|
11-09-2012, 21:56 | #1 |
'İdamın Bir Haklılık Sebebi de Var'
Başbakan Erdoğan, "Yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya'nın Bali kentinde düzenlenen 5. Bali Demokrasi Forumu'nun ''Demokratik Küresel Yönetişimin Uluslararası Barış ve Güvenliğe Katkısı'' konulu paneline konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü Barış ve Demokrasi Enstitüsü'nden Dr. Hassan Wirajuda'nın yaptığı, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai de konuşmacı olarak yer aldığı panelde Başbakan Erdoğan, uluslararası kuruluşların yapısını ve karar alma şekillerine değindi ve bunlara yönelik ağır eleştiri getirdi. Başbakan Erdoğan, değerlendirmelerinde geçen yüzyıl ile bu yüzyılın birbiriyle ilişkisi üzerinde durmak istediğini belirtti ve gelişmiş ülkelerde, ''21. yüzyıl küresel barışın inşa edildiği yüzyıl oldu'' yönünde değerlendirmeleri hatırlattı. Ancak bütün bu değerlendirmelere rağmen bu barış amacına hizmet etmekle yükümlü Birleşmiş Milletler'in (BM) kuruluş amacına uygun hareket edemediğini belirterek BM'nin yapısını eleştirdi. BM Etkisiz ''Dünyanın bütün ülkelerinin, devletlerinin yer aldığı BM topluluğunun, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin dışında etkinliği nedir?" diyen Başbakan Erdoğan, "Bunun ele alınması lazım. Bu 5 daimi üyenin iki dudağının arasında her şey. Bunun bir tanesi, bir olaya 'ret' dediği zaman, 'veto' dediği zaman oradan sizin bir netice çıkarmanız mümkün değil." diyerek BM'nin yapısındaki sıkıntıyı yineledi. BM'nin yapısındaki sıkıntılardan dolayı, İsrail-Filistin, İsrail-Gazze, Somali ve Myanmar'da yaşanan olayların halen çözülemediğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin ve BM'nin, İsrail ile ilgili olarak bugüne kadar vermiş olduğu kararların hiçbirinin İsrail tarafından uygulanmadığına işaret ederek, bunun karşılığında İsrail'e bir yaptırım da uygulanmadığını vurguladı. ''Daimi, geçici üye olamaz'' Soru soran katılımcılara teşekkür eden Başbakan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nde ''daimi'' ve ''geçici üyelik'' gibi bir ayrıma karşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Bu ayrımın yanlış olduğu inancındayım. Olacaksa tamamıyla bütün üyelerin hepsinin BM Güvenlik Konseyi'nin veya BM'nin kurucu şartında olduğu gibi büyük uluslar ile küçük uluslar hak eşitliğine eğer sahipse, hak eşitliğine sahip olduğuna göre, oradaki üyelerin tamamının da daimi üye olması lazım. Daimi, geçici üye olamaz." Başbakan Erdoğan "Şu anda daimi üyeler içinde dikkat edilirse sadece 3 kıtayı görüyorsunuz. Orada Amerika var, öbür tarafta Avrupa var bir de Asya var. Dünyadaki diğer kıtalar temsil ediliyor mu? Hayır. İnanç gruplarına baktığımız zaman tüm inanç grupları bu daimi üyeler içinde temsil ediliyor mu? Hayır, bu da yok. O zaman buradan bizim adalet beklememiz zaten mümkün değil." diyerek bu yapıda alınacak kararların çoğu zaman ideolojik olarak verildiğini belirtti. ''IMF ile çalışmayı da arzu etmiyoruz'' Başbakan Erdoğan, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) bazı ülkeler için bir çıkış, reçete gibi gösterildiğini ancak bunun tam aksine IMF'nın çalıştığı ülkelerde ciddi sıkıntılara sebep olduğunu belirtti. Türkiye'nin de IMF ile yaptığı çalışmaların bedelini çok ağır ödediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Biz şu anda 3 dönemdir Stand-by anlaşması yapmıyoruz. 23,5 milyar dolarla devraldık, şu anda 1,3 milyar dolarla duruyoruz. Nisan ayı itibariyle de bunu sıfırlayacağız. IMF ile çalışmayı da arzu etmiyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan, ''Gönül arzu ederdi ki IMF bir Uluslararası Para Fonu olarak darda, zorda kalmış ülkelerin adete tulumbasına su akıtan bir birim olsun ve bu tulumba üretmeye başlasın. Böyle bir durum söz konusu değil, bunu başarmamız gerekiyor'' dedi. Uluslararası kuruluşların küresel yönetişimde önemine işaret eden Başbakan Erdoğan, BM, AGİT, IMF ve OCED'nin süratle değiştirebilmesi için reforme edilmesinin gerektiğine inandığını söyledi. ''Yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var'' Başbakan Erdoğan, geçen yıllarda Norveç'te yaşanan ve 1 kişinin 77 kişiyi silahla öldürdüğü olayı anımsatarak, bu kişiye verilen 21 yıllık hapis cezasını da eleştirdi. Norveç'teki saldırıyı gerçekleştiren ve 21 yıl hapis cezasına çarptırılan kişinin 21 yıl sonra hapisten çıkacak olmasına anlam veremediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ''Ben sordum, merak ettim. Nasıl oluyor da 77 insanı öldüren bir insan 21 yıla mahkum oluyor? Bana verilen cevap şu; 'hayır, çıkmaz. 21 yıl sonra bir şey uydurulur tekrar 21 yıl verilir'. Ben buna nereden inanacağım, bunu çözmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da idam kalktı ama Amerika'da kalktı mı, Japonya'da kalktı mı, Çin'de kalktı mı? Demek ki yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var. Çünkü, 77 kişiyi öldüren bir insan eğer elini, kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyorsa o 77 insanın ailesinin vicdanının, gönlünün rahat olduğuna ben inanmıyorum. Kendimizi check etmemiz lazım, kendimizi tekrar adalet terazisine iyice yatırmamız lazım, yatırmamız lazım ki bu insanlık barışı huzuru bulabilsin.'' Habervaktim
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-09-2012, 22:26 | #2 |
İdam cezası insan hayatına verilen değerin en büyük ve köklü göstergelerinden bir tanesidir. Fakat uygulanacak ülkenin Türkiye olması, Usulü, biçimi, şekli, içtihad pratiği, şartları tartışılması gereken bir mevzudur.
İdam cezası uygulandı bu ülkede ve bir takım paranoyalar, ideolojik saplantılar ve daha açığı islam düşmanlığı ile dar ağacına gönderilen bir çok yiğit oldu. Şu an bu düşmanlığı asla ve kata yapmayacak bir yönetim mevcut. Fakat ileride bu düşmanlıkla dindar insanların asılmayacağı garantisini kim verebilir ? |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|