![]() |
#1 |
![]() Işığı gören yarasaların çığlığı…
Işığı gören yarasaların çığlığı… “Sekiz yıllık eğitimi çıkarmayı kutsal bir görev olarak görüyoruz. Çocukların aydınlık geleceğe sahip çıkmasından bazı insanlar, bazı partiler ve özellikle Refah Partisi rahatsız oluyor. Gıdaları cehalet olan, karanlık olan insanlar, elbette rahatsız olurlar. Aydınlık gelecekten rahatsız olanların yüzünde, karanlığa alışmış yarasaların güneşe çıktıklarında duyduğu huzursuzluğu görüyorum.” (Mesut YILMAZ - 6 Ağustos 1997) Bizim nesil, siyaset sahnesinde “yarasa” benzetmesi sözlerini ilk defa bu cümlelerle duydu. O günlerde ülkemizin üzerinde dolanan kara bulutları asla unutmadım. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim faciasıyla birlikte, İHL ve Kuran kursları kapatılırken muhafazakar insanların çığlıklarına karşı “yarasa” benzetmesi yapan Mesut Yılmaz bugün nasıl tek başına kalmışsa, bugün manevi değerlere saldıranlarda aynı yalnızlığa mahkum kalacaklar. (Rize halkı Mesut Yılmazı nasıl tekrar meclise yolladı anlayamadım. Daha doğrusu yakıştıramadım.) MHP adeta günah çıkartıyor. Antalya Milletvekili Nesrin ÜNAL Hanıma başına açtırarak yemin ettirdiği gün aldığı yaranın bedelini çok ağır ödedi. DSP’li vekillerin Merve Kavakçıyı “dışarı dışarı!” diye protesto ettikleri gün seyirci kalmış olmanın faturasını çok pahalıya ödedi. Bugün yaşananlara en çok o günlerde susan (susmak zorunda kaldığını düşünen) Milletvekilleri seviniyordur. Çünkü MHP vekillerinin o gün koltuklarında otururken yumruklarını sıkarak oturmak zorunda kaldıklarını düşünüyorum. Akıl ne büyük bir nimet Allah’ım! Söylenenleri duymak bile istemiyor insan. Hangi akıl hangi mantıkla Başörtüsü düşmanlığı ve yasakçılığı yaptıklarını anlamak gerçekten çok zor. Siyasal muhalefeti anlarım. Hiç kimse, iktidar partisinin tüm kararlarını beğenmek ve onaylamak zorunda değil. İstanbul üniversitesinin önünde “Başörtüsü mağdurlarının yanında, AKP’nin karşısındayız” diye pankart açan sosyalist gençler, rektörlerinden çok daha demokrat oldukları gibi çok daha akıllıca bir tepki gösterdiler. O Rektör ki, “Bu gerginlik bizi bil etkileyecek. Belki hiç hakkımız olmadığı halde, türbanlı bir öğrenciye, cumhuriyet ilkelerinin kıyafetlerine aykırı diye hak ettiği notu vermeyeceğiz.” Bu kadar parlak bir fikir ancak sizden beklenirdi sayın Parlak! “Ben Hristiyan bir ülkenin rektörü olsam uğraşmam bu işle. Benim Üniversiteme kipayla girsinler, hiç sorun olmaz” diyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Aras’ı, Aras Cargo ile kendisi gibi düşünen insanların yaşadığı bir ülkeye gönderelim desem, dünyada öyle bir ülke yok! Zerre kadar insafı olan insan 1960 ihtilali ve sonrasında yaşananlardan utanır. Cumhuriyet tarihinin en kara lekelerinden birisini savunan, kara kafalı adamlara Allah akıl versin! Bir ülkenin Başbakanı ve bakanları haksız yere idam edilecek sende utanmadan bunu savunacaksın. Hatta tehdit argümanı olarak kullanacaksın. Işığı gördüklerinde akıllarını da mı kaybediyor? 28 Şubat sürecinin bu ülke ekonomisine ve demokrasiye ne kadar büyük zararlar verdiğini zerre kadar “aklı” olan bilir. Bugün konuşanlar (kusanlar), 28 Şubat sürecinin kudretlilerinin nerde ne yaptıklarını biliyorlar mı? Bizim milletimizi askerini sever. Hem de dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek bir muhabbetle sever. Ancak askerini askerde ve cephede seven milletimizi askerin siyasete müdahalesini asla kabul etmez. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu gerçeği bir kez daha gördük. Tunceli Milletvekili Kamer Genç “Meclis kürsüsünü işgal etmekten” bahsediyor. Tunceli halkı dahil tüm gençlerin “mesleksiz” kalmasına sebep olan, sekiz yıllık kesintisiz eğitim faciası mecliste görüşülürken kürsüyü işgal etseydi ya Kamer Genç. “Üniversitelere bikini ve mayo ile de girmek serbest olsun!” diyenler yok mu? Allah’ım akıl ne büyük bir nimet… Madem bu kadar hevesliler bikini ve mayo ile üniversite kampüsüne girmeye, bırakın girsinler! Böylesine çağdaş bir hareketin öncülüğüne başlatsınlar. Otobüs veya dolmuşlara mayo veya bikini ile binsinler. Derslerini de maya ve bikini ile anlatsınlar… Bizim yarasalar din düşmanı değiller. Din düşmanı olsalar tüm dinlere karşı olurlar. Bunlar “İslam düşmanı” sadece. Yahudi bir öğrenci kipa ile derse girse karışmam, “başörtülüyü sokmam” diyen bir insan “Tevrata saygı duyarım Kurana düşmanım” demek istiyor. “İslam düşmanıyım!” diye açıkça söylemedikleri için düşüncelerini kılıf arıyorlar. Laiklik elden gidiyormuş, Türkiye karanlığa gömülecekmiş, Ortaçağ karanlığına dönüyormuşuz… Çığlık ve feryat seslerine aldırmayın. Herkes ışığı sevecek değil ya! Bu çığlıklar yarasaların çığlığıdır. Işığa alışık değiller. Ya alışacaklar, ya da mağaralarından dışarı çıkmayacaklar. Sait ÇAMLICA Eğitimci – Yazar
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Çok güzel bir yazı olmuş. Yazıyı yazanın ellerine, buraya ekleyenin de emeğine sağlık... (+)
|
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() teşekkür ederim... sait çamlıcanın yazıları güzel ve anlamlıdır..dua ile.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|