Gelmiş geçmiş tüm komplo teorilerinin anası diye tanımlanabilecek yazı, önceki gün Yeni Şafak gazetesinde Taha Kıvanç imzasıyla çıktı.

İyi bir komplo teorisi, iyi bir yazarın eline geçtiği zaman sonucun tadına doyulmaz. Fehmi Koru’nun (Taha Kıvanç) komplo teorisi yeme de yanında yat cinsindendi.

Anladığım kadarıyla ‘Rodos protokolü’ denilen bir şey varmış. Bu protokolün oyuncuları ise Aydın Doğan, Mehmet Y. Yılmaz, Ertuğrul Özkök ve Taylan Bilgel imiş. Bu dörtlü, arada bir toplanıp Türkiye ile ilgili kritik kararlar alıp bunları istedikleri gibi uygulatıyorlarmış.

Bu dörtlünün bir araya eğlenmek için geldiklerini bilmesem bu teoriye en başta ben inanacaktım, çünkü ben kolay inanan bir insanım. Uzaylıların da olduğuna inanıyorum mesela.

Neyse amacım kocaman bir komplo teorisini deşifre etmek filan değil. Kıvanç, bu dörtlünün bayramda Rodos Adası’na gidip, İbrahim Paşa Camii’nde namaz kılacaklarını yazmış, işte buna taktım. Bildiğim kadarıyla Ertuğrul Özkök eğer mümkünse üç adamla birlikte seyahate çıkmayı prensip itibarıyla baştan reddeder. İlla da dört kişilik bir grupla yurtdışına çıkacaksa, bunu sadece şarap içmek için yapar o kadar. Hedeflerinin arasına namaz kılmak ne zaman girdi bilmiyorum. Namaz kılmayı ne zaman öğrendi o da meçhul. Özkök bilse bilse cenaze namazını iyi bilir, onu da başka arkadaşlarını taklit ederek öğrenmiştir. Son dönemde o kadar ortak arkadaşımız öldü ki; ikimiz de fazla pratikten dünyanın en iyi cenaze namazı kılan ikilisi olarak ortaya çıkacağız yakında.

Aslında Ertuğrul ile Mehmet Y. Yılmaz’ı yan yana namaz kılarken görmek için birçok insan için servet sayılabilecek bir miktarda parayı, seve seve gözden çıkarabilirim. Benim için daha büyük fantezi eğer Katolik olsaydık ortaya çıkardı. Bunlar kiliseye gitseler, ben rahibi bir şekilde ayarlayıp mutlaka günah çıkaracakları kabine sızardım. Burada amacım Aydın Doğan’ın günah çıkarmasını dinlemek değil onunkilerin çok zevkli olacağını tahmin etmiyorum, ama Ertuğrul Özkök ile Mehmet Y. Yılmaz’ın günahları tahmin ediyorum ki hayli heyecanlı olmalı.

Burada tek sorun, ikisinin de profesyonel yalancı olmalarıdır. Günah çıkarırken bile yalan söyleyeceklerinden eminim ben. Anlattıklarının hangisi doğru, hangisi değil çıkarmak mümkün olmaz. Rahip ise hangilerini ciddiye alıp affedeceğini katiyen bilemez bana göre.

Dördü bir günde arka arkaya günah çıkarmaya karar verdiklerinde ise kıyametin kopması da olasılıktır. Çünkü hiçbir ilahi düzen bu kadar fazla günahı bir anda duymayı mümkün değil kaldıramaz, ilahi düzen de çöker bunlar yüzünden.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Oyun fazla uzadı artık

Eğer Gül ile Erdoğan sürecin sonunda Gül’ün aday olmayacağı konusunda ortak karar almışlarsa, cumhurbaşkanlığına aday olarak Murat Başesgioğlu çıkabilir. Bunu hayli önce AKP’den bize fısıldadılar. Dolayısıyla o da oyunun oyuncularından bir tanesi

Cumhurbaşkanlığı konusundaki tartışmaları izlerken sıkça acaba bize oyun mu oynuyorlar şüphesine kapılıyorum. İçimden bir his, Başbakan Erdoğan ile Gül’ün bütün süreci baştan itibaren birlikte planladıkları ve ortak bir planı uyguladıklarını söylüyor. Arada bir tesadüfen benzeyen olaylar oluyor ya, onların da tesadüfen olmaları mümkün değil. Hem Erdoğan hem de Gül son derece zeki insanlar. Attıkları bir adımın, söyledikleri bir lafın ucunun nerelere varacağını görmemeleri mümkün değil.

Oyunun ilk perdesinin sonuna doğru gelirken Erdoğan ve Gül’ü tebrik etmek istiyorum. Çok güzel oynadınız, bizi de güzel oynattınız. Bravo size.