AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-18-2011, 19:58   #101
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
werret Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bu yazdığına sen kendin inanıyor musun ?

ABD, Saddam'ın ölmesini istemeseydi, onun yakalanmasına izin vermezdi veya en azından onun idam edilmesine karşı çıkardı...

Ama ABD'nin çıkarları gereği Saddam'ın devrilmesi gerekiyormuş , mesela geçende yakalanan Kaddafi'yi de konuşmasın diye öldürttüler...

yok inanmadan yazıyorum
kuklaların sonu budur kullanılır atılırsınız...
makro düzeyde değil mikro düzeyde bile bakarsan bunu görürsün...
devlet yıllarca bazı adamları kullanır sonra tarihe gömer arasında hiç bir fark yoktur...

saddamın yakalanışı,liderliği yalandır haarp üstad vardı acaba nerelerde o çok daha iyi anlatırdı burada olsaydı...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-18-2011, 21:22   #102
Kullanıcı Adı
Ebuzer
Standart
la bu konu ne ara bu kadar uçtu haberim yok..
Ebuzer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 03:01   #103
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
o senin yorumun...
bir harita gösterip onun üzerinden yorum yapıyorsun...
Sen, Safevi Şiiliği deyince oluyor da, ben, Sasani Şiiliği deyince mi olmuyor?

Haritalara dikkatlice bakınca Yemen'deki durum da dikkat çekiyor. Sasani İmparatorluğu'nun 610 yılındaki topraklarını gösteren haritada Sasani topraklarında görülen Yemen, yeryüzündeki Sünni-Şii dağılımını gösteren haritada Şii nüfusun yaygın olduğu bir yer olarak görülüyor.


Bu, yeryüzündeki Sünni-Şii dağılımını gösteren harita:



Bu da, Hz. Ömer tarafından ortadan kaldırılan Sasani İmparatorluğu'nun 610 yılındaki topraklarını gösteren bir harita:



Yukarıdaki haritalar arasındaki benzerlikleri tesadüf diyerek açıklayanlar olabilir. Ama kanımca haritalar arasındaki benzerliğin temel nedeni, Sasanilerin epey bir bölümünün -özellikle Sasani Devleti'nin merkezinde yer alan İranlıların-, İslam ordusunun onlara karşı elde ettiği zaferi içlerine sindirememelerinden dolayı Şii olmalarından kaynaklanmaktadır.

Konu Cihannur tarafından (12-20-2011 Saat 03:03 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 08:09   #104
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
ya hu bunu gorende ehli sunnet diye gosterdigi yerler tek mezhep bir siiler farkli sanacak

evet safevi siiligi yapanlar vardir iranda mezhepci tefrikaci...
bizim emevi sunnileri ile cok benzerdirler

Konu İntifada tarafından (12-20-2011 Saat 08:13 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 15:07   #105
Kullanıcı Adı
werret
Standart

Nedense İrancılar, Emevileri ve Hz. Muaviye'yi sevmezler...

Ama birçok İrancı, Osmanlı'yı çok zarar uğratan Safevileri ise çok sevmektedir.

Cihannur, önemli bir konuya değinmişsin.

Acaba bazı şiilerin, İslam'ın adil ve cesur reisi olan Hz. Ömer (radıyAllahu anh)'a olan kinleri, İran'ın, Hz. Ömer'in halifeliği zamanında fethedilmesinden mi kaynaklanıyor ?

Konu werret tarafından (12-20-2011 Saat 15:13 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 15:10   #106
Kullanıcı Adı
werret
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

yok inanmadan yazıyorum
kuklaların sonu budur kullanılır atılırsınız...
makro düzeyde değil mikro düzeyde bile bakarsan bunu görürsün...
devlet yıllarca bazı adamları kullanır sonra tarihe gömer arasında hiç bir fark yoktur...

saddamın yakalanışı,liderliği yalandır haarp üstad vardı acaba nerelerde o çok daha iyi anlatırdı burada olsaydı...

Saddam Hüseyin, bazı Irak'lı şiiler tarafından ABD desteğiyle idam edilmiştir.

Sen bunu kabul etsen de etmesen de bu böyledir. Saddam'ın idam edilme görüntülerine de montaj mı diyorsun ?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 15:14   #107
Kullanıcı Adı
werret
Standart
''Bir devir kapandı, öyle mi?

Obama, 2003’te başlattıkları Irak savaşının bittiğini ilan etti. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ise savaşı resmen sona erdirmek üzere Bağdat’a kadar giderek başkentteki en büyük Amerikan üssünde yapılan bir törenle, savaşın resmen bittiğini dünyaya ilan etti. Bunu temsilen de Amerikan askeri bayrağı gönderden törenle indirildi.

Misyon tamamlandı, Beyaz Adam’ın medenîleştirme görevi sona erdi!..


Irak’a yıkıcı askerî gücüyle saldırıp işgal ettikten sonra 170 bin asker konuşlandırmıştı. Bu işgal tasarlandığı gibi başarılı olsaydı Suriye ve İran sıradaydı. Amaçları Ortadoğu haritasını yeniden çizmek, bir yüzyıl daha bölgeyi kontrol etmekti. Demokrasi yalanlarına sığındıkları için çiçeklerle karşılanacaklarını umuyorlardı, ama güçlü bir mukavemet hareketi onları selamladı.

Saddam’ın zulmünden çok çekmiş Iraklı Şiiler ve Sünni Kürtler ise bazı istisnalara rağmen ABD ile işbirliğine giderek kalenin kapısını içeriden açtılar. Yüzde 25 civarında olan Sünni Araplar ise direndi. İslâmcılar ve Baascılar mukavemeti seçtiler. Nüfusun azınlıkta olan bu kesimi Amerika’ya Irak’ı dar etti.

Bunun sonucu olarak Amerika 4500 askerini kaybetti, 32 bin askeri de yaralandı. Tahminlere göre 800 milyardan fazla maddi bedel ödedi. Onlar, Irak’ta istediklerini tam olarak elde edemeseler de tamamen başarısız oldular da denemez.

Asıl kaybeden ise maalesef Irak oldu; toplumsal birliği, etnik yapısı dinamitlendi, dinî ve mezhebi fay hatları nefret merkezli harekete geçirildi, tarihî kültürel yapısı yağmalandı. Müzelerdeki tarihi eserlerden kütüphanelerdeki kitaplara kadar değerli ne varsa çalındı. Şimdilerde bu kitapların bir kısmının İsrail’de ortaya çıkması bizi şaşırtmıyor.


ABD ve şürekası 1 milyondan fazla insan öldürdü, 4 milyon insan hicret etmek zorunda kaldı. Farklı bilimsel alanlarda Irak’ın beyni niteliğindeki nice bilim adamı sûikastlarla ortadan kaldırıldı.


Farklı mezhep müntesiplerinin bir arada yaşama iradesi zayıflatıldı. Iraklı Sünni bir akademisyen dostum daha önceden Şii ve Sünni toplumlar arasında ilişkilerin mezhepsel farklılıklara rağmen karşılıklı kız alıp vermelere varana kadar tabii olduğunu ama artık bunların yaşanmadığını söylemişti. Aksine işgal sonrası çıkan fitnelerden dolayı daha önceden yapılmış evliliklerin varolan çocuklara rağmen boşanmayla noktalanabildiğinin de altını çizerek.


Saddam muhalifi İran çizgisindeki “hattı inkılap Şiî hareketleri” Amerika’yla işbirliği yaptı. İnkılapçı hareketlerin Irak halkının kanı pahasına çıkarcı konuşlanmaları ve arkasından at izinin it izine karıştığı bir vasatta onbinlerce sivilin hayatını kaybetmesi iki kesim arasında intikam duygularıyla örülmüş aşılması zor bariyerler yükseltti.

Aynı şekilde Iraklı Kürtlerin tavrı da Arap ve Kürt halkları arasında başka bir nefret hattını çizmiş bulunmaktadır.

ABD, bütün bunlara ek olarak Irak toplumuna sürekli birbiriyle sorun yaşayacakları bir de anayasa hediye etti. Sömürgeci güçler Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında coğrafyamızda haritaları tartışmalı çizerek komşu ülkeler arasında sürekli gerilim üretecek hatlar döşemişlerdi. Şimdi bu böl yönet kodlarını yeni yapılan Irak anayasasına dercettiler.


Irak’ın doğal zenginliklerini 2003’ten beri yağmalamakla yetinmediler, büyük şirketler üzerinden bu zenginliğin sürekli yağmalanabilmesi için anlaşma metinleriyle işi garantiye aldılar. Şimdi bütün bunlara rağmen bir devir kapandı diyebilir miyiz?''


Serdar Demirel - Yeni Akit - 18 Aralık 2011
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 15:57   #108
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
werret Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Saddam Hüseyin, bazı Irak'lı şiiler tarafından ABD desteğiyle idam edilmiştir.

Sen bunu kabul etsen de etmesen de bu böyledir. Saddam'ın idam edilme görüntülerine de montaj mı diyorsun ?

iki ihtimal var...ya dublajlarından birisidir ya kendisidir...
ama fark etmez...
idamda dünya müslümanlarına mesaj verilmeye çalışıldı...
o yüzden saddam yada dublörü olması fark etmez...
amerika işgal eder,kralıda asar mesajı verildi...
sadece onların o küstah tavırları canımı skıkıyor...
yoksa saddam köpeği defalarca gebermeyi hak etti inşallah dublörü değil kendisidir asılan...
çok ibretlik bir son değilmi...
yıllarca köpekliğini yaptığın amerika gelip sana kötü köpek muamelesi yapıyor
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 16:31   #109
Kullanıcı Adı
werret
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

yıllarca köpekliğini yaptığın amerika gelip sana kötü köpek muamelesi yapıyor

ABD'nin köpekliğini yapmakla itham ettiğin Saddam Hüseyin iki büyük savaşta ABD'ye karşı savaşmıştır. İlkinde Baba Bush'a , ikincisinde de oğul Bush'a karşı..

Eğer Saddam Hüseyin, 90'lı yıllarda ABD'ye karşı savaşmamış olsaydı, belki senin bu görüşüne katılabilirdim.

Ama iki büyük savaşta ABD'ye karşı savaşmış ve ABD'nin ülkesini işgali sonucunda idam edilmiş olan bir adama ''ABD'nin köpeği'' demek çok komik , hatta itici olabilir.

ABD'yi sözde ''büyük şeytan'' ilan eden İran yönetimi bir kez bile ABD'ye karşı savaştı mı ?

Aksine, İran yönetimi, Irak ve Afganistan'da ABD ile işbirliği yaptı...

Konu werret tarafından (12-20-2011 Saat 16:36 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-20-2011, 16:36   #110
Kullanıcı Adı
werret
Standart
''Kara propaganda örnekleri

Murat Yetkin, ‘Esat herkesle dalga geçiyor’ başlıklı yazısının bir bölümünde şu değerlendirmede bulunuyor: “Esat herkesle dalga geçiyor ya dokuz canı olduğuna inanıyor ya da güvendiği bir şeyler var ki kim ne derse desin biraz geri çekilip sonra bildiğini okumayı sürdürüyor. Bunların başında Esat giderse yerine kimin geçeceği konusundaki belirsizlik, başka deyişle Esat’ın yerine geçecek kişinin her şeyi daha kötüye götüreceği yolundaki endişe geliyor. Bu endişe, bölgede birbirinden ayrı gündemleri olan pek çok oyuncuyu Esat’ın devrilmesini istememe çizgisinde birleştiriyor. Örneğin, İran ile İsrail’in aynı düşündüğü muhtemelen tek konu, en azından şu an itibarıyla Esat’ın gitmemesidir...” Yani Esat’ın bekası ve kalması konusunda İsrail ve İran’ın zımni bir mutabakat içinde olduğunu ifade ediyor. Esat’ın İsrail’e, duruşuyla ve dolaylı olarak yaptığı hizmeti Saddam yapmış olsaydı İran’ın dilinden asla kurtulamazdı. Kirpi yavrusunu severken ‘pamuk yavrum’ dermiş. Kimse ayranım ekşi demiyor. İran, devriminden sonra İslam dünyasında ideolojik, dini ve siyasi bir tekel kurmak istedi. Bundan dolayı da belirme ve öne çıkma potansiyeli olan Sünni odaklara siyasi ve ideolojik savaş açtı ve onları karaladı. Kara çalmada da maharetini gösterdi ve bütün Sünni kökenli ve bağımsız hareketleri Amerikancılıkla yaftaladı. İran, bölgede Sünni bir siyasi odağın ortaya çıkmasını istemiyordu. Sahanın kendisine kalmasını istiyor ve bunun için de beliren Sünni odakların meşruiyetini sorguluyordu. En temel meşruiyet sorgulama biçimi de Amerikancılık suçlamasıydı. Sünni liderlikle gölgelenmek istemiyordu ve bundan dolayı da Sünnilerin referanslarını sürekli olarak kara çaldı. Bu karalama kampanyasının başında Amerikancılık yaftası geliyor. Bu bağlamda iki örnek vermek mümkündür. Bunlardan birisi Ziya ul Hak’tır ve dünyadaki İran lobisi sürekli olarak Ziya ul Hak’ı karaladı ve onun bir Amerikan kuklası olduğunu ileri sürdü. Lakin Ziya ul Hak’ın sonu İran lobisinin tezyiflerini tekzip eden bir sahne oldu ve genel anlamda kabul gören teze göre Ziya ul Hak hem ideolojik hem de çıkar çatışması sonucu Amerikalılarca öldürüldü. Bunu teyit eden bir husus daha sonra Afganistan’ın Amerikan işgalinin hedefi olmasıdır. Afganistan’a göz diken ABD bu bölgeyi, Ziya ul Hak’a yar etmek istememiştir.

*

İkinci çarpıcı misal de Taliban ile alakalıdır. İlk günlerden itibaren Taliban’a kara çalmışlardır. Nedeni, dini anlamda Taliban’ın İran eksenine yakın durmamasıdır. Dini anlayışının farklı olmasıdır. Bundan dolayı İran ve dünyadaki lobileri Taliban’ı sürekli olarak Amerikancılıkla suçlamıştır. Lakin Ziya ul Hak gibi Taliban da ABD tarafından devrilmiştir. Yine İran’ı ve siyasi edebiyatını tekzip eden hususların başında Taliban’ın devrilmesi gelmektedir. Taliban devrildikten sonra işgalle birlikte Karzai iktidara gelmiştir. Müseccel marka Amerikancı ve geçmişte beşinci tabur babından Taliban’la da bir biçimde irtibatı olan Karzai İran’ın en önemli bölgesel müttefiki haline gelmiştir. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Hatta buna Amerikalılar bile hayret etmiştir. Zira İran yönetiminin çuvallarla Karzai’ye para sevk ettiği ortaya çıkmıştır. Karzai’nin öldürülen kardeşi Ahmet Karzai de CIA’nın bölgedeki en önemli işbirlikçilerinden birisiydi. Demek ki İran Taliban’ı açıktan Amerikan yandaşlığıyla suçlarken gerçek manada Amerikan yandaşı olan Karzai ile hem açıktan hem de örtülü ilişkiler geliştirebiliyor. Ülkesini ölümüne savunanlar Amerikancı, ülkesini ABD’ye peşkeş çeken ve satanlar yandaş ve müttefik olabiliyor. İran aynı tarzını Suriye’de de sürdürmektedir. Karzai’nin Amerikan yandaşlığını görmezlikten gelen İran, diktatör Esat hanedanlığına karşı çıkan Suriye halkını Amerikan yandaşı olarak göstermeye gayret etmektedir. Gerçek Amerikan yandaşlarıyla iş tutan İran işine gelmediğinde de hasımlarını veya stratejik rakiplerini Amerikan yandaşlığıyla karalamakta ve yaftalamaktadır. İran Sünni odakları Amerikancılık suçlamasıyla itibarsızlaştırmaktadır.

*

İran’ın zararlarını en iyi anlatanlardan birisi Mavi Marmara yolcularından olan Kuveytli İslamcılardan Velit Tabatabai’dir. Bir yazısında okurlarıyla şu çarpıcı gerçekleri paylaşmaktadır: “Biz, Basra Körfezine Basra Körfezi diyoruz. İran da Pers Körfezi diyor. Lakin gerçek manada körfez, Amerikan Körfezi haline gelmiştir. Zira İran’ın Körfez üzerine hegemonya iddiaları dolaylı olarak bu sonucu doğurmuştur. Hazar Denizini Rusya ile paylaşan ve Rusya’nın buradaki payını artıran İran, Körfez’in küçük ve Müslüman ülkeleri karşısında ise adale göstermektedir. Onları sindirmeye çalışmakta ve yabancı hami aramaya itmektedir. Körfez ülkelerini Amerikancılıkla suçlayan İran yayılmacı emellerinin de etkisiyle Körfez’e sınır olan ülkeleri korkutmuş ve bölgeyi ABD’nin müdahalesine açık hale getirmiştir. Dolayısıyla onun Körfez’i sahiplenmesi ve tekeli altına almak istemesi Amerikan yayılmacılığını körüklemiş ve bu yöndeki planlarına hizmet etmiştir...” Velhasıl İran’ın istimale veya kazanma politikaları yerine adale gösterme politikaları zincirleme kazalara neden olmuş ve fiiliyatta ‘Pers Körfezi’ni’ Amerikan Körfezi haline getirmiştir. Körfez ülkelerini ABD’nin kucağına itmek bir politika mıdır? Hama sabıkalısı Esat rejimini halkına karşı desteklemek ABD’ye karşı çıkmak mıdır yoksa yolunu döşemek midir?''

Mustafa Özcan - Yeni Akit
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım