AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-11-2008, 13:27   #1
Kullanıcı Adı
Meftun
Standart İki Kadın


Onları Avrupa Kupası maçlarında tanıdık. Takımımızın attığı her golden sonra başörtülü bir kadın, bütün protokol kurallarını yıkarak, ayağa fırlıyor; kollarını açıp özgürce bağırıyor hayat arkadaşına sarılıp, ekranlara bir aile fotoğrafı veriyordu.



Hani ekâbirin olduğu bir yerde, bir kadının duygularını bu kadar açık yaşaması devlet geleneğimizde de, sosyal bünyemizde de yoktur.

Hatta kırk yıllık evli dahi olsa, aile büyükleri yanında böyle eşle sarılmalar katiyen törelerde de mevcut değildir.

Askerden gönderilen mektuplarda bile evvela anne babaya selam edilir.

Kardeşler, yeğenler, emmi ve dayıların bile hatırı sorulur.

Hatta köyün delisi, topal kedinin bile sağlığı merak edilir. Ama sıra eşe gelince.

En çok o merak edilir ama töre; el, ayak, yürek bağladığı için susulur.

Vay, bizim oğlan karısını da sormuş demesinler diye eş yokmuş, önemsizmiş tavırları takınılır.

Ne ki, üç nokta koymuşsa mektubun dibine, gelin anlar kendisi için atılmıştır o noktalar.

Anlar ve beni unutmamış diye sevinir garip.

Hatta en modern ailede bile, bahçeden kopardığı gülü, annesi ile eşi yan yana duruyorsa, delikanlı pervasızca anneyi çiğneyip eşine veremez.

Eşi için kopardığı çiçeği anneye uzatır mecburen, yüreği burkularak seyreden eşine, kaçamak olarak bir bakış fırlattıysa kadın anlar, aslında o hediyenin kendisine getirildiğini ama aile protokolü gereği valide sultana gittiğini.

Doğan ailesi, bütün bu görenekleri bir yana koyun.

Bir de laik töreleri ters yüz ettiler.

Bir başörtülünün laik ağabeylerinden izinsiz, böyle kameraların önünde eşine coşku ile sarılmasının hesabını,

bu fotoğrafları dünya ajanslarının da görüp, Türkiye’yi başörtülülerle birlikte anmasının ceremesini yükleyeceklerini bile bile.

Büyük cesaretti doğrusu onlarınki.

Hatta Hasan Doğan genç yaşta rahmetli olmasa idi, parti kapatma delilleri toplayan savcı için başı bağlı eşine sarılmasının da hesabı sorulacaktı.

Nitekim sitelerde bu aile fotoğrafı epey dolaştı, ulusalcılar bağlı kadın başına bayağı hakaretler ettiler.

Fakat bu sevimli aile fotoğrafı; Edgar Allen Poe’nun, Annabel Lee’si gibi “kıskandı deniz dibi cinleri” gibisinden bir nazara mı geliyor.

Ölüm sevgilileri ayırıyor.

Ancak Hasan Bey rahmetli olunca, kimi ılımlı yazarlar, türban sorunu bu aile ile başı açık kızları ve örtülü anneleri ile çözüldü gibi romantik yazılar yazdılar.

Çözülmedi de bir baharat çeşnisi gibi geldi ailenin sevgisi kimilerine.

Katı laikler içinse, ölüm bile başörtüsünün günahını ortadan kaldıramayacak kadar büyüktü.

İkinci kadın Ergenekon davası ile ilgili içeri alınan, hapishane de kansere yakalanan Kuddusi Okkır’ın eşi idi,

Etrafta binlerce kanser hastası vardı.

Ama onun eşi sağlıklı iken, hapse alınmış ve orada hastalanmıştı.

İşte bu durum onun acısını daha fazla büyütüyordu, kinini artırıyordu.

Hayat arkadaşı tahliye edildiğinde somut bir suçu olduğu bile belli değildi.

Her kadın gibi bunun hesabını soruyordu.

Yaşam yoldaşının hasta, komada görüntüleri ile bir başına kalmıştı.

Hatta isyanından, parasızlığından eşinin ölümünden bir iki gün önce, çaresizce Adalet Bakanlığına başvurmuş; alın bunu bakın, bizim beş kuruşumuz yok demişti.

Eşi vefat edince de, ona bakmanın bile gözünü korkuttuğu parasızlığın kor alevi; ömür boyu yüreğinden silinemeyecek bir öfkeye dönüşmüştü.

Her kadın eşini yanı başında ister.

Sağlıklı, güler yüzlü, mutlu.

Şimdi mutluluğunu çalanlar için ayrı bir yangın düşmüş yüreğine.

Bunu en fazla kadınlar anlar.

Mine Alpay GÜN
milli gazete

 

Meftun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-11-2008, 14:44   #2
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart İki Kadın
Alıntı:
Bir de laik töreleri ters yüz ettiler.
Başörtülü bir bayanın sevinmek , mutluluğunu paylaşmak , sevgisini hissettirmek giib bir hakkı var mıydı ? Yok tabi .. O yüzden büyük cesaret gerçekten ...Hele de eşine sarılmak 70 milyon içinde ..

İyi ki de yapmış ... :-*

Alıntı:
Hatta isyanından, parasızlığından eşinin ölümünden bir iki gün önce, çaresizce Adalet Bakanlığına başvurmuş; alın bunu bakın, bizim beş kuruşumuz yok demişti.
Ben bu zihniyeti anlayamıyorum kusura bakmayın . Sen eğer nikah defterine imza atarken iyi günde ve kötü günde yanında olmaya söz vermişsen , parasızlık o kişiye olan saygını , sevgini , bağlılığını değiştirmemeli. Sonuçta kimse istemez bir insanın o şekilde vefat etmesini.En azından vefatında yanındaydı.Son anlarını görebildin .. Ya onu da yapamasaydın .. Bu daha büyük bir vicdan azabı değil mi ?

Teşekkürler Saliha (+)
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi