AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-06-2009, 21:18   #1
Kullanıcı Adı
Kur'ânTalebesi
Standart İslâmofobi mi, Müslümanofobi mi?

“İslâmofobi” yani “İslâm Korkusu”.

“Fobi”, malûmunuz, psikoloji/ruhbiliminin ıstılahâtındandır. “Kişinin belli nesneler ya da durumlar karşısında duyduğu, kapıldığı baskılı, kaygılı, olağan olmayan, hastalık derecesinde güçlü korku” mânâsına gelir.

Musevî-Hristiyan geleneği üzerine inşa edilmiş Batı uygarlığında, İslâm’la ve Müslümanlarla tanıştığı günden beri kök salmış hastalıklardan biridir İslâmofobi. Bu hastalığın ortaya çıkmasında, öncelikle Hristiyanlar tarafından kasdî olarak yapılmış muharref mubârek Kur’ân tercümelerinin ve en başta lisan engeli olmak üzere, birçok sebebden dolayı Müslümanlarla yeterince sağlıklı bir iletişim kuramamış olmanın katkısı çok büyüktür.

Amerikalı Mü’min Müslüman kardeşimiz Yahyâ Emerick -Hak Te’âlâ, celle celâluhu, ondan râzı olsun, sa’yini meşkûr kılsın- “Salaklar İçin Mufassal İslâm Rehberi” adlı müthiş kitabının en az adı kadar çarpıcı önsözünde şöyle demektedir: “İslâm ve Müslümanlar hakkında çok sayıda olumsuz ve gerçekdışı önyargıya sahip olmanızdan dolayı size kızmıyorum. Çünkü İslâm’a ve Müslümanlara karşı olan medya tarafından her gün ve her şekilde İslâm’a ve Müslümanlara karşı çok sayıda olumsuz ve gerçekdışı suçlamalarla hatta saldırganlıklarla bombardıman ediliyorsunuz. Ne var ki Müslümanlar gettolarda yaşamıyor, hiçbir zaman yaşamadılar. Sayıları da dünyanın her yerinde, her geçen gün, elhamdulillah, artıyor. Sokakta, alışveriş merkezlerinde, iş yerlerinizde, okullarınızda her gün ve her yerde Müslümanlarla karşılaşıyorsunuz. Hatta büyük bir ihtimalle Müslüman komşularınız bile var. Bu kitap, imanları gereği son derece namuslu, temiz, düzgün, edebli, zor durumda olan herkesin hiç ayırımsız yardımına koşan, toplum hayatına zarar veren her türlü kötü alışkanlıktan titizlikle uzak duran bu insanlarla/Müslümanlarla, onlar ve inançları hakkında kendilerine anlatılanlar arasındaki büyük çelişkiyi farkedemeyecek ve bundan dolayı hayrete düşmeyecek kadar salak olanlar için yazılmıştır.”

Elhâk, doğru!

Ama aynı İslâmofobinin, halkının %99′unun bin yılı aşkın bir süredir Müslüman olduğu bilinen, Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın, celle celâluhu, dîni İslâm’ın yüzyıllar boyunca, deyim yerindeyse, sancaktarlığını, önderliğini yapmakla şereflenmiş ve bundan dolayı da öncelikle ve özellikle İslâm âleminde haklı bir itibar kazanmış olan bir ülkede, yani mazlûm ve mahzûn ülkemizde de gözlemlenebiliyor olması, gerçekten de olağandışı tuhaf bir durum. İşin daha da tuhaf tarafı bu psikolojik hastalığın mahzûn ve mazlûm ülkemizde yüzyıllardır yaşayan ve de namuslu, haysiyetli, şerefli vatandaşları olan Gayr-i Müslimlerde, çok özel ve de istisnaî bazı durumların dışında, hiç görülmemesi ama “Efendim, biz de Müslümanız!” diyen belli bir kesimde alabildiğine yaygın olması!

Akla hemen şu sualler geliyor ister istemez: Acaba bu insanlar da mı, üstelik Müslüman olduklarını açıkça, yazılı ve sözlü olarak beyân ettikleri hâlde, Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın, celle celâluhu, dîni İslâm’ı yeterince doğru ve iyi bilmiyor, tanımıyorlar? Eğer böyleyse, neden yeterince doğru ve iyi tanımadıkları, bilmedikleri bir dinin mensûbu olduklarını ısrarla beyân ediyorlar? Yoksa mensûbu olduklarını açıkça, yazılı ve sözlü olarak beyân ettikleri Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın, celle celâluhu, dîni İslâm’ı yeterince doğru ve iyi öğrenebilmelerine mâni olan bir durum ya da şartlar mı var? Neden medyanın belli ama önde gelen, dolayısıyla da bir hayli etkili bir kesimi, üstelik Müslüman olduklarını açıkça, yazılı ve sözlü olarak beyân ettikleri hâlde, özellikle Batı medyasının İslâm’a ve Müslümanlara karşı olumsuz, önyargılı ve saldırgan tavır içinde olanlarının sergilediği tavrı, ısrarla sergiliyor? Neden halkının %99′unun bin yılı aşkın bir süredir Müslüman olduğu bilinen, Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın, celle celâluhu, dîni İslâm’ın yüzyıllar boyunca, deyim yerindeyse, sancaktarlığını, önderliğini yapmakla şereflenmiş ve olan mazlûm ve mahzûn ülkemizde, İslâm’ın temel ıstılahâtı hakiki mânâlarıyla değil de, inadına aslî zemininden kopartılmış, çarpıtılmış, “galat- meşhûr” hâline gelmiş/getirilmiş mânâları esas alınarak değerlendiriliyor, hatta suç addediliyor? Sözgelimi “şeri’ât”, “cihâd”, hatta “ulemâ” kelimeleri Müslüman olduklarını açıkça, yazılı ve sözlü olarak beyân eden insanların neden tüylerini diken diken ediyor, öfkelendiriyor? Neden “Elhamdulillah Müslümanım!” diyen/diyebilen herkesi sevindiren, mutlu eden, heyecanlandıran, üzen, tedirgin ve rahatsız eden şeyler, “Efendim biz de Müslümanız” diyenleri sevindirmiyor, mutlu etmiyor, heyecanlandırmıyor, üzmüyor, tedirgin ve rahatsız etmiyor da tam aksine tepkiler vermelerine yol açıyor?

Bu suallerin sayısını artırmak mümkün. Ama mazlûm ve mahzûn ülkemizin fikri hür vicdânı hür Mü’min ve de Mü’mine Müslümanları olarak bizi asıl ilgilendiren ve mutlaka ciddiyetle ve samimiyetle araştırmamız/irdelememiz gereken bence şu olmalı: Acaba bizim, özellikle de fikri hür vicdânı hür Mü’min ve de Mü’mine Müslümanlar olarak, kendi mahzûn ve mazlûm ülkemizdeki bu meş’um İslâmofobi hastalığının oluşmasında ve bu derecede müzmin hâle gelmiş olmasında bir payımız/katkımız var mıdır? Varsa nedendir?

Eğer? -Allah muhafaza!- varsa, o zaman Mü’min ve de Mü’mine Müslümanlar olarak belki de nicedir mazlûm ve mahzûn ülkemize sirâyet etmiş ve müzminleşmiş bu korkunç hastalığının adını Müslümanofobi olarak değiştirmemiz gerekecektir.

Bu, kuşku yok ki, Mü’min ve de Mü’mine Müslümanlar adına çok acı hatta dehşet verici bir durum olacaktır amma giderilmesi/tedâvi edilmesi mümkün olması bakımından da içimizi rahatlatacaktır.

Müteyakkız olun, müteyakkız kalın!

Münib Engin Noyan

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım