12-11-2007, 17:45 | #1 |
İSLAMOFOBİ
İstanbul’da İslamofobi konferansı toplandı. İslamofobi, türkofobi’ye benzetilerek Fransızca’dan türettiğimiz bir terim. İslâm korkusu, İslâm’dan korkma hastalığı demek...
Batı’nın, Hristiyan âleminin, yeni bir illeti değildir. Gerek Müslüman gerek münhasıran Türk alerjisi, Avrupalılar’da asırlardan beri mevcuttur. Orta Çağ’dan, Haçlılar döneminden kalmadır. Zaman zaman depreştiği, salgın hastalık hâline gelip ülkeleri kana boyadığı görülür. Tarihçilerin ana konularından biridir. Ama çağdaş Müslüman düşmanlığının 11 Eylül’de New York ve Washington’a havadan taarruzla oluştuğu söylenebilir. Dünyanın gördüğü en kapsamlı terör eylemi şeklinde tarihe geçti. Cenâb-ı Hak insanlığı, daha büyüğünden muhafaza buyursun. Müslüman düşmanlığı, bir bakıma, beşeriyeti tehdid eden komünizm âfetinin ve Sovyetler’in Arz’a egemenlik projesinin çökmesinden sonra ortaya çıkan genel korku boşluğunun yerini doldurdu. Uzman tarihçi olmadan fütürologluğa soyunan bazı Avrupalı ve Japon mütefekkirlerince körüklendi. Pekiyi nedir? Batı’nın sömürgeci emperyalizmine karşı tepkinin, muhakkak ağırlığı bahis konusudur. Terörün bir meslek ve geçim kaynağı olması diğer sebeptir. Manzarayı büsbütün olumsuz hâle getiren, İslâm’a dayanmak iddiasındaki bazı cihanşümûl terör örgütleridir ki el-Kaaide başı çekiyor. Afganistan’daki Taliban gibi bazı ülkelerdeki eylemciler ise, İslâm tarihinin en karanlık fetret devirlerinde görülmemiş ilkellikler sergilediler. Terör sektörü, Latin Amerikalı çetelerden boşalmıştı. Yerini Müslüman örgütler aldılar. Aradaki fark, Latin Amerikalılar’ın marksizmi din hâline getirmek sapıklığı yerine Orta Doğulular’ın cihâd yoluyla İslâm’ı savundukları sapık iddialarıdır. Bu husus Batı’da Müslüman korkusu doğurdu. İslâm’ın ne olduğunu, ne olmadığını anlatmak elbette Müslümanlar’a düşer. Ancak çare, örgütlerin silinmesidir. Sert askerî ve akıllı sosyal tedbirlerle mümkündür. yılmaz öztuna
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|