![]() |
#1 |
![]() ı--------------------------------------------------------------------------------
İnsanız Aslı birkaç damla nutfe olan mahlûkuz. Etten, kemikteniz. Eli, kolu, ayağı yorulan, kafası şişen, bunalan tipleriz. Güldüğümüz dudaklarla ağlayıp, sinirimizi yansıtıyoruz. Mutluluğumuzu ve gerginliğimizi ifade ettiğimiz dilimiz aynı dil. Tek bir beyinden iyiye ve kötüye karar veriyoruz. İnsanız. Soğuktan, sıcaktan etkileniyoruz. Acıkıyor, susuyoruz. Yiyemediğimiz için sızlanıyor, yediğimiz için dertleniyoruz. Yiyecek bulamayan da dertli, bulup yiyen de. Dün doyamadığından dertlenen, bugün yediklerinin derdini taşıyor. Yiyeceği yemekle, yiyeceği yenmenin ortasını bulup, huzur içinde olanımız yok denecek kadar az oldu. İnsanız. Yalnızlıktan hoşlanmayız, birileriyle beraber olmak isteriz. Bu isteğimiz aslında fıtratımıza uygun bir istektir. Fıtratımız ve dinimiz bizi bir ve beraber olmaya, kalabalık yaşamaya doğru itiyor. Yalnızlık örümcek ağı gibi bir vahşet içine alıyor bizi. Beraber olmak, birilerinin himayesinde, sevgisi altında olmak istiyoruz. Sevmek ve sevilmekten hosşlanıyoruz. Yalnızken bunalıp, başkalarına koşarken, başkalarıyla bir arada bulununca onlardan da bunalıyoruz. Yalnızlıkla, beraberliğin ortasında bir denge köprüsü kurmakta zorlanıyoruz. Bir şeyler istiyor, istediklerimizin bedelini ödemeye yanaşmıyoruz. Kusur varsa, biz hiç kusurlu olmuyoruz. Kendimizi masum, karşımızdakini de kesin suçlu görebiliyoruz. Bize göre sadece biz varız. Komşuluk yapmak zorunda kalırız. Komşumuzun iyi olmasını isteriz. Biz de birilerinin komşusu olarak nasıl görülüyoruz, onu fazla incelemeyiz. İnsanız. Baba olmak, anne olmak isteriz. Birileri bizi, ‘anne, baba’ diye çağırsın diye didiniriz. Gelin olmak için, damat olmak için yatırım yaparız. Kaynana, kayınpederlik için yıllarca bekleriz. O gün gelince ölçülerimiz bozulur. Elimizle diktiğimizi, kendi ektiklerimizi inkâr edecek tavırlar sergileriz. Biraz sabretmeye tahammülümüz olmaz. Çocuklarımızın olmasıyla, o çocukların sorunları arasında, bir türlü olgunluk dengesi kuramayız. Doğurduğumuza beddua eder, onu evimizden, çevremizden uzaklaştırmaya kalkışırız. Kız istemeye giderken ‘iyi’ bir gelin ararız; kendi iyiliğimiz teminat altındaymış gibi görüntü veririz. İnsanız. Mal sahibi olmak isteriz. Malın getirilerine talip olur, bizden gereken fedakârlığa yanaşmak istemeyiz. Gelsin, biriksin isteriz. İsteğimiz belimizi bükünce, başka biri oluveririz. İnsanız. Tatlıyla acıyı, iyiyle kötüyü içimizde barındırıyoruz. Dün olduğumuz gibi bugün duramıyoruz. Muhakkak himaye görmemiz, birilerinin bize doğruyu, dengeliyi hatırlatması gerekiyor. Bozulmaya yüz tuttukça, düzeltilmemiz gerekiyor.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|