07-11-2008, 10:57 | #1 |
Irak’la stratejik ortaklık mekanizması kuruluyor
Uçaktan inerken sanki bir lav makinesi üstümüze alev fışkırtıyor. Temmuz sıcağı felaket, yakıyor insanı...
Havaalanından öğle vakti şehre doğru yol alıyoruz. Her iki kişiye zırhlı kocaman Amerikan cipleri. Şoförün yanında otomatik silahlı bir koruma oturuyor. İlginç, konvoy yavaş ilerliyor. Oysa, geçen yıl ekim ayı sonunda Bağdat’a geldiğim zaman bu yolu yıldırım gibi almıştık. Özellikle kavşaklarda sirenler çalınıyor, cipimiz büyük bir hızla birdenbire fırlıyordu. Güvenlik önlemi demişlerdi. Bu seferki yavaşlık, güvenlik durumundaki iyileşmeden kaynaklanıyor olabilir mi, bilemiyorum. Görüntülerde değişiklik yok. Etraf yine perişanlık... Rüzgâr esiyor, sarı toz bulutlarıyla birlikte çöpler havada uçuşmaya başlıyor. Yolun iki yanında sık aralıklarla toza bulanmış askeri araçlar... Tepeden tırnağa silahlı askerler... Dikenli teller, yüksek beton duvarlar... Ekim ayındaki gibi yine aynı şey aklıma takılıyor. Hayat bu şehirde surların arkasına çekilmiş vaziyette. Bağdat’ı geçen ekim ayında da görememiştim, bu kez de göremiyorum. Başbakan Erdoğan da basın toplantısında söyledi. “Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz!” denir ama, o Bağdat’la bu Bağdat birbirine hiç benzemiyor. Ne yazık! Oysa, nasıl bir zenginlik yatıyor bu toprakların altında. Doğalgaz hariç, tam 50 trilyon dolarlık petrol rezervinin üstünde oturuyor Irak. Neredeyse, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Suudi Arabistan’ı bile geçtiği söyleniyor. Ve petrolün varili 140-150 dolar! Ama Irak bu zenginlikten doğru dürüst yararlanamıyor. Basın toplantısında bu konuyu Irak Başbakanı Nuri el Maliki’ye soruyorum. Savaşları, dış güçlerin oyunlarını ve terörü gerekçe olarak gösteriyor bu olumsuzlukta. Ama artık kararlı olduklarını, durumun düzelmeye başladığını belirtiyor. İnşallah. Çünkü yalnız Irak’ın değil, Türkiye’nin büyük çıkarı var bu konuda. Başbakan Erdoğan basın toplantısında şu rakamları veriyor: “Dış ticaret hacmimiz bu yıl 5 milyar doları yakalayacak. Irak’taki yatırımlarımızla birlikte 10 milyar dolara çıkıyor bu. Üç dört yıl içinde bunu 25 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyoruz.” Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni bir model kuruluyor. Erdoğan’la Nuri el Maliki’nin dün Bağdat’ta imzaladıkları “Stratejik Ekonomik İşbirliği ve Entegrasyon Anlaşması’yla iki ülke ilişkilerinin ‘kurumsallaştırılması’na gidiliyor. Başbakan Başdanışmanı Büyükelçi Ahmet Davutoğlu‘yla Irak Başbakan yardımcısı Behram Salih, her ikisi de anlaşmadaki entegrasyon sözcüğünün önemine işaret ediyorlar. Anlaşmanın imzalandığı Başbakanlık Konutu’nda ayaküstü sohbet ederken, Behram Salih özetle şunları söylüyor: “Bu entegrasyon çok önemli. Irak’la Türkiye arasındaki entegrasyonla Körfez’in Avrupa’ya bağlanması kolaylaşacak. Bu entegrasyon aynı zamanda bölgede bir ortak pazar yolunu açacak. Bir başka deyişle, Irak-Türkiye birlikteliği, Ortadoğu’da demokrasi ve refaha açılan gerçek değişimin adı olabilecek.” Başbakan Erdoğan basın toplantısında bu noktaya da değinirken şöyle dedi: “Bizim Irak’la yeni ilişki modelimiz, bölgede barış, istikrar ve refaha açılan bir kapı olacak. Irak’ta barış, düzen ve istikrar olmadan küresel barış da gerçekleşemez. Irak’ın geleceği, bölgemizin geleceğidir.” Erdoğan, 1990’dan beri Bağdat’ı ziyaret eden ilk Türkiye Başbakanı oluyor. Basın toplantısında sözü PKK’ya da getiriyor. “PKK terör örgütü yalnız Türkiye’nin değil, Irak’ın düşmanıdır, ortak düşmanımızdır“ diyor. El Maliki de terörle mücadeleden söz ediyor, Türkiye’yle Irak’ın ‘terörün hedefi oldukları’nı belirtiyor, iki ülkenin ‘ortak meydan okumalar‘la karşı karşıya geldiklerine değiniyor, ancak PKK’nın adını anmıyor basın toplantısında... Başbakan Erdoğan ise PKK ile mücadelede verdikleri destekten dolayı hem Irak hükümetine hem de “Kuzey’deki yerel yönetim‘e teşekkür ediyor, Kürt sözcüğünü, Kürt yönetimini zikretmeden... Ziyaret kulisinde, Irak Kürdistan Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani‘nin de Cumhurbaşkanı Talabani’nin Başbakan Erdoğan için vereceği akşam yemeğine katılacağını öğreniyoruz. (Ancak Neçirvan Barzani Türk tarafınca davet edilmesine rağmen, Avusturya’dan uçağı zamanında kalkamayınca akşam Talabani’nin verdiği ziyafete yetişemedi) Bu arada, Kuzey Irak Kürt yönetimiyle, yani Mesud Barzani’yle Ankara arasındaki ilişkilerin de fena gelişmediğine dair izlenimler ediniyoruz ziyaret kulisinde... Uzun lafın kısası... Türkiye-Irak ilişkilerinin yeni bir modeli, kurumlaşmayı öngören yeni bir yapıya kavuşturuluyor olması çok önemli. Hem iki ülkenin hem bölgenin barış ve istikrarına katkıda bulunacak hayırlı bir gelişme... Yeni mekanizma iyi işletilebilirse, bundan, Irak’la Türkiye’yle birlikte, tüm Ortadoğu kazançlı çıkar. Hasan CEMAL milliyet
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|