06-18-2010, 23:17 | #1 |
İhvan-ı Müslimin: İslam Şeriatı Beşeriyetin Güvencesidir
İhvan-ı Müslimin Genel Mürşidi Muhammed Bedi, ‘İslam Şeriatı Beşeriyetin Güvencesi’ başlığıyla yayınladığı haftalık risalesinde ‘Arap ve İslam ümmeti gitgide kötüye giden halden ancak ümmetin samimi evlatlarının ortak ve planlı çalışmasıyla kurtulur. İslam toplumlarındaki taife ve meşreplerin arasını ayırmak için gayret sarfeden despot rejimlerin oyununa gelmemeli, ümmetin kaderi ve geleceğiyle oynamalarına izin verilmemeliler’ dedi.
Bedî, sorumsuzluğa karşı güç birliğinin sağlanması; ümmetin düştüğü yerden kalkarak yeryüzünde hak ettiği yere ulaşabilmesi için İhvan-ı Müslimin’in bulunduğu her yerde ayırım yapmaksızın bütün samimi ve dinamik güçlere el uzatmaya devam edeceğini söyledi. Bedî’nin risalesinde şu sözler yer aldı: ‘ ‘İslam şeriatından uzaklık insan fıtratını bozuyor, toplum hayatını tehdit ediyor, üretim ve başarı fırsatlarını azaltıyor; nefsin erdemlerini mahvediyor, temel unsurlarında çözülmeye yol açıyor, insana köle karakterini empoze ediyor. Böylece kendini değersiz ve aşağılık hissederek özgüvenden yoksun yetişen birey, kendisi için uygun kararları alamıyor. Ve nesiller kör diktatörlüğün gölgesinde, onursuz, çeşitlilikten mahrum ve teâtîsi güçsüz bir şekilde yetişiyor.” “Hanif İslam dini, akıl sahiplerinin tabiatına uygun kurallar getirdi. İnsanın bir topluluk içinde yaşaması ve bu topluluğun fertler arasında zulmü engelleyecek, anlaşmazlıkları giderecek düzen ve hukuka sahip olması gerektiğini öngördü. Liderliği en müstehak olana, insanların selametini en iyi takdir edebilene verdi. Meselelerin adalet üzere düzene girmesini, insanların endişe ve keşmekeşten uzak bir yaşam disiplinine kavuşarak; onurlu, güvenli ve insani bir hayat sürmelerini sağladı.” “Yahudi ve Hıristiyan azınlıklar sadece şeriatın hoşgörü yelpazesi altında farklılıklarını koruyabildi, özel durumlarında kendi şeriatlarını uygulayabildiler. Sadece İslam şeriatının hakim olduğu yerde dinlerin hor görülmesi ve dini sembollerin aşağılanması yasaklandı; öyle ki Mısır kilisesi Hıristiyanların kendi şeriatlarına göre hüküm verme hakkını teyid etmek için İslam şeriatını kaynak gösterdi. “ “Beşeri kanun ne kadar eksiksiz olsa da şeriatın sağladığı güven, adalet ve özgürlüğü sağlayamaz; çünkü beşeri kanunda şeriatın kutsiyeti, ahlaki ve ruhi ağırlığı olmayacaktır. “ ‘Beşeri hukukta hakim kolaylıkla bir diktatöre dönüşebilir’ diyen Bedî, Mısır’da hukuk, hatta anayasanın despot rejimin elinde bir silaha dönüşmesini buna örnek gösterdi: “Anayasayı değiştiren, ümmetin iradesine rağmen vahim sonuçlara aldırmaksızın hukuku yolsuzluğu kayırmak için değiştiren ve devlet mefhumunu vatandaşların nezdinde değersizleştiren Mısır rejimi örnek gösterilebilir.” “İslam şeriatının olmadığı yerde güç haktan üstündür. Hukuk müesseselerinin görevi adaleti sabitleştirmek değil, müstebit iradenin buyruklarını uygulamaktır. Böyle yerlerde diktatörlük bir deve dönüşür; güvenlik teşkilatlarının görevi suç çetelerini, yolsuzluk yapanları takip etmek değil; rejim muhaliflerinin izini sürmek ve onlara en ağır dersi vermek olur. Yönetim insanların yaşamlarıyla, onurlarıyla oynayıp; halkı haklarından mahrum bırakmakta serbesttir. Şeriatın olmadığı yerde şerefli insanlar çokça tutuklanır, zulüm artar. Hapishaneler ehliyet ve yetenek sahibi insanlarla dolar taşar, işler ehli olmaya verilir. Meydanlar kişisel çıkarlarını ümmetin ve vatanın çıkarlarına yeğleyen; aklı ve kişiliği zayıf insanlara kalır. Kalkınma durur; üstün ahlak, mertlik gibi değerler bir köşeye çekilir; yerine fırsatçılık, oportünistlik geçer. Güçlü olan hakkını kendi kendine almak zorunda kalır; sıradan vatandaş ise bazı haklarına ulaşabilmek için rüşvet vermeye mecbur kalır.” Bedî risalesine şöyle son verdi: “Hapishane, kırbaç, işkence ve özel mahkemelerin üzerine kurulmuş; hukukun yittiği, zulmün hüküm sürdüğü devlet ile İslam’ın muhteşem şeriatını kanun belirleyen devlet arasında ne büyük fark vardır! İslam ‘ın hakim olduğu devlette yönetici Ömer İbnu’l Hattab valilerine şöyle diyordu: “Müslümanlara haklarını bol bol verin; onlara vurup da aşağılamayın. Haksız yere hapsedip de fitneye yol açmayın. Kapıları yüzlerine kapatmayın; sonra güçlü olan güçsüzü yer. Kendinizi yeğleyip, pervasızlaşıp da onlara zulmetmeyin. “ isra haber
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|