04-06-2010, 10:21 | #1 |
İdeolocya Örgüsünden (Necip Fazıl Kısakürek)
Arkadaşlar kitaba yeni başladım ve okudukça beğendiğim yerleri burada paylaşacağım.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-06-2010, 10:22 | #2 |
Doğuş olmaya doğuş... Doğu olmaya doğu... En doğrusu Doğunun doğuşu...
|
|
04-06-2010, 10:58 | #3 |
Maddi ve manevi sınır dışı ırk gayreti, kavim hırsı ve toprak iştahı, sadece alakasız olduğumuz bir iş sanılmasın!.. Büyük ve gerçek kurtuluş adına, yüzdeyüz düşmanı sıfatiyle alakalı olduğumuz ve karşısında cephe tuttuğumuz zıt ve batıl hedeflerden bir tanesi!..
|
|
04-06-2010, 11:07 | #4 |
Kendimizi, kendi içimizde; fert ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi içimizde tamamlığa erdirmeden dışarıda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi, olduktan sonra düşünülecek iş...
|
|
04-06-2010, 11:14 | #5 |
Öyleyse Büyük Doğu, çizmeli ayaklarla dışımızdaki iklimlere doğru kaba ve nefsani bir yürüyüş olmaktan ziyade, rüzgardan hafif topuklarla içimizdeki iklimlere doru ince ve ruhani bir sefer...
|
|
04-07-2010, 09:25 | #6 |
Doğudan fışkırmış, Doğunun gerçek ruhuna ermiş, onu örnekleştirmiş, nefsinde halkalamış, Batıya doğru yürütmüş, handiyse Batıyı devirecek hale gelmiş, sonra kabuk üstü donup kalmış, yeni zaman yemişlerine can verecek kök feyzini emmekten uzak yaşamış, doğurucu ve yaşatıcı aşk ve çile dairesinden kayıp çıkmış, hikmetini kaçırdığı şekillere incisiz istiridye kabukları gibi tutunmaya çalışmış; ve sonra doğan ve gelişen Batının karşı saldırıları önünde topyekün Doğuyla beraber gerilemiş, bir uçurumdan öbür uçuruma sürüklenmiş, fakat sukutun dibini boylamış, gizli bir bünye sırrı yüzünden hastalığa dayanmış, apışmış ve donmuş, devir devir sahte ve gülünç kurtuluş hareketlerine şahit olmuş, nihayet büsbütün tasfiye vaziyetine düşmüş, bir şahlanışla kendisini mekan çerçevesinde kurtarabilmiş, derken işin satıh ve maddede en dizginsiz Garp taklitçiliğine ve öz kök ahlaksızlığına döküldüğünü görmüş, zaman çerçevesindeyse bir türlü kurtarıcısını bulamamış bir millet olmak şuuruna sımıskı bağlıyız
"Necip Fazıl Kısakürek" Konu romakudüs tarafından (04-07-2010 Saat 09:29 ) değiştirilmiştir.. |
|
04-07-2010, 10:01 | #7 |
Kavramak lazımdır ki, bir zamanlar Doğunun teknesinde yuğurulan, kendi teknesinde de Doğuyu yuğuran şahsiyet hamurumuz, Doğunun zaafında biz, bizim zaafımızda ise Dopu mecalden düşerken kurtlanmaya yüz tuttu; ve o gün bugün, kendi öz cevheriyle yabancı cevherler arasındaki anlayışsız, bilgisiz, ölçüsüz ve hikmetsiz katışmalar yüzünden çürüye çürüye şimdiki müzmin haline geldi. Bu halin ismi, müzmin şahsiyetsizlik ve asliyetsizlik hastalığı...
|
|
04-07-2010, 10:15 | #8 |
Tanzimattan beri devam eden sahte inkılaplar ve bu inkılapların türettiği sahte kahramanlar, davamızın, müşahhas planda baş meselesidir.
|
|
04-07-2010, 10:31 | #9 |
Kendi içimizde ve kendi cebimizde kaybettiğimiz, sonra körler gibi el yordamıyla eşya ve hadiseleri sığayarak hep dışımızda ve yabancı ceplerde aradığımız, aradıkça kaybettiğimiz, kaybettikçe bulduk sandığımız, bulduk sandıkça kaybımızı derinleştirdiğimiz anahtarın kum üzerindeki yuvası... Büyük Doğu budur. O, hem bir mana, hem bir madde, hem bir zaman, hem bir mekan ismi; ve belli başlı bir ruhun, kendisiyle beraber bütün insanlığa örnek halinde donatacağı Doğu alemine remz...
|
|
04-07-2010, 10:37 | #10 |
Büyük Doğu, İslamiyetin emir subaylığı... Büyük Doğu, İslam içinde ne yeni bir mezhep, nede yeni bir içtihat kapısı... Sadece "Sünnet ve Cemaat Ehli" tabirinin ifadelendirdiği mutlak ve pazarlıksız çerçeve içinde, olanca saffet ve asliyetle İslamiyet'e yol açma geçidi; ve çoktan beri kaybedilmiş bulunan bu saffet ve asliyeti Yirmibirinci Asrın eşiğinde eşya ve hadiselerle tatbik etme işi... Galiba işlerin de en değerli ve pahalısı.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|