12-06-2009, 22:00 | #1 |
İçimde Sümeyyeler Var!
B – Başörtüm sancımdı, gözyaşımdı, kefenimdi… Sedef sedef açılan taşlarda Zümrüt zümrüt parlayan başörtüleri… Acziyet ufkunda kanat çırpan kuşlardı Yanaklarından süzülen şebnemlerde dua dua katreler Mahzenlerin intizar avuçlarında serili Serçe yüreği gibi titrek, çiçekler kadar nazlı… Gözyaşımdı, sancımdı, kefenimdi başörtüm Aşkın şahikâsında yakarışların nuru Omzumda taşıdığım Nur suresinin ayetleri Sırtımda onulmaz yaraların merhemi Yüreğimde taşıdığım göklerin abidesiydi başörtüm… A – Yüreğimin vuslat muştulu titreyişleriydi… Zaferin diğer adı Direnişin mütebessim örtüsü… Gül-i rânâlar gibiydi başörtü neferleri İçlerinde kor, dışlarındaysa zemheri katreler Yüreğinde hıçkırıklara dûçar titreyişler Nefesindeyse toprak kokusu sözler vardı… Adanmıştı ömürleri Sevdalarını adamışlardı çöllere Issız sahraların dili olmuş dilleri Çöller yeşermiş başörtülerinde Umutları lâl kuyularda saklanmış… Ş - Elif gibi duruşların sükût çığlıklarıydı… Çarmıha gerilen başörtüleri Duruşları pak nadide gelincikler idi… Suskun yüreklerin şahlandığı sürgün Sürgünde miracını yaşayan münzevi hayat kırıntıları Gök kubbeyi yaşlara boğan hasret yangınları Şükür edâları hüznün doruğunda secde secde… Asumanlar yakarır Söz biter, tufanlar başlar Kıvılcımıdır iman ateşinin Elif gibi duruşları… Ö – Asiliğe asillik içerisinde cevap veren örtüm… Mezarları bekleten yürüyüşleri Taşların aşkından yuvarlanması gibiydi… Baharın umuda özlemini dile getiren kumrular gibi Örtüsüyle Rabbini tespih eder kâinat Kıyam gününe hazırlanan mesrur çehreler Özlemleri dağlanmış özgürlük türküleri kadar acıklı Hüzünlü ve bir o kadar içli… Zindanlarda eşrefi mahlûkat Özlerinde mütebessim mumların eriyişi İffetleriyle Meryem misali Sümeyyeler, Haticeler, Aişeler… R – Yazgılarında teslimiyet yazan iffet abideleri… Bohçalarda gezdirilen ölüm Şakağa dayanmış teslimiyet kadar özgürdür örtüm… Ezgiler söylenir örtüm üstüne Dalgalar çarpar kıyıya sancılarını Başörtüleri dalgalanır göklerde Hicret mevsimi gelir, hicret edilir ten kafesinden… Eceli gelir çiğ tanelerinin Damıtılır örtüm üstüne… T – Örtüleri ifşa eder Rablerine vefalarını… Vefalı dualarım ile örtün üzerimi Örtün üzerimi nurdan başörtümle ki, Kıymete binsin sevgi, sevgimiz… Mesture yaşlar akıtıyoruz sevdamıza Beyaz güvercinler uçarken göğe Biz de uçuyoruz asumanlara hıramızdan Arkamızdan nâmütenâhî tohumlar bırakırcasına… Dağların doruklarında alazlandı kalemimiz Hür kırlarda kanat çırptı sevgi kelebeğimiz… Ü – Ufukta umuda yolculuğa ada(n)dık… Yüreklerinde umut dolu kuşların çığlıkları Gözlerde başörtüsü sevdası damıtan yaşlar Sümeyyelerin direnişi ve arşı titreten diriliş muştuları… Onlar ki Rablerinden ümit kesmeyenler! Onlar ki başörtülerini sancak gibi taşıyan özgürlük abideleri! Onlar ki omuzlarında halifelik sancısıyla dolaşanlar! Onlar yeryüzünün iffet timsalleri… Selam olsun onlara! Selam olsun Sümeyyelere, Haticelere, Aişelere!… Yunus Emre Tozal
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |