![]() |
#1 |
![]() ![]() Erbakan’ı herkes kadar bilirim. Başında ya da “ruhunda” olduğu hiçbir partiye oy vermedim. Yakın dönem Türk siyaseti için, önemli bir şahsiyettir kendileri. Siyasete olan ilgim, kendilerini hep yakından izlememe neden oldu. Ortaya koyduğu ve yıllarca tartışılan Milli Görüş geleneğinin en önemli özelliği itaattir. İsmail’in kendini “boğazlamaya” götüren İbrahim’e gösterdiği itaat nevinden. Hep bir ütopya sundu seçmenine ve her defasında bu ütopya bir karşılık buldu. Ancak hiçbir zaman gerçek olmadı bu. Zaten adı üstünde; ütopyaydı. Sistemle bir türlü uyuşamadığı ve kurallarına uymadığı için hep “oyun dışı” kaldı. Ancak ısrarcıydı, inatçıydı ve kendi içinde tutarlıydı. İdeallerinin her zaman savunucusu oldu. Hala da öyle. Lakin boynuz kulağı geçti, geçiyor. Erbakan’ın yaptığı şeyin adı siyaset ve siyasetin amacı iktidar olmak ise; 1999’da kendisiyle yollarını ayıranlar, devletin en önemli mevkilerinde oturuyor şimdi. Yıl 2010. Milli Görüş Çizgisi ikinci bir başkaldırışa gebe. Erbakan ise yine aynı “tutarlılıkta” ve buna izin vermeyecek gibi duruyor. Hakkıdır. Bu hareketin öyle ya da böyle bugünlere gelmesinde onun emeği vardır; ödenmesi gereken bedelleri hep o ödemiştir. Ve şimdi müstahkem mevkisini “akraba-i taalukatıyla” birlikte korumaya çalışmaktadır. Ancak, “Numan bir dönem daha kalsın, sonra Fatih partinin başına geçsin” demek hakkı değildir. Değildir; çünkü bu parti “hiçbir Erbakan’ın” babasının malı değildir. Parti liderinin kim olacağı, Saadet Partisi seçmeninin hür iradesine bırakılmalıdır. Türkiye’de hiçbir parti “kabile partisi” değildir, olmamalıdır. Hem nedir bu “oğul” ısrarı! Dört halifeden sonra “bir biçimde” iktidara gelen Muaviye neden sevil(e)mez hala İslam coğrafyasında? Sadece Hz. Ali ile savaştığı için mi; yoksa oğlu Yezid’le birlikte saltanat geleneğini başlattığı için mi? Nedir bu? Postun babadan oğula ya da damada geçmesinin, siyasal biçimi mi? Erbakan “seçmeni kendi başına bırakırsan ya Numan’a ya Tayyib’e kaçar” kaygısından artık kurtulmalıdır. Yazıktır, günahtır. Erbakan, 90 yıllık mücadeleci hayatında, kendisine inanalar açısından, hep saygıyla anılmayı hak etmiştir. Ancak bu saygı gittikçe azalmaktadır ve bunun tek sorumlusu da bizzat Erbakan’ın kendisidir. Biri bunu, Erbakan’a söylemelidir. Ne kadar mümkün olur bilinmez ancak; Erbakan, bu katı halinden artık vazgeçmelidir. Zira katılaşan her şey bir gün buharlaşır.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Müslümanların çoğu Peygamber Efendimizin Ashabının hepsini severler. Hz. Muaviye, Ashab-ı Kiram'dandır. Biz Ehl-i Sünnet İtikadına sahip olan Müslümanlar, Ashab-ı Kiram'ın hepsini severiz. Hz. Ali'yi de severiz Hz. Muaviye'yi de severiz.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() biz fatih erbakanıda severiz...burada farklı birşey anlatılıyor..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() "Ancak bu saygı gittikçe azalmaktadır ve bunun tek sorumlusu da bizzat Erbakan’ın kendisidir."
Güzel bir yazı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
İslam Âleminin büyük çoğunluğu Ehl-i Sünnet İtikadına sahiptir. Ehl-i Sünnet'in temel esaslarından biri Peygamber Efendimizin bütün Ashabını sevmektir. Hz. Muaviye'nin İslam Âleminde sevilmediği doğru değildir. Hz. Muaviye'yi sevmeyenler çoğunlukla; Hz. Ebubekir'i de, Hz. Ömer'i de, Hz. Osman'ı da, Hz. Aişe'yi de sevmeyen Şiilerdir. Konu Cihannur tarafından (07-17-2010 Saat 22:20 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Güzel yazı.. Hz muaviyeyi severim ama oğlunu kendi tahtına geçirdiği döneme kadar severim..O zamanda olsam yollarımı ayırırdım onunla.. Peygamberler dışında her kul eleştiriye açık olmalıdır eleştirilmelidir.. Hz ömer camide cemaatine ben yanlış yaparsam beni uyarın beni düzeltin demiştir.. Dini islama zerre kadar veren gözden gönülden düşer heleki bu sıradan biri değilse en çabukta o düşer..
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|