04-05-2009, 21:50 | #1 |
İnsana şekil vermek..
Hayranı olduğumuz dünya nasıl şekillenmiştir?.. Cevap basit: Suyun damlamasıyla, rüzgârın üflemesiyle, sıcak ve soğukla! Bazen de kendi içinden gelen sarsıntılarla!
Şimdi, ben size, dünyayı mı tarif ettiim, yoksa insanı mı?.. Kararı siz verin! İnsanlar, kendilerine dokunmanıza izin vermezler; siz onların kalbine dokunacaksınız. Çünkü: Kalbi değişenin, kalıbı değişiyor! Un, su, şeker ve birkaç malzemeyi; tabakta sunulan baklava haline getirmek kadar... Kıyma, bulgur, un ve yumurtadan içli köfteler yapmak kadar zor sanmıştık insanı şekillendirmeyi... Hatta, kocaman bir mermer bloğunu milim milim yontarak; taşın içindeki heykeli açığa çıkarmak kadar zor sanmıştık... Hâlbuki hiç biri değil... Ne heykele, ne köfteye ne baklavaya; hiç birine benzemiyor insana şekil vermek! İnsan; dünya gibi şekil alıyor! İnsanlar dokunmana izin vermez kendilerine, yontmana izin vermez... Yoğurmana, haşlamana, pişirmene izin vermez; şerbetle sunacak bile olsan! İnsanlar; yeryüzü gibi şekilleniyor; sabırla, usulca... Ancak istedikleri kadar ve sadece kendi uygunlukları ölçüsünde! Sen, üfleyen bir rüzgâr gibi; nefes tüketecek, konuşacaksın... Yağmur gibi, su gibi tozunu yıkayıp; gereken yere, lüzumu kadar damlayacaksın... İhtiyacı kadar ısıtıp, bazen de serin kalacaksın! İç sarsıntıları onu yerleştiriyorsa kontrol edip, dağıtıyorsa toparlayacaksın! Keşke baklava açmak, köfte yapmak kadar kolay olsaydı insanla uğraşmak... Elinde çekiç tutan kişi; mermeri yontabiliyor, insanı değil! İnsan; tükenen nefeslerle, dökülen damlalarla, verilen sıcaklıkla şekilleniyor. Muammer ERKUL
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-05-2009, 23:35 | #2 |
İnsanlar dokunmana izin vermez kendilerine, yontmana izin vermez... Yoğurmana, haşlamana, pişirmene izin vermez; şerbetle sunacak bile olsan! İnsanlar; yeryüzü gibi şekilleniyor; sabırla, usulca... Ancak istedikleri kadar ve sadece kendi uygunlukları ölçüsünde! Sen, üfleyen bir rüzgâr gibi; nefes tüketecek, konuşacaksın... Yağmur gibi, su gibi tozunu yıkayıp; gereken yere, lüzumu kadar damlayacaksın... İhtiyacı kadar ısıtıp, bazen de serin kalacaksın! İç sarsıntıları onu yerleştiriyorsa kontrol edip, dağıtıyorsa toparlayacaksın! Dünyanın en zor zanaati demek ki insanı yetiştirmek.. Büyük bir sabır ve azim işi.. Medeniyeti oluşturan adımların güzergahı tarif edilmiş içten içe.. Teşekkürler dilemma.. |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|