Bölücü terörle mücadelede yepyeni döneme giriyoruz. Artık sabırların tükendiği noktadayız. Şehit sayısını artıran son olaylar sadece vatandaşın değil devletin öfkesini de kabarttı.

Bundan sonra daha sert tedbirlerin alınacağı kesin. Gerekirse sınır ötesi harekât da yapılacak. Bayramın tadını kaçıran bu gelişmeler siyasilerin bayram mesajlarına da yansıdı.

Başbakan Erdoğan 'Sınır ötesi operasyonun bedeli ne olursa olsun karşılanır' dedi. Harekâta karşı çıkan ABD'ye ise şu anlamlı mesajı gönderdi: '10 binlerce kilometre öteden gidip Irak'ı vururken kimse kimseden izin almadı'. CHP lideri Deniz Baykal bayramın ilk günü Güneydoğu'ya gitti, bölge insanına moral verdi, şehit ailelerini ziyaret etti. Teröre ilişkin gelişmeler bayrama damgasını vurdu. Bayramın buruk ve yaslı geçmesine neden oldu.

Başbakan Erdoğan, şehit sayısının arttığı günden beri kararlılık ifade eden açıklamalar yapıyor. Ve giderek de dozunu artırıyor. Son sözleri anlam yüklü. Mesaj net ve yalın. Doğrudan adrese. İşin ciddiyetini ortaya koyuyor. Tabii anlayana. Toplumu rahatlatmaya veya gazını almaya dönük yorumlanması doğru değil. Arkası gelmeyecek bir meydan okuma da değil. Terörle mücadelede yeni dönemin ipuçlarını ve işaretlerini veriyor.

Kuzey Irak'a operasyon, her an devreye sokulabilecek bir seçenek olarak Türkiye'nin gündeminde artık. Tezkere hazır, Başbakanlık'tan yarın Meclis'e gönderilecek, salı günü de Genel Kurul'da görüşülüp oylanacak. Sonucun 'kabul' yönünde çıkacağı kesin. Buradaki amaç, Kuzey Irak'ta yuvalanan bölücü terör örgütünün kamplarını ve diğer tesislerini ortadan kaldırmak ve bu bölgeyi terör örgütünden bütünüyle temizlemek... Kısa süreliğine değil. Bunu kalıcı hale getirecek önlemleri almak.

Yeni dönemde Kuzey Irak'ı terör örgütünün barındığı yer olmaktan çıkarmanın hesaplarını yapıyoruz. Washington bugüne kadar Türkiye'nin beklentilerini karşılamaktan uzak durdu. Koordinasyon türü mekanizmalar işe yaramadı. PKK'yı terör örgütü olarak tanıdı, bazı vaatlerde de bulundu; ancak sözler eyleme dönüşmedi, havada kaldı. Bağdat yönetimi de aynı şekilde... Kuzey'de PKK'yı söküp atmakta çok yetersiz kaldı. Şimdi iş başa düştü. Geldiğimiz nokta terörle mücadelede kritik aşama. Tabii terörün tuzağına düşmemek, kontrolsüzce Irak bataklığına sürüklenmemek de önemli.

Sınır ötesi harekâtın bütün dertlere deva gibi algılanması da doğru değil. Operasyona terörü bitireceği gözüyle bakılması hayal kırıklığına yol açabilir. Harekâta olağanüstü beklenti yüklenmemeli. Önceki yıllarda Kuzey Irak'a 20'nin üzerinde harekât yapıldı. Hedefler hem havadan vuruldu hem de karadan. Sıcak takiplerin sayısını bilen yok. Bugün yapılacak sınır ötesi harekât sadece bölücü terörü hedef almakla kalmayacak. Terör örgütüne kol kanat geren veya faaliyetlerine sessiz kalan kişi ve ülkelere Türkiye'nin kararlılığı gösterilecek.

Uzmanlar söylüyor; bölücü terör örgütü yalnızca Abdullah Öcalan'ın PKK'sından ibaret değil. Bir tane PKK yok yani. Öyle olsaydı bugün karşımızda farklı bir tablo olurdu. Örgütün başı içeride, hapiste, kontrol altında, buna rağmen varlığını sürdürüyor, eylemler yapıyor. Türkiye üzerine hesapları olan hemen herkesin farklı PKK'sı var. Kimisi Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için kullanıyor kimisi de Ortadoğu'ya ilişkin planlarını gerçekleştirmek için. Sınırın ötesine operasyon, bütün odaklara mesaj anlamı taşıyor.

Terörle mücadeleyi sınırın ötesinden ibaret görmek de doğru değil. İçerisi dışarıdan daha önemli. On yıllara yayılan mücadelelere rağmen içeride kökü kazınamadı. Yeni dönem, içerideki mücadelenin konseptini de etkileyecek. Belli ki yeni yöntemler gündeme gelecek.

Başbakan'ın açıklamaları ve sınır ötesi operasyona imkân sağlayan tezkere işin ciddiyetini gösteriyor. Umarım bölücü terör örgütü ve ona arka çıkanlar mesajı doğru okur.



MUSTAFA ÜNAL---- zaman