AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-11-2011, 18:04   #121
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
ula biz dünyada torpile karşı savaşıyoruz bu adamlar ahirette torpil bulmaya çalışıyorlar
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:05   #122
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
cihannur...
bir daha ayetleri kendi görüşlerine alet etme lütfen...


cennetle müjdelenmek farklıdır...
cennetin vaad edilmesi farklıdır...
Allah yolunca canları ve mallarıyla cihat edenler için cenneti vaad ediyor...
sırf sahabe olması gerekli değil gördüğümüz gibi...
Ayetleri kendi görüşlerime alet etmem Akıncı; ben, Âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım. Bu sözün büyük bir iftiradır. Hadid Suresi'nin 10. Ayeti'nin mealini daha önceki mesajımda alıntıladım. Konunun detaylı olarak açıklamasını da Dinimiz İslam internet sitesinden aldığım bir alıntıyla yaptım.

Allah tarafından Cennetle müjdelenmekle Cennetin vaat edilmesinin Cennete giriş anlamında farklı olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Vaat ne demektir? Vaat, b
ir işi yerine getirmek için verilen sözdür. Allah, Hadid Suresi 10. Ayette, Ashab-ı Kiram'ın hepsine Cenneti söz verdiğini buyuruyor. Allah hiç sözünden döner mi? Hâşâ. Allah verdiği bütün sözleri yerine getirir. Ashab-ı Kiram'ın hepsi Cennetliktir. Allah, Nisa Suresi 95. Ayette ise müminlere Cenneti söz verdiğini buyuruyor. Müminler de Cennetliktirler elbette. Bütün müminler Cennete gireceklerdir inşaallah. Yüce Allah'ın Ashab-ı Kiram'ın hepsine Cenneti söz vermiş olması, Ashab-ı Kiram'ın hepsinin müminler olduklarının apaçık ve reddedilemez delilidir.

Konu Cihannur tarafından (09-11-2011 Saat 18:40 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:06   #123
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
babadan oğula geçen sistem hz.ebubekirin,hz.ömerin temsil ettiği hilafet makamı değildir bence...
işte görüyoruz...
hilafet yezidin eline geçince neler oluyor...
yavuz sultan selime geçince neler oluyor...
Halifelik belkide o makamı elinde bulunduran insan göre değer kazanıyor...
ve o insanda halifelikle değerleniyor...
yani birbirine sıkı sıkıya bağlı...
gaybı bilemediği için insan bu büyük gücü eline geçirecek insanı kendi tayin etmemeli...
işte hz.ademin iki oğlu ortada habille kabil...
oğlunuz habilde olabilir kabilde olabilir...
bu yüzden öz şekli seçimle olmalıdır...
osmanlı adaleti hiç bir zaman gözardı etmediğinden bu makam onda sırıtmamıştır hakkını vermiştir...
ama ya yezid örneği ?
ya emeviler örneği ?
her türlü faşist politika halifelik yamasıyla örtülmedimi...
mesela mustafa kemalin halifeliği eline aldığını bir düşünün nereye giderdi bunun sonu ?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:11   #124
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
Bizim memleketimizdede 4 karı adı altında ki onunda çok çok özel şartları vardır ve tek eş sizin için en hayırlıdır deniyor.
4 karıyı eve atıp onları birer seks kölesi olarak kullanan çöpe atmaya dahi göndermeyen kadını sadece yatakta görmek isteyen bir zihniyet bugün toplumda sokaklarda hoca diye gezip orda burda marifetlerini anlatmıyor mu ?

Böyle cinsi sapıklar abaza zihniyeti memleketimizde var diye sünnilik sapıklıktır mı diyeceğiz ?

mafya ya bunlar bildiğin din pazarlamacısı yani emevi sünniliği ile safevi şiası arasında hiç bir fark yoktur. İkiside İslama türlü türlü batıllar sokmuştur sapkınlıklarını din diye pazarlamıştır uydurma rivayetlerle insanları tekfir etmişlerdir.

emevi sünniliği ile safevi şiasına bakıp sünniliği ve şiiliği sapkınlık mı ilan edeceğiz ?

Allah sizi ıslah etsin yahu bu kadar da mezhepçilik bataklıklığına batılmaz ki .
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:12   #125
Kullanıcı Adı
_Ednâ_
Standart
Alıntı:
Mavera Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
duygu hanim ilim cindede olsa aliniz hadisinden de anlasilacagi gibi cihad sadece er meydaninda olmuyor..
sonucta ilim yolunda hayatini kaybedenler bile sehit kabul edildiginide gözardi etmeyelim zaten su andaki sorunda tam olarak budur bu terazi misali bir taraf agir basarken, digeri gücsüzlesiyor..
yani bizler er meydanlarinda güclü olalim derken ilmi yönden gerilede olabiliyoruz aslinda su anda islam ülkelerinin geri kalmasi ilk emri Oku olan bir dinle ne kadar tezat olusturduguda ortadadir..
benim kanaatim halifelik makamına siyasi bir çıkar girmemeli... siyasi bir misyonda yüklenmemeli...
osmanlı 4 halifeden sonra bunda tek muvaffak olabilen bir ülkeydi...
mesela ben sormuştum bir hocama saltanat kaldırılmasına amennada Atatürk hilafeti neden büsbütün kaldırdıda Abdülhamide sen halife olarak devam et demedi? bunda bir yanlış görmüyorum devleti bağlayan birşeyde yok bunda...
hoca dediki bunun üzerine, halifelik saltanat kadar tehlikeli birşeydi, halifeliğin amacından saptırılmıyacağının garantisi yoktu dedi.. çünkü yüzyıllarca halifelik siyasi güdümlerle ön plandaydı dedi...
işte buda halifeliğe siyasi misyon yükleyip tehlikeli gösteren zihniyet...
çağımıza göre konuşursak halifeliğin savaşacak bir makam değil, tüm müslüman ülkeleri birleştirici, yönlendirici bir makam olmasının önünde hiçbir engel yoktu...
_Ednâ_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:16   #126
Kullanıcı Adı
milletinadami
Standart
Alıntı:
Hüdavendigâr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
diğer sahabelere duydugumuz saygıyı ve sevgiyi Hz.Muaviye'ye de duyarız..
Evet...
Çünkü kendisi Vahiy katibidir ki,onun şahsiyetine atılan çamurlar doğrudan Allahın kitabının güvenirliğine atılmış sayılır...
Yezide gelince ona saygı ve sevgimiz yoktur tabii ki...
Ama Hz.Muaviye efendimiz başımzıın tacıdır...
milletinadami isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:21   #127
Kullanıcı Adı
Hüdavendigâr
Standart
Alıntı:
Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bizim memleketimizdede 4 karı adı altında ki onunda çok çok özel şartları vardır ve tek eş sizin için en hayırlıdır deniyor.
4 karıyı eve atıp onları birer seks kölesi olarak kullanan çöpe atmaya dahi göndermeyen kadını sadece yatakta görmek isteyen bir zihniyet bugün toplumda sokaklarda hoca diye gezip orda burda marifetlerini anlatmıyor mu ?
lan sanane elalemin karısından kızından çolugundan çocugundan ? adam ister gönderir çöp atmaya ister göndermez seni ne ilgilendiriyor ? nerden biliyorsun adamın karısını seks kölesi olarak kullandıgını yanlarındamıydın ? ne çöpmüş anasını satiyim kaç oldu yazıyor bunları..sen evlendiğinde gönderirsin karını çöp atmaya güzel bi rahatlarsın..elalemin karısıyla kızıyla uğraşmaktanda vazgeç..
Hüdavendigâr isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:24   #128
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
İslamda çok eşlilik konusunda cinsi sapıklara kur'an gerekli cevapları veriyor zaten.

"Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin; çünkü bu büyük bir günahtır. Yetimlerin hakkına riâyet edememekten korkarsanız (bunların yakasını bırakın da) beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın; haksızlık etmekten korkarsanız bir tane kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye (ile yetinin); bu, adâletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır (Nisâ: 4/2-3).

129. âyette şöyle buyurulmaktadır: "Ne kadar üzerine düşseniz de kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine tamamen kapılıp da diğerini askıda imiş gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah'a itâatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, engin rahmet sahibidir."


Alıntı:
a) Bir kadının üzerine bir başka kadınla evlilik yapıldığında eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve şefkatin yerini nefret, kıskançlık, kin ve intikâm duyguları alır. Bu duyguların etkisi altında kalan kadın aile içi vazifelerini ihmâl eder, kocasınıdan intikâm almaya kalkışır, bunun için israftan kocasını aldatmaya kadar birçok olumsuz davranışlara sapabilir.
b) Tarih boyunca yaşanan tecrübe, kadınla erkeğin yaklaşık olarak eşit sayıda olduklarını ortaya koymaktadır; bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi bu tabiî ve fıtrî eşitliği, dengeyi bozmaktadır, tabiî olana aykırıdır.
c) Birden fazla kadınla evlenmeye izin vermek erkeklerin şehvete ve doyumsuzluğa sevkedilmesi, cinsî tatmine öncelik verilmesi sonuçlarını doğurur.
d) Evlilikte bir erkeğe karşı dört kadın dengesi, kadının şeref ve haysiyeti bakımından küçük düşürücüdür; İslâm bile şâhitlik, miras gibi konularda bir erkeğe karşı iki kadın dengesini getirdiğine göre evlilikte dört kadın dengeyi bozmaktadır.
Yabancıların başlattığı, giderek bazı müslümanların da katıldığı bu tenkit ve itirazlara şu cevaplar verilmiştir:
a) İslâm duyguyu dışlamamakla beraber aileyi, duygu temeli üzerine değil, mantık ve fayda temeli üzerine kurmuştur. Bu tercih insanların duygularını öldürmeye değil, ikinci plâna itmeye, aklın ve inancın kontrolüne vermeye yöneliktir. Duygular, meyiller ve psikolojik tavırların çoğu telkin ve eğitim ile oluşur ve değişirler; birden fazla kadınla evliliğin yaygın olduğu bir toplumda İslâm kadınının duyguları ile, tek kadınla evliliğin geçerli olduğu toplumlardaki kadınların -bu konu ile ilgili duygu ve eğilimleri- aynı değildir. Bu olgunun delîli, kadın ve erkeğin zinâsı konusunda İslâm ve Batı toplumları arasındaki farklı anlayış ve tavır alıştır. İslâm kadınları meşrû nikâhla evlenmiş kadınlara ve birden fazla kadınla evli erkeklere karşı fazla olumsuz tepki göstermezken, gerek kadının ve gerekse erkeğin karşı cins ile veya hemcinsi ile yaptığı zinâya, fuhşa karşı olumsuz bir tavır takınmakta, bu fiili şiddetle kınamakta, ayıp ve günah saymaktadırlar. Bu sosyo-psikolojik vâkıanın tabîi bir sonucu olarak Batı toplumlarında zinânın her çeşidi daha fazla yaygınlık kazanmış, hattâ meşrûlaştırılmak üzere kanun teklifleri, hukukî düzenlemeler yapılmıştır.
İslâm topluluklarında ikinci eşler, kendi serbest irâdeleri ile ikinci eş olmayı istemektedirler, birinci eşler de ortak istememeleri halinde, evlenme akdini yaparken bunu şart olarak ortaya koyma hakkına sahiptirler. Tarihî tecrübe İslâm ailelerinde, birden fazla kadının bulunması halinde israf, intikâm zinâsı, aileye ait vazifelerin ihmâli gibi davranışların nadir olduğunu göstermiştir. Kadınların ikinci eşi istememeleri doğumdan gelme (fıtrî, tabiî) bir kıskançlık duygusu yanında, belki bundan daha etkili olarak sosyal, psikolojik ekonomik ve hukukî âmillere bağlı olarak edinilmiş (ârızî) bir şuur ve irâde halinden kaynaklanmaktadır.
b) Tabiatın kadınla erkeği eşit kıldığı, birden fazla kadınla evlenmeye izin verildiğinde bu eşitliğin bozulacağı iddiası da gerçeğe uymamaktadır. Fizyolojik ve psikolojik olarak evliliğe hazır hale gelme bakımından kadınların önceliği vardır; sıcak bölgelerde kızlar dokuz yaşında bu olgunluğa erişirken erkeklerin onaltı yaşlarını beklemeleri gerekmektedir. Medenî denilen ülkelerde kızların, kanunî evlenme çağına gelinceye kadar bekâretlerini korumaları gittikçe daha zor ve nadir hale gelmektedir, bu da onların evliliğe daha önceden hazır duruma geldiklerinin bir başka delîlidir. Buradan hareketle bir hesap yapıldığında şu sonuç çıkacaktır: Belli bir yılda onaltı yaşına girmiş bin erkek ve dokuz yaşına girmiş bin kız olsa, kanunî evlenme çağı olan yirmi beş yaşa kadar erkeklerden on nesil, kızlardan ise onbeş nesil biyolojik olarak evlenmeye hazır hale gelmiş olacaklardır, bu takdirde biyolojik büluğ bakımından kızların sayısı -farazî olarak- erkeklerinkinin iki katına da çıkabilecektir; bu vakıa, tabiat eliyle (sünnetullah gereği) bir erkeğe iki kızın hazırlanmasını ifade eder.
Kadınların ortalama ölüm yaşları erkeklerinkinden uzundur, buna karşılık erkeklerin de çocuk sahibi olma yaşları kadınlarınkinden daha uzundur. Bu iki yaş ortalaması farkı bir arada düşünüldüğünde, ortalama olarak çocuğu olabilecek yüz erkeğe karşı çocuk yapabilecek elli kadın bulunur.
Başta savaş olmak üzere ölüm getiren olaylar daha çok erkek ölümü getirmektedir. Bu sebeple bazı büyük savaşların sonunda toplumda, kadınların evlenecek erkek bulamadıkları ve hükumetlerinden iki kadınla evliliğe izin talep ettikleri olmuştur.
Kadınlar ile erkeklerin eşit sayıda olduklarından hareketle, poligaminin sosyal sıkıntılara yol açacağı iddiası ancak bütün erkeklerin veya çoğunun birden fazla kadınla evlenmesi durumunda düşünülebilir. Halbuki İslâm'ın ikinci kadınla evlenebilmek için koştuğu şartlar erkelerin çoğunda değil, azında gerçekleşmektedir. Yaşanılan tecrübe de poligaminin uygulandığı yerlerde kadın kıtlığının değil, tek kadınla evlenmenin kanunlaştırıldığı yerlerde bekâr erkek kıtlığının yaşandığını ortaya koymuştur.
c) İslâm'ın kadınlar için getirdiği edep kuralları ve terbiye tarzı onların cinsî duygu ve güçlerinin -erkeklere nisbetle- daha az gelişmesi ve tahrik edilimesi sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca tabiatları icabı yaşadıkları ay hali, gebelik, lohusalık, emzirme gibi haller evlilik hayatlarının üçte birinde onları cinsî hayattan uzak tutmaktadır. Bunlara bir de İslâm'ın, ümmet sayısının çoğalmasına verdiği önem eklenince gerekli durumlarda bir erkeğin, birden fazla kadınla evlenebilmesinin câiz kılınması kaçınılmaz olmaktadır. İslâm da bunu yapmış, birden fazla kadınla evlenmeyi menetmediği gibi, farz, vacib, müstehab da kılmamıştır.
İnsanlar menedildikleri şeye karşı düşkünlük gösterirler. Müslüman erkek fiilen evlenmese bile bir başka kadınla daha evlenme imkânının bulunduğunu bilerek bu "yasaklılık" psikolojisinden kurtulmaktadır.
d) İslâm'ın kadına nasıl değer verdiği, onun haklarının korunmasına nasıl îtîna gösterdiği hem dinî metinlerde, hem de örnek devirlere ait uygulamalarda açıkça görülmektedir. Birden fazla kadınla şartlara bağlı evlenme izninin, kadınların hakları ve değerleri ile olumsuz bir ilgisi yoktur; bu iznin gerekçesi yukarıdaki maddelerde açıklandığı üzere dînî, ictimaî, iktisadî, ahlâkî zarûretlere dayanmaktadır.
Uyugulamada çok kadınla evli erkeklerin adâletsizliği, kumalar arasındaki geçimsizlik, böyle ailelerde evlerin cehennem çukuruna dönüşmesi, insanlar arasındaki güzel ilişkilerin çirkinleşmesi bir vâkıadır. Ancak bu çirkinliklerin ve kötülüklerin âmili kanun (şerîat) değil, onu uygulayan -daha doğrusu uygulamayan- müslümanlardır. Demokrasiyi ele alalım, Batı'da güzel sonuçlar verdiği halde Doğu'da adı mevcût, kendisi mefkuddur (yoktur). Birçok yerde demokrasi terkedilmiş, komünizme geçilmiş, bu defa onda insanlık için huzur, adâlet ve saâdet aranmıştır, ancak uygulama teoriye uymamış, onda da aradığını bulamayanlar yeniden demokrasiye geçer olmuşlardır. Şu halde bir hukukî, ictimaî, siyasî sistem hakkında doğru değerlendirme yapabilmek için sistemin kendisi ile uygulamayı birbirinden ayırmak, birinin kusurunu diğerine yıkmamak gerekmektedir.
Beşerî sistemler köklü değişikliklere uğratılarak amaca uygun hale getirilirler. İslâm'da köklü değişim sözkonusu değildir, onda değişmez kurallar vardır, ancak hangi kural olursa olsun uygulandığında tabiî olmayan bir olumsuz sonuç doğuyorsa uygulamayı durdurma imkânı da mevcûttur. Bu cümleden olarak bir cevazdan (izinden, serbest bırakmadan) ibaret olan çok kadınlı evlilik, genellikle kötüye kullanıldığı ve olumsuz sonuçlar doğurduğu takdirde İslâmî yönetim tarafından engellenebilir; bu kanunu (şerîatı) değiştirmek mânâsına gelmez; bu, tıpkı şartlarını yerine getirememekten korkan ferdin tek kadınla evli kalmayı yeglemesine benzer. Günümüzde bizde ve bize benzer toplumlarda tek kadınla evlilik örf ve âdet haline geldiği için, bir kimsenin karısına kuma alması, birinci kadını, ondan olma çocukları ve çevresini, başka çağ ve toplumlarda olandan daha ziyade etkilemekte, üzmekte, perişan etmektedir. Bir müminin, insanları bu kadar üzüntüye sokacak bir davranışta bulunabilmesi için, zevkten başka sebepleri olmalıdır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:27   #129
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
Alıntı:
Hüdavendigâr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
lan sanane elalemin karısından kızından çolugundan çocugundan ? adam ister gönderir çöp atmaya ister göndermez seni ne ilgilendiriyor ? nerden biliyorsun adamın karısını seks kölesi olarak kullandıgını yanlarındamıydın ? ne çöpmüş anasını satiyim kaç oldu yazıyor bunları..sen evlendiğinde gönderirsin karını çöp atmaya güzel bi rahatlarsın..elalemin karısıyla kızıyla uğraşmaktanda vazgeç..
ula karıyı evden çıkartmayan 4 tane alıp her birinden 3er 5 er bebe sahibi olan adamın kadınlara bakışı nasıldır ?

Bak yukarda yazdım öyle 4 karıyı alırım evden çıkartmam hepsinide kullanırım olayı uygun görülmüyor gördüğün gibi.
Zaten olayın himaye ekseninde olduğu bilinen bir gerçek.

Bunuda niye söylüyorum biliyor musun . İranın mutasına tepki gösteriyoruz amenna bencede sapıklıktır . Ama kendi içimizdeki sapıklıkları abazalıkları görmezden geliyoruz.

Olmaz van minüt .
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2011, 18:36   #130
Kullanıcı Adı
Hüdavendigâr
Standart
o maddeler halinde sıraladıgın yazının başınıda kopyalasaydın keşke..

Alıntı:
İslâm'ın tek veya çok eşlilik konusundaki bu tavrı, resmen bir kadınla evlenmeyi âdet edinmiş ve kanunlaştırmış başka kültür ve din mensupları tarafından ele alınmış, şu itirazlar ve tenkitler ileri sürülmüştür:
a) Bir kadının üzerine bir başka kadınla evlilik yapıldığında eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve şefkatin yerini nefret, kıskançlık, kin ve intikâm duyguları alır. Bu duyguların etkisi altında kalan kadın aile içi vazifelerini ihmâl eder, kocasınıdan intikâm almaya kalkışır, bunun için israftan kocasını aldatmaya kadar birçok olumsuz davranışlara sapabilir.

...
ne zamandan beri başka din mensuplarının görüşlerine göre hareket ediyoruz ? sabah akşam hakkında saydırdıgın diyalogamı başladın ?

ayrıca islamda çok eşlilik caizdir ve bir erkek en fazla 4 bayanla evlenebilir..ha senin dediğin gibi 4 bayanla evlenen her erkek karılarına sadece seks objesi gibi davranacak olsaydı islam bunu yasaklardı müsterih ol..çıkıpta birden fazla bayanla evlenen her erkeğe karşı aynı genellemede bulunup şöyle yapıyolar böyle yapıyolar diye sallama kardeşim..bizde türkiyede yaşıyoruz..
Hüdavendigâr isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi