11-04-2011, 18:01 | #1 |
İhsan Eliaçık’ı anlamaya çalışmak… | İsa Tatlıcan-Milat
Gelenek, toplumu güçlü tutan bağlardan biridir. Ancak İslam dininin yaşandığı toplumlarda gelenek ve din her zaman birbiriyle örtüşmeyebilir. Böyle durumlarda Kuran ve sahih sünnetin emrettiği islamı her zaman geleneğin üzerinde tutmak zorundayız. İslami olan ile İslami olmayan gelenek ancak Kur’an ile belirlenir.
Yeterli donanımda ve birikimde olduğunu düşünen her müslümanın, Kur’an’ın doğru anlaşılması ve insanlığa aktarılması konusunda yaptığı tüm çalışmaları, yanlışları ve doğrularıyla önemsiyorum. Sadece bir ilahiyatçı olarak değil bir aktivist olarak son dönemde sık sık adını duyduğumuz İhsan Eliaçık da bu isimlerden biri. Uzun zamandır görüşemediğimiz İhsan Eliaçık’ı dün ofisinde ziyaret ettim. Kurban konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle İslamcı kesimden gelen acımasızca eleştirilerden şikayetçi. Daha fazla yanlış anlaşılmamak için hiçbir TV programına çıkmama ve gazetelere röportaj vermeme kararı almış. Buna rağmen geçmiş yıllardaki açıklamalarının yeni görüşleri gibi yansıtılmasından büyük rahatsızlık duyuyor. Kurbanın Hac ile ilgili bir ibadet olduğunu, İslam dünyasının genelinde kurbanın bir ibadet olarak algılanmadığını hepimiz duymuşuzdur. Birçok ehli sünnet aliminin eserlerinde de kurban ibadeti konusunda benzeri açıklamalarına rastlayabilirsiniz. Bunu İhsan Eliaçık söylediğinde gösterilen bu tepkiyi anlamakta güçlük çekiyorum. İhsan Eliaçık’ın kapitalizm ve liberalizm eleştirilerine büyük ölçüde katılmıyorum. Kur’an’ı rasyonel hatta materyalist bir bakış açısı ile yorumlaması zaman zaman beni de çok şaşırtıyor. Ancak Kuran’ın ruhuna ve Peygamberimizin sünnetine taban tabana zıt, hurafelerle dolu binlerce kitaba hoşgörü ile bakan insanların, İhsan Eliaçık’ın Kur’an’ın anlaşılması konusundaki gayretlerine bu kadar tahammülsüz olmasına doğrusu hiç anlam veremiyorum. Kendisini yeterli gören her Müslüman’ın elbette bu konuda eleştirme hakkı hatta sorumluluğu vardır. Ancak eleştirilerdeki üslubun, dinin doğru anlaşılması yolunda gayret gösteren az sayıda müslümanı küstürmemesi gerekir… *************************** Liberal Müslüman Olur mu? Ali Öztürk dostumuz Çarşamba günü Milat’ta yayınlanan yazısında Müslümanların liberaller gibi düşünmesini ve yaşamasını eleştirmiş. Ali Öztürk, yazısında liberallerle yakın ilişki içerisinde olan bazı Müslümanların, İslami duyarlılığını kaybettiğini, seküler bir yaşam tarzını tercih ettiğini kastediyorsa bence haklı. Bende Ali Öztürk’ün analizine bir katkı da bulunmak istiyorum. Aynı tehlike kendisini sosyalist dünya görüşüne yakın hisseden İslamcılar için de söz konusu değil mi? Sosyalist çevrelerle yakın ilişki içindeki, “sol kompleksi” olan İslamcıların da onlar gibi yaşadığına ve düşündüğüne şahit olmuyor muyuz? Liberal düşünceyi savunan Müslümanların bazı değerlerden kopması önemli bir tespit olarak altı çizilebilir. Peki “İslami sol” kavramının insanları daha dindarlaştırdığını söyleyebilir miyiz? Kur’an insanlara bir yönetim sistemi önermiyor. Hangi yönetim sisteminde yaşıyor olursak olalım sonuçta hepsi beşeri sistemler. Bir Müslüman, adaleti ayakta tuttuğu ve özgürlükleri savunduğu sürece, kendisini liberal ya da sosyalist bir dünya görüşüne yakın hissedebilir. Bence her ikisinde de bir sorun yok. Asıl sorun, bazı Müslümanların, bir hesap günü, ahiret, cennet ve cehennem yokmuş gibi yaşamaları… Namazlarında titizlik göstermeyen, kul hakkına riayet etmeyen, infak etmeyen ve ahlaki değerler konusunda hassasiyeti olmayan bir Müslüman, kendisini ister siyasal İslamcı, ister liberal, isterse sosyalist olarak tanımlasın, Ali Öztürk kardeşimizin de söylediği gibi hayatı boyunca savrulmaya mahkumdur… *************************** Dalak Meselesi… Geçtiğimiz günlerde muhafazakar kimliği ile ön plana çıkan bir yazarımız yine Ahmet Hakan’ın askerlikten yırtmak için dalağını aldırdığını yazmış. Bu konu sıktı biliyorum. Bir dostum bu konuda bir hatırlatma yaptı, bende sizinle paylaşmak istedim. Ahmet Hakan’ın dalak aldırma operasyonu sahte mi değil mi bilmiyorum… Fakat hepimiz biliyoruz ki, o dönemde, 28 Şubatçı generaller, onun askeri birliğin kapısından girişini büyük bir sabırsızlıkla bekliyorlardı 28 Şubat süreci gibi karanlık bir dönemde, Kanal 7 Ana Haber Bülteni’ni sunan Ahmet Hakan, dalağını aldırmasaydı da ne yapsaydı? Ahmet Hakan’ı eleştirmek isteyenler kendilerine birçok malzeme bulabilir. Ancak dalak meselesinden vurmaya çalışanlar bence hakkaniyetli davranmıyor…
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|