirim. Bu resimden kasıt tam olarak nedir? Yoksa tüm resimleri mi belirtiyor orada? Asıl kafama takılan şu insan sevdiği bir velinin fotoğrafını evinde bulunduramaz mı? Buda sakıncalı mıdır? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() kardeşim yanlış bir kelime etmek istemem, lakin,
konunun içeriğine baktığımız da hayvan figürü gözümüze çarpan, buna insanı da eklemek olağandır... manzara resimleri için ufak çaplı bir araştırmaya girdiğimde, kimi İslam alimi için mübah, kimi için de aynı şekilde sorguya çekilecek... birinci ağızdan dinlemek te fayda var diye düşünüyorum... |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Annem bize kùcùklùgùmùzden beri hep sôyler,duvarlara resimlerinizi asmayin,insan veya hayvan resmi cizmeyin diye,Melekler girmezmis diye...demekki varmis bir bildigi
![]() Tesekkùrlerrr... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() Alıntı:
![]() |
||
![]() |
![]() |
#7 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Soru:Heykel ve resim bulundurmak caiz mi? Heykel ve resim bulunan evde namaz caiz olur mu?
Cevap Değerli Kardeşimiz; İnsanlığın var olduğu günden beri Tevhid dinleri putperestlikle hep mücâdele ede gelmişlerdir. Putperestlik ise temelde, “sûrete ve heykele tâzim, ihtiram, saygı ve eğilmek” fiilleri üzerine kurulmuştur. Binâenaleyh, sûrete ve heykele tâzim ve saygının, tarih boyunca insanlığın inanç hayatında önemli bir sapmaya neden olduğunu görmeli; bu batıl inanışın gerek doğrudan tapınma, gerekse uğur ve şans dileme ve aracı ve vesîle kılma da dahil muhtelif biçimlerinin insanlığın kahir çoğunluğunu peşinde sürükleyip götürdüğünü akıldan uzak tutmamalı; sûretçiliğin ve heykelciliğin Tevhid dinlerinin nazarında îtibar kaybına uğramasını anlayışla karşılamalıyız. Günümüzde her ne kadar sanat mâsumiyeti altında âdetâ yeni bir yüzle insanlık karşısındaki varlığını sürdüren heykelciliğin, tarih boyu kendisine yüklenen “ihtiram ve saygıyı” yeniden canlandırma veya devam ettirme misyonundan tam olarak sıyrıldığını söylemek mümkün değildir. Yani heykelin yapılış ve var oluş nedeni genelde ya tazim ifâde etmek, ya ihtiram konusu olmak, ya da bir saygıyı canlı tutmak olmuştur. Bu yaklaşım ise heykeli İslâmiyet nezdinde mahkûm kılmaya yeterlidir. Bu nedenle heykel için İslâmiyet’in barış dalı uzattığını söylemek ve mubah olduğunu ifâde etmek güçtür. Ancak bibloları, çocuk oyuncaklarını, çocuk bebeklerini, küçük figürleri, tek boyutlu resimleri, tek çizgili karikatürleri “heykel” düzeyinde mahkûm etmeye gerek yoktur. Çünkü bunlar ihtiram ve tazim ifâde etmemekte, Tevhid dîni ile olumsuz bir düzlemde buluşmamaktadırlar. Heykelciliği ve heykel satışını tasvip edemeyiz. Ama bibloların, küçük figürlerin, çocuk bebeklerinin, tek boyutlu resimlerin, gayr-i ahlâkî konuları ve meşrû olmayan görünümleri işlemedikleri sürece satışını yapmakta bir sakınca yoktur. Doğrusunu Allah bilir. İslâm dini semavî bir din olup insanın dünya ve âhiretini imâr etmek için nazil olmuştur. Getirdiği hükümlerin herkesin akıl ve zevkine uyması da mümkün değildir. Çünkü simalar birbirine uymadığı gibi akıl ve huylar da birbirine uymazlar. Akıl ve mantıki veren Allah Teâlâ, insan için hangi hüküm daha uygun, hangi nizam daha güzel ise onu biliyor ve onu indiriyor. Bunun için emir, nehiy, haram ve helâl ile ilgili olan ilâhî kanun ve nizamların bazılarına aklımız ermezse de tümüne inanıp hikmetini araştırmamız gerekir. Araştırma yapmadan inkâr etmek küfre götürür. Bunun için şu veya bu niye haram olsun? Aklıma yatmıyor, demek büyük bir vebaldir. Birçok kimse heykel ve resim haram oluşundan söz edildiği zaman hoşlanmıyor, "heykel bir sanattır. Neden haram olsun?'' deyip İslâm'ın hükmünü tereddütsüz reddediyor. Müzelerde bulunan heykeller üzerine araştırma yapıldığı zaman câhiliyet devrinde, bu husus Roma ve Bizans devletlerinin hüküm sürdükleri zamanlarda insanların birçokları heykel ve resimlere büyük itinâ göstererek tapındıkları putperestlik girdabına girdikleri görülecektir. İnsanı yeryüzüne Hâlife olarak tâyin eden Allah Teâlâ, taştan ve ağaçtan kendi eliyle yaptığı heykel ve resimlere yaptığı ibadetten onu kurtarıp lâyık olduğu makama çıkarmak için canlı mahlûkların her türlü heykel ve resimlerini yasakladı. Bu hususta Peygamber (sav)'in birçok sahih hadisleri vardır. Ez cümle: 1- Kıyamet günü bu suretleri yapanlara; yaptığınızı canlandırınız denilecektir.( Buhari ) 2- Kıyamet günü Allah'ın en şiddetli azabına maruz olanlar Allah' ın yarattıklarını taklid edenlerdir.( Müsned Ahmed bin Hanbel) 3- Hazreti Aişe bir gün resimli bir yastık satın aldı. Peygamber (sav) dışardan yastığı görünce içeri girmedi. Kapının önünde ayakta kaldı. Hazreti Aişe (ra) da onun yüzündeki memnuniyetsizliği anladı ve şöyle dedi: Yâ Resûlullah! Allah ve O'nun Resulüne tevbe ediyorum günahım nedir? Peygamber (sav) ona cevaben buyurdu ki: "Yastıktır." Hazreti Aişe üzerine oturup yaslanasın diye senin için satın aldım, dedi. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Resim yapanlara azab verilecek, yaptığınızı canlandırınız denilecektir. Sonra şunu ilâve edip buyurdu: İçinde resim bulunan eve melekler girmez".( Müslim c. 4, s. 90) Nevevî, müslim'in şerhinde resimle ilgili görüşünü özetle şöyle ifade ediyor: Bizim mezheb ulemasıyla diğer mezheb uleması diyorlar ki: Canlı varlıkların resmini yapmak şiddetle yasaklanmıştır. Resim yapmanın üzerine büyük vebal terettüp eder. Hakkında büyük tehdidler varid olmuştur. Zira resim yapmak, Allah'ın yaratıcılık işini taklid etmek anlamını ifade eder. Resim, ister elbise, halı, para, kab ve duvar gibi şeyler üzerinde, ister başka bir şey üzerinde yapılsın haramdır. Yalnız ağaç, deve semeri ve cansız mahlûkların resmini yapmak haram değildir. Gölgeli -heykel- ile gölgesiz suretler arasında fark yoktur. Canlılara ait olduktan sonra haramdır. İbn Hacer, canlı mahlukların suretlerini yapmak haram olduğunu bulundurulmasının da caiz olmadığını belirttikten sonra şöyle der: Cansız mahlukların resimlerini yapmak ve yaptırmakta beis olmadığı gibi yerde ve ayak altında bulunan sergilerde hakarete maruz kalmaları hâlinde dâhi, yerde ve ayak altında bulunmalarında herhangi bir beis yoktur. Ama ayak altında kalması için dahi olsa canlı mahlûkun resmini yapmak caiz değildir. (Zevâcir c. 2, s. 33, al-Fıkh 'ala'l-Mezâhib al-Arba'a c. 2, s. 41) Gölgeli, gölgesiz resimler sahabe, tâbi'în, cumhuru ulema ile Hanefî, Şafiî ve Savrî gibi müctehidlerce de haram karşılanmıştır. (Zevâcir c. 2, s. 33 ) Ancak haram olmayan resimler de vardır. Şöyle ki: 1 - Küçük kızların oynamaları için oyuncak resimler. 2- Baş veya göbekten itibaren yukarı tarafın resmi. Böyle bir resim tam olmadığından bulunmasında yine beis yoktur. Çünkü böyle bir mahlûkun hayat sahibi olup yaşaması mümkün değildir ('). Bundan anlaşılıyor ki; tapu, nüfus cüzdanı, pasaport ve diğer muameleler için lüzumlu olan vesikalık fotoğraf ile dış ve iç organların fil imlerinin çekilmesinde hiçbir beis yoktur. 3- Yukarda beyân ettiğimiz gibi yerde ve ayak altında bulunan sergideki resimlerdir. Bu tür resimlerin bulunmasında beis yoktur. 4- İmâm Nevevî'nin dediği gibi dağ, deniz, ağaç ve bütün cansız mahlûkların resmini yapmak ve yaptırmak. Yalnız fotoğraf da bu resme dahil mi, değil mi ihtilaflıdır. Birçok bilgine göre dahil değildir. O, aynada görünen resim gibidir. O, haram olmadığı gibi bu da haram değildir. Yani o bir görüntü tesbit edilmiştir. Bu açıklamaya göre ahlaki ve dini yönüyle İslamiyete aykırı olmayan çizimlerin de yasak kapsamına girmediği söylenebilir. Bunun gibi bilgisayar veya başka teknik metodlarla çizilenlerin de aynı şekilde değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Resimle ilgili yasağın üç boyutlu, kabartmalı veya islama aykırı olanlarla ilgili olduğunu söylemek mümkündür. Namaz kılınan odada fotoğraf bulundurmak? Resimler kıble cihetinde ise mekruhluk şiddetlenir, yanda ise azalır, arkada ise daha da azalmış sayılır. Böyle resimler ya indirilmeli, yahut da üzeri örtülerek namaza durulmalıdır. Boy resimlerini kapalı bir yerde tutmak, ancak gerektiğinde görülecek halde muhafaza etmekte beis yoktur. Kâğıt paralarla nüfus cüzdanlarındaki vesikalık resimler de câizdir. Bunlar canlandığı farzedildiğinde yaşamayacak derecede küçük ve yarım olan resimlerdir. Ayrıca bazı müseccel şahısları tanımak için çekilen zaruri boy resimleri için de ruhsat vardır. Bunlar ihtiyaç resimleridir. Hırsızlar, diğer suçlular ancak bunlarla kolayca adaletin pençesine teslim edilebilmektedir. Bugünkü resimlerin mühtehcen olmayanları tapılmak için çekilmediğinden, tapılmak için yapılan resimler cümlesinden sayılmayabilirler. Müstehcen resimlerin her türlüsü ise ahlâka, insanlığa ve İslâm’a aykırıdır. Kaynaklarıyla İslâm Fıkhında geniş bilgi vardır. Selam ve dua ile... Sorularla İslamiyet 18-Ocak-2007 - 15:15:00 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() guncelleme...
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|