![]() |
#1 |
![]() İSRAİL BÜYÜKELÇİMİZE HAYASIZCA SALDIRMIŞ ONU KÜÇÜK DÜŞÜRMÜŞTÜR.FAKAT BU OLAY SIRASINDA BÜYÜK ELÇİMİZ İSRAİLİN BU ALÇAKÇA TAVRINA SESSİZ KALMIŞ VE HAKSIZLIKLARA BOYUN EĞMİŞTİR.BAŞBAKANIMIZ GİBİ ONUNDA ONE MİNUTE DEMESİ GEREKMEZMİYDİ.EVET GEREKİRDİ FAKAT YAPMADI BENCE BÜYÜKELÇİMİZ DERHAL İSTİFA ETMELİ VEYA GÖREVDEN ALINMALIDIR.BU ŞAHSİ GÖRÜŞÜM FARKLI DÜŞÜNCELERDE YORUM YAPABİLİR
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Eğer pembe incili kaftanı okuduysa tutumun ne olması gerektiği orada yazmakta.
|
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ne yazıyoki orda ben bilmiyorum?
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Osmanlı Şah İsmaile bir elçi gödnermek ister ama bu elçide karar veremez bunu üzerine verizler bu görev için Muhsin Çelebiyi uygun görürler.Muhsin Çelebi cesur ve doğru bildiğinden sakınmayan bir insandır.Bütün malını rehin vererek 10.000 altın alır.sonra giderken çok haşmetli olmalıdır sonuçta bir ülkeyi temsil edecektir ve gidip şah ismailin önünden bile geçemeyeceği padişahlara yaraşır çok pahalı bir pembe incili kaftan alır.Sonra Şahın huzuruna çıkar.Şah ayakalrını öptürmeyi bekler ama o öpmez önünde bile eğilmez.Sonra bakar sağına soluna oturacak birşey yok anlarki onun ayakta kalması için böyle yapıyorlar o sortındaki dünyanın en pahalı kaftanını yere serer ve üzerine oturur.Muhsin Çelebi gür sesiyle:Padişahının hiçbir ecnebi padişah karşısında eğilmeyeceğini ve dünyada Türk Padişahı kadar asil bir padişahın olmadığını söyleyerek huzurdan izin istemeden ayrılır.Kapıdan çıkarken Şah’ın askeri kaftanı arkasından getirir.Muhsin Çelebi sesini yükselterek ‘bir Türk asla yere serdiği şeyi sırtına koymaz.’diyerek oradan ayrılır.
En sonunda üsküdar pazarında meyve sebze satarak yaşamını sürdürür İnşallah anlamışsındır kardeş.Tavsiyem uzun halini okuman |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() SÜPERMİŞ CİDDEN ÇOK ETKİLENDİM GERÇİ BİLDİĞİM KADARIYLA ŞAH İSMAİLDE TÜRK AMA GERÇEKTEN HARİKAYMIŞ
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Büyükelçimizin durumunu ben çok kötü buldum.
Habire sırıtıyor, habire gülmeye çalışıyor. Karşındaki odun suratını asmış gülümsemiyor sen niye gülümsüyorsun ki be adam! Bu olay çok üzücü bir olaydır, ya israil özür dilemeli veya türkiye burdaki elçiyi sınırdışı edip ordaki elçiyi de geri çağırmalıdır. Ayrıca oraya şöyle adam gibi bu tür olaylarda dik durabilen bir kişi atanmalıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() İsrail Terbiyesizlği ve Elçilik Faciası
![]() ![]() ![]() ![]() İsrail’in tavrı sürpriz değil ama bu olay asıl “elçilik faciası”nın resmi oldu. 13 Ocak 2010 Çarşamba 22:37 Dünyaya bela olsun diye Orta Doğu’ya ur olarak yerleştirilen İsrail, hakkını teslim etmek gerek görevini eksiksiz yerine getiriyor. Küçücük İsrail hem bölgesine hem de dünyaya zehirlerini eksiksiz saçıyor. Gazze’yi durduk yerde bombalıyor ama onlar her türlü eleştiriden vareste. Ne eleştirilebilir, ne yaptıklarından hesap sorulabilir. Bu hep böyle oldu. Aksi tutumlar hemen şehir efsaneleriyle geri püskürtülmeye çalışıldı, işin açığı püskürtüldü de. Yaygın şehir efsanesine göre İsrail’le ters düşen kişi ya da kurumlar iflah olmazdı, suikasta de kurban gidebilirdiniz, hükümet olsanız da “bir şekilde” ipiniz çekilirdi, Yahudi lobisi defterinizi dürerdi falan. Pompalanan korkular hep bu yönde oldu ve işin açığı bu korku tuttu. Ancak son dönemlerde bu ezber bozuluverdi. Hükümet yüksek sesle İsrail’i katliamcılıkla itham etmekte beis görmedi, dizilerde İsrail mezalimi ufak da olsa eleştirilmeye başladı. Ama dediğimiz gibi; İsrail her türlü eleştiriden vareste şımarık bir çocuk tavrındaydı. Kimsenin izlemediği Ayrılık dizisindeki bir sahneyi bile diplomatik krize dönüştürecek kadar şımarık. Ve o şımarık çocuk zıvanadan çıktı. Biliyorsunuz; Kurtlar Vadisi-Pusu’da İsrail karşıtı görüntü ve ifadeleri protesto etmek üzere Türk Büyükelçisi'ni dün Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. Ama nasıl… Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u kendi koltuğundan daha "alçak" bir yere oturtan ve bundan da "gururla bahseden" İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Danny Ayalon, gazetecilerin büyükelçiyle el sıkışması talebini de reddetti ve Çelikkol ile tokalaşmadı. Büyükelçi Çelikkol, görüşmede Ayalon'un koltuğundan daha "alçak" bir yere oturtuldu. Ve utanmadan, sıkılmadan gazetecilere de İbranice olarak "Dikkat edin o alçakta biz yüksekte oturuyoruz, masada sadece bir İsrail bayrağı var ve gülümsemiyoruz." dedi. İsrail’in tavrı sürpriz değil ama bu olay asıl “elçilik faciası”nın resmi oldu. Beklendiği gibi Türkiye’nin bu terbiyesizliğe tepkisi hayli sert oldu, İsrail şiddetle kınandı. Ama yeter mi? Bu terbiyesizliğe müsaade eden, aşağılamayı yüzündeki zoraki sırıtmayla sineye çeken, orada hiçbir tepki göstermeyen Büyükelçi Çelikkol hala neden görevde? Yeniden yapılanan ve aktif bir politika izleyen Dışişleri bu basiretsiz monşerlerle mi “Ankara eksenini”ni dünyaya dayatacak? Diplomatik nezaket tamam da; elçilerdeki milli hassasiyetler bir kriter olmayacak mı? Bu olay basına yansıdı da biliyoruz… Bu terbiyesizlik karşısında suratında beliren tek ifade “sırıtma” olan büyükelçi daha hangi aşağılamaları sineye çekti de bizim haberimiz yok? Bu sorular acilen yanıt bekliyor. http://www.turktime.com/haber/Israil...-Faciasi/80730 Sadece ben böyle düşünmemişim, benim gibi düşünenler de varmış. Bu elçi derhal geri çağrılmalıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Nacizane yorumları biraz sert buldum.Neticede orada ne ile karşılaşacağını bilmeden bir bekleyiş söz konusuydu.Ki zaten dikkatli izlendiğinde o anın bir şoku göze çarpıyor.Oturuşuna dahi yansımış vaziyette.Neye uğradığının şaşkınlığının neticesi olarak görüyorum.Çok üzüldüm izleyince,büyük bir terbiyesizlikti yapılan.Ve işin tuhaf tarafı,kendileri koltuğun alçaklığından-masanın üstünde yalnızca israil bayrağının bulunmasına kadar alani bir şekilde protestoyu dile getirdiler.Çok bayağıca. O an neler yapılabileceğini düşünmeye çalıştım bir neticeye varamadım.Başbakan'ın Davos vakası apayrı bir sınırdı.Onunla bu olayı karşılaştırmak alakasız olur.
Lafımın özü ,eğer önceden bilinseydi sergilenen tavırların bu denli alçakça olacağı ,en azından -İstişare yoluna gidilerek,orada hangi tavır sergileneceği de karar verildi.Yani orada yapacağı herhangi bir davranışın istişaresiz-ani bir tepkinin doğruluğunu kestiremiyorum. Girişimler yapılmış ve Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Ankara'daki Büyükelçisi'ni davet ederek uyarıda bulunup bu davranışı kınamış |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Büyükelçi yapması gerekeni yaptı
Şimdi yapılması gerekeni ERDOĞAN yapacaktır Bundan şüpheniz olmasın.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() biz artık tek partili dönemden beri küçük düşünmeye alışmış büyükelçiler istemiyoruz osmanlı elçileri gibi açık sözlü mert elçiler istiyoruz
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|