03-26-2011, 11:58 | #1 |
İran-Türkiye çatışma senaryosu !
İran-Türkiye çatışma senaryosu
'Ak Parti, iki yüzyıllık senaryoya uymadı.' Türkiye, bir model olarak ön plana çıkıyor. AK Parti iktidarı herkesin ilgisini çekti. Bu merak, 1 Mart tezkeresinin reddi ve Erdoğan'ın bölgede yıldızının parlamasıyla daha da arttı. Sonraki politikalar AK Parti'nin bölgesel ününe ün katmış, örnek olmaya başlamıştı. Hamas lideri Ahmet Yasin 2004'te öldürüldüğünde Erdoğan'ın İsrail'i terörist ülke diye tanımlaması, Hamas lideri Halit Meşal'i 2006'da Ankara'da misafir etmesi ve ABD'nin Irak'taki katliamlarını kınaması Arap ve İslam aleminde büyük ilgi uyandırmıştı. Bu ilgi ise Erdoğan ve arkadaşlarına ABD ve İsrail'in ilgisini daha da artırmış ve 'Neden bu örnekten taktiksel olarak faydalanmayalım' dedirtmişti. Arap olmayan radikal Şii İran ile Arap olmayan ılımlı Sünni Türkiye arasında tercih yapmak zorunda kalabilecek olan Batı iki ülkenin avantaj ve dezavantajlarını hesaplayarak yeni oyununun detayları üzerinde çalışıyordu. Çünkü Batı'ya göre iki ülkedeki siyasal yapı kendisinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde değerlendirilebilir ve gerektiğinde birbirine karşı kullanılabilir. Kullanma sonunda geriye ya Batı'yla uyumlu Sünni Türkiye ya da aynı uyumu zorunlu olarak gösterecek, nüfusunun % 30'u Azerilerden oluşan AK Parti tarafından yönetilen Müslüman Türkiye deneyiminden etkilenmiş ılımlı Şii İran kalabilir. Üstelik her ikisi de Arap değil, farklı versiyonlarda da olsa İsrail'e kafa tutuyor. Biri Şiilik adına din devleti kurmuş, Batı'ya kafa tutuyor diğeri Sünni gelenek, Osmanlı kültüründen gelmiş dindar insanların yönetiminde farklı bir yol deneyen Batı yanlısı, demokratik ve tartışmalı laik bir Türkiye. Bu nedenle ünlü CIA'ci Graham Fuller'in 'Sufi Türk-Osmanlı islamiyet anlayışı gerçek İslam'ı temsil eder' deyimi çok önemli. Batılı araştırmacıların beklentilerine göre AK Parti sistemle bütünleştikçe kadro ve yandaşları dinin gerçek öğretilerinden uzaklaşacak. Batılı uzmanlar, İslamcı partilere, 'AKP gibi NATO, ABD, AB ile uyumlu çalışırsanız sizi iktidara getiririz' diyor. Onlar için önemli olan AK Parti yönetiminde bir Türkiye'nin, bölgede Batı'ya olan tepkileri yumuşatması. Bu Türkiye'nin Müslüman ülkelere kabul ettirmek için İslami motiflerin ağır basacağı bir ülkeye dönüştürülmesinde mahsur yok. AK Parti'nin uygulayacağı İslam modeli Batı'nın umurunda değil. Hüsnü Mahalli / Akşam http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=202623
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-26-2011, 12:10 | #2 |
Operasyonun hedefi...
Üç harfli mi? Libya’ya yapılan operasyonun amacının petrolün kontrolü olduğu hatta Fransa’nın çıkarları uğruna bu operasyonda öncü rolü üstlendiği söyleniyor. Şu anda Libya petrollerini işletenler batılı petrol şirketleri değil mi? Yani asıl çatışma batılı şirketler ve onun arkasındaki devletler arasında mı? Yani birbirlerine atamadıkları bombaları Libya’ya atarak diğerine gözdağı mı veriyor? Sadece Afrika’ya açılan Çin’e yönelik bir operasyon ise bu birliktelik anlam kazanır. Bu durumda Libya’ya yönelik operasyon aslında Çin ile ilişki içinde olan ülkelere bir gözdağı niteliğindedir. Bir soru aklıma geliyor: Avrupa’da Çin’e yakın olan bir ülke var mı ve operasyonlarla bu ülkenin Ortadoğu’daki etkinliği sınırlandırılacak mı? Benim kanaatim Libya operasyonunun sembolik bir anlamı olduğu, asıl büyük operasyonların bundan sonra yapılacağı, Libya olayıyla herkesin yerinin ve rolünün belirlenmeye çalışıldığıdır. Dünyanın en büyük güçlerinin Libya karşısında çaresiz görünmesinin anlamsız olduğudur. Rusya ve Almanya önümüzdeki operasyonlarda tarafsız kalmayacaktır. Basra Körfezi’ndeki çatışmada, siyasal anlamda, İran’ın yanında yer alacaklar. Bu, bugünkü koalisyon güçleriyle Rusya’nın hasım olacağı anlamına gelmez. Sadece bölgede İran’a bir müttefik sağlanmış olacak ve bu Çin dışında olacaktır. Mahir Kaynak / Star http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=202625 |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|