İki komutanımıza da �mareşal� ünvanı verilmelidir!

Her partiden milletvekillerine çağrımdır.
4.Kolordu Komutanı Arslan Güner ve 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Şendoğan Karakuş�a acilen mareşallik ünvanı verilmesi için bir kanun teklifi hazırlanmalıdır.

Çok acil..
�Ne oldu, hayrola? Bizim haberimiz olmadan, bir savaş mı kazandı bu komutanlarımız?� diyeceksiniz.
�Bir meydan muharebesine girdiler, başarılı oldular da, bizim mi haberimiz yok� diye düşüneceksiniz.
Hayır, teknik anlamda bir savaş kazanmamız, bir meydan muharebesine girmemiz, komutanlarımızın da böyle bir savaşta başarılı olmaları diye bir durum sözkonusu değil.
Ortada bir savaş da yok, savaşta gösterilmiş üstün başarı da!
Peki bu komutanlara niçin mareşal ünvanı verilmesini öneriyorum?! Hem de acilen?
Duymadınız mı siz?
Arslan Güner komutanımız, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül�ün Azerbaycan gezisi dönüşünde, Ankara�da karşılanması töreninde, başörtülü Hayrunnisa Gül�le karşılaşmamak için büyük bir ustalık göstermiş.. Protokoldaki bürokratlar, Cumhurbaşkanı ve eşine sırayla �Hoşgeldiniz� derlerken, komutanımız sıradaki yerinde durmamış, onların karşı tarafında bir yer bulup, orada beklemiş Cumhurbaşkanımızı!
Hani cumhurbaşkanı makamında Abdullah Gül değil de, bir başkası olsaydı, Arslan komutanı karşılama protokolü içinde göremeyince, (hatta görse bile görmezden gelip) es geçip gidebilirdi de..

Ama tanıyorsunuz siz de, sayın Abdullah Gül nazik insandır.. Dönmüş, Arslan komutanla da tokalaşmış.
Böylece Arslan komutan, Cumhurbaşkanı�nın eşine, başörtüsü sebebiyle tavır koyma operasyonunu, görülmemiş bir büyük başarı ile tamamlamış!
Kolay iş mi?
Basit bir operasyon mu bu?
Herkesin hakkını teslim etmek gerek!
İşte bu sebeble, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu�nun 28. maddesi gereği, büyük başarı gösteren orgeneral veya oramirallere verilecek mareşallik ünvanının, TBMM�nin çıkaracağı bir kanunla kendisine verilmesi teklifini yapıyorum.
Gerçi kanunda �büyük başarı�nın savaşta gösterilmesi gerektiği belirtiliyor ama, laik cumhuriyetin geçtiği bu badireli dönemde(!), Anayasa�nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin tehlike altında olduğu bu dönemde(!), bu kadarcık bir usul hatası da oluversin artık!

Değil mi ama?..
�Bir sorun daha var, Arslan komutan orgeneral değil ki! Mareşallik ünvanı, orgeneral veya oramirallere verilir� diye itiraz etmeyin hemen. Korgeneral�in �k�sını atarsınız, olur biter..
Her şeyi böyle sorun yapmayın kendinize!..
Hem �mareşal� ünvanını, böyle büyük bir başarıya imza atan bir korgenerale vermeyeceğiz de, kime vereceğiz?
Mareşal ünvanı verilmesini teklif ettiğim ikinci komutan hangi başarıya imza atmış peki?
O da, dünkü 10 Kasım törenlerinde, Gaziantep�teki kapalı alan etkinliğinde büyük bir deha örneği sergileyerek, ülkeye büyük bir yararlılık göstermiş..
Ne yapmış?
Tüm bürokratlar, hiçbir araştırma yapmadan, şippadanak salona girerken, Tuğgeneral Şendoğan Karakuş büyük bir zeka örneği göstererek, salondaki misafirlerin içinde başörtülü hanım olup olmadığını, kendisi içeri girmeden emri altındaki subaylara araştırtmış..
�Başı örtülü bazı hanım unsurlara rastlanılmıştır� bilgisi üzerine, salona hiç girmeden, 10 Kasım törenlerine iştirak etmeksizin o bölgeden hemen ayrılmış..

Komutanlarının salona girmediği haberini alan diğer subaylar da, o an salonu terketmişler.
Gazetecilere de, �askeri personel� için ayrılmış koltukları boş iken çekme görevi düşmüş!
�Salonda başörtülü hanımların bulunduğu� bilgisini önceden alan ve içeriye hiç girmeden binadan ayrılarak bu büyük başarıya imza atan Şendoğan komutanımızı da, mareşallik ünvanı ile taltif etmemiz, vatanını seven(!), bu toprakların boşuna alınmadığının idrakindeki(!) bir nesil olarak, bizim boynumuzun borcu olmalıdır!
Kolay iş mi, 10 Kasım ile ilgili tören başladığında, salona girmeden, içerinin haberini alıp, anında mıntıkayı terketmek!?
Bu konudaki küçücük bir ihmal, nelere mal olur, biliyor musunuz siz?
Bugüne kadar bu konudaki ihmalkarlığımız sebebiyle bakın ülke ne hale geldi!
Tebrik ederiz sizleri; Arslan komutan ve Şendoğan komutan!
Bir gün ara ile, ikiniz de göğsümüzü kabarttınız!..
İyi ki varsınız..
Vatan size minnettardır..
Siz olmasaydınız, ne yapardık biz?

Vakit