İfşaatlar, istihbaratlar ve ihtimali muhtemel havadisler

Boşuna Osmanlıca öğretelim demiyoruz. Orta öğretimde Osmanlıca şart..
700 yıldan beri kullandığımız, geliştirdiğimiz bir lisan, “Bugünkü güzel Türkçemizin gelişmesini de ona borçluyuz. Çünkü bugünkü Türkçemiz gökten inmedi.”
İki bin yıllık Türkçemizin son bin yılı Osmanlı kültürüyle beslenmiş, Osmanlı tarihiyle gelişmiştir.
Türk dilinin büyük üstadı 1965’te Türkiye’yi ziyaretinde bu fakire, “Türkçeyi ne hale getirmişsiniz; o güzel Osmanlıca nerede?” diye sitem etmişti.
Bugün Osmanlıca konuşmamız elbette mümkün değil. Ama Osmanlıcayı bilmeden bugünkü Türkçemizi doğru dürüst konuşmamız da mümkün değil.
***
Geçenlerde bir gazetemiz 8 sütuna “İfşaatlar” diye bir manşet atmıştı..
Konu önemli; haber ciddi, fakat manşet yanlış.
İfşaat kelimesi zaten çoğuldu. Ona bir de “lar” ekleyince çoğulun çoğulu bir tuhaflık, bir yanlışlık çıkıyordu ortaya.
Yine geçen gün ciddi bir gazetemizin haber başlığında “İstihbaratlar” diye bir kelimeye rastladım. İstihbarat kelimesi de zaten çoğuldu. Ona da bir çoğul eki daha eklenince çoğulun çoğulu bir ucube çıkıyor ki ortaya, katmerli istihbarat gibi birşeyler gelebilir Osmanlıca bilmeyen bir insanın aklına.
***
Yıllar önce bir muhabir arkadaşımız verdiği haberin son cümlesini “İhtimali muhtemeldir” diye noktalamıştı. Bunu duyan rahmetli Peyâmi Safâ’nın kızgınlığından hop kalkıp hop oturduğunu anlatmışlardı. İkide bir “Allah’ım bu Türkçemizi sen koru!” diyormuş.
Aradan 50-60 yıl geçti, rahmetli yaşayıp ifşaatları, istihabaratları duysaydı herhalde hafakanlar geçirirdi.
Allah’tan Yahya Kemal hayatta değil.
Bugünkü Türkçemizi görseydi, “Meçhul’e giden gemisiyle bir daha başını alıp terk ederdi bizi.”
***
Düşünüyorum: Acaba Osmanlıcanın öğretilmesi de mi laikliğe aykırı? Galiba bazı insanlarımız böyle düşünüyor.
Cehâlet ki cehalet.
Büyüklerimizin dediği gibi cehâletin bu derecesi ancak tahsil ile mümkün.
Yoksa “mümkünat” mı (!) deseydim?


Köşe Yazısı
Ömer Öztürkmen