AK Gençliğin Buluşma Noktası
İman ve Ahlak Namaz, aile hayatı, fıkıh, akaid, ahiret ve kıyamet.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-24-2008, 13:08   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İlmin Son Sınırı İman
İlmin Son Sınırı İman



Biz henüz ilim çağının şafağında bulunuyoruz. İlim yolu ile edindiğimiz her yeni bilgi bize, düşünen bir yaratıcı varlığın eserini göstermektedir. Yapılmakta olan hayret verici keşifler karşısında ilme dayalı bir îmâna boyun eğerek, Allah'ı idrâk etmeye gitgide daha çok yaklaşmak yolundayız.

Ben imanımı yedi esasta izâh ediyorum:
Birincisi: İtirazı mümkün olmayan matematik kanunlan-. na dayanarak ispat edebiliriz ki kainatımız muazzam bir teknik zeka tarafından düşünülerek vücuda getirilmiştir.
Üzerleri l'den 10'a kadar sıra ile numaralanmış on tane fişin cebe konup iyice karıştırıldığını kabul edelim. Şimdi bunların 1'den 10'a kadar sıra ile cepten çıkarılması tecrübe edilsin, bu arada cepten çıkarılan fış tekrar ceptekilerle karıştırılarak tecrübeye devam olunsun. 1 numaralı fişin bir defada çıkarılabilmesi, ihtimali hesap kanunlarına göre, onda bir ihtimalle mümkün olduğunu biliyoruz. 1 ve 2 numaralı fişlerin arka arkaya cepten çıkarılması yüzde bir, 1,2,3... numaralı fişlerin ise aynı şekilde sırası ile çıkarılması binde bir vb. ihtimal dahilindedir. Bütün fişlerin l'den 10'a kadar sıra ile çıkarılabilmesi şansı ise aynı hesap kanununa göre on milyarda bir ihtimalle mümkündür.

Aynı düşünceyle diyebiliriz ki dünyada hayatın mevcut Olabilmesi için o kadar şartların bir araya gelmesi icap etmektedir ki bunların birbirleriyle uygun nispetlerde teşekkül edebilmeleri hiçbir zaman bir tesadüf eseri olamaz.

İkincisi: Hayatın gaye ve maksadını sağlayabilmesi için mevcut vasıta ve yolların zenginliği, hcrşeyin üstünde hâkim ulu bir zekanın varlığını göstermektedir.
Hemen hemen gözle görülmeyen bir protoplazma damlacığına bakılırsa, bu şeffaf jelatinli maddenin hareket etmeye, güneşten enerji çekmeye kabiliyetli olduğu görülür. Bu tek hücre, bu şeffaf ve buğu manzarasındaki damlacık, içerisinde hayatın tohumunu saklamakta, onunla büyük-küçük bütün canlılara hayat aşılamaktadır. Bütün hayat ondan gelmektedir. Bu damlacığı tabiata kim vermiştir?
Üçüncüsü: Hisler! Birçok zayıf ve küçücük mahluklara bahşedilen, onsuz bu küçük mahlukların pek zavallı, yardımsız kalacakları muhakkak olan içgüdü (sevk-i tabiî) dediğimiz bu hisler, başlı başına rahîm bir Yaradan'ın varlığına delildir.

Yavru som balığı yıllarca denizde kalır; sonra doğduğu su akıntısına döner. Onu böyle hataya düşmeden geri sevkeden nedir? Başka bir suya götürülse yanlış yolda olduğunu derhal sezen som balığı, yolunu nehrin akış yönünde, esas akıntının gerisinde aramaya başlar ve kaderini sadakatle tamamlamak için akıntıya karşı yol alır.
Dördüncüsü: Bütün mahluklar arasında insanın içgüdüden fazla olarak idrak ve muhakeme kabiliyetine sahip oluşu: İnsandan başka hiçbir canlı mahluk l'den 10'a kadar saymaya veya 10 mefhûmunun neye delalet ettiğini kavramaya muktedir değildir. Biz alemşümûl zekadan bir kıvılcımı beraberimizde gelirdiğimiz içindir ki beşere has idrâkimiz sayesinde kim olduğumuzu niçin bu dünyaya geldiğimizi düşünebiliyoruz.
Beşincisi: Genler mucizesi ve ona benzer birçok tabiat hadiseleri bugün canlılar hakkında bir Rabbani inayetin var olduğunu göstermektedir. Genler o kadar küçük şeylerdir ki bunlardan bugün dünyada yaşı-yan 3 milyar insanın teşekkülüne sebep olan miktarı bir araya toplansa bir yüksüğü bile dolduramaz.

Hâl böyleyken bu genler içinde insana, hayvana, bitkiye has bütün özellikleri vücuda getirici canlı birer hücre saklı bulunmaktadır. Bir yüksüğün üç milyar insanın, ferdî bütün karakterine mahsus vasıfların mahfazası olabileceği inanılır bir şey gibi görünmese de bu sabit olmuş bir gerçektir.

Altıncısı: Tabiatın hesaplı ve idareli manzarası, bizi bunların ancak önceden düşünen ve tertipleyen bir zeka ve hudutsuz bilginin eseri olduğunu kabul etmeye zorlamaktadır.
Yıllarca önce, Avustralya'da bir kaktüs nev'i bahçelerin etrafına çit olarak dikilmiş, oralarda bu bitkiye zarar verecek böcekler olmadığı için kaktüsler kısa zamanda İngiltere yüzölçümüne yakın bir sahayı kaplamıştı. Entomologlar (Böcek bilimcisi) her tarafta önleyici tedbirlere başvurmuşlar; nihayet yalnız kaktüsle geçinen bir böcek keşfetmişler, orada üretmişler. Bu böcek Avustralya topraklarında hiç düşmanı olmadığı için kısa zamanda çoğalmış, üremiş ve kaktüsü yenmiş.

Bu gibi zıt tesirlerin ve muvazenenin, her yerde her şey için Rabbani bir inâyet olarak bulunduğu görülmektedir.

Bu derece hızlı üremek istidadındaki böcekler acaba neden dünyaya yayılamamışlardır? Zira bu haşerelerde insandaki gibi bir ciğer yoktur. Onlar borular vasıtası ile teneffüs" ederler. Böcekler büyümekteyken bu borular vücutlarıyla aynı nispette büyüyemediği içindir ki bugüne kadar insan büyüklüğünde bir böceğe hiçbir zaman rastlanmamıştır ve büyümelerinin bu şekilde sınırlanmasıyla da yayılmalarının önü alınmıştır. Eğer bu hâl ezelden böyle takdir edilmemiş olsaydı dünyada insan olmazdı. Arslan büyüklüğünde bir eşek ansı ile karşılaştığınızı bir an tasavvur ediniz.

Yedincisi: İnsanın Allah mefhumunu idrak edebilmesi, bu üstün varlığın başlı başına bir ispatıdır.

Allah mefhûmu, dünyada başka hiçbir mahlûka nasip olmayıp sadece insana mahsus olan ve bizim tasavvur kabiliyeti dediğimiz İlahî kabiliyetten meydana gelmiştir. Bu kuvveti sayesinde insan, yalnız insan, görülmeyen hakkında deliller bulabilmiştir. Bu kabiliyetin açtığı manzara sonsuzdur. İnsan için, kendi tasavvur kabiliyetinin gelişerek aklî bir gerçeğe eriştiği ölçüde her şeyin bir plân ve maksatla vücuda getirildiğini. Allah'ın her yerde ve hepsinden daha yakın kalplerimizde olduğunu bilmek, tanımak ve büyük gerçeğe erişmek mümkün olmaktadır.


A. GRESSY MORRİSSON

Kaynak:
Hayat Ans., c.1, İst.1961, s.577

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-24-2008, 15:02   #2
Kullanıcı Adı
Gönülden
Standart İlmin Son Sınırı İman
Yazar hakkında bilgim yok ama gerçekten Allahın varlığını çok güzel ifade eden bir yazı...."yapılmakta olan hayret verici keşifler karşısında ilme dayalı bir imana boyun eğerek Allahı idrak etmeye gitgide daha çok yaklaşmak zorundayız" çok güzel ve konunun özü bence...paylaşımınız için sağolun Levent bey...bu güzel yazıyı daha başka kitlelere ulaştırmak için kopyalıyorum hakkınızı helal edin..+1
Gönülden isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-24-2008, 19:15   #3
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İlmin Son Sınırı İman
Bunu yaptığınız için ben teşekkür ederim, aynı zamanda yorum için... :-*
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-24-2008, 19:28   #4
Kullanıcı Adı
sümeyra
Standart İlmin Son Sınırı İman
Bu yedi şık herşeyi çok güzel özetlemiş
bu önemli değerleri kavramak bize nasip oldu ,iman edebilme şerefine ulaştık
Rabbim imanı sürekli olanlardan ve sarsılmayanlardan eyledin.

Levent abi bu güzelim hakikatleri paylaştığın için Rabbim razı olsun. +1
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-24-2008, 19:30   #5
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart İlmin Son Sınırı İman
Hepimizden ben teşekkür ederim, okuduğunuz için... :-*
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-03-2010, 04:13   #6
Kullanıcı Adı
SSS
Standart Merhaba
*** Paylaşımınız için teşekkürler.
Selam ve saygılarımla. sss
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-03-2010, 04:25   #7
Kullanıcı Adı
talassa
Standart
allah razi olsun
talassa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi